Bazen birisinin gitmesi gerektiğini, gitmenin onun için daha iyi olduğunu bilir ve buna izin verirsiniz. Ya ondaki iyiliğin büyüklüğü, kötü olmak için vicdanınızın elinde uyduruk bir bahane bile bırakmaz. Ya iyiliğin arkasında aşkın bir güç vardır, o güç; o küçük, o saf iyiliğin; sizin canavar arzularınıza oyuncak olmasına izin vermez.
Ve “Git kurtar kendini, Lavinia” dersiniz. (hodbin ona Lavinia derdi)
İşte öyle bir ayrılığın arifesinde, hodbin defterine Aşağıdaki satırları yazmış. aradan zaman geçmiş ama benim tanıdığım hodbin, bu kadar acıtacağını bilse o kadar da kolay “git” der miydi, emin değilim.
Artık fedakârlık yapma vakti geldi. Öyle bir his belirmiyor mu senin de içinde?
Bencillik boyasıyla boyanmış olsak da, hain ve aç gözlü olsak da, sen ve ben gibi iki sefili; layık görüp de kalbini elimize verene kıyamayız değil mi nefsim?
Özdemir Asaf, ne güzel söylemiş değil mi…
“LAVİNİA
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia”
Ve “Git kurtar kendini, Lavinia” dersiniz. (hodbin ona Lavinia derdi)
İşte öyle bir ayrılığın arifesinde, hodbin defterine Aşağıdaki satırları yazmış. aradan zaman geçmiş ama benim tanıdığım hodbin, bu kadar acıtacağını bilse o kadar da kolay “git” der miydi, emin değilim.
Artık fedakârlık yapma vakti geldi. Öyle bir his belirmiyor mu senin de içinde?
Bencillik boyasıyla boyanmış olsak da, hain ve aç gözlü olsak da, sen ve ben gibi iki sefili; layık görüp de kalbini elimize verene kıyamayız değil mi nefsim?
Özdemir Asaf, ne güzel söylemiş değil mi…
“LAVİNİA
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia”