Ah Ayrılık
Merhaba sevgili gönül dostlarımız,
Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.
Şimdi yine sözü çok uzatmadan 44. Mesnevi yazısına başlamak istiyoruz:
AH AYRILIK
Ayrılık; âh ayrılık.
® Bu topraklar, sudan ayrılınca çoraklaşır. Irmaklardan, derelerden ayrı kalan, uzak düşen sular da sararır, kokar, bulanır, kapkara olur.
® Hayat veren, cana can katan rüzgâr, dostlardan ayrılıp kapalı bir yerde kalırsa kokar veya kesilir; ateş, ocağından ayrılırsa söner, kül hâline gelir, savrulur, gider.
® Cennet gibi yemyeşil olan bağlar, bahçeler sulardan ayrı düşünce, sararır, solar, yaprakları kurur, dökülür, bir hastalık yurdu olur.
® Her şeyi anlayan, idrâk eden akıl bile dostların ayrılığı ile yayı kırılmış okçu gibi şaşırır, kalır.
® Cehennem bile ayrılık yüzünden gençlik çağına hasret çeken ihtiyarın titrediği gibi titrer, yandığı gibi yanar, kavrulur.
® Kıvılcım gibi çakıp yakan, yakıp yandıran ayrılığı kıyamete kadar anlatsam, onun dehşet ve şiddetinin ancak yüzbinde birini anlatabilirim.406
Mesnevi’nin Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu yazmış:
406 Ayrılık acısını Hz. Mevlâna kadar kim duymuştur? Mesnevî'ye ayrılıklardan şikâyetlerle başlamadı mı? İşte bir başka Mesnevi beytini hatırlayalım: Mesnevî'nin V. cildinin 4113 numaralı şu beytine bakalım:
"Senin yüzünü gören kişiye acı, seni gören nasıl olur da, senin çok acı olan ayrılığına katlanabilir?" Bir Dîvân-ı Kebîr beytinde de şöyle buyurur:
"Dünyada ayrılıktan daha acı bir şey yoktur. Bana ne yaparsan yap, razıyım, şikâyet etmem, fakat beni ayrılığa düşürme." Dîvân-ı Kebîr, 2020.
® Öyleyse onun yakıcılığını anlatmaya kalkışma. "Yâ Rabbi, beni ayrılıktan sen kurtar, sen kurtar!" diye duâ et. Bu kadar yetişir.
® Dünyada ne ile neşeleniyor, seviniyorsan, o neşelendiğin zaman ondan ayrılığı bir düşün bakalım.
® Senin sevindiğin şeylere, senden evvel gelen birçok kişiler sevindiler, sonunda o şey ellerinden çıktı, rüzgâr gibi geçip gitti.
® O şey senin elinden de çıkar, ona gönül verme; o senden kaçmadan önce sen ondan kaç...
DÜŞÜNCELER
Mesnevi’nin 3. Cildindeki bu bölümde Hz Mevlanamız, ayrılık acısının hakikatini anlattı, Allah ondan razı olsun.
Evet hepimiz bu dünyada gurbetteyiz, asıl vatanımızdan uzaktayız. İçimizdeki Bitmeyen Özlem Rabbimizin Cemal’inedir. Bu ayrılığın sonunda Ya Rabbimize kavuşacağız, yada Ondan daha da uzaklaşacağız.
Bu dünyada Rabbimizden bizi uzak tutan şey nefis perdesidir. Nefsimizle olan büyük savaşı kazanırsak yani ölmeden evvel ölme sırrına kavuşursak inşallah bu ayrılık vuslatla bitecek.
Nefsimizin arzularına uyarsak ayrılık acısını duymaz oluruz. Sonuçta kalbimizin idaresini nefsimize kaptırırız, cehennemi hakederiz. Cehennemde en büyük azap Rabbimizin Cemal’inden uzak kalmaktır. Bu ebedi ayrılık ise en büyük azaptır.
Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren, Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.
Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.
Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.
