276) İlişkinizin geleceği hakkındaki olası planlarınızı konuşun. Henüz sahip olmadığınız çocuklar, seyahatler gibi...
277) İlişkinizin sağlamlığını test etmeye çalışmayın ve bu konu üzerine asla oyun oynamayın. Bunun yerine
ilişkinizin başarısı için yeterli zamanı ve çabayı harcayıp harcamadığınızdan emin olun.
278) İltifat edin! Gün içinde en azından biri kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Eşinizin sizden güzel bir
söz duyduğundaki mutluluğunu hiç fark ettiniz mi?
279) İncir çekirdeğini doldurmayan basit şeyler için hayatı hem kendilerine hem de eşlerine zindan etmezler
280) İş hayatında, iş yerinde olan sorunları eve taşımamalı. Bir uzman şöyle diyor: "Ben akşam eve gittiğim zaman
kapıda durur dikilirim, derim ki, bugün dışarıda olup biten olumsuzluklardan çoluk çocuğum sorumlu de ğildir.
Bu düşünceyle evime girerim.
281) İşi yokuşa sürme: Günün birinde eşlerden birinde olumlu bir değişiklik olmuştur veya gittikleri doktor
dinlenilmiş ve kişi olumsuz bir davranışından vazgeçmiştir. Diğeri ise "On yıldır sana söyledim; ama beni
dinlemedin, başkası deyince daha mı kıymetli oluyor?" biçimindeki konuşmalar eşi üzen ve geriye döndürebilecek tarzdadır.
282) İşin özü; bilmeliyiz ki hayatta hepimizin üzerine biçilmiş roller vardır ve başkasının rolünden replikler çalıp da
“bir adım önde” olmak için çalışmaya hiç gerek yoktur. Çünkü bazen önemsemediğimiz ufak detaylar yahut
hatalar bile huzurumuzu kaçırmaya yeter. Armudun sapı üzümün çöpü derken ayrıntılarda boğuluveririz.
Yuvamızın bereketi, ağzımızın tadı yitip gider de güzel günleri mumla arar hale geliriz.
283) İstek ve tercihlerinizde ısrarcı olmayın Ortak bir noktada buluşmaya çalışın Çünkü ailede tek kişinin isteği
değil, iki kişinin isteği dikkate alınır.
284) İsteklerinizin karşılanması için asla emrederek konuşmayın.
285) İsteklerinizin yerine gelmesi için eşinize emretmeyin, Onunda ihtiyacıymış gibi ricayla isteyin.
286) İstenmeyen bir davranışı görmezden gelmek, önemsememek, üzerinde durmayıp konuşmamak, o kötü davranışın tekrarını önleyecektir.
287) İstenmeyen olumsuz davranışı, sürekli tartışma konusu yapmak yerin e yeni bir şey yapın; olumsuz davranışı
görmezden gelin. Sabredin. İyi, güzel davranışları ise fark edip teşvik edin. Böylece gitgide olumsuz davranışlar azalıp olumlu davranışlar artacaktır.
288) İyi iletişim, iyi evlilik demektir. İyi bir dinleyici olun! Söylemek istediğinizi dolambaçlı yollara sapmadan direkt
ifade edin! Eğer iletişim konusunda sorun yaşıyorsanız eşinizle birlikte kurslara (danışmanlara) gidin. İnanmayacaksınız ama günümüzde hemen her konuda size yardımcı olabilecek eğitici kurslar bulmak mümkün.
289) Kadın beyninin her iki tarafında konuşma merkezi var, erkek beyninin sadece sol tarafında konuşma merkezi
var. Bu yüzden kadınların konuşma ihtiyacı erkeklere göre daha fazla. Bilimsel olarak erkekler ortalama günde yedi bin civarı kelime kullanırken, kadınlar yirmi bin civarı kelime kullanıyorlar. Arada oldukça büyük bir
fark var. Bu yüzden bir kadın kocasının kendi kadar konuşmasını beklememeli, erkek de karısının susup
sessizce oturmasını beklememeli. Sadece farklılığı bilip kadın sürekli kocasını konuşturmak için zorlamamalı,
erkek de karısını dinlemek için her akşam mutlaka zaman ayırmalı.
290) Kadın erkeğe hem eş, hem anne olamaz. Hiçbir erkek kendine annelik eden bir eşi, sevgili gibi göremez.
