Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Akraba ile evlen..korkma..!

hüseyin19

Üye
Üyelik
24 Mar 2010
Konular
165
Mesajlar
535
Reaksiyonlar
0
[FONT=Verdana]
images



Akraba ile evlenmek direk engelli olma sebebidir düşüncesi yaygın bir yanlışın doğru gibi kabul edilmesinden başka bir şey değildir.[/FONT]


[FONT=Verdana]Dünya Sağlık Örgütü gelişmiş ülkelerde nüfusun %10'unu, gelişmekte olan ülkelerde ise %12'sini engellilerin oluşturduğunu kabul etmektedir. Almanya da bu oran 13 tür. Ve Alman toplumunda akraba evlilikleri çok nadirdir..[/FONT]

[FONT=Verdana]Avrupa'da fiziksel ve zihinsel engelli sayısı ise 46 milyon.[/FONT][FONT=Verdana] Bu rakama hamilelik ve yaşlılık nedeniyle fiziksel kısıtlılık eklendiğinde rakam 130 milyonu bulmaktadir.

Ülkemizde Devlet Istatistikleri Enstitüsü tarafından 2002 yılında gerçekleştirilen Türkiye Engelliler Araştırması'nın verilerine göre ülkemizdeki engelli nüfusun toplam nüfusa oranı % 12.29 (erkeklerde % 11.10, kadınlarda % 13.45) olarak saptanmıştır. Engelli nüfusun %1.25'ini ortopedik engelliler, %0.38'ini dil ve konuşma engelliler, %0.60'ını görme engelliler, %0.37'sini işitme engelliler, %0. 48'ini zihinsel engelliler oluşturmaktadır. [/FONT]


[FONT=Verdana]Kişinin çalışma kapasitesi ve fonksiyonlarının engellenmesine neden olan, sürekli bakiım ve tedavi gerektiren süregen hastalıklara bağlı engellilik oranı ise toplam nüfusun yüzde 9.7'sini oluşturmaktadır. Süregen hastalıklar arasında en çok yeti yitimine yol açanlar hastalıkların başında biri ruhsal hastalıklar gelmektedir.[/FONT]

[FONT=Tahoma]Engelli nüfusun bölgelere göre dağılımında da farklılıklara var. Buna göre, en çok engelli Marmara Bölgesi'nde VE AKRABA EVLİLİKLERİ EN AZ BÖLGEYKEN..[/FONT]

[FONT=Tahoma]En az özürlü Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde.. EN FAZLA AKRABA EVLİLİĞİ DE G.ANADOLU BÖLGESİNDE..[/FONT]

[FONT=Tahoma]Marmara Bölgesi'ndeki nüfusun yüzde 13.1'i özürlüyken, bu oran Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 9.9..

Özürlü nüfusun yüzde 12.69'u kentlerde, yüzde 11.67'si ise kırsal kesimde yaşıyor. Bu da bizi doğruluyor. Kırsalda akraba evlilikleri daha fazladır.

İngiltere'de özürlü oranı yüzde 12-13, Avusturya'da yüzde 20.9, Yeni Zelanda'da yüzde 20, İsveç'te yüzde 12.1, Norveç'te yüzde 17 Avrupa ülkelerinde akraba evlilikleri çok az.[/FONT]


[FONT=Tahoma]En ilginci İsrail..En fazla akraba evliliği olan devlet İsrail..engelli oranı %7.8 bunların bir çoğu da yaşlılıktan meydana gelen bakım engellilerdir.[/FONT]
[FONT=Verdana]

Engelliliğin nedenleri araştırıldığında, büyük çoğunluğunun kaçınılabilir ve önlenebilir nedenler olduğu görülmektedir.[/FONT]


[FONT=Verdana]Genetik etkenler, gebelik sırasında yaşanan sorunlar (hastalıklar, ilaç kullanımı, radyasyona maruz kalmak, alkol ve madde ve madde kullanımı, beslenme bozuklukları) gibi sorunlar tümü önlenebilir süreçlerdir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Doğum sonrasında kazalar, insan eliyle bilerek ya da kaza sonucu oluşan psikososyal travmalar, doğal felaketler engelliliğe yol açmaktadır. [/FONT]

