Dün Gölcükteydim.
Kaldırım kenarına park etmiş bir arabanın içinde birilerini bekliyordum. Çoğunuzun aksine bu beklemeleri çok da sıkıcı bulmam. Pencerenin dışında akan insan seli, benim kolayca varoluşsal düşüncelere dalabilen zihnim için yeterince ilginçtir.
Düzinelerce yüz gelip geçti önümden. Düşündüm O yabancı yüzler nereden gelip nereye gidiyorlardı, ne düşünüyorlardı? Hangi cazibenin etkisiyle, hangi kuvvetin iteklemesiyle bu deveran sürüp gidiyordu? Acaba benim onlarla ilgili olduğum kadar onlar da ilgililer miydi benle? Hiç birinin içine girip, yüreğine değemedim. Hangisinin içindeki dünya, benimkine benziyordu göremedim. Oysa onların da içlerinde benimkine benzeyen kocaman bir dünya olmalıydı benimki gibi hayaller, korkular ve düşünceler kameramı alıp içlerinden birinin peşine düşseydim, çok değil bir haftacık... ama yakından, duygularını hissedebilecek kadar yakından çekebilseydim belki bir romantik komedinin baş karakteri gibi onunla özdeşleşecek yada ona aşık olacak, onsuz bir hayat istemeyecektim. Ne var ki gözlerimiz buluşsa bir an, ya onlar kaçırdı gözlerini, ya ben indirdim. Erkekleri biraz, kadınları siluetlerini çizebilecek kadar takip etti gözlerim. en güzel, en orantılı olanlarını, en sakat olmayanlarını ... Yoldan geçenlerden biri de ben olsaydım, muhakkak dikkatim başka tarafa dönecek, çirkin bedenimde güzel bir şeyler aramayacaktı. Ne sefil bir dünya, ben dahi fırsat buldummu kendime ihanet ediyorum.
Kaldırım kenarına park etmiş bir arabanın içinde birilerini bekliyordum. Çoğunuzun aksine bu beklemeleri çok da sıkıcı bulmam. Pencerenin dışında akan insan seli, benim kolayca varoluşsal düşüncelere dalabilen zihnim için yeterince ilginçtir.
Düzinelerce yüz gelip geçti önümden. Düşündüm O yabancı yüzler nereden gelip nereye gidiyorlardı, ne düşünüyorlardı? Hangi cazibenin etkisiyle, hangi kuvvetin iteklemesiyle bu deveran sürüp gidiyordu? Acaba benim onlarla ilgili olduğum kadar onlar da ilgililer miydi benle? Hiç birinin içine girip, yüreğine değemedim. Hangisinin içindeki dünya, benimkine benziyordu göremedim. Oysa onların da içlerinde benimkine benzeyen kocaman bir dünya olmalıydı benimki gibi hayaller, korkular ve düşünceler kameramı alıp içlerinden birinin peşine düşseydim, çok değil bir haftacık... ama yakından, duygularını hissedebilecek kadar yakından çekebilseydim belki bir romantik komedinin baş karakteri gibi onunla özdeşleşecek yada ona aşık olacak, onsuz bir hayat istemeyecektim. Ne var ki gözlerimiz buluşsa bir an, ya onlar kaçırdı gözlerini, ya ben indirdim. Erkekleri biraz, kadınları siluetlerini çizebilecek kadar takip etti gözlerim. en güzel, en orantılı olanlarını, en sakat olmayanlarını ... Yoldan geçenlerden biri de ben olsaydım, muhakkak dikkatim başka tarafa dönecek, çirkin bedenimde güzel bir şeyler aramayacaktı. Ne sefil bir dünya, ben dahi fırsat buldummu kendime ihanet ediyorum.