19
291) Kadın erkeğinden sevgi ve ilgi bekler. Çünkü sevgi en açılmaz kilitleri açan anahtardır. İlgi görmek ise kadına
beğenildiğini, özel olduğunu düşündürür. Sevdiği erkeğin onu önemsediğini hissettirir. Ama ilgi görme işini
abartan kadınlar, erkeklerde bıkkınlık yapar. Kadının, bu isteğinin dozunu iyi ayarlaması gerekir.
292) Kadın erkek ilişkilerinde, erkek aşk verir, cinsellik ister; kadın da cinsellik verir, aşk ve sevgi ister. Kadın
psikolojik doğası gereği cinselliği ikinci planda tutar. Çünkü kadın sevilmeyi, değer verilmeyi, duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını daha çok önemser.
293) Kadın eşinden sevgi beklediği gibi, eşine de sevgi göstermelidir ve her gün mutlaka Onu sevdiğini söylemelidir.
294) Kadın eşinin nelerden memnun olup nelerden memnun olmadığını gözlemlemeli onu memnun etmek istiyorsa. Yoksa annesinden gördüğünden ya da kendi kafasında oturttuğu doğrulardan yola çıkarak davranırsa
hayal kırıklığına uğrayabilir.
295) Kadın ilgi bekler; çünkü fıtratında kadınlığını hissetme ihtiyacı vardır. Bunu hissettirecek de sadece karşı cinstir. Mahremidir. Bu zaman zaman beğeni ifade etme şeklinde olabilir. Her gün aynı tarz giyinse bile 'hayatım
ne kadar şık olmuşsun' sözünü duymak bir kadın için önemlidir. Söylenmesi gereklidir. Kadın ısrarla çiçek
ister. Bu çiçek görmediğinden değil 'Sen değerlisin' mesajını almak istemesindendir. Kadın kadınlığının
okşanmasını, erkek de yumuşatılmak ister. Erkek fıtratı daha katıdır, serttir, çerçevesi vardır. O esnetilebilmek için kadının farklı oyunlarını ister. Kadının farklı konular açarak ortamı hareketlendirmesi gerekir.
Erkek kadına kadınlığını hissettirecek, kadın da erkeğin içindeki çocuğu azat edecek
296) Kadın ve erkek arasındaki farklılıkları iyi bilmek evlilikte pek çok probleminizi çözmeye yarayacaktır.
297) Kadının ise, bir sorun olduğu zaman konuşarak rahatlaması adeta şarttır. Bu yüzden erkek sorun olduğu zaman eşini mutlaka dinlemelidir. Sorun çözülmeyecekse bile, bol bol konuşma hakkı verirse onun psikolojik ihtiyacını karşılamış olur.
298) Kadının kıskanılması; erkeğin hanımını kıskanması demek, onu kıymetli bir eşyayı saklar gibi, ellerin
yetişemeyeceği, gözlerin göremeyeceği uzak bir yere hapsetmek değil, kadını, namusunu, adını korumak ve
yüceltmek, fitnelere karşı maruz kalmasını önlemek, zelil olmasını istememektir.
299) Kadınlar erkeklerden iltifat almayı severler. Bu, gururlarını okşar. Her kadın yapılan iltifatın ne kadar gerçeklik
taşıdığını bilir ama yine de güzel sözler duymayı ister. Buna biraz, ego tatmini diyebiliriz. Sonra erkeği için
yaptığı şeylerin karşılığında bir teşekkür bekler. Bu teşekkür ona, erkeği için yaptıklar ının, erkek tarafından
önemsendiğini düşündürür. Yaptığı fedakârlık ve özverilerin karşılık bulmasını ister. Maalesef bunu hiç bulamayan kadınlar da var ama eğitir ve kariyer sahibi kadın bu karşılığı bulamazsa asileşir. Hırçınlasın Hatta
karşısında ki adama hayatı dar edebilir.
300) Kadınlar genellikle erkeği davranışları hakkında sorgularken, eleştirici bir ses tonu kullanıyorlarmış. Bunun
ona bir ders olacağını sanarak. Bu ise erkekte yalnızca öfkeye neden oluyormuş. Erkeğin eşiyle konuşma istek
ve hevesi eleştiri tonu yüzünden kayboluyormuş.