[FONT=Verdana]Akrabalar arasındaki boşanma oranları da akraba olmayanlardan daha azdır. Sağlıklı akraba sağlıklı birliktelik demektir. Sağlıklı bireylerden de sağlıklı topluklar oluşur.[/FONT]

[FONT=Verdana]Gerçekten akraba evlilikleri iyi olmaza peygamberimiz kızını amcası oğlu Hz. Ali ye verir miydi? Peygamber soyu bu sağlıklı çiftten günümüze kadar gelmiştir.[/FONT]

[FONT=Verdana]Akraba evliliklerinden korkmayın..hele de seviyorsanız...

hüseyin19[/FONT]
 
çok ama çok yanlış birşey benim öle tanıdıklarım varki akraba evliliği yüzüne çocukları engelli onu geçtim kendi soyundan gelen belki çocukluğun beraber geçti o insanla nasıl olur çok saçma çokta karşısında durduğum bi konu .......
 
neriS
benim ifade ettiğim bilimsel bir gerçek..engelli sayısının tespitinde sana istatistiki verileri sıraladım. g. Doğu gerçeği göz önünde..en falzla engeli marmarada..oysa okur yazar oranı ve bilinç bakımından en yüksek verilere sahip marmara..g.doğı da okur yazr oranı olarar diplerde..ama akraba evlilikleri gırla..hepsi de sağlıklı çocuklara sahip. daha çok engelli genetik değil burada. ihmalden, evde doğumdan, beslenme ve vitamin eksikliğinden kaynaklanıyor.
engelli sayısını tespitte en az akrab olmayıp da engelli çocuk sahibi olanların da oranları çıkarılmsı gereklidir..
sözümün arkasındayım..
 
evet akraba evlilik leri engelli evlat sahibi olacak diye bir kanaat yok bencede peygamberimiz bile kizini amca oglu ile evlendirdi.Yeni cag modasi ortaligi karisdiriyor.imtihan dünyasi Rabbim bizleri her yönümüzle imtihan ediyor benim cok tanidigim akraba evlilikleri var Allah ailelerine bagislasin cok da üst düzey zekiler Rabbim dogru kisi ile evlenmeyi nasip etsin selam ve dua ile
 
hele benim akaraba olupta engelli çocuğu olmayan o kadar aile var ki. hem g. doğuda bir çok ailenin 7-8 çocuğu var ve hepsi de kuzen evliliği yapmış ama engelli değil.bir çoğunun çocuğu da tıptan mühendisliğe her dalda öğrenci olmuş..
 
nasıl yakıştırıyolar peki amcaoğlu dayı kızı hala oğlu vs kişilerle evlenmeyi ben kardeşime basıl o gözle bakarım ya .....
 
ya sen öyle düşünebilirsin ama herkes öyle düşünmez .evlenip de gayet mutlu olanlar var..
 
Akraba evliliklerinden ziyade kardeşim genetik faktörle geçen hastalıklarda var bilhassa hematolojik hastalıklar daha ziyade genlerle geçiyor. Bunlara dikkat etmek gerekiyor. Akraba evliliklerinin kötü yanı ise evlenen akrabalar anlaşamayıp ayrılırlar ise akrabalık bağları kopup tüm akrabalık ilişkileri olumsuz yönde etkileniyor. Zaten akraba evliliklerinde gözetilen en önemli konu aileye yakın kişilerin hastalıklarında. zor durumlarda kendi bakımlarının sağlanması bir de yabancıya mal gitmemesi. Ancak şimdi helal sütü emip kalbinde inancı varsa Allah'tan korkuyor ve büyüklere saygı duyuyorsa bakıyor. Yoksa fark eden bir şey yok. İnsanın vicdanı yoksa amca, dayı, hala hak getire. Ancak belki iyi tarafı akrabaların birbirini daha iyi tanıyor olması denilebilir. Sakatlığa gelince bence de Allah'ın yazgısı nasılsa onu yaşarız bunu kaderciliğe bağlamayın lütfen ancak böyle durumlarda çocuk olmadan doktorla enine boyuna konuşabiliriz. Allah sağlam da sakat da ne verirse versin hayırlısını nasip etsin...
 
