Yalnızlığa karşı hassaslaştım… sanki her giden beni terk edip de gidiyor gibi hissediyorum… kaybetme korkum çok daha aktif. İnsanlardan uzak durmaya çalışıyorum, sonra o korkuyu harekete geçirecek bir şey oluyor, koyduğum mesafeleri darmadağın edivermiş bir halde buluyorum kendimi.
Ders çalışamıyorum… iki saat önce başka bir mesele zihnimi rahat bırakmıyordu, şimdi başka bir mesele… evet, o his içimde, tanıyorum onu… beynim serotonin istiyor… sigara tiryakisi olsam hemen bir tane yakardım… hiç müptelası olmadığım halde, biliyorum, içince neler hissedileceğini… ancak sarhoş bir kafayla, dünyaya tahammül edebilenleri anlıyorum… iki günde bir kendini pornografik sitelerin önünde bulanları… kumarın verdiği heyecanı… internetin başından ayrılamayanları, sohbet odalarında ömür geçirenleri anlıyorum… ve anlıyorum her sabah tövbe edip her akşam pes edenleri… bir daha yapmayacağına kendine söz vermiş bir halde yolda giderken, bir bakayım, der gibi basit bir kararla yan yola sapıp kendini yeniden o karanlık çukura bırakanları… ve anlıyorum Everest Dağı’nın bilmem neresindeki bir kayaya donmak üzere olan parmaklarıyla tutunmuş, vücudunda bir damla enerji kalmamış, ağlamayı saatler önce bırakmış, iki de bir pes etme düşüncesi zihnine düşen bir dağcının ölüme gittiğini bile bile kendini boşluğa bıraktığı anda hissettiği o rahatlığı…
Ders çalışamıyorum… iki saat önce başka bir mesele zihnimi rahat bırakmıyordu, şimdi başka bir mesele… evet, o his içimde, tanıyorum onu… beynim serotonin istiyor… sigara tiryakisi olsam hemen bir tane yakardım… hiç müptelası olmadığım halde, biliyorum, içince neler hissedileceğini… ancak sarhoş bir kafayla, dünyaya tahammül edebilenleri anlıyorum… iki günde bir kendini pornografik sitelerin önünde bulanları… kumarın verdiği heyecanı… internetin başından ayrılamayanları, sohbet odalarında ömür geçirenleri anlıyorum… ve anlıyorum her sabah tövbe edip her akşam pes edenleri… bir daha yapmayacağına kendine söz vermiş bir halde yolda giderken, bir bakayım, der gibi basit bir kararla yan yola sapıp kendini yeniden o karanlık çukura bırakanları… ve anlıyorum Everest Dağı’nın bilmem neresindeki bir kayaya donmak üzere olan parmaklarıyla tutunmuş, vücudunda bir damla enerji kalmamış, ağlamayı saatler önce bırakmış, iki de bir pes etme düşüncesi zihnine düşen bir dağcının ölüme gittiğini bile bile kendini boşluğa bıraktığı anda hissettiği o rahatlığı…