Engelli birimlerinin sağlam çalışanları ve başkanlarına ithaf olunur
Valilik bünyesinde, büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri, çeşitli kamu kurumlarında engelli birimleri bulunmaktadır. Bu birimler engelliler için çalışır. Şehrin ve kurumun büyüklüğüne göre, bunların yerleri de çeşitli boyutlarda olur. Kiminin tek odası bir kaç masası, kimisinin kendi özel binası olur. Bazılarının da dostlar alışverişte görsün diye açılmış olduğunu gözlemleriz, sırf vatandaşa şirin görünmek adına. İçlerinde gerçek anlamda çalışan, emek veren ve sorunları çözen düzgün yerler mutlaka vardır. Ama genelinin durumuna bir gözatalım.
Bir kere, çalışanların içinde "göstermelik" minimum sayıda engelli bulundurulur. Ama resmi, ama yarıresmi (siyasi partiler, bazı stk'lar) olsun, geriye kalan çoğunluk personel engelsizdir. Şöyle bir düşünün, eğer engeliniz varsa mutlaka bu tür yerlerle bir işiniz olmuştur. Manken gibi kızlar, sporcu gibi erkekler cirit atar. Müşteri! (sorunu olan engelli vatandaş) yokken, genelde bilgisayarda facebook takılır, fırsat buldukçada karşılıklı laklak ederler. Öğle yemeklerinde kikaka kihkohkoh, mesai saatlerinde laylaylom akşamı ederler. Acaba eve gidip, çok yorgunum diyorlarmıdır?
Sabah makyajlar yapılır, traşlar olunur full dizayn "tükkana" gidilir. Döngü devam eder, kimseden itiraz gelmez zira.
Şehre bakan gelmişse, resmi bir etkinlik olacaksa mutlak süretle buradaki çalışanlardan oraya giden olur. Engelliler adına, plaket alanlar, etkinliğe katılanlar, seminer diye Antalya'da otellerde tatil yapanlar hep bu baylar ve hanımlardan seçilir. Ha, işi bilirler ama, mutlaka araya bir kaç engelli serpiştirilir. Basın önünde şevkatli bakışlarla engellileri kucaklar, en şirin pozları verirler. Haber yazısı kolaydır, engelliler için... diye başlar. Lütfetmiştir haşmetmahapları, bizler için yapmıştır herşeyi.
Siz nereden bileceksiniz; kaç saat oturunca hangi acıyı, kaç saat ayakta kalırsak hangi acıyı çektiğimizi?
Siz nereden bileceksiniz; yolda yürürken düşmemek için, her adımda yerin fizyonomisini görmek zorunda olmamızı,
Siz nereden bileceksiniz; koşamamayı, merdiven çıkamamayı, tehlikeden kaçamamayı?
Siz nereden bileceksiniz, yüksek gelen otobüse binemediğin için, alçak tabanlı otobüsü yarım saat daha beklemeyi?
Siz nereden bileceksiniz; görmeyen engellinin sokak stresini?
Üç beş değil, ansiklopedi çıkaracak kadar bilemeyecekleriniz var.
Siz sadece "anlamaya çalışırsınız" ama, isteseniz dahi anlayamazsınız!
Bir erkek, kadınlar derneği başkanı olup, "tüm" sorunları anlayıp çözebilir mi?
Bir ateist, Camii yaptırma derneği başkanı olur mu?
Mimar sağlık bakanı, doktor tarım bakanı, ne kadar çözüm getirebilir sorunlara?
Bırakın kardeşim, bize destek olun, yardımcı olun, yanımızda olun eyvallah. Ama bize amir, bize başkan olmayın.
Sizlerin yaptığı, daima ön saflarda olmak. Bırakın birinci planda, iki, üç, dört ve beşinci planlarda dahi engelliye yer vermeden bizleri öteliyorsunuz. Kendi konularımızda dahi, bizleri figüran konumuna sokuyorsunuz.