301) Kadınlar ne ister: Kadınların en çok istediği şey sözdür. Her erkeğin iki dudağı arasında olan sözü ister kadınlar. Konuşulsun isterler kendileriyle. Konuşmaları dinlensin isterler. Buna göre, ilk yapacağınız iş televizyonu
kapatmak olsun. Koltuklarınızı birbirinize çevirin. Yüz yüze bakın, göz göze gelin. Eşinizin gözünün içine baktığınızda tam da gözbebeğinin ortasında kendinizi göreceksiniz. Gözlerinin içine odaklandığınızda, sanki hep
orada ağırlanıyormuş gibi hissedeceksiniz, eşinizin gözüne çoktan girdiğinizi fark edeceksiniz. Ancak bunun
ona gözünüz gibi bakmaktan geçtiğini de gözlerinizle göreceksiniz.
302) Kadınlar susmayı, erkekler konuşmayı öğrense (erkekler çok konuşsunlar anlamında söylemiyorum, eşlerine
iltifat etmeyi, tatlı sözler söylemeyi öğrenseler) pek çok evlilik kurtulur.
303) Kafanızı karıştıran, sizi üzen konuları, ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi, duygularınızı ve sınırlarınızı dürüstçe ve açık
olarak ifade edin. Doğruları söyleyip söylememe çelişkisine düşmeyin. Doğruları, ilişkinizi zedelemeyecek
biçimde söylemeye dikkat ederseniz, mutlu olursunuz
304) Karı ile koca arasında her şeyden evvel, karşılıklı samimi bir sevgi ve saygı olmalıdır
305) Karı koca ilişkisinde de muhabbeti kaybetmemek için susmayı bilmek lazım. Çok konuşmak aşkın düşmanıdır.
Pek çok sevgi gereksiz ve boş konuşmak yüzünden bitmiştir.
20
306) Karı- kocanın özellikle; umursamama, aşağılama, alay, mecburiyet gibi eşin nefsine ağır gelecek ses tonu ile
birbirleri ile konuşmamaya özen göstermeleri gerekir.
307) Karı-koca arasında iyi bir iletişim sağlamak istiyorsak yaratılıştan gelen kadın-erkek arasındaki farklılıkları
mutlaka göz önünde bulundurulmalıyız.
308) Karı-koca önce hedeflerinin Allah'ın rızasını kazanmak olduğunu bilmeleri, buna inanmaları ve buna göre
hayatlarını tanzim etmeleri gerekir.
309) Karşındakini dinleyin. Bu kadar basit. Çoğu zaman karşınızdaki insanın tek istediği onu dinlemenizidir.
Dinlediğinizden ve ne dediğini anladığınızdan emin olduğunda mesele kalmayacak.
310) Karşınızdakine cevap vermek yerine tepki göstermeyi seçmeyin. Tepki, harekettir; birisine ağzınızı açmadan
bir duyguyu iletirsiniz. Cevap vermek ise sözel bir eylem. Konuşmaya davet ediyor. Hoşunuza gitmeyen bir
şey olduğunda tepki değil cevap verin. Böylece sorun, anlaşılmaz bir durum, bir bilmece olmaktan çıkar.
Tepki verirseniz karşılığında tepki alırsınız ve neticede hedeften uzaklaşırsınız.
311) Karşınızdakinin istek ve duygularına kilitlenin. Birisi sizi suçladığında hemen olayın kendi tarafımızdan görünen boyutunu anlatmaya başlarız. 8u hepimize normal gelir ama aslında bu bir savunma mekanizmasıdır. Ne
yapabileceğinize dair sorular sorun. Savunma dürtüsü kendine güven eksikliğinden doğar ve asıl konudan
uzaklaştırır
312) Kavgaların çoğu iletişimsizliğin çocuğudur. Öncelikle birbirinizle sağlam bir iletişim kurun. Yani sık sık birbirinizle göz göze gelin, gülümseyin, işaretleşin ve tabi ki konuşun.
313) Kazanç, malikiyet ve diğer bütün işlerinizde “ben” ve “sen” kelimeleri yerine “biz” demeyi öğrenin. Evlilik
yani benliğin ortadan kalkıp bizliğe dönüşmesi ve başkası için var olmaktır.
314) Kendi ölçülerine uygun hazırladığı hayat standartlarına eşini de bire bir uydurmaya uğraşır. Değiştirilmeye
çalışılan eş doğal olarak tepki verir ve evlilikte sıkıntılar baş gösterir. Çiftlerin birbirlerini değiştirme çabası
“Eşim beni her halimle, olduğum gibi beğenmiş evlenmişti. Şimdi sevmiyor mu?” duyguları uyandırabilir ve
olumsuzluk çiftlerin ikisini de etkisi altına alır.