biz de illa akrab evliliği olsun demiyoruz ki sadece ''aman akraba evliliği yapmayın.. çocukarınz sakat kalır düşüncesi yanlıştır diyoruz.risk aynıdır akraba olanla olmayan arasında fark yoktur genetik olarak genlernde hastalık taşıyan bir yabancı ile genlerinde bir hastalık taşıyan bir akraba arasındaki risk hemen hemen aynıdır ama sağlam gen taşıyan tüm akrabalar arasındaki sağlıklı nesil daha güç kazanır. çünkü daha uyumludur.

kan uyuşmazlığı yabancılar arasında daha fazladır.forumda bile istatistik br konu başlığı açılarak ne oranda akraba evliliğinden engelli kalındığı ortaya çıkarılabilir.Akraba veya değil herkes evlenirken mutlaka kan uyuşmazlığına baktırmalıdır. rh faktörü önemlidir.

İş vicdana etik değerlere gelince zaten kişiden kişiye aileden aileye değişiklik gösterir.

Kalbinde ALLAH korkusu taşıyan her insan büyüklere saygı duyar çünkü erkeğin veya kadının hayat sebebidir.
 
saygi her yasa gösterilmeli illa büyüklere göstermek diye bisey yok saygi sevgi herzaman birinde olmasi gerekiyor.tartisma ya gerek yok Rabbim yazdiysa hersey olur Rabbim yazmadiysa da olmaz akraba evlilikerine hor bakmamak lazim benim düsüncem cok ayirim yapiyoruz secimler fazlalasinca insan oglu doymuyor hayirsizsada hayirli demeye basliyan bir nesil geliyor benim fikrim Rabbim yardim etsin
 
''hayirsizsada hayirli demeye basliyan bir nesil geliyor''


güzel bir tespit..hırsıza iş adamı,magandaya yurtsever,yakıp yıkana özgürlükçü,inkarcıya bilimsel diyen nesiller tozu dumana katıyor ama dozda ve dumanda kendisi de kaybolup gidiyor.toplumun mihenk taşı sevgi saygı,anlayış vefa ve yardımlaşma olmalıdır. herkes bizim gibi düşünmek zorunda değil. biz de herkes gibi düşünmek zorunda değiliz..
 
bu yazı daha çok bir yanlış anlamanın düzeltilmesi amacıyla yazılmıştır. yakın zamanda prof.ler de açıklamalarda bulunacaktır.yine akrabasını sevmesine rağmen genetik korkulardan sakatlıklardan korktuğu için sevdiğinden vazgeçme aşamasında olnları aydınlatma amacıyla yazılmıştır. gerçi gerçek seven hiçbir şeyi dinlemez. onlar da rahat olsunlar..:eek:
 
sene olmuş 2011,evrenin gizemi her geçen gün biraz daha çözülüyor,gen haritamız konusunda büyük ilerlemeler var,el kadar aletlerle görüntülü iletişim yapabiliyoruz,tonlarca ağırlıktaki cisimler uçuyor ya da yüzüyor sorunsuzca,bir zamanların hayal ürünü benzinsiz arabalr yakında yollarda olacak teknoloji bu kadar gelişiyorken memlekette hala akraba evliliğinin zararsız olabileceğine inanan insanlar yaşıyor ki ,inanmakla kalmayıp bir de belli bir mantık silsilesi!!! içinde haklı olduğunu savunuyor,ey güzel Allah 'ım ,türlü türlü yaratmışsın her birimizi...
 
farklı düşünmek..zaten güzel olan da budur.. kardeşim sana akraba ile illa evlen diyen yok..bilim senin hesabına gelense.. sözüm yok..:cool:
 
