Toplu iğneleri sökülmüş birer birer,yazmaya çalıştıklarımın.Belli ki sayfalar arasında kaybolup gitsinler diye..
Doğrusu da buydu belki;ta en baştan beri ,bayağılığımı kabullenip ,silüetsiz kalabalıklar arasından sıyrılıp gelmemeliydim.Gelsem de kalmamalıydım.Kalsam da susmalıydım:Susmak kabullenmekti çunki.
Neşrettiğim onca belirtisiz tamlamanın ardından öznel tümceler kurması,hiç de kolay olmayacak olsa da:Ben dört duvar arasında sıkışık,ve bir o kadar da -volta atma- engelliyken,sahipsiz kağıtlara ucu kırık kalemi savurmadan edemezdim.
Sekerâtta sanmayın;ne bunlar son sözler ,ne de huzurlarınıza günah çıkarmaya geldim.Geçiyorken uğramasaydım eğer,bensizliğe alıştığınızı nasıl görebilecektim.
Bir dehliz kaybolmuşluğunda,yer yüzünden aşağıda biyerlerde,kan ve ter içinde kısacık sürecek nikotin mayhoşluğundayım şimdi.Hiç bu kadar ciğerlerime çekmemiştim nefesimi.Titreyen bedenim ve yarı çıplak ayaklarım,mehteri bir ritimde tekrar kaybolmaya hazırlıyorlar beni.Sanki ben hep yitik değilmişim gibi.
Ne vuslata varamamaktan ürktüm.ne de manevi karşılık güttüm.Söylemek istemeyeceğim ne varsa takbih etmedim sizden her duyduğumda.
Zira siz hep pâhâlıydınız nezdimde …
Beyhude harcamadım sevgi kelimelerini,cimriliğim dededen.Esefle bakıyordum sizlere,bu hoyratlık neden?Ne yapacaktınız acaba ,bir gün sevgileriniz bittiğinde..?
Ben tüm bunları “değer” bilmişsem eğer:
Benim olmayan hiçbir şeyi sevemedim.Benden başkası ,benim kadar “eder” veremeyecek,heba edecek diye.Sırf bu yüzden,ilkin kendimi sevmedim,benliğime her seferinde ihanet ediyorum diye ve kimsenin de beni sevmesini istemedim.
Tüm bu sevgisizliğe inat,güzel bayanlar,ben içlerinizden bazılarını sevmeye devam edeceğim.Siz sevdiğimi bilmeseniz de.Ve tüm bu sevgi dolu benliğe inat,güzel bayanlar,içlerinizden hiç sevmediğim biriyle sevişeceğim o bunu bilmeyecekse de…
Şimdi söyle ey hayat! Ben ezeldendir böylesi “değer”siz miydim..?