Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Bilgi] Hi-Fi (High Fidelity / Çok Duyarlı ya da Yüksek Kalitede) Ses Sistemleri

Laus_Deo

Üye
Üyelik
31 Mar 2005
Konular
17
Mesajlar
430
Reaksiyonlar
0
Bu konuda çok konuşulacak ve yazılacak şey var çok.

Öncelikle,Hi-Fi olayının dipsiz bir kuyu olduğunu vurgulamak gerek. Özellikle Hi-Fi olayında maddi olanakların alabildiğince olması yani para olduğu sürece müzk dinleme zevkinde harikalar yaratma seviyesi doğru orantılı olarak artmakta.

Sevgili Andante, alperstein, Dante ve halaz gibi müzik ile alakadar forum yazarlarının bu dipsiz kuyuda deneyimlerini bizimle paylaşırsa büyük mutluluk duyacağız. Öyleki; Hi-Fi son derece pahalı ve karmaşık bir konu. Aşağıda çeşitli yerlerden alıntı yapılarak konu hakkında mümkün olduğunca öz açıklamalarda bulunmak istenmiştir.

HI-FI NEDİR ?

HiFi, Ingilizce'deki "High Fidelity" yani yüksek sadakat kelimelerinin kisaltmasidir. Bazi teknik açilardan hata payi belirli oranlarin altinda olan (yani HiFi normlarına uygun) ve evde kullanilmaya yönelik müzik sistemleri HiFi sistemler olarak kabul edilmektedir. Ancak HiFi normlari oldukça düsük standartlardir, ayrica teknik ölçümlerle algilanan ses kalitesi arasinda bugüne kadar pek bir iliski saptanamamistir. Sonuç olarak son yillarda daha yüksek bir performans düzeyini ifade etmek için High End ve Ultra-Fi gibi iki kavram daha gelistirilmistir. Ancak bunlar arasinda kesin ayirimlar yoktur. Yüksek sadakatle ne ifade edilmek istendigini daha iyi anlamak için müzisyenlerin icrasindan bizim algilayisimiza kadar sesin ne gibi islemlerden geçtigine bir göz atmakta fayda vardir:

1. Müzisyenler içinde bulunduklari stüdyo veya konser salonunun akustik özelliklerine göre müzigi duyarlar ve icra ederler. Örnegin reverberasyon süresi kisa olan bir ortamda bir müzisyen bir notayi daha kisa süreyle duyar ve müzigin temposunu ona göre ayarlar. (Music of Sound, James Boyk)

2. Mikrofon adedi, tipi ve yerlestirilisine göre dogrudan gelen ve yansiyarak gelen sesler mikrofonlarca farkli oranlarda, farkli zaman araliklariyla algilanir.

3. Herbir mikrofonun algiladigi ses elektrik enerjisine çevrilerek bir kayit cihazina iletilir ve bu cihaz tarafindan genellikle birer manyetik kayit ortamina kaydedilir. Son yillarda söz konusu sinyallerin çok sayida (Ör: 44100/saniye) örnegi alinarak, tamaminin aslina uygun (analog) olarak kaydedilmesi yerine, tamamini temsil ettigi varsayilan örneklerin kaydedildigi dijital sistemler yayginlasmistir. (Bu sistemlerin ilk ticari örnekleri gelistirildiginde saniyede 44100 örnekle temsil edilen bir sinyalle orijinali arasinda insan kulagi tarafindan fark algilanamayacagi iddia edilmekte idi. Bu sistemleri gelistirmis olan firmalar bugün saniyede 192 bin örnekleme yapan sistemler üzerinde çalismaktadirlar.)

4. Kaydedilen sesler, faydasinin zararindan fazla oldugu kabul edilen ton ayari, reverberasyon etkisi ekleme, sikistirma gibi islemlerden geçirilir. Bunlarin en önemlisi sikistirmadir. Çogu canli müzikte en alçak sesle en yüksek ses arasindaki fark mevcut teknolojilerin kapasitesinden büyüktür. Ayrica ev kosullarinda orijinali kadar yüksek sesle müzik dinlemek pek mümkün olmayacagindan alçak seslerle yüksek sesler arasindaki farkin azaltilmasi anlamina gelen sikistirma islemi uygulanmaktadir. Uygulanmadigi takdirde sesi ya alçak sesleri duyamayacagimiz kadar kismamiz ya da yüksek seslerin bizi, komsularimizi rahatsiz
edecegi kadar açmamiz gerekir. Uygulanmasi kaçinilmaz olan sikistirma isleminde çok önemli olan bir husus vardir. Sikistirma islemi her bir ses için ayri ayri yapilmalidir. Ayri ortamlara kaydedilmis sesler birlestirildikten sonra sikistirma yapilirsa müzigin akisi sirasinda ortaya çikan yeni bir ses devam etmekte olan seslerde anlamsiz bir zayiflamaya sebep olacaktir. (Compression In Mastering, Bob Katz)

5. Bu sekilde islenmis olan sesler stereo bir sistemde sag ve sol kanal dengeli olacak sekilde birlestirilir. Stereo sistemlerin amaci yalnizca iki ses kanali kullanarak insan isitme sisteminin yön algilama becerisinin aldatilmasi ve bu sayede ikiden fazla adette ses kaynagi varmisçasina bir sahne görüntüsü olusturulmasi seklinde açiklanmaktadir. Ancak ayni maliyetle üretilecek iki kanalli bir sistemin tek kanalli bir sisteme göre daha düsük kalitede olmasi kaçinilmazdir. Sonuç olarak sahne görüntüsü elde etmenin müzikten alinan zevke olumlu katkisi olabilecegini bile kabul etsek ses kalitesinin diger açilardan düsmesinden daha önemli bir katkisi olacagi gayet süphelidir. Ayrica kulagimiza çok sayida yerden ses gelmesiyle, o hissi yaratacak sekilde iki yönden ses gelmesi kesinlikle tam ayni etkiyi yaratamaz. Örnegin tüm zil seslerinin bir kanala kaydedilmis oldugu bir stereo sistemi dinledigimizde sanki diger taraftaki kulagimiz tikali gibi hissederiz. Bu nedenle büyük çogunlukla gerçekçi sahne görüntüsünden fedakarlik yapilarak kayitlarin daha rahat dinlenebilir olmasina öncelik verilmektedir. Örnegin sanki davul seti sahnenin bir ucundan digerine kadar uzuyormus gibi bazi zil sesleri sag, bazisi sol, bazisi da ortadan gelecek sekilde kayitlar yapilmaktadir. (Piyasaya sürülecek ürün tasinabilir müzik sistemlerinden, çok yüksek kaliteli sistemlere kadar çesitli ortamlarda kullanilacagi için 4 ve 5. maddelerde belirtilen islemler tüm bu ortamlar gözönüne alinarak yapilir. Yapimci sirketler ürünlerini pazarlama stratejilerine göre farkli düzeydeki sistemlere göre optimize ederler.)

6. Yapilmis olan kayitlar evimizdeki HiFi sistemde sese dönüstürülür.

7. Odanin akustiginden de çesitli sekillerde etkilenen sesler kulagimiza ulasir.

8. Beynimiz kulak tarafindan kendisine iletilen sesin özelliklerini o anki ruh halimiz, deneyimimiz, beklentilerimiz, dikkatimiz dogrultusunda seçici olarak algilar ve yorumlar. Örnegin dikkatimizi sesin ne kadar detayli olduguna yönelttigimiz sirada diger özellikleri degerlendiremeyiz. Görüldügü gibi müzigin icrasindan kulagimiza ulasana dek ses önemli degisikliklere ugramaktadir. Kayit islemleri, ve muhtemelen
HiFi sistem üreticilerinin tasarim çalismalari sesin aslina sadik kalinmasindan çok, pratikte en rahat ve zevkle dinlenebilir sonuçlari elde etmeye yöneliktir.