BUrdaki farklı düşünce çocukken tutmaya başladığımız takımlar değil yanlız,farklı düşüncenin yeni sistematikler geliştirmesi olayından ziyade hastalıklı bir fikrin masumane gösterilmesi, ayrıca yazı zaten çelişkilerle doluyken '' ulen bak mahsuru yokmuş evlenelim hem malda bölünmez '' diyebileceğini sanmıyorum okuyanların,herşeyi geçtim tıp ayağını,osunu busunu ,bunu savunan insanlar beraber büyüdüğü kuzeninden utanmaz mı ki onun evlenmeyi düşünür,ensestin yasal versiyonundan başka birşey değil yeterince iğrenç...
 
ne bçim konuşuyosun be..bir müslümana yakışmayan bir ağız..kur' an da evlenilmeyecek kadınlar bellidir bunlar:( TABİ KUR AN İNANIYORSAN)

[FONT=Arial]24 NUR, 26)
[/FONT]
[FONT=Verdana][SIZE=4] [FONT=Arial]".[/FONT]
[FONT=Arial]Size (şunlarla evlenmeniz) haram kılındı:
[/FONT]
[FONT=Arial]Analarınız,
kızlarınız,
kız kardeşleriniz,
halalarınız,
teyzeleriniz,
kardeş kızları,
kız kardeş kızları,
sizi emziren (süt) anneleriniz,
süt bacılarınız,
karılarınızın anaları,
birleştiğiniz kadınlardan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız -eğer onlarla birleşmemişseniz (kızlarını alamaktan ötürü) üzerinize bir günah yoktur-

kendi sülbünüzden gelen oğullarınızın karıları ve iki kız kardeşi bir arada almanız.
[/FONT]

[/SIZE][/FONT]
 
YİNE BELKİ OKURSUN DİYE

İslâmî hükümlere göre kendileriyle evlenilmesi haram olan kadınlara "Muharremât" adı verilmektedir. Haramlığın müebbed ve muvakkat olmasına göre bu sınıf ikiye ayrılmaktadır.
Müebbeden haram olan kadınlar üç kısma taksim ve kendi bahsinde tafsil olunmuştur. Şöyle ki:

a) Soy itibarıyla haram olan kadınlar,

b) Musâheret (nikâh hısımlığı) sebebiyle haram olan kadınlar,

c) Süt emme ve emzirmeden dolayı haram olan kadınlar. Soy itibariyle haram olan ve kendileri hakkındaki bu hüküm ebediyyen kalkmayan kadınlar şu yedi sınıftan ibarettir:

1- Anneler: Anne tabirinin içinde baba ve ana tarafından olan büyük anneler de dahil olup, ister nikâhlı bir evlenmeden isterse zinâ suçundan gelmiş olsun, oğluna veya torununa ebediyyen haram bulun-maktadır.

2- Kızlar: Bir şahsın kendi kızı ile oğul veya kız tarafından olan kız torunların hepsi buraya dahildir. Bahsi geçen kadınlar; ister nikâhlı bir evlilikten, isterse zinâ suçundan meydana gelmiş olsun haramlık bakımından bir fark yoktur. Binâenaleyh, bir adam bunlardan hiçbirisini asla nikâhlayamaz.

3- Kız kardeşler: Bu sınıfta toplanan kadınlar; ister ana baba bir, isterse baba veya ana bir olsunlar oğlan kardeşi ile evlenmeleri kesinlikle câiz değildir ve bu haramlık ebedidir.

4- Halalar: Babamızın kızkardeşi bulunan kadınlar, ister ana baba bir, isterse tek yönden bir yakınlığı olsun, kardeşinin oğlu (yeğeni) ile asla evlenemezler.

5- Teyzeler: Annemizin kızkardeşi bulunan kadınlar, ister ana baba bir kardeş olsunlar, isterse ana veya baba tarafından kardeş bulunsunlar, kızkardeşinin oğlu (yeğeni) ile kesinlikle evlenemezler.

6- Birâderinin kızı.

