Çorak tarlalara coşkuyla akan su gibi aktık birbirimize… Ay çok parlaktı dansediyordu yıldızlarla. Öyle güzeldi ki gökyüzü berrak ve ışıl ışıl… Kalkıp pencereden bakmıştım içim içime sığmıyor durduğum yerde duramıyordum. Bu ben miyim dedim bir süre… Liseli kızlar gibi hissettim kendimi, sonra uzandım yatağıma ve içimdeki sıcaklığı tanımaya çalıştım. Ne oluyor dedim kendi kendime? Neden O? Neden şimdi? Sonra bir gülümseme iyi ki var…
Sorular sordum, sorguladım, anlamaya çalıştım ama şimdi anlıyorum ki; ne cevaplar umurumda nede sorular… Önemli olan bu bir armağan değerini bilmek gerekiyor. Dokunmadan tutulabilirmiş bir el, farklı şehirlerde paylaşılabilirmiş uykusuz bir gece… Sevgi sarabilirmiş tüm yaraları, yeniden filizlenebilirmiş yüreklerde umut…
Adını sen koy demişti; adının bir önemi yok, onu bana getirsin adı vuslat olsun, yüreğinden yüreğime yol çizsin adı sevgi olsun, uzaklığı dert etsin adı özlem olsun, her sabah güneşle doğsun adı umut olsun, verilmiş bir söz olsun adı onur olsun, en çok kontrolü kaybetmekten korkuyorum, kaybedeyim de adı aşk olsun…
Sorular sordum, sorguladım, anlamaya çalıştım ama şimdi anlıyorum ki; ne cevaplar umurumda nede sorular… Önemli olan bu bir armağan değerini bilmek gerekiyor. Dokunmadan tutulabilirmiş bir el, farklı şehirlerde paylaşılabilirmiş uykusuz bir gece… Sevgi sarabilirmiş tüm yaraları, yeniden filizlenebilirmiş yüreklerde umut…
Adını sen koy demişti; adının bir önemi yok, onu bana getirsin adı vuslat olsun, yüreğinden yüreğime yol çizsin adı sevgi olsun, uzaklığı dert etsin adı özlem olsun, her sabah güneşle doğsun adı umut olsun, verilmiş bir söz olsun adı onur olsun, en çok kontrolü kaybetmekten korkuyorum, kaybedeyim de adı aşk olsun…