Bir Vefa Çınarı: Babam İsa Çelik - 1
[FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacığım İsa Çelik hastalığımın tedavisi olmadığını öğrendiğinde, 1993’te Trakya köylerinin birinde birgece karavan içinde soğuktan battaniyeye sarılır. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Ve yaşlı gözlerle şöyle dua eder:[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]“Allah’ım!, Sen bana kaderimde engelli evlat yazdıysan, Sana söz veriyorum, ne olursa olsun, ben ona ömrüm yettiğince bakacağım, sana söz veriyorum.” [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Bu yazıda, çocuğu engelli oldu diye eşini ve engelli evladını bırakıp giden pekçok baba! ların olduğu günümüzde, engelli evladına ömrünü adayan vefakar garip babacığımın hayatındandan kesitler paylaşmak istiyorum izninizle… [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[CENTER][B][URL="https://4.bp.blogspot.com/-kHbq4DAqKnI/WBSSwQXbTpI/AAAAAAAAe2U/uNHGCaAHfg4eSxIVMpP42_ilOdAX8c8fgCLcB/s1600/IMAG1035.jpg"]
[/URL][/CENTER]
[FONT="arial" ]Bu yazı dizisi dört bölümdür. Sıkılmadan okuyasınız diye dört kısma ayırdık. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Bugün [B]Pazartesi 1. Bölüm, yarın [/B]Salı, Çarşamba ve Perşembe[B] diğer bölümleri yayınlayacağız inşallah, yani bu hafta bu yazıyı bitirmiş olacağız: [/B][/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]1.BÖLÜM:[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]PALU BİR-İKİ[/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=red][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacığım Şeker Fab Gn Md Sondaj işleri başsondörlüğünden, daha çalışacakken beni işe götürüp getirmek için 53 yaşında 2001’de emekli oldu. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Yani [/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babam ve iş arkadaşları sürekli Türkiye'mizin onlarca vilayetindeki Şeker Fabrikalarında [B]sondaj makinesi ile su kuyusu açıyorlardı. [/B][/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Şeker fabrikalarından talep gelmediği durumlarda ise Anadolu ve Trakya'mızın köylerinde çiftçilere Sondaj makinesiyle su kuyusu açarlardı. [B]Köylerde karavanlarda kalırlardı. [/B][/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[CENTER][URL="https://2.bp.blogspot.com/-eEtqDrgAgzY/UqCpqIUy_kI/AAAAAAAATv0/YFcgJe6RGMMoCfUbYpnhbGVknc6x9smvgCPcB/s1600/ARMUTLU%252520SONDAJ.jpg"]
[/URL][/CENTER]
[FONT="arial" ]Yani, Sekiz ay gurbetteydi. Sadece kışın makinelerin bakımı için dört ay Ankara’daydılar. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Kupkuru topraklarda su çıkarttıkları için pek çok dua aldığına inanıyorum. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Bir keresinde şöyle demişti: [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]“İki sene önce su çıkardığımız bir köye yolum düştü. Baktımki etraf yemyeşil olmuş.” [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Güzel ülkemizi ve insanımızı babam kadar iyi tanıyan yoktur. 81 ilimizden gitmediği sadece on vilayet kalmış. Tabi her gittiği yerde en az ongün kalırlarmış. Öyle çok anısı varki... [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacım, Elazığ ve Erzincan’ın halkını çok beğenmiş. Çok iyi kalpli, çok misafirperver candan insanlar, diyor. Babam Elazığ’dayken birisi anlatmış, bize de anlatmış, gülüşmüştük. [B]Şöyle:[/B][/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Elazığ’ın Palu diye ilçesi var.[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ] Elazığ’dan oraya pek vasıta yok. Yetmişlerde kamyon kasasıyla gidip gelirlermiş. Heryerde olan uyanıklardan birisi[B] bir kamyon kasasının[/B] önünde durmuş, bağırıyor. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Palu bir-iki, Palu bir-iki. Gelen köylüleri eliyle yardım edip kasaya doldurmuş, tabi binerken hepsinden ücretlerini almış. Son müşteri de binince kasanın kapağını kapatmış, [B]devam et usta[/B], demiş. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Biraz beklemişler ama hareket yok. Yolcular kamyon kasasından atlayınca şaşırmışlar. Birisi, [B]ula bunun tekerleri yok; [/B]öbürü,[B] ula bunun şoför mahalli yok… [/B]Dolandırıldıklarını anlıyorlar. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Meğer kamyon kasası,[B] dört tane fıçı üstünde [/B]duran eski çıkma bir kasaymış. Şener Şen’in Bilo’yu kamyon kasasında Almanya diye İstanbul’a getirmesi gibi, epey gülmüştük. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Bu tabi, Elazığ halkının kalbinin ne kadar temiz olduğunu, asla suizan etmediklerini gösteriyor. Anadolu köylüsü babam gibi daima Hüsnüzan sahibidir. Ben Türk olmakla gurur duyuyorum. [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]BABAMI TANIYAN MÜDÜR SAHİP ÇIKTI[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial"]Kızkardeşim okulunu bitirdiği yaz 2003’te öğretmen olarak Ankara’ya beş saat uzaktaki Çorum’un ücra bir ilçesine atandı. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Canım kardeşimin bir işi olmasına çok sevinmiştim, fakat bir yandan da endişeleniyordum. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Çünkü orada tanıdığımız yoktu ve annem babam beni bırakıp gidemiyorlardı. Hem engelliydim, hem çalışıyordum. Babam Şeker fabrikasından emekli olmuştu. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Kızkardeşime giderken, o ildeki yıllar önce beraber çalıştığı şeker fabrikası müdürü ile görüşmesini, durumunu anlatıp yardımcı olma imkanlarını sormasını sıkı sıkı tenbih etti. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Berrin, fabrika müdürüne durumu anlatınca hemen sahip çıkmış. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]‘Kızım babana selam söyle, sen bizim kızımızsın, gözü arkada kalmasın’ demiş ve il merkezinde göreceği bir aylık eğitim süresince misafirhanede misafir etmiş. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Bu, babamın ve kızkardeşimin iyiliklerine Rabbimin bir ikramıydı hamdolsun… [/FONT]
[FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]ANNEMLE TANIŞMALARI[/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=red][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacığım İsa Çelik 1948 Konya Ereğli Kavuklar köyünde doğmuş.[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [I](Köy şimdi Karaman Ayrancı’ya bağlı)[/I] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Yıllar hızla geçmiştir. Yıl 1968 ... [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Çanakkale'de yiğitce savaşıp vatana tek gözünü hediye eden babamın ismini aldığı dedesi Gazi İsa dedem, eşi Topal Ebe’yi yalnız bırakalı yedi sene olmuştur. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]İsa dedem gibi yiğit bir anadolu köylü çocuğu olan babacım (İsa Çelik) askere gitmiştir. Artık evlenme çağı da gelmiştir. O askerdeyken aile meclisi toplanmış. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Ailenin büyüğü Topal ninenin önerisiyle, önceki şehit kocasından kalan hem yetim, hem öksüz torunu, saf köylü güzeli Nuriye’yi (annem) İsa’ya uygun görmüşler. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Tek sorun ise kız ve oğlanın birbirini görmesi ve beğenmesiymiş. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[CENTER][URL="https://4.bp.blogspot.com/-qIpXCSuOgjQ/Up9fTfEB9eI/AAAAAAAATvI/9fh-nA9mOA4scVgr5RBQg6bdEvKR465lgCPcB/s1600/annembabama%25C5%259Fk%25C4%25B1.jpg"]
[/URL]
[/CENTER]
[FONT="arial" ]Meryem nine[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ]nin doğuştan kalça çıkığı varmış. Yalpalayarak yürüdüğü için köydeki lakabı Topal ebe imiş. İsa, askerden izine gelince kendisine şoförlük yapmasını istemiş ve : [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]- “ Ese’m Torunum (köyde İsa yerine Ese derlermiş), ben artık epey yaşlandım. Beni ölmezden evvel tüm akrabalarımızı gezdir, helallik alayım oğul ” demiş.[/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Annemin köyüne geldiklerinde, onyedi yaşındaki annem bostanda çapa yapıyormuş. Topal ebenin geldiğini duyan annem “Anneciğim gelmiş” diye koşa koşa eve gelmiş. [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Çünkü annesini hiç görmeyen annem, anne şevkatini anneannesi Topal ninede bulmuş. Küçükken Topal ninenin koynunda çok yatmış. [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Evin önüne geldiğinde, avluda babamla bir süre bakışmışlar. O an Topal nine gülümsemiş ve içinden “olacak galiba bu iş” diye sevinmiş.[/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]1. [/FONT][/COLOR][/B][B][COLOR=red][FONT="arial" ]Bölümün sonu… Devamı yarın…[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial"] [FONT="arial" ][/FONT][/FONT]
Celalin Penceresinden
http://celal1973.blogspot.com.tr/2016/10/bir-vefa-cnar-babam-isa-celik-1.html
[FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacığım İsa Çelik hastalığımın tedavisi olmadığını öğrendiğinde, 1993’te Trakya köylerinin birinde birgece karavan içinde soğuktan battaniyeye sarılır. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Ve yaşlı gözlerle şöyle dua eder:[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]“Allah’ım!, Sen bana kaderimde engelli evlat yazdıysan, Sana söz veriyorum, ne olursa olsun, ben ona ömrüm yettiğince bakacağım, sana söz veriyorum.” [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Bu yazıda, çocuğu engelli oldu diye eşini ve engelli evladını bırakıp giden pekçok baba! ların olduğu günümüzde, engelli evladına ömrünü adayan vefakar garip babacığımın hayatındandan kesitler paylaşmak istiyorum izninizle… [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[CENTER][B][URL="https://4.bp.blogspot.com/-kHbq4DAqKnI/WBSSwQXbTpI/AAAAAAAAe2U/uNHGCaAHfg4eSxIVMpP42_ilOdAX8c8fgCLcB/s1600/IMAG1035.jpg"]
[FONT="arial" ]Bu yazı dizisi dört bölümdür. Sıkılmadan okuyasınız diye dört kısma ayırdık. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Bugün [B]Pazartesi 1. Bölüm, yarın [/B]Salı, Çarşamba ve Perşembe[B] diğer bölümleri yayınlayacağız inşallah, yani bu hafta bu yazıyı bitirmiş olacağız: [/B][/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]1.BÖLÜM:[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]PALU BİR-İKİ[/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=red][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacığım Şeker Fab Gn Md Sondaj işleri başsondörlüğünden, daha çalışacakken beni işe götürüp getirmek için 53 yaşında 2001’de emekli oldu. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Yani [/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babam ve iş arkadaşları sürekli Türkiye'mizin onlarca vilayetindeki Şeker Fabrikalarında [B]sondaj makinesi ile su kuyusu açıyorlardı. [/B][/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Şeker fabrikalarından talep gelmediği durumlarda ise Anadolu ve Trakya'mızın köylerinde çiftçilere Sondaj makinesiyle su kuyusu açarlardı. [B]Köylerde karavanlarda kalırlardı. [/B][/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[CENTER][URL="https://2.bp.blogspot.com/-eEtqDrgAgzY/UqCpqIUy_kI/AAAAAAAATv0/YFcgJe6RGMMoCfUbYpnhbGVknc6x9smvgCPcB/s1600/ARMUTLU%252520SONDAJ.jpg"]
[FONT="arial" ]Yani, Sekiz ay gurbetteydi. Sadece kışın makinelerin bakımı için dört ay Ankara’daydılar. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Kupkuru topraklarda su çıkarttıkları için pek çok dua aldığına inanıyorum. [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Bir keresinde şöyle demişti: [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]“İki sene önce su çıkardığımız bir köye yolum düştü. Baktımki etraf yemyeşil olmuş.” [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Güzel ülkemizi ve insanımızı babam kadar iyi tanıyan yoktur. 81 ilimizden gitmediği sadece on vilayet kalmış. Tabi her gittiği yerde en az ongün kalırlarmış. Öyle çok anısı varki... [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacım, Elazığ ve Erzincan’ın halkını çok beğenmiş. Çok iyi kalpli, çok misafirperver candan insanlar, diyor. Babam Elazığ’dayken birisi anlatmış, bize de anlatmış, gülüşmüştük. [B]Şöyle:[/B][/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Elazığ’ın Palu diye ilçesi var.[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ] Elazığ’dan oraya pek vasıta yok. Yetmişlerde kamyon kasasıyla gidip gelirlermiş. Heryerde olan uyanıklardan birisi[B] bir kamyon kasasının[/B] önünde durmuş, bağırıyor. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Palu bir-iki, Palu bir-iki. Gelen köylüleri eliyle yardım edip kasaya doldurmuş, tabi binerken hepsinden ücretlerini almış. Son müşteri de binince kasanın kapağını kapatmış, [B]devam et usta[/B], demiş. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Biraz beklemişler ama hareket yok. Yolcular kamyon kasasından atlayınca şaşırmışlar. Birisi, [B]ula bunun tekerleri yok; [/B]öbürü,[B] ula bunun şoför mahalli yok… [/B]Dolandırıldıklarını anlıyorlar. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Meğer kamyon kasası,[B] dört tane fıçı üstünde [/B]duran eski çıkma bir kasaymış. Şener Şen’in Bilo’yu kamyon kasasında Almanya diye İstanbul’a getirmesi gibi, epey gülmüştük. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Bu tabi, Elazığ halkının kalbinin ne kadar temiz olduğunu, asla suizan etmediklerini gösteriyor. Anadolu köylüsü babam gibi daima Hüsnüzan sahibidir. Ben Türk olmakla gurur duyuyorum. [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]BABAMI TANIYAN MÜDÜR SAHİP ÇIKTI[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=navy][FONT="arial"]Kızkardeşim okulunu bitirdiği yaz 2003’te öğretmen olarak Ankara’ya beş saat uzaktaki Çorum’un ücra bir ilçesine atandı. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Canım kardeşimin bir işi olmasına çok sevinmiştim, fakat bir yandan da endişeleniyordum. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Çünkü orada tanıdığımız yoktu ve annem babam beni bırakıp gidemiyorlardı. Hem engelliydim, hem çalışıyordum. Babam Şeker fabrikasından emekli olmuştu. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Kızkardeşime giderken, o ildeki yıllar önce beraber çalıştığı şeker fabrikası müdürü ile görüşmesini, durumunu anlatıp yardımcı olma imkanlarını sormasını sıkı sıkı tenbih etti. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Berrin, fabrika müdürüne durumu anlatınca hemen sahip çıkmış. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]‘Kızım babana selam söyle, sen bizim kızımızsın, gözü arkada kalmasın’ demiş ve il merkezinde göreceği bir aylık eğitim süresince misafirhanede misafir etmiş. [/FONT]
[FONT="arial"] [/FONT]
[FONT="arial"]Bu, babamın ve kızkardeşimin iyiliklerine Rabbimin bir ikramıydı hamdolsun… [/FONT]
[FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]ANNEMLE TANIŞMALARI[/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=red][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Babacığım İsa Çelik 1948 Konya Ereğli Kavuklar köyünde doğmuş.[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ] [I](Köy şimdi Karaman Ayrancı’ya bağlı)[/I] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Yıllar hızla geçmiştir. Yıl 1968 ... [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Çanakkale'de yiğitce savaşıp vatana tek gözünü hediye eden babamın ismini aldığı dedesi Gazi İsa dedem, eşi Topal Ebe’yi yalnız bırakalı yedi sene olmuştur. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]İsa dedem gibi yiğit bir anadolu köylü çocuğu olan babacım (İsa Çelik) askere gitmiştir. Artık evlenme çağı da gelmiştir. O askerdeyken aile meclisi toplanmış. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Ailenin büyüğü Topal ninenin önerisiyle, önceki şehit kocasından kalan hem yetim, hem öksüz torunu, saf köylü güzeli Nuriye’yi (annem) İsa’ya uygun görmüşler. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Tek sorun ise kız ve oğlanın birbirini görmesi ve beğenmesiymiş. [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[CENTER][URL="https://4.bp.blogspot.com/-qIpXCSuOgjQ/Up9fTfEB9eI/AAAAAAAATvI/9fh-nA9mOA4scVgr5RBQg6bdEvKR465lgCPcB/s1600/annembabama%25C5%259Fk%25C4%25B1.jpg"]
[/CENTER]
[FONT="arial" ]Meryem nine[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=navy][FONT="arial" ]nin doğuştan kalça çıkığı varmış. Yalpalayarak yürüdüğü için köydeki lakabı Topal ebe imiş. İsa, askerden izine gelince kendisine şoförlük yapmasını istemiş ve : [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]- “ Ese’m Torunum (köyde İsa yerine Ese derlermiş), ben artık epey yaşlandım. Beni ölmezden evvel tüm akrabalarımızı gezdir, helallik alayım oğul ” demiş.[/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Annemin köyüne geldiklerinde, onyedi yaşındaki annem bostanda çapa yapıyormuş. Topal ebenin geldiğini duyan annem “Anneciğim gelmiş” diye koşa koşa eve gelmiş. [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=navy][FONT="arial" ]Çünkü annesini hiç görmeyen annem, anne şevkatini anneannesi Topal ninede bulmuş. Küçükken Topal ninenin koynunda çok yatmış. [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ]Evin önüne geldiğinde, avluda babamla bir süre bakışmışlar. O an Topal nine gülümsemiş ve içinden “olacak galiba bu iş” diye sevinmiş.[/FONT][/COLOR]
[COLOR=navy][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ]1. [/FONT][/COLOR][/B][B][COLOR=red][FONT="arial" ]Bölümün sonu… Devamı yarın…[/FONT][/COLOR][/B]
[B][COLOR=red][FONT="arial" ] [/FONT][/COLOR][/B]
[COLOR=navy][FONT="arial"] [FONT="arial" ][/FONT][/FONT]
Celalin Penceresinden
http://celal1973.blogspot.com.tr/2016/10/bir-vefa-cnar-babam-isa-celik-1.html