7- Hemşiresinin kızı

Bir kimsenin oğlan veya kızkardeşi, ister ana baba bir, isterse tek taraftan bir yakınlığa sahip bulunsun. Bunların kızları, amca veya dayıları ile evlenemez. Bu haramlık müebbet bir yasaklama olarak devam eder.
Musâheret yoluyla haram olan kadınlar, dört sınıfa ayrılmaktadır:

a) Üvey anneler: Babasının, gerek ana gerekse baba tarafından olan dedesinin nikâhlayacağı yabancı bir kadın, bunların nikâhı altına girdiği zamandan itibaren, üvey oğula veya üvey toruna haram olur. Babamız veya dedemiz o kadınla gerdeğe girmeden ölmüş veya ayrılmış olsun. Hükümde bir değişiklik olamaz.

b) Kayınvâlideler: Bir erkek, nikâhladığı kadının anası ile veya bu kadının ana veya babasının annesi ile evlenemez. Bu haramlık ebedidir. Karısı ile gerdeğe girmiş olmasa ve tenine el dokundurmasa bile hükümde bir değişiklik olmaz. Bu haramlık, dinî esaslara uygun olarak yapılan nikâh neticesinde derhal tahakkuk eder ve hiçbir suretle kalkmaz.

c) Üvey kızlar: Bir kimsenin nikâhladığı kadının önceki evliliklerinden olmuş kızları ile bu kızın çocuklarının veya torunlarının kızlarını almak (nikâhlamak) haramdır. Bu haramlığın sübûtu, o kadınla gerdeğe girmiş veya şehvetle tenine dokunmuş olma şartına bağlıdır. Şayet gerdeğe girmeden veya tenine şehvâni bir his ile dokunmadan önce nikahladığı o kadın ölecek olsa, ancak bu takdirde, üvey kız ile evlenmek haram değildir.

Kendisi ile zina edilen bir kadın, zina eden erkeğin oğluna veya torununa, babasına veya dedesine haram olduğu gibi, zina ettiği kadının kızı, oğlunun veya kızının kızı o erkeğe haramdır.

d) Gelinler: Bu tabir oğlunun karısı ile erkek torunların hanımlarını içine almaktadır. Bu sebeple, bir kimse, oğlunun boşadığı kadını ala-madığı gibi torunlarından birisinin ölümü veya boşaması ile dul kalmış bulunan karısı ile asla evlenemez. Bu haramlık müebbettir. Oğul veya torun, o kadınla gerdeğe girmiş olmasa bile hüküm aynıdır.

Emişmeden doğan haramlık:
Emme ve emzirmeden meydana gelen haramlık, soy itibarıyla olan haramlık gibi yedi sınıf kadını kuşatmaktadır. Tafsilâtı fıkıh kitaplarımızın "RADA" bahsinde görülen mevzûu, bütün yönleri ile değil, ölçü teşkil eden tarafları ile ele almak istiyoruz. Şöyle ki:

Emen ile emziren arasında "süt haramlığı"nın tahakkuk edebilmesi için, emen çocuğun iki yaşını geçmemiş olması; süt veren kadının da dokuz yaşında veya daha büyük olması şarttır.

Bu vasıftaki bir çocuğun bir kadını emmesi neticesinde sütün mideye inmesi ile haramlık tahakkuk eder. Süt veren kadın; ister evli, ister dul, isterse bâkire olsun. Emen çocuk da o kadını gerek hayatta iken, gerekse ruhunu teslim ettikten sonra emmiş bulunsun. Emişme haramlığı yine tahakkuk eder. Süt, çocuğun ağzından veya burnundan midesine ulaşsa; ağızla emmek sûretiyle veya emzikle verilse haramlık yine meydana gelir.

Hanefî mezhebinde, mideye inen sütün az veya çok olmasında, bir defa veya mükerrer olarak emzirilmesinde, haramlığın tahakkuku bakımından, hiçbir fark yoktur. Bu haramlığın meydana gelmesi için sütün mideye inmesi kâfidir.
Emişmeden doğan haramlık, iki çocuğun karşılıklı olarak birbirinin annesini emmekle tahakkuk edeceği gibi, bunlardan birinin diğerinin annesini emmiş olması ile de meydana gelir.

