Karanlıktan korkarız bir çoğumuz. Karanlık bir yere girdiğimizde ilk önce hiç bir şey göremeyiz ama bir iki dakika sonra gözlerimiz seçmeye başlar oysa ışığı yakmamışızdır nasıl olurda ilk anda göremediğimiz şeyler daha sonra görünür gözümüze hiç düşündünüz mü? Gülün şeklini, yüzünüzü, ekmeği, suyu göremediğinizi.
Sabaha kadar cevap aradı anne bu soruya. Beklide ömrü boyunca karşısına çıkacak en zor soruydu bu. Zaten unuttuğu uykuları o gece tümüyle terk etmişti yorgun bedenini ve ruhunu. Biricik kızı uğruna canını vereceği kızı 4 yaşına gelmişti ve artık aklı her şeye eriyordu. O gece ömrünün en zor ve en cevapsız sorusunu sormuştu annesine.
- Anne ben neden yürüyemiyorum.
Hiç takatsiz kaldığınız oldu mu? Herkesi ayakta kalma çabası sarmışken yürüyemediğinizi düşündünüz mü?
Çoğu zaman öyle kaptırırız ki kendimizi şarkılara.Birde ah bu şarkılar yok mu deriz. Hiç düşündünüz duymadığınızı, söyleyemediğinizi şarkıların yok olduğunu. Hangi işaret anlatabilir en sevdiğiniz türküyü yada hangi hareketle söylersiniz.
Engel; elde, ayakta, gözde, dilde, kulakta, ve zihinde değildir. Her ne kadar engelliler denilse de bizlere asıl özür onları göremeyen gözlerde, koşmayan ayaklarda ve uzanmayan kollardadır.
Sen; göremeyen arkadaşım
Sana nasıl sıcak baktığımı görüyorsun.. Sen; duyamayan arkadaşım
Sana söylediğim türküyü duyuyorsun…
Sen; yürüyemeyen arkadaşım
Sana geliyorum sen bana yürüyorsun…
Sen; zihnine kilit vurulmuş arkadaşım
Sana sevgiyi anlatıyorum ve sen anlıyorsun…Oysa bir sürü sağlam insan var engelli olan, yapması gerekeni yapmayan, duyarsız duygusuz ve gözleri adeta kaderi tırmalarcasına inkar edercesine kibirli bakan.
Sabaha kadar cevap aradı anne bu soruya. Beklide ömrü boyunca karşısına çıkacak en zor soruydu bu. Zaten unuttuğu uykuları o gece tümüyle terk etmişti yorgun bedenini ve ruhunu. Biricik kızı uğruna canını vereceği kızı 4 yaşına gelmişti ve artık aklı her şeye eriyordu. O gece ömrünün en zor ve en cevapsız sorusunu sormuştu annesine.
- Anne ben neden yürüyemiyorum.
Hiç takatsiz kaldığınız oldu mu? Herkesi ayakta kalma çabası sarmışken yürüyemediğinizi düşündünüz mü?
Çoğu zaman öyle kaptırırız ki kendimizi şarkılara.Birde ah bu şarkılar yok mu deriz. Hiç düşündünüz duymadığınızı, söyleyemediğinizi şarkıların yok olduğunu. Hangi işaret anlatabilir en sevdiğiniz türküyü yada hangi hareketle söylersiniz.
Engel; elde, ayakta, gözde, dilde, kulakta, ve zihinde değildir. Her ne kadar engelliler denilse de bizlere asıl özür onları göremeyen gözlerde, koşmayan ayaklarda ve uzanmayan kollardadır.
Sen; göremeyen arkadaşım
Sana nasıl sıcak baktığımı görüyorsun.. Sen; duyamayan arkadaşım
Sana söylediğim türküyü duyuyorsun…
Sen; yürüyemeyen arkadaşım
Sana geliyorum sen bana yürüyorsun…
Sen; zihnine kilit vurulmuş arkadaşım
Sana sevgiyi anlatıyorum ve sen anlıyorsun…Oysa bir sürü sağlam insan var engelli olan, yapması gerekeni yapmayan, duyarsız duygusuz ve gözleri adeta kaderi tırmalarcasına inkar edercesine kibirli bakan.