Kayan bir yıldızın öldüğüne inanıp üzülmek, onun ölmediğini denize düşüp bir yunusa dönüştüğüne inanıp sevinmekti çocukluk. Yalın ayak koşuşturduğumuz topraklara, göğe kadar yükselen binalar yaptılar ama biz o binalarda yaşayamadık ve gariptir o binalarda yaşamayı değil o binaların çatısından düşerken hayal ettik kendimizi. Büyüyünce anladık ki düşmek için göğe yükselmeye gerek yok. Bir yer var insanların düşebildiği, bir şey adını koyamıyorum bir nokta gibi tutunmak zor ya da bir çizgi gibi üzerinde yürüyebilmenin hafif bir esintiyle sona erdiği.
Düştük...Gözden kaybolana kadar düşmeye devam ettik büyürken. Bir insan, bir aile yok olana kadar düşmeye devam edebilirmiş. Ve bir baba ailesini o yokluktan çıkarabilecek bir güce sahipmiş. Ne ünlü aristokratlar ne de yüce ideolojik karakterler etkileyebilir beni babam kadar.
Düştük...Gözden kaybolana kadar düşmeye devam ettik büyürken. Bir insan, bir aile yok olana kadar düşmeye devam edebilirmiş. Ve bir baba ailesini o yokluktan çıkarabilecek bir güce sahipmiş. Ne ünlü aristokratlar ne de yüce ideolojik karakterler etkileyebilir beni babam kadar.