Hi-Fi Aletleri Satın Alırken

Dinleme Kosullari ve Yöntemi

Bir müzik sistemini mümkün oldugunca gerçekçi degerlendirebilmek için dinleme kosullariyla ilgili bazi hususlara özen göstermek gerekir:

Dinleme islemi sessiz, sakin bir ortamda gerçeklestirilmelidir. Odada mümkünse yalnizca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalidir. Çünkü diger kolonlarin hoparlörleri kendilerine ulasan ses dalgalarinin etkisiyle titresir ve bu titresimleri sesin kaynaginda durmasindan sonra, kisa da olsa bir müddet devam eder. Diger kolonlar ayrica sesin tonu, yönü gibi hususlari da çesitli sekillerde etkilerler. Eger odada baska kolonlarin
bulunmasi kaçinilmaz ise bu kolonlarin girisinin kisa devre edilmesi durumunda sorun bir miktar azalir. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframina parmaginizla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girisi kisa devre iken daha az ses çikacaktir. Esasen ideal olan çözüm test edilecek sistemin ileride kullanilacagi ortamda dinlenmesidir. Dinleme islemi en az iki güne yayilmali ve bir kaç saatten kisa olmamalidir. En az iki gün önerilmesinin sebebi kisinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasinda çogunlukla degismesidir. Ayrica kisinin alisik oldugu müzik sistemine göre çok yüksek kaliteli oldugu tahmin edilen (bu tahmin örnegin fiyata dayali olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve degerinin anlasilmasi için bir kaç hafta boyunca araliklarla dinlenmesi gerekebilir. Çünkü farkin çok büyük olmasi, normalizasyonun etkisiyle genellikle mevcut farkin dogru yorumlanabilmesini güçlestirmektedir. Dinleme islemi çesitli müzik türleri ile gerçeklestirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayitlara mutlaka yer verilmelidir. Eger bir karsilastirma yapilacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diger sisteme geçilmelidir. Çok hizli bir sekilde bir sistemden digerine geçis ses tonu gibi bazi farklarin algilanmasini kolaylastirmakla birlikte özellikle müzige iliskin kriterlerin algilanmasini güçlestirir. Algilanan sesin kayit, CD player veya baska bir kaynak, amplifikatör, kolonlar, oda ve kisinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu oldugu hiçbir zaman unutulmamalidir. Özellikle akustik açidan özel önlem alinmamis çogu odanin ses tonuna elektronik cihaz ve kolonlardan çok daha fazla etki ettigini unutmamak gerekir. Tek bir cihazin performansinin degerlendirilmesinde onun diger cihazlarla hem teknik (örnegin empedans uyumu) hem de ses karakteri açisindan uyumu konusunu da dikkate almak gerekir. Dinleme sirasinda dikkatimizi yöneltecegimiz kriterleri sese iliskin ve müzige iliskin olarak iki gruba ayirabiliriz.

Sese iliskin kriterleri dinleme

Sesin karakteri: Canli müzikte çok çesitli sesler vardir. Ayrica kayitlar da firmadan firmaya hatta albümden albüme küçümsenmeyecek farkliliklar gösterirler. Eger bir müzik sistemi her albümde benzer ses veriyorsa kayittaki farkliliklari örten kendine özgü bir ses karakteri var demektir. Örnegin bir müzik sistemi her zaman yumusak ses veriyorsa bu durum bir hatayi göstermektedir. Bir müzik sistemi gerektiginde sert ses de yumusak ses de verebilmelidir. Dinleme esnasinda sesin karakteri ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir konu da insan sesleridir. Insan kulaginin en aliskin oldugu seslerden biri dogal olarak insan sesidir ve bu nedenle bir müzik sisteminde sesin karakterinin ne kadar degistigini anlamak için erkek ve bayan sesleri içeren albümler de dinlenmelidir.

Sesin netligi: Müzik sistemlerinde kalite arttikça sesin netligi de artacaktir. Ancak bir müzik sisteminde tiz seslerin abartilmasiyla sesin netliginin daha yüksek algilanacagi da unutulmamalidir. Ayrica yüksek kaliteli sistemlerin net ve keskin sesinin düsük kaliteye alismis bazi dinleyiciler tarafindan sert zannedildigini de belirtmek gerekir.

Sesin büyüklügü: James Boyk "Thinking Person's Guide to Stereos" adli makalesinde "Bir müzisyen olarak HiFi sistemlerin canli müzige kiyasla en zayif olduklari alanin dinamik aralik oldugunu görüyorum" demektedir. Bir müzik sisteminde alçak seslerle yüksek sesler arasindaki fark ne kadar büyükse sistem canli müzige o kadar yakin ses vermektedir. Burada da müzik sisteminin "zorlanmasi" sonucu yüksek ses veriyormus hissi yaratmasi ile gerçekten yüksek ses vermesini karistirmamak gerekir.

Sesin tonundan bagimsiz performans: Bir müzik sisteminin performansi her tondaki seslerde ayni olmayabilir. Örnegin sesin netligi tiz seslerde zayif olup bas seslerde daha iyi olabilir. Veya orta kalinliktaki seslerde derinlik hissi makul iken tiz sesler kolonlardan geliyor gibi olabilir.

Sahne görüntüsü: Stereo sistemlerin amaci iki kolonla üç boyutlu sahne görüntüsü elde etmek olarak açiklanmaktadir. Bu sekilde evimizde konserdekine daha yakin bir zevk alacagimiz kabul edilmektedir. Bir müzik sistemi sahne görüntüsünü ne kadar net olusturabilirse sistemin kalitesinin o kadar yüksek oldugu düsünülmektedir. Bununla birlikte, çok belirgin, net bir sahne görüntüsünün müzikten aldigimiz zevki olumsuz etkilemesi daha muhtemeldir. Bir stereo sistem müzisyenlerin sahnenin neresinde bulunduklarini gösterebilir, ancak hareketlerini, mimiklerini gösteremez. Bir konserde gördüklerimiz duyduklarimizi güçlendirebilir ama stereo sistemle sahne görüntüsü olusturmak müzisyenlerin duygularini dinleyiciye aktarma yönünde herhangi bir katkida bulunmaz. Aksine ilgimizi müzikten görüntüye kaydirabilir. Aslinda
gördüklerimiz bir konserde de müzikten aldigimiz zevki azaltabilir. "Duygulanim ile isitme arasinda görmeye nazaran daha yakin bir iliski vardir." (Music and the Mind, Anthony Storr s.26). Özellikle yüksek kaliteli sanat müziginde bazi kolay algilanabilecek melodi v.s. yaninda çogunlukla beynimizin sinirlarini zorlayacak harmoni, tema gibi unsurlar vardir. Bunlari algilamak ise yogun dikkat ve analitik düsünce gerektirir. Oysa duyu organlarimiza ulasan uyaranlar uzun vadeli hafiza kullanimi ve analitik düsünce gerektiren bu gibi islerdeki basari oranimizi azaltir. (A Role for Memory in Divided Attention Between two Independent Stimuli, Hafter, E.R., Bonnel, A.-M., Gallun, E. ve Cohen, E.). Muhtemelen çogumuzun kaliteli, sanatsal müzik dinlerken gözlerimizi kapattigimizda müzikten daha çok zevk aldigimiz durumlar olmustur. Iyi bir stereo sistemde seslerin yeri sesin gücü ve tonu degisse de sabit kalabilmelidir. Ayrica yanlardan gelen sesler de ortadan gelen seslere benzer derinlik hissine sahip olabilmelidir. Bazi müzik sistemlerinde özellikle yanlardan gelen seslerde derinlik hissinin azaldigini, sesin kolondan geldiginin belirginlestigini görmekteyiz. Burada derinlik hissi terimi sesin uzaktan gelmesini ifade etmemektedir. Derinlik hissi uzak veya yakin, sesin üçüncü boyutunun varligini kastetmektedir. Derinlik hissi yeterli olmadigi zaman seslerin kolonlardan geldigi barizlesir ve bu tarz ses dinleyenin ilgisini müzikten sese kaydirmaya meyillidir. Iyi bir stereo sistemin sahne görüntüsü yaratirken bir yandan da dinleyicinin ilgisini dagitmamasi gerekir.

Seslerin bagimsizligi: Bazi müzik sistemleri tek bir enstrumanin sesini oldukça "etkileyici" bir sekilde verebilirken çok sesli bir müzikte ayni basariyi gösteremezler. Elbette insanin algilama sistemi de çok sesli bir müzikte her sesi ayni netlikte duyabilecek kapasitede degildir, ama iyi bir müzik sisteminde her enstrumanin rahatlikla takip edilebilmesi, ortaya yeni bir ses çiktiginda diger seslerin bundan mümkün oldugunca bagimsiz kalabilmesi gerekir.

