Hani hep sorulur ya: "Hayatınızın son gününü yaşıyor olsaydınız ne yapardınız?" Ne cevap veriyorsanız yapmak için o son günü beklemeyin. Nereden bileceksiniz o son günü yaşıyor olmadığınızı? Ya gerçekten de son günümüz ise!
Şunu söyleyeyim: Kalabildiğimiz kadar bu tarafta kalmalıyız. Ne de olsa öbür tarafın nasıl bir şey olduğunu kesin ve net olarak bilmemekteyiz. Aceleye gerek yok nasıl olsa hepimiz öleceğiz. Hepimize sıra gelecek. Onun için, hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmak, yarın ölecekmiş gibi yaşamak gerek.
Ölümsüz bazı kişiler de vardır. Atatürk ilk aklıma gelen kişi. Biz ölümlüler ise bu dünyadan ayrıldığımızda ölmeyiz. 10 yıl, 50 yıl, ya da 100 yıl sonra adımız bir kişi tarafından son kez anılır. İşte biz gerçek anlamda o an ölürüz. Geride bıraktıklarımız, yaşayışımız, yapıtlarımız, yaptıklarımız ya da yapmadıklarımız belirler öleceğimiz anı, ismimizin son kez zikredileceği o anı...
Şunu söyleyeyim: Kalabildiğimiz kadar bu tarafta kalmalıyız. Ne de olsa öbür tarafın nasıl bir şey olduğunu kesin ve net olarak bilmemekteyiz. Aceleye gerek yok nasıl olsa hepimiz öleceğiz. Hepimize sıra gelecek. Onun için, hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmak, yarın ölecekmiş gibi yaşamak gerek.
Ölümsüz bazı kişiler de vardır. Atatürk ilk aklıma gelen kişi. Biz ölümlüler ise bu dünyadan ayrıldığımızda ölmeyiz. 10 yıl, 50 yıl, ya da 100 yıl sonra adımız bir kişi tarafından son kez anılır. İşte biz gerçek anlamda o an ölürüz. Geride bıraktıklarımız, yaşayışımız, yapıtlarımız, yaptıklarımız ya da yapmadıklarımız belirler öleceğimiz anı, ismimizin son kez zikredileceği o anı...