İki çocuk, kendi analarından başka, üçüncü bir kadının sütünü em-mekle de süt kardeşi olurlar. Bunlar; birinin erkek, diğerinin kız olması halinde birbiri ile evlenemiyecekleri gibi, süt emdikleri kadının çocukları ile de evlenemezler.
Süt emmekten meydana gelen yakınlıkta hürmeti musâhere de tahakkuk edebilir. Şöyle ki: Bir kimse, sütoğlu'nun veya süt babasının boşadığı kadını alamaz. Bir kadın da süt kızının kocası ile evlenemez. Bir erkek, sütkızına şehvetle dokunacak olsa, karısı kendisinden haram olur.

Muvakkat haramlığı gerektiren sebepler:
Gerek soy, gerek süt, gerekse hısımlık itibarıyla birbirine mahrem olan iki kadının, bir erkeğin nikâhı altında toplanması haramdır. Bu hüküm müvâcehesinde bir erkek:

a) İki kızkardeşi;

b) Karısının hala veya teyzesini

c) Karısının oğlan veya kızkardeşinin kızını, karısı ile birlikte ve aynı zamanda bir nikâh altında toplayamaz. Bu davranış haramdır. Ancak bu haramlık, müebbed değil, muvakkattir. Karısı öldükten veya aralarındaki nikâh bağı çözüldükten sonra, o erkeğin sayılan kadınlardan biri ile evlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Müslüman bir erkeğin, ehl-i kitaptan olmayan bir kadını nikâhlaması haramdır. Bu haramlık müebbed olmadığı için, o kadının semâvî dinlerden birini kabûl etmesi halinde kalkabilir ve bir müslüman erkekle evlenmesi mümkün olur.

Kocası tarafından boşanmış veya erkeğinin ölümü üzerine dul kal-mış bulunan bir kadını, talâk veya ölüm iddetinin dolmasından önce, bir erkeğin nikâhlaması haramdır. İddet tamam olunca bu mahzur ortadan kalkar ve onunla evlenmek câiz olur.

Nikâhı altında dört tane hür kadın bulunan bir erkek, beşinci bir kadını nikâhlayamaz. Şayet bunlardan biri vefat ederse veya kocası tarafından boşanacakolursa, boşanan kadının iddeti tamam olduktan sonra o erkeğin başka bir kadını nikâhlaması câiz olmaktadır.

Üç talâkla boşanmış bir kadının, aynı erkeğe bir defa daha nikâhlanması haramdır. Meydana gelen haramlık, mavakkat olduğundan, ilk kocasından ayrılışını müteâkiben ve iddetini doldurduktan sonra başka bir erkeğe varıp gerdeğe girecektir. İkinci kocanın ölümü halinde ölüm iddetini; boşaması halinde talâk iddetini doldurduktan sonra ilk kocası ile evlenmesi mümkün olmaktadır.

 
Hep aynı ağız hakkaten bende diyordum ne zaman yazacak İNANIOSAN diye :)
birincisi bu işler copy paste yele olmuyor ,eksik kalıyor komik duruyor ,bunları copy-paste yapcağına iki satır gen bilimindeki gelişmleri okusan aslında ,yazdıklarını sileceğinden eminim,neyse oda olur diyorum

bak :

her insanda 23 çift kromozom vardir her bir çift kromozomun bir tanesi anneden, digeri babadan gelir. kromozomlar, kalitimimizla ilgili olan dna´yi içerir. dna´nin fonksiyonel ürün kodlayan bölümlerine ise gen denir. buraya kadar tamam herhalde

herbir kromozomda binlerce gen vardir. her gen, kromozom üzerinde özel bir yere sahiptir,genler bir kusaktan digerine aktarilan kalitsal birimlerdir. bazi hastaliklarin ortaya çikmasinda sadece anneden veya babadan bozuk gen aktarilmasi yeterliyken, bazi hastaliklarda hem anneden hem de babadan bozuk olan genin alinmasi sonucu hastalik ortaya çikar. böyle bir durumda anne ve baba saglikli olabilirler, ancak bozuk gen tasimaktadirlar; yani tip dilinde heterozigot !!!!!olarak adlandirılan durum söz konusu. hastaligin ortaya çiktigi çocuk ise homozigot´tur yani her iki bozuk genide aldigi için hasta olmustur. iste bu kalitima otozomal resesif kalitim!!!!! denmektedir. otozomal resesif kalitimda, ayni bozuk geni tasiyan anne ve babanin hasta çocuk sahibi olma ihtimali %´tir.

akraba evliliklerinde, hem annenin hem babanin ayni bozuk geni tasima ihtimali, akraba evliligi yapmayan diger kisilere oranla daha yüksek oldugu için, çocugun da hasta dogma ihtimali, normal populasyona göre artmistir. bununla beraber, düsük ve ölü dogum ihtimali de artmistir.