Müzige iliskin kriterleri dinleme

Bir müzik sisteminde ses kalitesi ile ilgili yukarida sayilan kriterlere göre hemen hemen hiçbir kusur bulunamamasi o sistemden zevkle müzik dinlenebilecegini garantilemez! Bunun iki sebebi vardir. Birincisi, sesin niteliklerinin algilanmasinda yanilgi payi oldukça yüksektir. Küçük sesin detayli sesle, tiz sesin net sesle, keskin sesin sert sesle, zorlanma hissinin yüksek sesle karistirilmasi ve yukarida sayilan çesitli niteliklerin kombinasyonunun dinleyende farkli etkiler yaratmasi yanilgi payini yükselten faktörlerdir. Ikinci ve daha önemli sebep ise müzikten zevk almamizi saglayan ses niteliklerinin hepsinin kontrol edilmesinin
imkansiz denecek kadar zor olmasidir. Örnegin yukaridaki kriterlerin hepsine göre oldukça kaliteli gözüken bazi sistemlerin müzikten zevk almamizda büyük önemi olan ritm hissini sadakatle olusturamadiklarini gözlemlemekteyiz.

Sonuç olarak bir müzik sisteminin degerlendirilmesinde sesin niteliklerine iliskin kriterlerin kontrol edilmesinin yani sira, dikkatin tamamen müzige verildigi asagidaki yöntemin de kullanilmasi sarttir.

Bas, tiz, detay, distorsiyon gibi hifi jargonunu unutun,

Sesi degil, müzigi dinleyin,

Enstrumanlari ne kolaylikla digerlerinden ayirabildiginize, takip edebildiginize bakin,

Müzisyenlerin birbirleriyle uyumlu mu yoksa acemi gibi mi çaldiklarina bakin,

Müzigin sizi tempo (örnegin ayaginizla) tutmaya yöneltip yöneltmedigine bakin,

Müzik sisteminin ruh hali ve duygulari iletip iletmedigine, hangi duygulari uyandirabildigine bakin,

Müzigin bir müddet sonra sizi yorup yormadigina dikkat edin.

Tüm bu kriterlere göre degerlendirme yapilirken unutulmamasi gereken bir konu da hiçbir müzik sisteminin mükemmel olmadigidir. Bir sistem bazi müzik türleri için uygun iken bir baska sistem baska müzik türleri için daha uygun olabilir. Örnegin popüler müzikler en basit müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karsilik karmasik sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta bazen bunlari anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmak gerekir.

Dikkate Alinmasi Gereken Diger Hususlar

Teknoloji. Bazi teknolojilerin kendine has özellikleri vardir. Örnegin transistörlü amplifikatörlerin lambalilara göre genellikle bas kontrolünün daha iyi oldugu, borulu (horn) kolonlarin çok güçlü oldugu bilinmektedir. Ancak bu bilgiler bize belirli bir ürünün performansi konusunda yalnizca bazi ipuçlari verebilir. Piyasada çok kaliteli lambali amplifikatörler oldugu gibi düsük kaliteli olanlar da vardir. Benzer sekilde her teknolojiden iyi ve kötü örnekler bulmak mümkündür. Tecrübelerimiz bize hangi teknolojinin kullanilmis oldugundan çok kullanilan teknolojinin iyi uygulanip uygulanmamis olmasinin önemli oldugunu göstermektedir.

Teknik Özellikler.

Özellikle genis tüketici kitlelerini hedef pazar olarak gören bazi üreticiler frekans yanitsamasi, gürültü orani, distorsiyon orani gibi teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bir iliski oldugu izlenimini uyandiracak reklamlar yapmaktadirlar. Bu sekilde ürünlerinin aslina çok yakin ses verdigi izlenimini yaratmayi hedeflemektedirler. Zira teknik özelliklere bakildiginda örnegin en basit bir CD player'in hemen hemen mükemmel oldugu zannedilir. Böyle bir CD player'in brosüründe distorsiyon orani genellikle 1/10.000'i geçmez, frekans yanitsamasi 0,5 desibelden fazla bir sapma göstermez. Ancak yüksek kaliteli bir CD player ile düsük kaliteli bir CD player'in sesinin karsilastirilmasi durumunda bu kadar düsük hata oranlariyla açiklanamayacak ölçüde farkliliklar oldugu görülür. Bu durum bir müzik sisteminin tüm parçalari için geçerlidir. Hatta bazi üreticilerin tasarim ve üretim süreçlerinde önceligi teknik özelliklere vererek ses kalitesinden fedakarlik yapiyor olmalari da kuvvetle muhtemeldir. Nitekim bazi oldukça düsük kaliteli ürünlerin teknik özellikleri son derece kaliteli bazi ürünlerinkinden daha iyi gözükmektedir. Yani teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bazen negatif bir iliski dahi olabilir.

Fiyat

Bir müzik sisteminin fiyati yüksekse genellikle kalitesi de yüksek olmaktadir. Ancak elbette bunun istisnalari da vardir. Ayrica fiyat artisinin ses kalitesini ne ölçüde ve ne sekilde artiracagi da önemlidir. Çok çesitli müzik sistemleri dinleme deneyimine sahip olmayan çogu kisi fiyat arttikça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklasacagini, dolayisiyla kalitedeki degisimin giderek azalacagini düsünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasindaki farklarin ucuz ürünler arasindaki farklardan daha büyük olabildigini göstermektedir. Bu durumun baslica iki nedeni oldugunu zannediyorum. Birincisi düsük fiyatli ürünlerin imalati sirasinda temel önceligin ürünün istenen islevi mümkün mertebe güvenilir bir sekilde yerine getirmesinden ibaret olmasi. Yani kabul edilemeyecek gürültü oranlari disinda ses kalitesi açisindan fazla bir beklenti olmamasi ve markadan markaya fazla degismeyen standart parça ve yöntemlerin kullanilmasi. Ikincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düsük olmasi nedeniyle mevcut farklarin duyulmasinin zor olmasi. Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrildiginda ne kalitede ses alinacagi bir çok kisinin merak ettigi bir konudur. Maalesef biri nicelik digeri nitelik olan iki seyi karsilastirarak bu soruya net bir cevap verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Ancak bu konuya bir ölçüde isik tutabilecek su bilgiyi verebiliriz: Ilk defa dinledigi fiyat kategorisindeki bir sistem hakkinda yorum yapan çogu kisi ses kalitesi farkinin beklediginden fazla oldugunu belirtmektedir. (Kisinin alisik oldugu sistemler ile yeni dinledigi sistem arasindaki farkin çok büyük olmasi durumu hariç. Bu durumda kisinin farki dogru algilayabilmesi genellikle pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem begenilmeyebiliyor. Kisi duymaya alismis oldugu, dolayisiyla dogru oldugunu zannettigi bozulmalari çok yüksek kaliteli sistemde duymayinca sistemin güçsüz, detaysiz, heyecansiz bir sese sahip oldugu kanaatine ulasabiliyor. Bütçe ile ilgili sik karsilasilan bir soru da bütçenin ne kadarinin hangi parçaya ayrilmasi gerektigidir. Müzik sistemleri ile yeni
ilgilenmeye baslayan çogu kisi kolonlarin diger parçalardan daha önemli oldugunu düsünür. Kolonlar arasinda karsilastirma yapildiginda ses tonu gibi kolay hissedilen bazi farklar diger parçalara göre biraz daha fazla olmakla birlikte müzikten alinan zevki etkileme açisindan kaynak (ör: CD player) ve amplifikatör genellikle daha önemli rol oynamaktadir.