Celalin Penceresinden
Merhaba sevgili gönül dostlarımız,
Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.
Şimdi yine sözü çok uzatmadan 44. Mesnevi yazısına başlamak istiyoruz:
AH AYRILIK
Ayrılık; âh ayrılık.
® Bu topraklar, sudan ayrılınca çoraklaşır. Irmaklardan, derelerden ayrı kalan, uzak düşen sular da sararır, kokar, bulanır, kapkara olur.
® Hayat veren, cana can katan rüzgâr, dostlardan ayrılıp kapalı bir yerde kalırsa kokar veya kesilir; ateş, ocağından ayrılırsa söner, kül hâline gelir, savrulur, gider.
® Cennet gibi yemyeşil olan bağlar, bahçeler sulardan ayrı düşünce, sararır, solar, yaprakları kurur, dökülür, bir hastalık yurdu olur.
® Her şeyi anlayan, idrâk eden akıl bile dostların ayrılığı ile yayı kırılmış okçu gibi şaşırır, kalır.
® Cehennem bile ayrılık yüzünden gençlik çağına hasret çeken ihtiyarın titrediği gibi titrer, yandığı gibi yanar, kavrulur.
® Kıvılcım gibi çakıp yakan, yakıp yandıran ayrılığı kıyamete kadar anlatsam, onun dehşet ve şiddetinin ancak yüzbinde birini anlatabilirim.406
Mesnevi’nin Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu yazmış:
406 Ayrılık acısını Hz. Mevlâna kadar kim duymuştur? Mesnevî'ye ayrılıklardan şikâyetlerle başlamadı mı? İşte bir başka Mesnevi beytini hatırlayalım: Mesnevî'nin V. cildinin 4113 numaralı şu beytine bakalım:
"Senin yüzünü gören kişiye acı, seni gören nasıl olur da, senin çok acı olan ayrılığına katlanabilir?" Bir Dîvân-ı Kebîr beytinde de şöyle buyurur:
"Dünyada ayrılıktan daha acı bir şey yoktur. Bana ne yaparsan yap, razıyım, şikâyet etmem, fakat beni ayrılığa düşürme." Dîvân-ı Kebîr, 2020.
® Öyleyse onun yakıcılığını anlatmaya kalkışma. "Yâ Rabbi, beni ayrılıktan sen kurtar, sen kurtar!" diye duâ et. Bu kadar yetişir.
® Dünyada ne ile neşeleniyor, seviniyorsan, o neşelendiğin zaman ondan ayrılığı bir düşün bakalım.
® Senin sevindiğin şeylere, senden evvel gelen birçok kişiler sevindiler, sonunda o şey ellerinden çıktı, rüzgâr gibi geçip gitti.
® O şey senin elinden de çıkar, ona gönül verme; o senden kaçmadan önce sen ondan kaç...
DÜŞÜNCELER
Mesnevi’nin 3. Cildindeki bu bölümde Hz Mevlanamız, ayrılık acısının hakikatini anlattı, Allah ondan razı olsun.
Evet hepimiz bu dünyada gurbetteyiz, asıl vatanımızdan uzaktayız. İçimizdeki Bitmeyen Özlem Rabbimizin Cemal’inedir. Bu ayrılığın sonunda Ya Rabbimize kavuşacağız, yada Ondan daha da uzaklaşacağız.
Bu dünyada Rabbimizden bizi uzak tutan şey nefis perdesidir. Nefsimizle olan büyük savaşı kazanırsak yani ölmeden evvel ölme sırrına kavuşursak inşallah bu ayrılık vuslatla bitecek.
Nefsimizin arzularına uyarsak ayrılık acısını duymaz oluruz. Sonuçta kalbimizin idaresini nefsimize kaptırırız, cehennemi hakederiz. Cehennemde en büyük azap Rabbimizin Cemal’inden uzak kalmaktır. Bu ebedi ayrılık ise en büyük azaptır.
Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren, Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.
Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.
Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.
Celalin Penceresinden