Sağlık yönü bu,engelli olacak diye birşey yok ,ama bütün ömrü boyunca taşıyacağı hastalıklarla doğabilir ya da daha kötüsü o sağlamken çocuğunda çıkabilir,ha diceksin ki oran ne oran binde 1 bile olsa saçma sapan inançlar uğruna çocuğun için risk almaya değer mi diyeceğim sana,

Ve yine dinden gitmek istersen,din bir yorum farkı değilmidir çoğu zaman ,kutsal kitapta şüphesiz kusursuz yazılmıştır ama onu yorumlayanlar o kadar kusursuzmudur ? bu yazdıklarının çoğu bunlarla evlenmenin haram olduğunu belirtiyor ,ama nalıncı keseri gibi kendine yontarsan bunlarla evlenilmez ama diğerleriyle evleilebilir diye bir düşünceyede varırsın,bilirsin alkol haramdır ama kitapta alkol şarap üzerinden gider,bu zihniyetle şarap haramken votkanın haram olmadığını düşünen biri ne kadar mantıklıdır,votka yazmaz kuranda çünkü

bu bir gerçek sonuçta insanlar akrabalarıyla evleniyor,çokda umurumda değil hiçbiri ,sadece şu var bu riskli olayı aa böle birşey yokmuş gibi yazmak,ne kadar vicdani bir durum....
 
Son düzenleme:
sen zaten bilgiyi hazmetmekten cok saldırı amaççlı kullnıyorun ama bilesin ki elindeki kuru sıkı.. bir fikri beğenmeyebilirsin ki bir bölümünde bilimsel veriler getirmişsin bu güzel ama yine kendine göre yorumlamışsın. ben sana sağlık bakanlığının verilerinden ve yüzdelerinden bahsediyorum % 1 bile olsa risk var ama % 99 da sağlıklıysa risk yok.

kur'an'da şarap diye geçmez önce bunu iyi öğren.. o engin bilginize sığınarakaçıklayalım

Ey iman edenler! İçki, kumar, tapmaya mahsus dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bunlardan kaçının ki, murada eresiniz.” (Maide Sûresi, 90)

5- “Şeytan, içkide ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi?” (Maide Sûresi, 91)


insanların inanaçlarına, ki ateist osun..hiristiyan olsun saçmasapan diyemezsiniz..haddinizi bilin. size uzun uzun yazmanın da mantığı yok çünkü size ne söylense bildiğinizi okumaya devam edeceksiniz. herkes neye inanıyor veya inanmıyorsa saygılı olduğu muddetçe,hakaretvari konuşmadığı muddetçe cevap verilir yoksa verilen cevaplara acırım..
 
Bilgi bir silah değildir ki ona sahip olanlar tarafından silah olarak algılansın,bilmek önemlidir ama öğrenmenin yerini hiçbirşey tutamaz,yoksa kurusıkı olsa ne 155 lik obüs olsa ne,bazen içindeysen içindesindir değilsen bakarsın aval aval

cevaba acıyıp bu kadar cevap vermen ilginç doğrusu hele karşındakinin cevaba ihtiyacı yoksa soru sormadığından mütevellit

bu arada ben sağlık bakanlığı verisi göremedim yazında ama onu sonramı copy-paste yapacaksın ,eğer enstitütünün verileriyle konuşuyorsan pek itibar etme derim verdiği rakamların ne kadar sağlıklı olduğu hususunda,

bak ne güzel demişsin 100 de 1 bile olsa risk var,şimdi diceksinki hayatın her alanında risk var doğru hayatın her alanında ama bu riski bir salt kendin alıyorsun öncelikle başına gelen,başımıza gelenler çoğu zaman kendi aldığımız risklerin yansıması hayatlarımıza,ama akraba evliliğindeki risk bizi kapsamıyor doğacak çocuğu kapsayan birşey anne -baba bile olsan bir çocuğun geri kalan ömründe yaşıtlarından farklı olmasına sebep olmaya hakkımız yok,ve kimseninde yok,benim baştan beri savunduğum, bu hakkı yok kimsenin bu riski almaya,yoksa kim kimle evlencek bana ne...