Uyum

Esasen bir müzik sistemini olusturan parçalarin uyumu en önemlisidir. Çok pahali ve kaliteli ancak birbiriyle uyumsuz parçalardan olusan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha kötü sonuç verebilir. Uyumlu bir sistemde parçalarin fiyati birbirine yakin olmaktadir. Bir müzik sisteminin parçalarini seçmeye hangisinden baslamaliyiz? Bu konuda çogumuzun en zor degistirecegi unsur salonun boyutlaridir. Salonun akustik özelliklerini bir miktar degistirmek çok zor degildir ama örnegin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 cm boyutlarinda bir kolondan düsük distorsiyon oranlariyla yeterli akustik güç ve bas ses elde edilmesi hemen hemen imkansizdir. Dolayisiyla salonu seçme sansimiz olmadigini farz edersek seçime kolonlarla baslayip, ona uygun amplifikatör ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazlarin birbirine uyumu konusunda bazi teknik kriterler var olmakla beraber seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kisiler ve düsük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi sonuç genellikle tüm cihazlarin ayni marka ve seriden olmasiyla elde edilmektedir.

Referanslar

Bohn, Dennis (Rane Corporation) "Signal Processing Fundamentals"
Boyk, James "Music of Sound"
Boyk, James "Rules of the Game"
Boyk, James "Thinking Person's Guide to Stereos"
Boyk, James "Ear Of The Beholder"
Grodinsky, Robert M., "Ultra High Resolution Loudspeaker System, United States Patent 4,597,100"
Hafter, E.R., Bonnel, A.M., Gallun, E. and Cohen, E. "A Role for Memory in Divided Attention Between two
Independent Stimuli"
Hiraga, Jean "Les Haut-Parleurs"
JBL Professional, "Sound System Design Manual 99"
Jourdain, Robert "Music, The Brain And Ecstasy"
Katz, Bob "Compression in Mastering"
Norwitz, Leonard "Are You On The Road To Audio Hell"
Penalva, Jean Michel "Du Son à l'Emotion La Haute Fidélité"
Russel, Dan "Hammer Nonlinearity, Dynamics and the Piano Sound"
Russel, Dan "The Piano Hammer as a Nonlinear Spring"
Storr, Antony "Music and the Mind"
Worral, David "Physics and Psychophysics of Music"

Can ŞAKARCAN

HI-FI KRİTERLERİ

1. Ton ayarı: Sesin frekans aralığı (frequency range) şeklinde tanımlanır. Hertz(Hz) ile ifade edilir. Kısaca alt, orta ve üst sesleri içeren bir skala içinde müzik dinleriz. Bir sistemin müziğin doğasında var olan bu sesleri aslına en yakın kapasitede verebilmesi önemli bir başarı ölçütüdür.

2. Reverberasyon etkisi: Canlı müzikte notaların belli bir duyulma süresi vardır. Müziğin temposu buna göre belirlenir. kayıt ortamında saptanan bu özelliklerin sistemimizde aslına uygun biçimde duyulması, yani seslerin gereğinden kısa veya uzun duyulmaması da önemli bir ölçüttür.

3. Dinamik aralık: Desibel(dB)cinsinden ifade edilir. Sesin büyüklüğü ile ilgilidir. Hiçbir audio sistemi canlı müzikteki büyüklüğü birebir veremez. Ancak en düşük ses ile en yüksek ses arasındaki aralık ne kadar büyük olursa, canlı müziğe o kadar yaklaşılmış olur.

4. Sahne görüntüsü: Müziğin icrasında enstrümanlar sahneye belli bir düzen içinde yerleşir. Bu üç boyutlu bir yerleşimdir. Bir müzik sistemi sahnedeki bu izlenimi doğru olarak yansıttığı ölçüde boyutlu ve başarılıdır.

5. Tını-ses rengi: Her enstrümanın belli bir ses karakteri vardır. Bu karakter harmonikler dediğimiz ve temel sese eşlik eden yan seslerle oluşur. Bunları doğruya en yakın biçimde bize ileten sistem, her enstrümanı kendi karakteristiğine uygun biçimde dinlememizi sağlar.

6. Dinamik değişim: Müzikte farklı enstrümanların seslerindeki yükseklik farkı dışında bir de aynı enstrümanın çeşitli iniş-çıkışları sözkonusudur. Canlı müzikte bu hiçbir zaman monoton bir çizgi izlemez. Sistemimizin bu konudaki başarısı da oldukça uç bir performansı ifade eder.

HOPARLÖR NEDİR?

Hoparlör Elektrik enerjisini ses enerjisine çevirir. Yapısı itibarıyle;
1. Konik hoparlörler (Direkt radyatörler) Ses dalgalarını doğrudan doğruya yayımlarlar
2. Hunik hoparlörler (Endirek radyatörler).Ses dalgalarını huni biçiminde bir borudan geçirerek yayımlarlar.

Özellikleri
1. Hoparlör toplam distorsiyonu küçük olmalıdır (Diyafram devintisi 2 mm.den küçük olmalı).
2. Frekans yansıtsama eğrisi düz, düzgün, geniş olmalı (Konuşma için:200- 7000 Hz/ Konuşma netliği için 3000 Hz.de tümsek olmalı).
3. Güç dönüştürme verimi yüksek olmalı.
4. Büyük ses (Akustik) güçlerde hoparlör hasara uğramamalıdır.
5. Transit işaretleri algılayabilmelidir.
6. Yönelgenlik (Direktivite) her frekansta aynı olmalı.
7. Sağlam olmalı.
8. Birim akustik güce isabet eden maliyeti düşük olmalı.

Hoparlör çeşitleri
1. Dinamik hoparlör (devingen bobinli),
2. Devingen demirli (distorsiyon fazla),
3. Armatürü dengeli (120 Hz.den düşük sesleri almıyor).
4. Kristalli-Tiz hoparlör olarak kullanılır. Artık piyasada bulunmamaktadır. Dayanıksızdır
5. Şerit
6. Elektrostatik-Geniş frekans bantlı, distorsiyonu küçük, sekizli polar diyagramı var.
Mahsurları: 250-2000 v. polarma gerilimi gerekir.
Toplam verimi düşüktür. Empedans uydurucu trafo gereklidir. Çıkış ses seviyesi düşüktür.

Hoparlör Frekans Karakteristiği
1. Hoparlörün bas seslerde iyi bir davranış göstermesi için hafif, az kütleli, sıkıca bir diyaframa gerek vardır. Tiz ve bas sesler arasında yeterince düzgün bir ses basınç seviyesi elde edilir.
2. Arka yüzden çıkan ses dalgalarının ön yüze geçişini önlemek üzere hoparlör geniş yüzeyli bir tahta üzerine takılır. Tahta akustik ekran olarak kullanılıp, akustik geri besleme önlenmeye çalışılır.

Hoparlörün Elektriksel Empedansı
Alçak frekanslarda empedansın en büyük değere ulaştığı frekansa hoparlörün rezonans frekansı denir.
Pratikte hoparlör empedansı 8 Ohm denince; 400 Hz.de ölçülen empedans bilinir.
Yüksek frekanslarda hoparlör empedansı artar. Bu nedenle,yuvarlak bir değer olsun diye hoparlör empedansı ile ölçmeler, 400-1000 Hz.arasında yapılır.

Hoparlör Polaritesi
Ölçüm için, bobin uçlarına pil bağlanır. Diyafram ileri giderse pilin artı ucunun bağlı bulunduğu yer, bobinin de artı ucudur.

Huni Hoparlörler
Alüminyum ya da plastikten yapılır. Huni hoparlörün üretebileceği en düşük frekansa, hoparlörün kesim frekansı denir. Huni hoparlörde güç dönüştürme verimi %10-%40 arasındadır ( Direkt radyatörde % 10.dur)

Çeşitleri.
1.Dikdörtgen (Rectangular horn)
2.Yuvarlak (Round horn)
3.Dönemeçli (Reentrant horn)
4.Boyunlu yassı (Conventional Radial horn)
5.Boyunsuz yassı (Neckless Radial horn)
6.İki geçitli (Double diffraction horn)

Hoparlör kabinleri
1. Açık
Duvardan en az 15 cm.uzağa konulmalıdır.

2. Kapalı
Alt kesim frekansı : 40-175 Hz
Üst kesim frekansı : 20000 Hz.
Açıktaki değerin 2,2 ile 12,5 katı fazla değer alır.

3. Kristalle geri beslemeli
(Phılıps firmasının buluşudur.) Bas Hoparlör merkezine pxe kristal-Piezoelektrik eleman yerleştirilmiştir.
Besleme devresi bulunmakta Ses dışarıya düzeltilerek verilmektedir.