315) Kendini hep haklı görme: Hatalar, yanlışlıklar iki taraftan da kaynaklandığı halde kim daha haklı, adeta "mahkeme" kuruluyor.
316) Kendinizden ve ailenizden olumsuz düşünceleri uzaklaştırmaya çalışın. Sürekli gelecek kaygısı içerisindeolmak
sizi boşu boşuna üzecek ve olan mutluluğunuzu da elinizden alacaktır.
317) Kendinize düşen görevi yapın: Sağlıklı ve mutluluk verici bir ilişki çaba gerektirir Elinizden geldiği kadar 'canlı'
yaşamaya çalışın, duygusal sorunlarınıza çözüm arayın, her şeyi yönetmeye çalışmayın, geçmişinizdeki sorunlarla yüzlesin ve korkularınızı yenin Böylece 'sağlıklı bir ilişki' için ka pasitenizi artırmış olacaksınız!
318) Kendinize iyi bakın: Hiç kimsenin sizin mutluluğunuzu 'sağlamasını' beklemeyin Eğer kendinize iyi bakar, ihtiyaçlarını karşılarsanız, ilişkinizin daha dengeli olmasını sağlarsınız Partneriniz için her şeyi siz yapmayın Unutmayın ki, onun 'kendisine' iyi bakmayı öğrenmesi gerekiyor
319) Kendinizi eşiniz için süsleyin, o gelmeden veya evdeyken en güzel elbiselerinizi giyin.
320) Kesinlikle kendinizi eşinizden üstün görmeyin, unutmayın ki o sizin hayat arkadaşımdır. Eğitiminiz, kariyeriniz,
maddi imkânınız ve ailevi konumunuz daha da sizin, tevazu ve alçakgönüllülüğünüzü çoğaltmalıdır. Özelliklede eğitim yönünden ilerlemenizde ve maddi yönden gelişmenizde eşinizin katkısı çoksa.
321) Kimi eşler, eşlerinin yanlışlarını yüzlerine karşı dobra dobra söylerler. Kendilerini eşlerinin yanlışlarını
araştırmakla görevli polis hafiyesi gibi görürler. Sebebi sorulduğunda “ben doğruyu söylüyorum. Onun
yanlışını gösteriyorum. Onun iyiliğini düşünüyorum” diyerek kendilerini müdafaa ederler. Halbuki, her do ğru
her yerde söylenmez. Her doğruyu söylemek insanın görevi değildir. Bir lokma ekmek bile çiğnenmeden yutulmaz. Önce ağızda çiğnenir, mide özsuyuyla parçalanır. Sonra ince bağırsakta süzülür. Şayet çiğnenmeden
yutulursa ya boğaza oturur ya da mideye.
322) Kindar olmayın: Problemlerin çözümünde kilit nokta kindarlıktır. Eşler arasında bir sıkıntı yaşanmış geçmiştir.
Eşlerden birisi olayı unuturken diğeri günlerce “neden sen bana öyle söyledin? Neden şöyle davrandın? Niye
bana hakaret ettin?” vb. sözlerle olayı günlerce gündemde tutarlar. Halbuki evlilikte problem olduğu zaman
21
“şu an matematik dersindeyiz. Önümüzde bir problem var. Bunu çözmeliyiz” diyerek problem çözülmeli.
Sonra da “zil çaldı ve matematik dersi bitti” diyerek matematik dersinden çıkılmalıdır.
323) Kısacası "Birbirlerinin ihtiyaçlarını değerlendirip, birbirlerine yardım edenler, birbirlerini düşünenler, eşinin
kimliğini kendininki kadar önemli tutan, O'nu olduğu gibi kabul edip değiştirmeye çalışmayanlar" birlikteliklerini sağlıklı bir şekilde yürütüyorlar
324) Kişiliklerinizi değil sorunu hedef alın.
