En iyi insan..

Bir insan eğer halk tarafından iyi biliniyorsa, onunla yolculuk yapanlar,alış verişte bulunanlar ve komşuları ondan razı ise Hakk da razıdır.

Eğer evli ise eşi ve çocukları, o, eve geldiğinde içlerine huzır ve mutluluk doluyorsa; ne mutlu o kimseye..Yok herkes iyi biliyor am eve geldiğinde evdekilere iyi davranmıyor, huzursuzluk çıkarıyorsa, mutlaka kendine çeki düzen vermelidir.

En iyi insan, evdekilere- varsa anne, baba, eş, çocuklar- iyi davranan onların kalbine girebilendir. Ama eve geldiğinde sanki ipini koparmış bir kaplan gibi oraya buraya zarar verirse, beş kuruşa yaramaz bir kişiliğe sahiptir.


Sizin varsa bir güzel tarafınız; onu önce en yakınlarınız hissetmeli. Yoksa en uzaklara çok iyi, en yakınlara kötü davranıyorsanız terazinizde ölçü kaçmıştır.


Bekarsanız; anne ve babanız ,dostunuz, arkadaşınız..

Evliyseniz; eşiniz, çocuklarınız ,komşu ve akrabalarız sizden memnunsa,Allah da memnun olur.

Hayat; sizin için hevesle başlayan,pişmanlıkla biten bir yazgıya dönüşmesin diyorsanız; yüzünüzden tebessümü, kalbinizden sevgi ve merhameti eksiltmeyin..

hüseyin19

TEBESSÜM TILSIMLI BİR BAĞ. HERKESİN BU TILSIMI DENEMESİ GEREKİR BENCE.

gerçekten çevreniz sizi iyi biliyorsa siz de hep iyi olmaya çalışırsınız. iyi insan olma okulları kurulmalı davranışlara not verilmeli. bu asrın en çok muhtaç olduğu şey iyi insan modelleridir.

ya psikopat bir nesil ya da duyarlı bir nesil...yol belli tercih bizim.

ilgin için teşekkür ederim. içindeki öz pırıl pırıl olsun..

ben yeni nesilden umutluyum.. uçurumun kenarından dönecek..

önce biz iyi olmaya çalışmalıyız ki çevremiz de iyi olsun..

Yalnız yeni nesli yetiştiren de biziz kardeşlerim. Anneler hep çocuklarını eleştirirler ya oysa onları kendilerinin yetiştirdiği akıllarına bile gelmez. Oğulları evlenene kadar iş yaptırmazlar evlenip karısına yardım ettiğinde bozulurlar. Oysa sorumluluk daha küçük yaşlarda verilmelidir. Biz eleştirirken biraz da güzellikleri görmeliyiz ben yeni nesilin biraz daha eğitime ve teknolojiye daha fazla önem verdiklerini düşünüyorum. Ancak ahlaki yönden gerçekten daha zayıf ve saygısız nesil yetişiyor bunun suçlusu da biziz bizleriz. Okullarda öğretmenler müdahale ettiğinde bozulup dinlemeden çocuğu koruma altına alıyoruz televizyonlardan tokalaşmanın sağlığa verdiği zararları konuşuyoruz sanki eğri olan tek tarafımız bu gibi. Sevmediğimiz birisine çocuk haddini bildirdiğinde mutlu oluyoruz yarın bu şekilde bize de davranacağını önemsemeden. İki arkadaş tartıştığında araya bizde maydonoz olarak giriyoruz. İnsanlara dinlemeye tahammülümüz sıfır kız çocuklarını hizmetçi gibi erkek çocuklarını da aslan olarak yetiştiriyoruz iki tarafa da sorumluluk yüklememiz gerektiği halde. İnsanların farklı kültürel değerlere sahip olabileceklerini beklemeden seri bizim gibi üretim bekliyoruz. Bir tebessümü bile insanlara çok görüyoruz. Büyüklere saygının küçüklere ise sevginin tüm kapıları açacağına insanların yaşına da hürmet edilmesi gerektiğini düşünmüyoruz. Yani suçlu biziz yeni nesil değil...

evet kardeşim bu konuda hiç kimse masum değil.eğitimde öğretenden çok model insana ihtiyaç var.

şimdi artık herşeye teknoloji hakim oldu artık bilgisayardan ve cep telefonlarından fırsat bulupta kafayı kaldıramıyorlarki anneyi babayı görsünler bundan sonraki nesilde anaya babaya saygıyı beklemeyelim çok zor artık o günler eskide kaldı

''Toplum insanın aynasıdır'' diye bir söz vardır. Bir insan nasıl olduğunu mrk ediyorsa insanların ona olan yaklaşımına, uslubuna, saygısına bakmalıdır. Tabi doğru insanların yaklaşımına, uslubuna, saygısına bakmalıdır. Kendiğini beğenmiş, ukala, kibirli. yada boş teneke lere bakarak ynlş ve olumsuz sonuçlara ulaşabilir.

Mutluluk, mutlu etmekten geçer. Yada şu atasözüde çok uygun, ne ekersen onu biçersin.

''Mutluluk, mutlu etmekten geçer''

ne güzel bir söz..mutluluk bulaşıcı olsa keşke..

Öyledir Hüseyin sadece mutluluk değil kin ve nefrette bulaşıcıdır. Fark şu mutluluk sağlığa iyi gelir, kin nefret sağlığa kötü gelir.(bilimsel olarak kanıtlanmış). Bu fani dünyada gerek kin ve nefrettin gerekse derd sandığımız bir çok durumun ne kadar saçma olduğu gereksiz olduğunu insan oğlu bir fark etse keşke. Zaten imanı kuvvetli olanlardan bunları görebiliyoruz.

Tabi o dereceye gelmek kolay değildir. bilmek yetmıyor bazen içselleştirmek gerekir ki burası zor işte. Kin ve nefretten şu yöntemle uzak durmaya çalışıyorum şahsen. Kişi bana yanlış yapmışta olsa aslında kendısıne kötülük yapıyor şöyleki kişi düşüncesinde eyleminde özgürdür bana zarar vermıyorsa benım yapabileceğim tek şey onu uyarmak olmadı uzak durmak. Herkes kendi mezarına gidecek aslında o kendisine yanlış yapıyor sadece bana değil. Tabi gönül isterki kimse ynlş yapmasın ama unutmamak gerekir ki kişi ynlş yapmakta özgürdür. kim ne ekerse onu biçer işte neticesınede katlanacaktır. Hesab vereceği günde olacaktır. Benım kin tutmaya nefret etmeme gerek yok.

Rotindaa

İyilik de kötülük de toplumsal bulaşıcı bir hastalıktır. yapılar kabil ve habil üzerine kurulmuştur. kabil habili öldürerek aslında haklıyım vicdanım rahat diye eylemini gerçekleştirmiş, habil ise kabilin şeytana uyduğunu ve bu davranışının yanlış olduğınu beliirtmesine rağmen öldürülmekten kurtulamamıştır. katillerin bile bir gerekçeleri verdır. kişiye ne sevdirilmişse hayatı o yolda bitecektir. ama en kötü son; doğruları maniple eden ve toplumu bir uçurumun kenarına götürenlerin olacaktır.

bu hadis çok ilginçtir:

Allah istediğine malı,
isteyene ilmi,
sevdiklerine de hidayeti verir.

sözün kısası budur.