Türkiye'de engellilerin elinde kısıtlı haklar var. Elimizdeki bu imkanlarda gözü olan engelsizler, bir şekilde tepemize binip haklarımızı yiyorlar. Dernek kurup, "engelliler yararına" ticaret yapanı mı ararsınız, belediyelerden sözde dernekleri yararına çeşitli imkanlar sağlayan mı... Ne ararsanız var.
Geçtiğimiz aylarda Antalya'da yapılan Engelsiz Kent, Engelsiz Turizm organizasyonuna katılan engelsizleri biliyormusunuz?
Ülke genelindeki 500 engelli dernek başkanları, federasayon, konfederasyon başkanları gelmişti. Yüzlerce engelli olduğu halde, konuşmacıların neredeyse tamamı engelsiz! Araya bir kaç engelli alınmış, dostlar alışverişte görsün!
Bu engelsiz yönetici ve düzenleyiciler, engelliler için kararlar alıyor, yapılacakları anlatıyor. Hadi gülelim ağlanacak halimize...
Sanıyorlar ki, engelli zavallıdır, dilencidir, kültürsüzdür, hatta ottur!
Onları yönetmek için mutlaka engelsiz birisi olmalıdır.
Acaba bilirlermi ki, engelliler içinde sanatçı, doktor, mühendis, avukat vs. te çoktur. Okumuşu okumamışı, belirli kültür seviyesine ulaşmış milyonlarca engellimiz var. Her biri bu kurumları ve bizleri yönetebilecek kapasitede, nice cevherler var aramızda.
Acaba şunumu diyorlar, engelliye tanınan hak ve imkanlar, engelliye kaptırılmayacak kadar çok!
Ben, özellikle şu son iki sene bu örnekleri görmekten usandım. Başta "sağlam" dernek başkanlarını olmak üzere, engelliler ile ilgili tüm birimlerdeki "engellilerin olabileceği konumlarda olan" engelsizleri kınıyorum.
Valilik bünyesinde, büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri, çeşitli kamu kurumlarında engelli birimleri bulunmaktadır. Bu birimler engelliler için çalışır. Şehrin ve kurumun büyüklüğüne göre, bunların yerleri de çeşitli boyutlarda olur. Kiminin tek odası bir kaç masası, kimisinin kendi özel binası olur. Bazılarının da dostlar alışverişte görsün diye açılmış olduğunu gözlemleriz, sırf vatandaşa şirin görünmek adına. İçlerinde gerçek anlamda çalışan, emek veren ve sorunları çözen düzgün yerler mutlaka vardır. Ama genelinin durumuna bir gözatalım.
Bir kere, çalışanların içinde "göstermelik" minimum sayıda engelli bulundurulur. Ama resmi, ama yarıresmi (siyasi partiler, bazı stk'lar) olsun, geriye kalan çoğunluk personel engelsizdir. Şöyle bir düşünün, eğer engeliniz varsa mutlaka bu tür yerlerle bir işiniz olmuştur. Manken gibi kızlar, sporcu gibi erkekler cirit atar. Müşteri! (sorunu olan engelli vatandaş) yokken, genelde bilgisayarda facebook takılır, fırsat buldukçada karşılıklı laklak ederler. Öğle yemeklerinde kikaka kihkohkoh, mesai saatlerinde laylaylom akşamı ederler. Acaba eve gidip, çok yorgunum diyorlarmıdır?
Sabah makyajlar yapılır, traşlar olunur full dizayn "tükkana" gidilir. Döngü devam eder, kimseden itiraz gelmez zira.