325) Kişisel sorumluluklar alın: insan, olgunlaştıkça kendi sorumluluklarını öğrenir ve bu sorumluluklar
çerçevesinde hareket eder Ancak bazı sorumluluklar vardır ki, bunlar başkasına karşıdır Partnerinizi olduğu
gibi kabul edin Bu ilişkinin sadece sizin değil, ikinizin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için olduğunu unutmayın
326) Kızgınlığınızı, öfkenizi ve sorunlarınızı içinizde biriktirmeyin. Biriktirmek duyduğunuz duygunun şiddetini
artıracaktır. Her şeyi zamanında ve ona denk düşen duygulanım düzeyinde konuşun.
327) Konuşurken sözlerin kesilmesi ve ses tonunu yükseltilmesi: İletişimde en önemli husus konuşan insanı sonuna kadar dinlemek, çok gerekliyse aralara girmektir. Dinlemek, anlamak ve kendimizi anlatmamız gerekiyor.
Bunun yolu da saygıyla dinlemek, ses tonunu yükseltmemektir.
328) Kötü hadiselerin bile güzel yönünü görebilen, o hadiseye sebebiyet veren eşi hakkında iyi düşünür. İyi düşündüğünde kendi de eşi de mutlu olur.
329) Küçük tartışmaları kavgaya dönüştürmez, hoşgörülü davranırlar
330) Kulaktan duyma sözlere hemen inanmayın, bir konu veya birisi hakkında söylenenlere hemen inanmak yerine gerçekçi yollardan iyice araştırdıktan sonra kararınızı verin. Bu sizin her konuda doğru, bağımsız ve mantıklı kararlar vermenizi sağlayacaktır.
331) Kulaktan duyma sözlere hemen inanmayın, bir konu veya birisi hakkında söylenenlere hemen inanmak yerine gerçekçi yollardan iyice araştırdıktan sonra kararınızı verin. Bu sizin her konuda doğru, bağımsız ve mantıklı kararlar vermenizi sağlayacaktır
332) Küsme ve duvar örme en sıkıntı yaratan şeylerdir ve genelde erkekler bunu yapar. Diyelim kızdın gittin. Ta mam. Ama gecenin bir yarısı uyanırsan yatağına dön. Sarılırsan cevap alırsın. Kadın tayfası, bu tip şeylere
hemen yanıt verir. Kadını yönetmek kadar hayatta kolay bir şey yok. Elini tutup, "Ya sevgilim..." dediğinizde iş
büyük oranda bitiyor. Fizyolojik uyarılma kadında 5 dakika erkekte ortalama 20 dakika. Erkeğin, durulmak
için kadından daha fazla zamana ihtiyacı oluyor.
333) Lâfı dolandırmayın. Yani size yazdığımız bu 20 altın kuralı mutlaka uygulayın. Ve asla unutmayın; Sevenler
arasında iletişimin üç büyük temel kuralı vardır: Duygular, duygular, duygular.
334) Lüzumsuz Kıskançlıktan Kaçının
335) Maddi durumunu mutlaka göz önünde bulundurun, kendi istekleriniz için Onu sıkıntıya sokmayın ve anlayışlı
bir şekilde karşılanmayan ihtiyaçlarınız için diretmeyin. Unutmayın, aranızda sevgi olduğu sürece o sizin için
elinden gelen her şeyi yapacaktır.
336) Maddiyata dikkat: Aşırı derece maddiyata önem veren adaylardan uzak durun. Çünkü madde mutluluk değil,
mutluluğa basamaktır.
337) Mesela, yürüyüş yaparken ya da arabayla evinize dönerken birkaç yol alternatifiniz varsa, eşinize hangi yolu
tercih ettiğini sormanız, onu mutlu edecek, onun kalbine giden yolu genişletecektir. Kadınl arın ne istediğini
erkeklerin hemen anlaması zordur; zaten bunun için bir ömür boyu vaktimiz vardır. Fakat erkeklerin de
kadınlar tarafından anlaşılmadığı durumlar seyrek değildir. Görünen o ki, erkeğe de kadına da “ev ödevi”
düşüyor.
338) Mevcutlarınıza razı olun, elinizdekilerle memnun olmayı bilin, başkasına özenmeyin Siz, öncelikle siz olun
Başka sı olmaya kalkmayın Magazin basınında yer alanların, sahte gülücükleri ve renkli dünyaları sizi etkilemesin Onların tozpembe dünyalarının gerisinde korkunç bir yalnızlık ve sevgisizlik yattığını unutmayın
339) Modern insan bireysel düşündüğü için, eş adayının ailesini bile tanımaya gerek duymayabiliyor, "ailesiyle mi
yaşayacağım" diyor. Oysa insan, evet bir eşle evlenir, ama o evlilik, onu bir başka ailenin içine, akraba
22
çevresine dahil eder. Boşanmalarda eşlerin ailelerinin tahrik, baskı veya yönlendirmelerinin ne kadar tesirli
olduğu bilinen bir gerçektir.
