İnsan bazen dün ne yediğini hatırlamaz ama ben 4 yıl öncesinde onunla yaşadığım her anı çok net hatırladığımı farkettim... Sesime gelişini, koynumda uyuyuşunu, saatlerce kucağımda yatışını. Anlatılmaz yaşanır bir duyguydu o... Annelikti... Ve bu benim bugüne kadar tattığım en güzel duygulardandı. Ama onunla geçirdiğim öyle anlar var ki, hayatımın boyunca unutamayacağım... Bunlardan biridir, yaralanması ve hala nasıl olduğu meçhul olan... Dışarda geçirdiği günlerdendi, beni hiç terketmeyeceğini bildiğimden ara ara dışarı çıkmasına izin verirdik. Gece saat 12 civarı dışarda arkadaşlarla geçirilen zaman sonrasında eve döndüm ve zile basıp CİMGA'nın eve dönüp dönmediğini sordum. Dönmemişti... Bir kaç kere seslendikten sonra geldi meleğim, ve o gün kucağıma aldığımda hiç yapmadığı bir şeyi yaptı. Tırnaklarını elime geçirdi, yaptığına bir anlam veremedim önce, sonrasında farkettiğim kocaman yarasıymış onu bu denli vahşileştiren... Aynı şeyi ertesi gün anneme de yapan CİMGA'nın hala neyi olduğunu anlayamamıştık, daha sonra ki günlerde farkettim bir yaralanma olduğunu, ilk aşamada küçük bir yara olduğunu düşündük. Ama sonrasında sağ tarafında o korkunç yarayı farkettik. Bizim o yarayı farketmemizi bekleyen kızım, ondan sonra bütün yaşamsal faaliyetlerini bıraktı. Biz önüne koymadıkça yemek yiyemedi, su içemedi, biz kuma bırakmadıkça tuvaletini yapamadı... Neyse ki hızla toparlandı ve gene eskisi kadar sağlıklı oldu... Ta ki hamile kalıncaya kadar...