şimdi diğer mevzuya gelirsek,benim geniş bir pencereden bakma talebime ,görüş açına bağlı bir cevap vermişsin,önce onu açıklayayaım demek istedim ki,kuran ,malesef ki onun yazıldığı dile hakim olmadığımız için yorumlayanların bize söylediklerine güvenmemiz gereken yol gösterici çoğu zaman,arap dilinin harikalığı yanında şu an kullandığımız türkçeden ziyade ne idiğü bilinmez dile dönüşümler sorun çıkarıyor,bu yüzden çoğu olguyu yazıldığı gibi değil yorumlandığı gibi sokuyoruz hayatımıza zaten insan olarak zayıfız ve kendi işimize geldiği gibi kullanmayı seviyoruz birde yorum farkları tuz biber ekiyor olaya,demem o ki bu haramdır denilen şeylerin dışındakiler doğru demek değildir, senin verdiğin örneklerde bile eğer araştırırsan bir biriktelik yok,kimisi şarap demiş kimisi içki, oysa ki orada geçen hatırımda kaldığı kadarıyla sarhoşluk veren içki anlamında şarap sözü geçmez zaten orda ,ama şarap farklı anlamlarda geçer,arap dilinin esnekliğiyle ,bu yüzden biraz daha araştır düşünce kalıplarının seni dizginlemesine izin vermeden,o zaman yaşayış hayatınıda ekle

son olarak şunu belirterek ,bitirmek istiyorum bitirmek derken komple bitirmek,eğer dinde bile yazsa -ki islam dininde asla böyle birşey olmaz- doğacak çocuğun sağlığı konusunda bir risk varsa gene karşı çıkarım, bırak insanların yasası ilahi bir yasa bile olsa bile, bütün dünya buna inansa bile,doğacak çocuğun hakkını,doğacak çocuğun sağlığını gene düşünürüm,nokta
 
şimdi öncelikle yazımı iyi oku hiç bir zaman islam akraba ile evlen veya yabancı ile evlen demez. bu benim araştırmam. islamda evlenilmesi haram olan kadınlar sıralanmış senin iğrenç dediğin amca kızı, dayı kızı o sıralamada yok. yani evlenilebilir diyorum illa da akraba evliliği yapın demiyorum .bu konudaki yanlışa dikkat çekiyorum. isteyen akraba veya değil evlenebilir.

islamda içki tabiri kullanılırken sarhoşluk veren her içki der bu genel bir tabirdir adı ne olursa olsun hepsini kapsar. yorum farkıyla alakası yok eski arap toplumu hurmadan ve uzümden yapılan içkiyi kullanırdı. sarhoşluk veriyorsa haramdır bize kafası ayık, ne yaptığını bilen, sorumluluk taşıyabilen adam lazım..

islam dininin ilk ayeti ''oku'' dur ki bu hiç bir dine nasip olmamış bir yaklaşım şeklidir. islam daima bilimi bilgiyi ve öğrenileni yaşamayı emretmiştir bildiği ile ilgili davranışları yapmayanları ''kitap yüklü eşeklere benzetmiştir.'' yani bilginin hamallığından başka ona birşey kalmaz
.
alıntıladığım konular yıllardır bildiğim ama yazmaya üşendiğim konulardır kolaydan oraya yapıştırdım. kanıt alıntı da olabilir kendi herkesin kabul ettiği doğrular da..
hiç bir zaman önyargılı olma..en sevmediğin adamlarda bile orjinal fikirler öğrenebilirsin..yoksa çok şey kaybedersin..
 
Son düzenleme:
Üst Alt