340) Mutlu bir evlilik için önemli olan karşılıklı, İyi işbirliği oluşturmaktır. Bir evlilikte sevginin, saygının, güven ve
ilginin olması gerekir. Evlilik masanın bacakları gibidir. Sevgi önemlidir ama ifade edilemiyorsa kapalı bir kutu
gibidir. Saygı yoksa ilişkilerde karşı tarafı incitecek şekilde davranılır. Doğruluk yoksa güven oluşmaz, ilgi
yoksa bunların hiçbiri beslenemez. Bu dört ayak çok önemlidir.
341) Mutlu bir yuva için sadece uygun bir eş seçmiş olmak yeterli değildir, ilk ve en önemli adımdır, doğru fakat
eksiktir. Asıl olan evlilik hayatında hoşgörü, anlayış, saygı-sevgi, samimiyet, hüsnü zan, sabır, empati, olgunluk gösterebilmektir. Eşler her zaman kendilerini birbirinin yerine koymaya çalışmalı. Ve birbirinin hassasiyetlerini fark edip sınırlarını ihlal etmemelidirler. Eşini değiştirmeye çalışmak
342) Mutlu evliliğin gizli bir formülü ya da sırrı yok. Mutlu evlilik, iki kişilik bir ilişkinin iyi ve başarılı bir yönetiminden ibaret.
343) Mutluluk için ipuçları: Eşinizi sevdiğinizi ve ona değer verdiğinizi sık sık belli edin. Ara sıra özel hediyeler alın.
Bir arkadaşa ihtiyacı olduğunda mutlaka yanında olun. Eşinize her zaman için vakit ayırın. Eşinizle sizin
aranızdaki özel günleri mutlaka hatırlayın. Konuşurken tamamen onu dinleyin. Onunla konuşurken samimi
konuşun. Eşinizin iyi yönlerini keşfetmeye çalışın. Onun üzüntülerini ve dertlerini dinleyin. Hiçbir zaman ikiniz
de aynı anda sinirlenmeyin. Ufak tefek şeylerden dolayı birbirinize bağırıp kalbinizi kırmayın. Eleştiriniz varsa
onu sevdiğinizi hissettirerek söyleyin. Geçmişteki hataları gündeme getirmeyin. Birbiriniz dışındaki hiçbir şeyi
kafanıza takmayın. Gününüzü, eşinize hoş bir söz söylemeden bitirmeyin. Birbirinizi karşılarken şefkat ve
sevgiyle tebessüm edin. Problemlerinizi çözmeden gününüzü bitirmeyin. Hata yaptığınızda eşinizle konuşun
ve özür dileyin. Sıkıntılarınızdan eşinizi sorumlu tutmayın. İşyerinizdeki problemleri evinize taşımayın. Eve iş
getirip günün stresini eşinize yansıtmayın.
344) Mutluluk ise problemler karşısında eşin iyiliklerini unutmayıp gönül evini paramparça etmemek ve “senin için
her şeyi yapıyorum, hâlâ iyiliğimi bilmiyorsun” dememekte gizli.
345) Nasıl olsa o benim sevdiğimi biliyor söylemesem de hareketlerimden anlar demeyin, eşinize sevdiğinizi söyleyin.
346) Ne istediğinizi tam olarak bilin. Karşınızdakinden şikâyet edeceğinize, siz tam olarak ne istediğinizi söyleyin ve
karşınızdakinin buna tepkisinden hareket ederek yolunuza devam edin. Sonuçta sizin kafanızın içinde ne olduğunu bilemeyebilir. Genellikle tartışmaların başlama nedeni, birisinin sevgi arayışı, ilgi ve alâka isteğidir.
Ne istediğinizi tam olarak bilin ve onu isteyin. Sevgi dilenmek için rol yapmayın.
347) Nefsi müdafaada bulunmak kolaydır. Ama vicdanî muhasebe yapmak ve eşi incitmemek için çalışmak bir erdemdir. Kendisine emanet edilen eşin hukukunu korumaktır. Eşini mutlu eden kendisi de mutlu olur. Şu
gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır; aile bir fabrika, eşlerse o fabrikanın çarkları gibidir. O fabrikada
“mutluluk kumaşı”nı dokumak için çarklar ters hareket etmek yerine birbirine güç vermelidir.