4. Oluklu Bas Refleks ya Kanallı Hoparlör Kutusu yada Akustik Faz İnvertörü denir. Beşgen, altıgen şekilde dizayn edilebilir. Pvc yada kartondan yapılabilir.

İki yollu Hoparlörler : Bas-Tiz
Üç yollu Hoparlörler: Bas-Orta-Tiz
Bölüştürme filtresi:
Pasif Radyatör
Yardımcı bas hoparlorlörü.
Manyetik kısmı ve ses bobini yoktur.
Sistemin alçak frekanslardaki (Bas seslerdeki) karakteristiğini genişletmeye yarar.

HOPARLÖR GÜCÜ
Çalışma gücü ( Operating Power )
Ölçülmesi, 100-4000 Hz.arasında yapılır. Hoparlör ekseninden 1 M.uzakta 12 mikrobarlık (96 dB.lik) veya 3 M.uzaklıkta 4 mikrobarlık (86 dB.lik) ses basınç şiddeti üretebilmesi için hoparlör ses bobinine uygulanan sinüzoidal elektriksel güç değerine çalışma gücü denir.

Kapasite (Power Handling Capacity )
Hoparlörün hasara uğramadan dayanabileceği sürekli güç değeridir. Yüksek güçlü olarak bilinen bas hoparlörlerin kapasiteleri : 10-250 W. arasındadır.

Müzik gücü ( Musical Power )
Hoparlör bobinine 25 Hz.den küçük, konuşma ve müziği temsil etmek üzere darbeli gerilim uygulanır. Hoparlörde uğultu ve cızırtının başlamadığı, distorsiyonun henüz gözlenmediği duruma gelinceye kadar, giriş elektriksel gücü arttırılarak müzikal güç bulunur.

Hoparlör Gerçekleri

Bir hoparlörün sesinin güzelliği kişiden kişiye değişse de, tüm hoparlörler için belli kurallar vardır. Hoparlörlerin en başta ayrıldığı iki sınıf var: Aktifler ve Pasifler.

Aktif hoparlörler iç yapılarında bir güç kaynağı bulundururlar ve elektrik şebekesine bağlanmaları gerekir. Diğer yandan pasiflerin böyle bir ihtiyacı yoktur ve yükseltme merkezi olan amplifikatörden gelen ses sinyalini alarak sese çevirirler. Aktif hoparlörle bu durumda amplifikatör içinde yapılan yükseltme işlemini kendi içlerinde yaparlar ve DVD ve diğer kaynaklarda standart olan yükseltilmemiş (line seviyesinde) çıkışlara bağlanabilirler. Gerek burada incelediğimiz, gerekse incelememize katılamamış çoğu sistemlerde subwoofer aktif bir eleman iken diğer hoparlörler pasiftir. Hem aktifliği hem de diğerlerinden farklı frekanslarda çalışması sebebiyle subwoofer, amplifikatörler üzerinde genellikle kendine özel bir çıkıştan sinyal alır.

Hoparlör Seçmek

Bir hoparlörün kabin yapısının kalitesi; tasarımı sırasında o hoparlöre gösterilen özene ve konstrüksiyonuna dayanır. “Konstrüksiyon” kelimesi genelde “iskelet” anlamına gelse de burası işin içine yüzeyler de girer. Bu yüzeyler genellikle kasanın ağırlığını etkilediğinden, satın alırken kasa ağırlığını göz önünde bulunduranlar bile vardır (biraz karpuz seçmeye benziyor).

Kimi hoparlörler dış kaplamalarının altında kat kat sıkıştırılmış sunta ve/veya MDF(Medium Density Fibre Board, Orta Yoğunlukta Fiber Tahta) kullanırken, kimileri bu malzemeler arasında kumu da presleyerek sıkıştırırlar.

Hoparlörlerin üzerine uygulanan kaplama içinse genellikle vişne, dişbudak, akgürgen veya gül ağacı tercih edilir. Bu kaplamalar, üreticilere kaplamada kolaylıklar kadar, renk seçeneklerini çeşitlendirme imkanı da sağlar.

Plastik dökme kasalı hoparlörler ise ağaç kasalara göre genellikle daha düşük kaliteli olarak kabul edilir. Ancak akustik konusunda yaşanan yenilikler, özel plastikten dökülmüş yekpare plastik kasaların da oldukça kaliteli olabileceklerini göstermiştir. Diğer yandan eğer: “Hi-Fi’nin ucuna kadar geldim, ama o kadar da para harcamak istemiyorum.” Diyorsanız, sunta ve MDF kasaların sizin isteklerini gayet rahat karşılayabileceğini söyleyebiliriz. Bunların yanı sıra metal alaşımlı hoparlör kasaları da mevcuttur. Bu tip kasalarda genellikle alüminyum gibi yumuşak metaller tercih edilse de sesin gürültüye dönüşerek dışarıya çıkmasını engelleyen aslında birçok tedbir zaten kasa içine yerleştirilmiştir. Metal alaşımlı kasalar genellikle dökme olup, minumum ölçüde bağlantı noktası içerir. Bazı hoparlör üreticileri tarafından kullanılmakta olup, dikkatle incelenerek alınması gereken sistemlerdir.

Stereo, Hifi veya Ev Sineması terimlerine yabancı değilsinizdir. Ev eğlencesi, bütün bu ekipmanın entegre olduğu ve kendi evinizde müzik, film ve tv deneyimini yaşayabildiğiniz bir sistemdir. Ev eğlencesi, bütün medya türlerini tek bir şemsiye altında toplayabilir. Bugün CD, VHS, VIDEO, TV, DVD VIDEO ve LASER DISC bu çatı altındadır. Gelecekte ise DVD AUDIO, DIGITAL TV, WEB TV ve çok gelişmiş oyun konsolları da bu çatı altında yerini alacak.

Multimedya dünyasında kesin bir kural var. O da herhangi bir Ev Eğlencesi'nin bir yüzünde 'gerçek' sesi yaşayabilmeniz için speaker'a ihtiyacınız olduğu. En iyi müzikal kayıtlarındaki sonik etkiyi dışarıya yansıtmanın ötesinde speaker'lar ev içine de entegre edilebilme özelliğine sahip.

Ses Deneyimi

Gerçek bir sinemaya gittiğinizde filmin sesleri sizi sarmalar. Normalde perdenin arkasında üç büyük speaker gizli olabilir.

- İki tane sağda ve solda (stereo): Arka plandaki müziğin ve efektlerin etkisini vermek için,
- Ortada bir tane: ekran boyunca yayılan konuşma ve efektleri daha temiz verebilmek için.

Bir sinema salonunun yan ve arka duvarlarında ise çok sayıda speaker, ambiansı ve ekran dışı efektleri üretir. Bu speakerlar, sizin orada seyirci olduğunuzu unutarak ekrandaki sahnenin bir parçası olmanızı sağlar.

Evde benzer bir ses deneyimini yaşayabilmeniz için gerçek bir sinemada kullanılan ses sistemine benzer bir düzen kurmanız gerekir. Odalarınız gerçek sinema salonlarından daha küçük ve de optimal ses düzeni için daha az sayıda seyirci olduğundan, basit bir ev sinema sistemini kurmak daha kolaydır.

HOPARLÖR ALIRKEN NEYE DİKKAT ETMELİYİZ ?

1.Dinleme işlemi sessiz, sakin bir ortamda gerçekleştirilmelidir.

2.Odada mümkünse yalnızca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalıdır. Çünkü diğer kolonların hoparlörleri kendilerine ulaşan ses dalgalarının etkisiyle titreşir ve bu titreşimleri sesin kaynağında durmasından sonra, kısa da olsa bir müddet devam eder.Diğer kolonlar ayrıca sesin tonu, yönü gibi hususları da çeşitli şekillerde etkilerler.

3.Eğer odada başka kolonların bulunması kaçınılmaz ise bu kolonların girişinin kısa devre edilmesi durumunda sorun bir miktar azalır. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframına parmağınızla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz.

4.Kolonun girişi kısa devre iken daha az ses çıkacaktır. Esasen ideal olan çözüm test edilecek sistemin ileride kullanılacağı ortamda dinlenmesidir.

