NAAT-ı ŞERİF
seccaden kumlardı...
devirlerden,diyarlardan
gelip göklerde buluşan
ezanların vardı.!
mescid mümin.minber mümin..
taşardı kubbelerden tekbir
dolardı kubbelere ^amin^
ve mübarek gecelr,dualarımız
geri gelmeyan dualardı...
geceler pırıl pırıl,
kandillerin yanardı !
kapına gelenler,ya muhammed
-uzaktanüyakından-
münin döndüler kapından !
besmele akmagimizin bereketi idi,
iki dünyada aziz ümmet
muhammed ümmitiydi
konsun yine pervazlara güvercinler;
Hu Hu lara karıssınlar aminler...
mübarek akşamdır ;
gelin fatihalar,yasinler !
şimdi seni ananlar
anıyor ağlar gibi...
ey yetimler yetimi;
ey gariplar garibi
düşkünlerin kanadıydın
yuksulların sahibi;
nerde kaldın ey resul
nerde kaldın ey nebi ?
günler ne günlerdi ; ya muhammed
çaglar ne çaglardı;
daha dünyaya gelmeden
müminlerin vardı...
ve bir gün ki gaflat
çöller kadardı.
halimenin kucagında
abdullahın yetimi
aminenin emaneti aglardı...
haticenin goncasıydın
aişenin gülüydün,
ümmetinin göz bebegi
göklerin rasulüyüdün
elçi geldin,elçiler gönderdin..!
ruhunu allaha
elini ümmetine verdin
beşigin,yurdun,yuvan
mekkede bunalırsan
medineye göçerdin
biz bu dünyada nereye
göçelim, ya muhammed?
yeryüzünde riya,inkar,hiyanet
altın devrini yaşıyor.
diller,sayfalar,satırlar
ebu leheb öldü,diyorlar
ebu leheb ölmedi, ya muhammed
ebu cehil kıtalar dolaşıyor
neler duydu şu dünyada
mevlidine hayran kulaklarımız;
ey adlar ezberledi ey nebi
adına alışkın kulaklarımız...
artık yolunu bilmiyor
artık yoılunu unuttu
ayaklarımız...
kabene siyahlar
yakışmamıştı,ya muhammed
bu günki kadar..!
Arif Nihat ASYA
seccaden kumlardı...
devirlerden,diyarlardan
gelip göklerde buluşan
ezanların vardı.!
mescid mümin.minber mümin..
taşardı kubbelerden tekbir
dolardı kubbelere ^amin^
ve mübarek gecelr,dualarımız
geri gelmeyan dualardı...
geceler pırıl pırıl,
kandillerin yanardı !
kapına gelenler,ya muhammed
-uzaktanüyakından-
münin döndüler kapından !
besmele akmagimizin bereketi idi,
iki dünyada aziz ümmet
muhammed ümmitiydi
konsun yine pervazlara güvercinler;
Hu Hu lara karıssınlar aminler...
mübarek akşamdır ;
gelin fatihalar,yasinler !
şimdi seni ananlar
anıyor ağlar gibi...
ey yetimler yetimi;
ey gariplar garibi
düşkünlerin kanadıydın
yuksulların sahibi;
nerde kaldın ey resul
nerde kaldın ey nebi ?
günler ne günlerdi ; ya muhammed
çaglar ne çaglardı;
daha dünyaya gelmeden
müminlerin vardı...
ve bir gün ki gaflat
çöller kadardı.
halimenin kucagında
abdullahın yetimi
aminenin emaneti aglardı...
haticenin goncasıydın
aişenin gülüydün,
ümmetinin göz bebegi
göklerin rasulüyüdün
elçi geldin,elçiler gönderdin..!
ruhunu allaha
elini ümmetine verdin
beşigin,yurdun,yuvan
mekkede bunalırsan
medineye göçerdin
biz bu dünyada nereye
göçelim, ya muhammed?
yeryüzünde riya,inkar,hiyanet
altın devrini yaşıyor.
diller,sayfalar,satırlar
ebu leheb öldü,diyorlar
ebu leheb ölmedi, ya muhammed
ebu cehil kıtalar dolaşıyor
neler duydu şu dünyada
mevlidine hayran kulaklarımız;
ey adlar ezberledi ey nebi
adına alışkın kulaklarımız...
artık yolunu bilmiyor
artık yoılunu unuttu
ayaklarımız...
kabene siyahlar
yakışmamıştı,ya muhammed
bu günki kadar..!
Arif Nihat ASYA