348) Nefsinin ayıbını gören bahtiyar insan, eşinin jest ve mimiklerinden mana çıkararak eleştirmek yerine kendini
okur, hatalarını tashih eder. İşte o zaman evlilik, eşlerin ‘ben iyiyim, sen kötüsün’ savaşının yapıldığı ve sürekli eleştiri oklarının atıldığı yer olmaktan çıkar. Sevgi
349) Nelerden hoşlanıp ve nelerden hoşlanmadığını öğrenin ve hoşlandığı şeyleri yapmaya çalışın.
350) Nezaketi elden bırakmayın: Nazik, kibar, anlayışlı, saygılı ve ağırbaşlı olun Basit işlerin hesabını yaparak basit
düşünmeyin Nezaket insana, kabalık ise taş ve kayaya yakışır Tartışsanız bile mutlaka barışacağınızı, zaten
barışmanız gerektiğini asla unutmayın
351) Nikâh masasına kadar "evet", ondan sonra "her şey bitti" mantığıyla hareket etmeyin. "Nasıl olsa ben ona
dediğimi yaptırırım" düşüncesiyle kendinizi kandırmayın.
352) Nişanlı kızlardan da en çok şu sözü duyuyorum. “Nişanlım istediğimi yapana kadar mutlu olmuyorum.”
Neden? Çünkü evlilikle ilgili yanlış şeyler düşünüyor. Çoğunlukla genç kızı etraftan yanlış yönlendirenler oluyor.”Bak şimdiden nasıl alıştırırsan öyle gider, dediklerini yaptırmaya bak.” Genç kız da ne kadar severse
sevsin, evlilikte kendi sözünü geçirebilmek için bile bile sevdiğini üzüyor.
353) Nişanlılık döneminde doğal davranmalısınız. Kusursuz ve onu memnun edici bir tutum içine girmeyin. Doğal
olmayan hiçbir davranış uzun süre gizlenemez mutlaka bir gün ortaya çıkar ve bu durumda karşı tarafta hayal
23
kırıklığı oluşturabilir. Onun için nişanlınıza olduğunuz gibi görünün ve onun yanında doğal yaşayın. Sizin
doğallığınız onun da size doğal davranmasına sağlayacaktır. Böylece onu doğal haliyle görme fırsatı yakalamış
olursunuz.
354) Nişanlınızın söz ve fikirlerine değer verin Yanlış bir söz veya davranış gördüğünüzde sert ve kesin bir tavırla
onu düzeltmeye kalkmayın Onun doğrusunu yaşayışınızla gösterin ve düzelmesi için de zamana bırakın, istek
ve tercihlerinizde ısrarcı olmayın Ortak bir noktada buluşmaya çalışın Çünkü ailede tek kişinin isteği değil, iki
kişinin isteği dikkate alınır
355) Normal ve sağlıklı bir evlilik için bazen göz yummayı, bazen de affetmeyi öğrenmeniz gerekir. Eşlerin birbirlerinin küçük hatalarını görmezden gelmesi, özür dilendiğinde hemen kabul etmesi hoşa gitmeyen tavır ve
davranışları anlayışla karşılaması evliliği çok sağlam temeller üzere kuracaktır. Eşler ancak bu şekilde bir birlerini sevebilir ve evlilikte mutluluğu yakalaya bilir.
356) O evde olmadığı zaman özlediğinizi, geldiğinde sevindiğinizi ve gelmesini dört gözle beklediğinizi belli ettirin.
357) O sizden kendisini sevdiğinizi sık sık hissettirmenizi ve davranışlarınızla bunu ispat etmenizi istiyor
358) O sizden, arada sırada da olsa, ufak bir hediye ile de olsa gönlünü hoş etmenizi, onunla birlikte olmaktan
mutlu olduğunuzu belirtmenizi istiyor.
359) O sizden, çocuklarınız da dâhil olmak üzere kendisini hiç kimsenin yanında azarlamamanızı, küçük düşürmemenizi, kusurlarını kimseye şikâyet etmemenizi, bunun nefrete neden olacağını bilmenizi istiyor.
