[SIZE=4]
[/SIZE]
8 MART lardaki gibi yine ezberimizdekileri 25 kasım dada tekrarlayacağım. çünkü kadına yapılan şiddet gerçeği dünya ölçeğinde değişmiş değil. Kadınların emperyalizmin dünyaya egemen olduğu bu emperyal çağda alınıp satılabilen bir mal meta cinssel obje olarak kullanıldığı gerçeğiyle yaşıyoruz hala!
Patronların tv kanallarında ve kamu tv kanallarında dizilerinden programlarına programlarından reklamlarına dek kadın bedeni cinsel obje olarak kullanılıyor. Bu kullanım tv lerlede sınırlı değil. marketlerden alınan ürünlerin ambalaj reklamlarındada, market panolarında kadın bedeni pazarlanıyor. Şimdi bazı arkadaşlarımız sorabilir kadına şiddetle kadının bedeninin cinsel obje olarak kullanılıp pazara sokulmasıyla ne gibi bir bağ var ? bu gizli şiddet türüdür, kadına fiili şiddetin zeminini hazırlayan kapital ekonomi temellidir.
Kadın bedeni raflarda ekranlarda cinsel bir obje meta olarak sunuluyor, yani onu satın alan ona sahip oluyor, onun malı mülkiyeti oluyor. Real gerçek yaşam geleneklerimizdede bu hakim görücü usulü evlilik sonrası kadının bir hizmetçi olarak kabul edildiği ortaya çıkıyor. Çünkü erkeğin ve kadının rolleri daha önceden belirleniyor. Eğitim öğrenimhanelerde öğretilen kadın adam ilişkisinde, aile ilişkisinde dini inanç ilişkisinde iş yaşamı ilişkisinde kadın hep ikinci pilanda kalıyor. bu ilişkileri belirleyen bir toplum sistemi var.
Sistem anayasıyla ekonomik çıkarına göre bu gerici ilişkileri kurallandırıyor yasalarıyla. Daha önceki köylü feodal toplumlarda bu ilişkileri kiliseler padişahlar krallık belirlerken ilkel komünal toplumlarda kabile ve komün kuralları belirliyor. şimdiki çoğu ülke, ulus toplumlarında ise bu kuralları sistemler belirliyor. ekonomik Pazar ilişkilerine göre. İşte bu ilişkiler kadını mülk olmaktan kurtaramıyor.
Erkek eş dişi eşini yani adam kadını mülkü olarak görüp onun üstünde her hakka sahip olduğunu bilerek, kendindede onu dövme kullanma hakkını kullanıyor. Çünkü ona bu hakkı yasalar veriyor. Ceza olarak hafileticileri var. Sadece eş değil bu bazen baba, bazen kardeş, bazen patron, devlet ve polisi oluyor, yani toplum ilişkisi. eş Adamı ise buna zorlayan yasalar , çünkü yasalar erkek egemen toplum sistemine göre şekilleniyor , kapitalist Pazar ilişkilerine göre belirleniyor. Yani bütün bu kötülüklerin ebesi bizimde içinde yaşadığımız kapitalist toplumun sistemi kapitalist sistem.
Kapitalist sistemdekine karşılık Bu yazımdan sonra 25 kasıma dek umarım sosyalist sistemdeki kadının durumunuda sislerle paylaşabilirim.
[SIZE=4]
[/SIZE]
[/SIZE]
8 MART lardaki gibi yine ezberimizdekileri 25 kasım dada tekrarlayacağım. çünkü kadına yapılan şiddet gerçeği dünya ölçeğinde değişmiş değil. Kadınların emperyalizmin dünyaya egemen olduğu bu emperyal çağda alınıp satılabilen bir mal meta cinssel obje olarak kullanıldığı gerçeğiyle yaşıyoruz hala!
Patronların tv kanallarında ve kamu tv kanallarında dizilerinden programlarına programlarından reklamlarına dek kadın bedeni cinsel obje olarak kullanılıyor. Bu kullanım tv lerlede sınırlı değil. marketlerden alınan ürünlerin ambalaj reklamlarındada, market panolarında kadın bedeni pazarlanıyor. Şimdi bazı arkadaşlarımız sorabilir kadına şiddetle kadının bedeninin cinsel obje olarak kullanılıp pazara sokulmasıyla ne gibi bir bağ var ? bu gizli şiddet türüdür, kadına fiili şiddetin zeminini hazırlayan kapital ekonomi temellidir.
Kadın bedeni raflarda ekranlarda cinsel bir obje meta olarak sunuluyor, yani onu satın alan ona sahip oluyor, onun malı mülkiyeti oluyor. Real gerçek yaşam geleneklerimizdede bu hakim görücü usulü evlilik sonrası kadının bir hizmetçi olarak kabul edildiği ortaya çıkıyor. Çünkü erkeğin ve kadının rolleri daha önceden belirleniyor. Eğitim öğrenimhanelerde öğretilen kadın adam ilişkisinde, aile ilişkisinde dini inanç ilişkisinde iş yaşamı ilişkisinde kadın hep ikinci pilanda kalıyor. bu ilişkileri belirleyen bir toplum sistemi var.
Sistem anayasıyla ekonomik çıkarına göre bu gerici ilişkileri kurallandırıyor yasalarıyla. Daha önceki köylü feodal toplumlarda bu ilişkileri kiliseler padişahlar krallık belirlerken ilkel komünal toplumlarda kabile ve komün kuralları belirliyor. şimdiki çoğu ülke, ulus toplumlarında ise bu kuralları sistemler belirliyor. ekonomik Pazar ilişkilerine göre. İşte bu ilişkiler kadını mülk olmaktan kurtaramıyor.
Erkek eş dişi eşini yani adam kadını mülkü olarak görüp onun üstünde her hakka sahip olduğunu bilerek, kendindede onu dövme kullanma hakkını kullanıyor. Çünkü ona bu hakkı yasalar veriyor. Ceza olarak hafileticileri var. Sadece eş değil bu bazen baba, bazen kardeş, bazen patron, devlet ve polisi oluyor, yani toplum ilişkisi. eş Adamı ise buna zorlayan yasalar , çünkü yasalar erkek egemen toplum sistemine göre şekilleniyor , kapitalist Pazar ilişkilerine göre belirleniyor. Yani bütün bu kötülüklerin ebesi bizimde içinde yaşadığımız kapitalist toplumun sistemi kapitalist sistem.
Kapitalist sistemdekine karşılık Bu yazımdan sonra 25 kasıma dek umarım sosyalist sistemdeki kadının durumunuda sislerle paylaşabilirim.
[SIZE=4]
[/SIZE]