5.Dinleme işlemi en az iki güne yayılmalı ve bir kaç saatten kısa olmamalıdır. En az iki gün önerilmesinin sebebi kişinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasında çoğunlukla değişmesidir. Ayrıca kişinin alışık olduğu müzik sistemine göre çok yüksek kaliteli olduğu tahmin edilen (bu tahmin örneğin fiyata dayalı olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve değerinin anlaşılması için bir kaç hafta boyunca aralıklarla dinlenmesi gerekebilir. Çünkü farkın çok büyük olması, normalizasyonun etkisiyle genellikle mevcut farkın doğru yorumlanabilmesini güçleştirmektedir.

6.Dinleme işlemi çeşitli müzik türleri ile gerçekleştirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayıtlara mutlaka yer verilmelidir.

7.Eğer bir karşılaştırma yapılacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diğer sisteme geçilmelidir. Çok hızlı bir şekilde bir sistemden diğerine geçiş ses tonu gibi bazı farkların algılanmasını kolaylaştırmakla birlikte özellikle müziğe ilişkin kriterlerin algılanmasını güçleştirir.

8.Algılanan sesin kayıt, CD player veya başka bir kaynak, amplifikatör, kolonlar, oda ve kişinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Özellikle akustik açıdan özel önlem alınmamış çoğu odanın ses tonuna elektronik cihaz ve kolonlardan çok daha fazla etki ettiğini unutmamak gerekir. Tek bir cihazın performansının değerlendirilmesinde onun diğer cihazlarla hem teknik (örneğin empedans uyumu) hem de ses karakteri açısından uyumu konusunu da dikkate almak gerekir.

FİYAT PERFORMANS VE ARALARINDAKİ UYUM MESELESİ

Bir müzik sisteminin fiyatı yüksekse genellikle kalitesi de yüksek olmaktadır. Ancak elbette bunun istisnaları da vardır. Ayrıca fiyat artışının ses kalitesini ne ölçüde ve ne şekilde artıracağı da önemlidir. Çok çeşitli müzik sistemleri dinleme deneyimine sahip olmayan çoğu kişi fiyat arttıkça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklaşacağını, dolayısıyla kalitedeki değişimin giderek azalacağını düşünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasındaki farkların ucuz ürünler arasındaki farklardan daha büyük olabildiğini göstermektedir.

Bu durumun başlıca iki nedeni olduğunu zannediyorum. Birincisi düşük fiyatlı ürünlerin imalatı sırasında temel önceliğin ürünün istenen işlevi mümkün mertebe güvenilir bir şekilde yerine getirmesinden ibaret olması. Yani kabul edilemeyecek gürültü oranları dışında ses kalitesi açısından fazla bir beklenti olmaması ve markadan markaya fazla değişmeyen standart parça ve yöntemlerin kullanılması. İkincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düşük olması nedeniyle mevcut farkların duyulmasının zor olması.

Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrıldığında ne kalitede ses alınacağı bir çok kişinin merak ettiği bir konudur. Maalesef biri nicelik diğeri nitelik olan iki şeyi karşılaştırarak bu soruya net bir cevap verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Ancak bu konuya bir ölçüde ışık tutabilecek şu bilgiyi verebiliriz: İlk defa dinlediği fiyat kategorisindeki bir sistem hakkında yorum yapan çoğu kişi ses kalitesi farkının beklediğinden fazla olduğunu belirtmektedir. (Kişinin alışık olduğu sistemler ile yeni dinlediği sistem arasındaki farkın çok büyük olması durumu hariç. Bu durumda kişinin farkı doğru algılayabilmesi genellikle pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem beğenilmeyebiliyor. Kişi duymaya alışmış olduğu, dolayısıyla doğru olduğunu zannettiği bozulmaları çok yüksek kaliteli sistemde duymayınca sistemin güçsüz, detaysız, heyecansız bir sese sahip olduğu kanaatine ulaşabiliyor.

Bütçe ile ilgili sık karşılaşılan bir soru da bütçenin ne kadarının hangi parçaya ayrılması gerektiğidir. Müzik sistemleri ile yeni ilgilenmeye başlayan çoğu kişi kolonların diğer parçalardan daha önemli olduğunu düşünür. Kolonlar arasında karşılaştırma yapıldığında ses tonu gibi kolay hissedilen bazı farklar diğer parçalara göre biraz daha fazla olmakla birlikte müzikten alınan zevki etkileme açısından kaynak (ör: CD player) ve amplifikatör genellikle daha önemli rol oynamaktadır.

Esasen bir müzik sistemini oluşturan parçaların uyumu en önemlisidir. Çok pahalı ve kaliteli ancak birbiriyle uyumsuz parçalardan oluşan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha kötü sonuç verebilir. Uyumlu bir sistemde parçaların fiyatı birbirine yakın olmaktadır. Bir müzik sisteminin parçalarını seçmeye hangisinden başlamalıyız? Bu konuda çoğumuzun en zor değiştireceği unsur salonun boyutlarıdır. Salonun akustik özelliklerini bir miktar değiştirmek çok zor değildir ama örneğin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 cm boyutlarında bir kolondan düşük distorsiyon oranlarıyla yeterli akustik güç ve bas ses elde edilmesi hemen hemen imkansızdır. Dolayısıyla salonu seçme şansımız olmadığını farz edersek seçime kolonlarla başlayıp, ona uygun amplifikatör ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazların birbirine uyumu konusunda bazı teknik kriterler var olmakla beraber seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kişiler ve düşük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi sonuç genellikle tüm cihazların aynı marka ve seriden olmasıyla elde edilmektedir.

YENİ BİR SES SİSTEMİ KURARKEN

1.Satın alacağınız cihaz ne olursa olsun, sesini dinlemeden ve test etmeden almayin.( Ben test ettim ama yinede bir halt anlayamadım.Zira tek güne sığdırılmış bir zaman dilimim vardı. )

2.Amplifikatörünüzün, hoparlörlerinizin gücünün ve müzik dinlediğiniz odanın boyutlarının birbirleriyle orantılı olmasına dikkat edin.( Sonradan öğrendiğim üzre,Test odası ses yalıtımı yapılmış bir odaymış.BU durum benim sistemi almamda büyük bir neden olmuştu.)

3.Ses sisteminiz için satın alacağınız bütün cihazların aynı fiyat ve kalite sınıfında olmasınada dikkat edin.(Hi-Fi olayı o kadar büyük ve karmaşık bir olay ki her markanın orjin çıkışları ile fiyatları arasında performans ve fiyat olarak çok farklılıklar göstermektedir.)

4.Bir ses sistemi kurarken, aynı markanın değişik ürünlerinin birbirleriyle uyumlu olduğunu unutmayin.( Uyum Çok önemli.Ben En son olarak Hoparlürleri Vienna Acoustics firmasının yaptığı Beethoven Concert Grand high- end hoparlör ile birlikte en iyi Hi-Fi amfilerin üretildiğini düşündüğüm NAD firmasın'dan almıştım.Böylelikle kötü bir karar vermiş olduğumu ancak evde sistemi kurduğum'da anladım.Öyleki,Beethoven Concert Grand'ı test ederken NAD ile test etmemiştik.Açıkçası uyup uymayacağından tam olarak emin de değildik.Beethoven Concert Grand bass performans olarak mükemmel sonuçlar verdi ancak midler ve tiz ama özellikle midle performansta açıkçası benden sınıfta kaldı.

5.Aletleri test ederken herbirinde uzun süre dinlediğiniz bir CD nizi deneyiniz, aynı CD size her alette değişik bir tını verecektir.(Çok doğru bir durum bu.Özellikle ne tür müzik dinleyeceğiniz Hi-Fi sistemlerde çok önemli.Piyasa'da her markadan ultra Hi-Fi olarak lanse edilen bir çok Hoparlör kendi içlerin'de bile Rock,Jaz,Clasic gibi tarzlara yatkınlıkları ile ölçülüyor.Örnek olarak,Beethoven Concert Grand kullandığım amfi ile bağlantılı olarak Rock tarzında çok'ta uyumlu olduğu söylenemezken,ağırlıklı olarak Jazz ve Clasic müzik tarzlarına daha bir yatkın görünüyor.

