Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

3 çocuk

chinaski

Yeni Üye
Üyelik
6 Haz 2011
Konular
18
Mesajlar
20
Reaksiyonlar
0
Pencereden bakmak için benden daha uzun insanların kucağına almalarına ya da camın taşına çıkarmalarına ihtiyaç duyduğum o günlerden aklımda kalan birkaç şeyden biri devlet kanalının görevlerinden biri olan eğitici yayınlar yapma ve bunlardan biri olan doğum kontrolle ilgili küçük skeçler ya da popüler adıyla konulu videolar.Çevremde hatırlayabildiğim kadarıyla genelde orta halli insanlar vardı,birkaç zengin ve sanki kaf dağının arkasında yaşıyormuşcasına anlatılan yoksul tanıdıklar.Yazları seviyordum çünkü domatesi filan o zaman yiyordum biraz peynir ve ekmekle birlikte,meyve çoktu sokaktaki ağaçlardan filan gözü kara çocuklar çıkıp yiyebiliyordu kara dutları.Ya ben çocukca saflığın dibinde yaşıyordum ya da gördüklerimin çoğu mutluydu en azından mutsuz değildi.

Sonra doğa kanunlarına uyarak büyümeye başladım ,artık camdan bakabiliyordum.Hatta şu an bile neden yaptığıma karar veremesem de balkonun demirlerine tutunarak içerde değilde dışında durmayı seviyordum tehlikden bihaber olarak.Zamanla okullar ardı ardına bitmeye başladı.Aşık filan oldum herkes gibi.Ama yavaş yavaş çevremdeki insanların maddi güçleri değişmeye başladı.Zenginler daha güçlü gibi gelmeye başladı,orta sınıf olanların kümesindeki elemanlar bir iki azalmaya başladı,yoksullarda taşıt bulmuş olacaklar ki gelip bize yakın oturmaya başladılar.Sonra kışın domates yemeye başladık ama çok tatsızdı,bembeyaz filan.meğerse doğal olmayan yollardan üretim artık normal bir hale gelmiş.Ama ne hikmetse çok boldu yazın bile o kadarını bulamazdınız.aynı bolluk meyve de yoktu ama. artık eskisi gibi kilolarca almıyorduk,yarınıda düşünürek yemeliydim hiç istemesemde.Televizyonda seçim yapabilecek kadar çok kanal vardı,hayatımız değişmişti.Bizde tarihimizin önemli bir bölümünde göçebe yaşamın en büyük artısı olan yeni koşulara adapte olabilme özelliğmizle hiç yadırgamadık bu değişimi.Yerli malı haftası,imece,tutum,karıcayla ağustos böceği ilkokul kitaplarında kalan birkaç tanımdı.Çok sabretmiştik bu günler için ne varsa harcamalı düşünmeden tüketmeliydik.Büyümeliydik herkes devletin verdiği gayrı-resmi bir ödevmişcesine çocuk doğurmaya başlamıştı ,büyük devlet olacaktık bunun için insan gücü gerekliydi herşey için.O aralar hastalıkların adını çok fazla duymaya başladık.Aids diye birşey vardı adını biliyordukta nasıl olur nasıl kapılır büyük bir bilmeceydi,kimse söylemiyordu.Sonra eskiden evlerden uzak denilerek adı bile anılmayan kanser nerdeyse her evde vardı,sapsarı suratlı insanlar sokaklarda geziyordu.Ha bu arada meyve ağaçlarına tırmanan çocuklardan bazıları tırmanacak ağaçları bulamayınca alışkınlıktan herhalde evlere tırmanmaya başladılar,sonra tırmanmak yorucu olacak ki direk çantaları kapıp kaçmaya başladılar.

Sonra toplumun yaşıtlarıma uygun gördüğü eğitimden faydalanmak için istemeye istemeye üniversiteye gittim çünkü gitmezsen toplum dışlıyordu seni salak bir şekilde ,hayatta zorlaşmıştı zaten iyice. zenginlerden sadece bir tane kalmıştı ama oda aşırı derecede zengindi,orta sınıfın hepsi tenefüsteydi. yoksullarla beraber kaynaşmışlardı bahçede ,kimi biraz daha iyi ,kimi biraz daha kötü,ama hepsi mutsuz.Domateslerin yazında tadı yoktu artık,israilin çölün ortasında mecburiyetten yetiştirdiği bir fideden 7 kilo ürün veren cinsinden ekiyorlardı kutsal vatan toprağına ,nicelik niteliği yenmişti,ee kalabalıklaşmıştık anca yetiyordu,bizde tarım toplumu olmanın ne kadar iğrenç birşey olduğunu anlamıştık,ipi kopardığımız gibi şehirlere göç etmiştik,daha sefil bir hayatı yaşamanın büyük umutlarıyla.Meyve çeşitlendi ama oda tatsızdı,pahalıydı ve yenileri de çıkmıştı ,ormanlarda envai çeşit maymunun yediği tohumlar ithal meyve diye ,yoksul bir ailenin bir günlük yemek parasına satılıyor ,insanlarda yeni plastik paralarıyla üstünlük sembolü olarak gördükleri bunları kapış kapış alıyorlardı yerken ağızlarını buruşturarak.Hastalıklarda aldı yürüdü bu zamanlarda çeşit çeşit ,türlü türlü tıp ne kadar ilerlediyse hastalıklarda aynı hızda gelişti.Bi tavuklar hasta oldu ondan öldük,sen misin bunun sebebi diye kanadı olan herşeyi öldürdük intikam hırsıyla, ertesi sene keneler türedi gene öldük,Ne çıkarsa çıksın hep biz ölüyorduk.Kimse sağlıklı beslenemiyordu pahalıydı,birde yeni birşey çıkmıştı hormonun canına rahmet okutacak şekilde gdo!! Hangi zeki insan bulduysa mısırın içine akrep geni koymuştu,nerden aklına geldi be mübarek diye sorduk yerken ama kısa süre sonra ya obez olduk ya diabet.Ve bunlar zaten aşırı nufusa bağlı değilmiş gibi biri çıktı ve dedi ki: ÜÇ ÇOCUKTAN DAHA AZINI YAPMAYIN...
 
İnce bir mizahı var, güzel yazı...
 
Yüreğinize sağlık , çok güzel bir paylaşım.Eskiden bazı şeylere özlem duysakta ,doğallığı saflığı vardı.Oysa ki şimdi herşey doğallığını kaybetmiş durumda.:(
 
Üst Alt