Şehre bakan gelmişse, resmi bir etkinlik olacaksa mutlak süretle buradaki çalışanlardan oraya giden olur. Engelliler adına, plaket alanlar, etkinliğe katılanlar, seminer diye Antalya'da otellerde tatil yapanlar hep bu baylar ve hanımlardan seçilir. Ha, işi bilirler ama, mutlaka araya bir kaç engelli serpiştirilir. Basın önünde şevkatli bakışlarla engellileri kucaklar, en şirin pozları verirler. Haber yazısı kolaydır, engelliler için... diye başlar. Lütfetmiştir haşmetmahapları, bizler için yapmıştır herşeyi.
Siz nereden bileceksiniz; kaç saat oturunca hangi acıyı, kaç saat ayakta kalırsak hangi acıyı çektiğimizi?
Siz nereden bileceksiniz; yolda yürürken düşmemek için, her adımda yerin fizyonomisini görmek zorunda olmamızı,
Siz nereden bileceksiniz; koşamamayı, merdiven çıkamamayı, tehlikeden kaçamamayı?
Siz nereden bileceksiniz, yüksek gelen otobüse binemediğin için, alçak tabanlı otobüsü yarım saat daha beklemeyi?
Siz nereden bileceksiniz; görmeyen engellinin sokak stresini?
Üç beş değil, ansiklopedi çıkaracak kadar bilemeyecekleriniz var.
Siz sadece "anlamaya çalışırsınız" ama, isteseniz dahi anlayamazsınız!
Bir erkek, kadınlar derneği başkanı olup, "tüm" sorunları anlayıp çözebilir mi?
Bir ateist, Camii yaptırma derneği başkanı olur mu?
Mimar sağlık bakanı, doktor tarım bakanı, ne kadar çözüm getirebilir sorunlara?
Bırakın kardeşim, bize destek olun, yardımcı olun, yanımızda olun eyvallah. Ama bize amir, bize başkan olmayın.
Sizlerin yaptığı, daima ön saflarda olmak. Bırakın birinci planda, iki, üç, dört ve beşinci planlarda dahi engelliye yer vermeden bizleri öteliyorsunuz. Kendi konularımızda dahi, bizleri figüran konumuna sokuyorsunuz.
Türkiye'de engellilerin elinde kısıtlı haklar var. Elimizdeki bu imkanlarda gözü olan engelsizler, bir şekilde tepemize binip haklarımızı yiyorlar. Dernek kurup, "engelliler yararına" ticaret yapanı mı ararsınız, belediyelerden sözde dernekleri yararına çeşitli imkanlar sağlayan mı... Ne ararsanız var.
Geçtiğimiz aylarda Antalya'da yapılan Engelsiz Kent, Engelsiz Turizm organizasyonuna katılan engelsizleri biliyormusunuz?
Ülke genelindeki 500 engelli dernek başkanları, federasayon, konfederasyon başkanları gelmişti. Yüzlerce engelli olduğu halde, konuşmacıların neredeyse tamamı engelsiz! Araya bir kaç engelli alınmış, dostlar alışverişte görsün!
Bu engelsiz yönetici ve düzenleyiciler, engelliler için kararlar alıyor, yapılacakları anlatıyor. Hadi gülelim ağlanacak halimize...
Sanıyorlar ki, engelli zavallıdır, dilencidir, kültürsüzdür, hatta ottur!
Onları yönetmek için mutlaka engelsiz birisi olmalıdır.
Acaba bilirlermi ki, engelliler içinde sanatçı, doktor, mühendis, avukat vs. te çoktur. Okumuşu okumamışı, belirli kültür seviyesine ulaşmış milyonlarca engellimiz var. Her biri bu kurumları ve bizleri yönetebilecek kapasitede, nice cevherler var aramızda.
Acaba şunumu diyorlar, engelliye tanınan hak ve imkanlar, engelliye kaptırılmayacak kadar çok!
Ben, özellikle şu son iki sene bu örnekleri görmekten usandım. Başta "sağlam" dernek başkanlarını olmak üzere, engelliler ile ilgili tüm birimlerdeki "engellilerin olabileceği konumlarda olan" engelsizleri kınıyorum.