Pek tabiki yukarıda ki önerilere göre sistem almak maddiyat ile doğru orantılı olarak mümkün olsa'da sistemi almak ile işlem sona ermiyor.Sistemi aldıktan sonra uygun ortamda sistemi yerleştirmek'te çok çok önemli bir durum.Elde edilecek ses kalitesi sistemin yerleştirilmesine bağlı diyebiliriz.İki hoparlörün arasindaki mesafenin, oturma konumunuz ile hoparlörler arasindaki mesafe kadar olmasidir. Odanin enine bağlı olarak bu mesafe az olabilir ama daha fazla olmamalidir. Örnek olarak;Hoparlörler ile oturacağımız mesafe 3 metre ise iki hoparlörün arasındaki mesafe'de 3 metre olmalıdır.Ayrıca,hoparlörlerin yerleştirildiği yerlerin sağ ve solunda cam kenarı veya kitaplık olmamalı hoparlör üzerlerinde herhangi bir nesne konulmamalıdır.Zira bu tür etkenler ses kalitesinde istenmeyen titreşimlere neden olmaktadır.

Bir Hi-Fi Sistemi kurmak ve kurduktan sonra ona çocuğunuz gibi bakmanız gerekir.Olmaz ise olmaz bir çok kurallar silsilesi vardır.Bunlar kısaca şöyle;

1.Sisteminize elektriği tek bir kaynaktan almaya özen gosterin.

2.Cihazlarınızı 20-25 gün gibi uzun sure kullanmayacaksanız mutlaka fişten çıkartın.

3.Hoparlör kablolarınız ile elektrik kablolarını yan yana getirmemeye çalışın. Çünkü elektrik akımı ses kablolarınızdan geçen ses sinyallerini bozabilir.

4.Amplifikatörünüzle hoparlörleriniz arasindaki kablo bağlantısını mümkün olduğu kadar kısa tutun ve kabloların çok fazla dolasmamasına özen gosterin.

5.Yüksek akım çeken cihazların elektriğini asla sisteminiz üzerinden almayin.

6.Ses sisteminizin yakınında açık halde cep telefonlarınızı bırakmayin, hele hoparlörlerin üstlerine açık bir cep telefonunu asla bırakmayin.

7.Manyetik akım içeren (aktif-çalisir vaziyette olan) cihazlar ve hoparlörler üzerine CD, kaset ve plaklarınızı koymayın, zarar verebilir.

8.En az altı ayda bir hoparlör kablolarınızın uçlarını birer santim kesin. Çünkü kabloların uçları zamanla kararır, oksitlenme yapar. Buda sesi etkiler.

9.Ses sisteminizde kalın kaliteli hoparlör kablosu kullanin bu sesi olumlu yönde oldukça etkileyecektir.

10.Eğer hoparlörünüz bi-wire (frekans ayrımlı) bağlantılı ise (bas ve tiz sürücüler için ayrı ayrı kablo girişleri) aradaki köprüleri kullanmak yerine hoparlör kablosundan bir parça ile köprüleme işlemini yapın daha iyi sonuç elde edersiniz, yada en iyisi iki kablo ile bi-wire kullanin, uzmanlar bi-wire bağlantının sesi %30 iyileştirdiğini söylüyor.

11.Kablolamayi yaparken (+), (-) uçların doğru bağlandığını mutlaka kontrol edin.

12.Kabloları hoparlöre bağlamanın en iyi yolu connectorlerle değil çıplak olarak bağlamaktır. Bunu tercih edin.

13.Hoparlör kablonuzu her 15, 20 cm de bir + yi -, - yi + yönüne bükerseniz (twist ederseniz) ses kalitesini oldukça yükseltmiş olursunuz.

14.Hoparlörlerinizin altında çivileri veya ayakları yoksa, çıkan seste komşularınizı rahatsız ediyorsa, hoparlörlerin altına tahta perde halkaları içine koyduğunuz tenis toplarını yada ikiye kestiğiniz silgileri yerleştirebilirsiniz.

15.Altı ayda bir hoparlörünüzü kasaya bağlayan vidalari kontrol edin, gevşemisse sağlamlaştırın. En ufak bir gevşeme sesi etkileyecektir.

16.Hoparlörünüz küçük bile olsa hicbir zaman cam yüzeyler uzerine yada yakınına koymayın ve pencerelerden mümkün olduğu kadar uzak tutmaya calışın. Çünkü cam sesi oldukça etkiler.

17.Oturduğunuz yerin arkasındaki duvarı kalın malzemeler ile kaplamanız sesin daha iyi gelmesine yardımcı olur.

18.Sisteminizdeki cihazları hiçbir zaman üst üste koymayın. Aralarında daima bölücü bir cisim olsun. Bu rezonans oluşmasını engeller.

19.Cihazlarınızı asla yere koymayın.

20.Ses siteminizi koyduğunuz zeminleri rezonansı engellemek icin ağır ve sert malzemelerden seçin.

21.Cihazların bakımını daima kuru ve yumuşak bir bezle yapın. Islak bez, deterjan, kimyasal madde kullanmayın.

22.Kaset çalarınızın kristal kafalarını, capstain milini ve lastiğini haftada bir alkollü bir pamukla temizlerseniz hem kasetleriniz ve kaset çalarınız uzun ömürlü olur hemde sesi daha kaliteli dinlersiniz. Ayrica kafaların belirli süreler sonra demanyetize edilmesi gerektigini unutmayin.

23.İstediginiz radyo istasyonunu net bir sekilde dinleyemiyorsanız, anteninizin uç kısmına bir miktar kalın bakır kablo ilave edin, eskisinden iyi dinleyeceksiniz.

24.CD lerinizin daha iyi tınlamasını istiyorsanız dinlemeden önce bir mıknatısın üzerine koyun, sonra dinleyin, kesinlikle daha iyi tınladığını göreceksiniz.

25.CD lerinizdeki küçük çizikleri üzerlerine diş macunu sıkarak yumuşak deri bir bezle ovup çıkartabilirsiniz. ( Ne yazık ki devasa çiziklere yapacak bir şey yok. )

26.Cihazlarınızı mümkün olduğu kadar tozdan korumaya çalışın.

27.Cihazlarını ani ısı değişikliklerinden koruyun.

28.Cihazlarınızı belirli bir ısı kaynağının yanına yada çok yakınına koymayın.

29.Tüm sistemlerinizi sudan uzak tutun.

30.Cihazlarınızın temizliğini yaparken su yada su ile ıslatılmış bezler kullanmayın.İllaki kullanmanız gerekiyorsa sadece nemli bez kullanın.

31.Sisteminizi mutlaka topraklı prize takın.

32.Evinizde voltaj problemi varsa sisteminizi bir regülatör ile korumaya alın.

33.Her ne kadar Vumetreli bir power anfi kullanımı teknoloji ile doğru orantılı olarak azaldıysada vumetreli bir amfi kullanıyorsanız camlarını silerken kesinlikle bastırmadan ve yavaş hareketlerle silin yoksa statik elektrik yüzünden vumetreler yanlış göstermeye başlayabilir.

34.Ampli ve Speakerlerinizi bağladığınız kabloların uçlarını aynı yönlere ve çapaksız bir biçimde kıvırarak bağlayınız.

35.Kablo karmaşası birçok Hi-Fi sistem'de en azından görüntüsel manada ortaya çıkan çirkinlikler olarak karşımıza çıkar. Speaker kablolarınızın mümkün olduğunca aynı boy ve mesafede olmasına dikkat edin.Kabloların renkleri ile bağlantılı olarak kablo toplayıcısı kullanmakta fayda var.Öte yandan tabiki en makbulu; Sistem kurulurken ev döşeme sisteminin'de bu sisteme uygunlarak düşenmesidir.Böylelikle sağda solda kablo görünmeyecektir.( Sadece bu dudurm bile Hi-Fi sisyemlerin maddi ve manevi olarak ne kadar meşakkatli bir uğraş olduğunun göstergsidir.

