Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve uluslar arası dayanışma günü

Üyelik
11 Eyl 2009
Konular
59
Mesajlar
202
Reaksiyonlar
0
[SIZE=4]
[/SIZE]
8 MART lardaki gibi yine ezberimizdekileri 25 kasım dada tekrarlayacağım. çünkü kadına yapılan şiddet gerçeği dünya ölçeğinde değişmiş değil. Kadınların emperyalizmin dünyaya egemen olduğu bu emperyal çağda alınıp satılabilen bir mal meta cinssel obje olarak kullanıldığı gerçeğiyle yaşıyoruz hala!

Patronların tv kanallarında ve kamu tv kanallarında dizilerinden programlarına programlarından reklamlarına dek kadın bedeni cinsel obje olarak kullanılıyor. Bu kullanım tv lerlede sınırlı değil. marketlerden alınan ürünlerin ambalaj reklamlarındada, market panolarında kadın bedeni pazarlanıyor. Şimdi bazı arkadaşlarımız sorabilir kadına şiddetle kadının bedeninin cinsel obje olarak kullanılıp pazara sokulmasıyla ne gibi bir bağ var ? bu gizli şiddet türüdür, kadına fiili şiddetin zeminini hazırlayan kapital ekonomi temellidir.

Kadın bedeni raflarda ekranlarda cinsel bir obje meta olarak sunuluyor, yani onu satın alan ona sahip oluyor, onun malı mülkiyeti oluyor. Real gerçek yaşam geleneklerimizdede bu hakim görücü usulü evlilik sonrası kadının bir hizmetçi olarak kabul edildiği ortaya çıkıyor. Çünkü erkeğin ve kadının rolleri daha önceden belirleniyor. Eğitim öğrenimhanelerde öğretilen kadın adam ilişkisinde, aile ilişkisinde dini inanç ilişkisinde iş yaşamı ilişkisinde kadın hep ikinci pilanda kalıyor. bu ilişkileri belirleyen bir toplum sistemi var.

Sistem anayasıyla ekonomik çıkarına göre bu gerici ilişkileri kurallandırıyor yasalarıyla. Daha önceki köylü feodal toplumlarda bu ilişkileri kiliseler padişahlar krallık belirlerken ilkel komünal toplumlarda kabile ve komün kuralları belirliyor. şimdiki çoğu ülke, ulus toplumlarında ise bu kuralları sistemler belirliyor. ekonomik Pazar ilişkilerine göre. İşte bu ilişkiler kadını mülk olmaktan kurtaramıyor.

Erkek eş dişi eşini yani adam kadını mülkü olarak görüp onun üstünde her hakka sahip olduğunu bilerek, kendindede onu dövme kullanma hakkını kullanıyor. Çünkü ona bu hakkı yasalar veriyor. Ceza olarak hafileticileri var. Sadece eş değil bu bazen baba, bazen kardeş, bazen patron, devlet ve polisi oluyor, yani toplum ilişkisi. eş Adamı ise buna zorlayan yasalar , çünkü yasalar erkek egemen toplum sistemine göre şekilleniyor , kapitalist Pazar ilişkilerine göre belirleniyor. Yani bütün bu kötülüklerin ebesi bizimde içinde yaşadığımız kapitalist toplumun sistemi kapitalist sistem.

Kapitalist sistemdekine karşılık Bu yazımdan sonra 25 kasıma dek umarım sosyalist sistemdeki kadının durumunuda sislerle paylaşabilirim.

[SIZE=4]
[/SIZE]
 
Araştırmalar göre Türkiye'de her üç kadından biri şiddet görüyor.İŞİN İLGİNÇ TARAFI ÇALIŞAN KADIN ÇALIŞMAYAN KADINDAN DAHA ÇOK ŞİDDET GÖRÜYOR. Evet ..Kadına yönelik şiddet artıyor. bazen eğitim görmek de bu işiddeti engellemiyor ama eğitimli bir toplumda şiddet daha az. 1978 den bu yana kadınlar bu şiddeti küçük-büyük çapta protesto ediyor. sonuna kadar kadına yapılan şiddete hayır diyorum.

sömürülmesine,bir mal gibi alınıp satılmasına,katledilmesine,satılarak sırtından vergi alınmasına karşıyım.yapanlar ''şerefsizdir.''.her halde bu laf en fazla bu işi yapanlara yakışıyor..
 
ato raporuna göre türkiyede 100.000 kadın fuhuş sektöründe sömürülüyor. 56 genelevde resmen kadınların bedeni satılıyor.şiddete hayır diyen kadılar mutlaka genel evlerin kapatılması için de seslerini dünyaya duyurmalılar. kadının onuru Türkiye'nin, ailenin onuru için,insanlık için bu kadın köle pazarları kapatılmalıdır.
 
haklısın türkiye fuhuş köleliği ticaretinde başı çeken ülkelerden. şaşmamalı vergi rekortmeni manukyanın elini öptü bu ülkenin izdivaccı bakanları.
 
/ayrıca yine levent sende araştır göreceksinki bu fuhuş yuvalarına en çok ruhsatı senin görüşündeki belediyeler veriyor./

yahu el insaf ben sosyalistim tc belediyeleride icinde olmak uzre bu ulke kapitalist, belediye baskanlarida kapitalist, yani bu ulkedeki hicbir kapitalist kurum benim gorusumde degil. belediyelerin yonetimleri ya kemalist ataturkcu, ya geri din tuccari, yani sen kalk turk irkcisi kemalist cankaya belediyesini benim gorusum yap aklindan zorunmu var ? hic kemaliste benziyormuyum ben.

ben sosyal devlet aramiyorum aramam, biz sosyalist ulkeler devletler kurma pesindeyiz.
4 halifelik donemi imparatorluktu devlet organi orgutlenmemisdi o cagda, halk kendi kendini yonetmiyordu halki imparatorlar yonetiyordu. cumhiriyette yoktu halifelikte cumhiriyet devletin ust makamidir cunku. hem ben ilkel buluyorum kralliklari impratorluklari, bin yil oncesinin yasam bicimleri ulkeri yonetemiyor ulkeleri 21. yuzyilda sistemler yurutebiliyor. bu cagda dinle isleyen hicbir ulke yok' imparatorla kralla isleyen ulke yok artik bu cagda ulkeler ve uluslar var bunlarin kapitalist yada sosyalist sistemleri var islemeleri icin. sistemleri olmadan dunya pazarinda varliklarini surduremiyorlar somurge olup buyuk ulkelere eklenmek erimek zorunda kaliyorlar.
 
Üst Alt