Hekimoğlu İsmail’in bir kitabı vardı, bileceksiniz, ismi: Derdimi Seviyorum. Dert denen şeyin, ne büyük bir nimet olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
Düşman da benzer şekilde kıymeti bilinmeyen, yaşamdaki diyalektiğin farkına varamamışlar tarafından hor görülen bir kavram. En zeki kafalar, en gelişmiş medeniyetler dahi hata yapmaya mahkûmken; onları dikkatli olmaya zorlayan, rehavetten alıkoyan yegâne dost, en ilgili göz düşman! Bizi yontuyor; fazlalıklarımızı, kusurlarımızı törpülüyor, her an açığımızı kollayarak yanlış yapmamak zorunda bırakıyor.
Düşman ya da daha yumuşak bir ifadeyle: rakip, zayıflayınca veya ortadan kalkınca, sistem bozuluyor, verimsizleşiyor. Ekonomi sıhhatini rekabete borçlu… medeniyetler, rakipsiz çürümeye yüz tutuyor.
Yani bu ilişki, oyuncuların performansı kadar ve ondan daha çok makro sistem için elzem. Ve makro düşünüp, hissedebilenler için de düşman-rakip, kendileri kadar sevimli.
Paçayı popüler kültüre iyice kaptırmadan mevzuları biraz ağırlaştırıyoruz...
Düşman da benzer şekilde kıymeti bilinmeyen, yaşamdaki diyalektiğin farkına varamamışlar tarafından hor görülen bir kavram. En zeki kafalar, en gelişmiş medeniyetler dahi hata yapmaya mahkûmken; onları dikkatli olmaya zorlayan, rehavetten alıkoyan yegâne dost, en ilgili göz düşman! Bizi yontuyor; fazlalıklarımızı, kusurlarımızı törpülüyor, her an açığımızı kollayarak yanlış yapmamak zorunda bırakıyor.
Düşman ya da daha yumuşak bir ifadeyle: rakip, zayıflayınca veya ortadan kalkınca, sistem bozuluyor, verimsizleşiyor. Ekonomi sıhhatini rekabete borçlu… medeniyetler, rakipsiz çürümeye yüz tutuyor.
Yani bu ilişki, oyuncuların performansı kadar ve ondan daha çok makro sistem için elzem. Ve makro düşünüp, hissedebilenler için de düşman-rakip, kendileri kadar sevimli.
Paçayı popüler kültüre iyice kaptırmadan mevzuları biraz ağırlaştırıyoruz...