36.Kullanacağınız interconnect kablolarınızı mümkün olduğunca kaliteli kullanmaya çalışın.( Kablolarda oluşabilecek en küçük bir çatlak yada patlak mazallah sistemin kaybedilmesine kısaca kısa devre yapmasına neden dahi olabilir )

37.Cd playerınızı taşımak zorunda kalırsanız mümkün olduğunca sarsmamaya özen gösterin.( Günümüzde bir çok CD Player içersinde sarsıntıyı abzorbe edici sistemler bulunmak ile birlikte geneleksel yöntemler ile üretilen CD Playerlerde abzorbe edici meteryalller bulunmadığından taşımalarda dikkatli davranmak gerekir. )

38.Bağzı deck tape'lerdeki ve cd player'lardaki otomatik kapakları kesinlikle elinizle iterek kapatmayın.Zaman zaman ben de dahil olmak üzere bir çok kullanıcı tarafından yapılan bir alışkanlıktır.Bunun sonucunda Özellikle CD Playerin CD'i aldığı mekanızmanın dişli kısmı ince plastik meteryallerden imal edildiğinden çar çabuk kırılabilmekte ve maddi bir külfet getirmektedir.

39.Hiç kullanmadığınız sistemleriniz varsa ve bunları değerlendirmiyorsanız mutlaka belirli aralıklarla çalıştırın.Hi-Fi teknolojileri her geçen gün gelişmektedir.Bunun ile birlikte geleneksel Lambalı olan sistemler de vardır.Ancak kullanılmayan her ürün de olduğu gibi Müzik sistemleri de sürekli bakım ve hep sinden önemlisi sevgiye ihtiyaç duyar.Zaman zaman kullanılmayan sistemlerin'de çalıştırılması ve bakımlarının yapılması gerekir.

40.Farkına vardığınız hiçbir problemi küçümsemeyin.Unutmayın elektronikte zamanında önlem almazsanız onarılamaz arızalara davetiye çıkartırsınız.Bu durum size Yol su Elektrik olarak geri döner.

41.Sisteminizi dinlerken amfiniz kendini korumaya alıp kapanıyorsa tüm sisteminizi kapatın ve bağlantıları kontrol edin buna rağmen amfiniz korumaya geçmeye devam ediyorsa kesinlikle kullanmayın ve servise başvurun.( Sevgili dante bu konu senin için; İkinci el alınmış olan bir çok sistem,sonradan arızalanabilir.Garantisi devam etmiyen bir sistem her zaman arızaya açık olarak düşünülmelidir.Böyle düşünmenin en çarpıcı sonucu maddi olanakların aşılmasıdır.Garantisi devam etmeyen bir sistem arızalandığında yüksek maliyetlerde servis maliyeti olarak karşımıza çıkabilir.Öte yandan servis haricinde yaptırılmaya çalışılan her sistem değiştirilen parça bazın'da garanti kapsamına girmez.)

NOT

Yukarıda'da belirtiğimiz üzere Hi-Fi sistemler amaçlarına göre seçilmelidir.Ancak Lambalı ve sadece Jazz müzik için değerlendirilen bir sistem ile Rock tarzı müzik dinlemek için kullanılan diğer bir sistem ile bağlantılı olarak kullanılabilir.Hem ondan hem de bundan olsun diyenler için böyle bir sistem kullanıcısına haliyle maddi açıdan oldukça ağır bir külfet getirir.Böyle bir sistem için seçilecek hoparlör ler ise her iki tarza yatkın olarak seçilmelidir.

Hi-Fi sistemleri seçerken ses performansları yanısıra görsel açıdan'da mükemmel seviyede olmaları beklenir.Kendi zamanına göre ileriyi öngörebilen Fütüristik sistemler meydana getiren bir çok şirket var.Bunlardan birisi'de İskandinavların medar-ı iftarı Bang & Olufsen.Sevgili dante ne der bilmiyorum ama araştırmalarıma göre İğneli Lazer turntable'ı üreten ilk firma özelliğini taşıyor.Her ne kadar ilk yapılan her zman iyidir manası çıkmasa'da Bang & Olufsen zamanın'da ötesinde çok güzel dekoratif ve bir okadar'da inanılmaz pahalı sistemleri ile göz dolduruyor.

BİRKAÇ Hİ-Fİ SİSTEM HOPARLÖR V.S.


Usher Dancer CP-777 II Beryllium



Fiyatı: 7560 $
___________________________________

Anthony Gallo Acoustics



Fiyatı : 3000 $

___________________________________

Ferguson Hill Speakers



Fiyatı : 20.000 $

___________________________________

Bang & Olufsen

BeoLab 5 loudspeaker sistem ve Approximately 2,500 watts of pure digital amplifi



Fiyatı : :roll: Ne Siz Sorun Ne Ben Söyleyeyim.

Bu sisteme bağlanan>>> BeoLab5 <<<



Özellikleri: en yüksek ses basıncı düzeyi 108db (stereo çift) güç amplisi derin bas 1000W D sınıfı ICEpower, güç amplisi üst bas 1000W D sınıfı ICEpower, güç amplisi orta frekans 250W D sınıfı ICEpower, güç amplisi tiz 250W D sınıfı ICEpower, tasarım David Lewis BeoLab5. ses üretiminde devrim yaratmıştır. Oda veya hoparlörün yerleştirildiği noktadan hiç bir şekilde olumsuz etkilenmeyen bir dinleme deneyimi yaşatır Acoustic Lens Technology, hepimizin çok iyi bildiği tiz sesleri tınısının dinleyicinin odanın neresinde olduğuna bağlı olarak değişmesi sorunu sesin her yöne aynı özellikler ile yayılmasını sağlayarak ortadan kaldırır. Dinamik Bas Kontrolü BeoLab 5'in çevresiyle etkileşime girmesini sağlar. Hoparlörün alt tarafındaki entegre mikrofon sayesinde yapılan kısa bir kalibrasyon sonucunda hoparlör bulunduğu odanın özelliklerine son derece hassas bir şekilde uyum sağlar. Sonuçta elde edilen, müziğin yapımcısının eseri yaratırken tasarladığına tamamen Sadık bir şekilde seslendirilmesini sağlayan optimum performanstır. BeoLab 5 aynı zamanda Bang & Olufsen ev sinemasının en iyi özelliklerini öne çıkarmak içinde iyi bir seçimdir. Önde iki BeoLab 5 hoparlörü ve toplam 4000W'lık bas amplifikasyonuyla ilave bir subwoofer'a gerek kalmaz. Bu bileşim herhangi bi sinemanın ses sitemiyle boy ölçüşebilen bir ses deneyimi yaşatacaktır.

BeoLab5

Fiyatı : 19.700 E

_________________________________

Vianna Acoustic / BEETHOVEN Concert Grand



Fiyatı : Gül Ağacından olanı 6.000$ Piano Black,Kiraz ağacı ve Akağaç'tan yapılanı 5.500 $

_________________________________

2006 Model DENON AVR-5805 AV RECEIVER

DENON AVR-5805 AV RECEIVER

Fiyatı : Şimdilerde düştü ama 2006 fiyatı 7200 $

_________________________________

2008 Model Denon - AVC-A1XV A/V RECEVIER



Fiyatı : KDV dahil 21.000 YTL.

_________________________________

Onkyo TX-8222 Stereo Receiver



Fiyatı : KDV dail 800 YTL ( Birçok marka ve modele nazaran çok uygun sayılabilecek bir model olmak ile birlikte performans aralığı oldukça düşük )

_________________________________

Nad - C422 Tuner



Fiyatı : KDV dahil 600 YTL.

_________________________________

NAD T975 Seven Channel Power Amplifier



Fiyatı : KDV dahil 4.500 YTL. ( BU amfiyi Beethowen Concert Grand ile uyumlu olabileceğinden dolayı almıştım ama ne yazık ki umduğum gibi çıkmadı )

_________________________________

BRYSTON 9B SST Amfi



Fiyatı : 5.200 $

_________________________________

Sonuç olarak : Hi-Fi Teknolojileri yukarıda da bahsedilen üzere dipsiz bir kuyu.Bu kuyuda Boğulmadan ayakta kalmak için muhakak ve mahakak bir bile danışma ihtiyacı hep olacaktır.Öyleki,Paranız olsa dahi müzikal manada huzuru yaklayamayabilirsiniz.

Turntable olayı için sevgili dante den bilgi almak gerekir.Öyleki uzun zamandır peşinden koştuğu model ve özellikleri konusunda bilgilerine baş vurmak gerek.

Saygı ve Sevgilerimle

RUHUNUZUN GIDASINI RUHUNUZDAN EKSİK ETMEYİN EFENDİM :D
 
Üst Alt