360) O sizden, kendi akrabalarınıza gösterilmesini beklediğiniz davranışı, saygı ve ilgiyi, kendi akrabalarına da
göstermenizi, anne ve babasına karşı saygı ve sevgide kusur etmemenizi özellikle bekliyor
277) İlişkinizin sağlamlığını test etmeye çalışmayın ve bu konu üzerine asla oyun oynamayın. Bunun yerine
ilişkinizin başarısı için yeterli zamanı ve çabayı harcayıp harcamadığınızdan emin olun.
278) İltifat edin! Gün içinde en azından biri kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Eşinizin sizden güzel bir
söz duyduğundaki mutluluğunu hiç fark ettiniz mi?
279) İncir çekirdeğini doldurmayan basit şeyler için hayatı hem kendilerine hem de eşlerine zindan etmezler
280) İş hayatında, iş yerinde olan sorunları eve taşımamalı. Bir uzman şöyle diyor: "Ben akşam eve gittiğim zaman
kapıda durur dikilirim, derim ki, bugün dışarıda olup biten olumsuzluklardan çoluk çocuğum sorumlu de ğildir.
Bu düşünceyle evime girerim.
281) İşi yokuşa sürme: Günün birinde eşlerden birinde olumlu bir değişiklik olmuştur veya gittikleri doktor
dinlenilmiş ve kişi olumsuz bir davranışından vazgeçmiştir. Diğeri ise "On yıldır sana söyledim; ama beni
dinlemedin, başkası deyince daha mı kıymetli oluyor?" biçimindeki konuşmalar eşi üzen ve geriye döndürebilecek tarzdadır.
282) İşin özü; bilmeliyiz ki hayatta hepimizin üzerine biçilmiş roller vardır ve başkasının rolünden replikler çalıp da
“bir adım önde” olmak için çalışmaya hiç gerek yoktur. Çünkü bazen önemsemediğimiz ufak detaylar yahut
hatalar bile huzurumuzu kaçırmaya yeter. Armudun sapı üzümün çöpü derken ayrıntılarda boğuluveririz.
Yuvamızın bereketi, ağzımızın tadı yitip gider de güzel günleri mumla arar hale geliriz.
283) İstek ve tercihlerinizde ısrarcı olmayın Ortak bir noktada buluşmaya çalışın Çünkü ailede tek kişinin isteği
değil, iki kişinin isteği dikkate alınır.
284) İsteklerinizin karşılanması için asla emrederek konuşmayın.
285) İsteklerinizin yerine gelmesi için eşinize emretmeyin, Onunda ihtiyacıymış gibi ricayla isteyin.
286) İstenmeyen bir davranışı görmezden gelmek, önemsememek, üzerinde durmayıp konuşmamak, o kötü davranışın tekrarını önleyecektir.
287) İstenmeyen olumsuz davranışı, sürekli tartışma konusu yapmak yerin e yeni bir şey yapın; olumsuz davranışı
görmezden gelin. Sabredin. İyi, güzel davranışları ise fark edip teşvik edin. Böylece gitgide olumsuz davranışlar azalıp olumlu davranışlar artacaktır.
288) İyi iletişim, iyi evlilik demektir. İyi bir dinleyici olun! Söylemek istediğinizi dolambaçlı yollara sapmadan direkt
ifade edin! Eğer iletişim konusunda sorun yaşıyorsanız eşinizle birlikte kurslara (danışmanlara) gidin. İnanmayacaksınız ama günümüzde hemen her konuda size yardımcı olabilecek eğitici kurslar bulmak mümkün.
289) Kadın beyninin her iki tarafında konuşma merkezi var, erkek beyninin sadece sol tarafında konuşma merkezi
var. Bu yüzden kadınların konuşma ihtiyacı erkeklere göre daha fazla. Bilimsel olarak erkekler ortalama günde yedi bin civarı kelime kullanırken, kadınlar yirmi bin civarı kelime kullanıyorlar. Arada oldukça büyük bir
fark var. Bu yüzden bir kadın kocasının kendi kadar konuşmasını beklememeli, erkek de karısının susup
sessizce oturmasını beklememeli. Sadece farklılığı bilip kadın sürekli kocasını konuşturmak için zorlamamalı,
erkek de karısını dinlemek için her akşam mutlaka zaman ayırmalı.
290) Kadın erkeğe hem eş, hem anne olamaz. Hiçbir erkek kendine annelik eden bir eşi, sevgili gibi göremez.
19
291) Kadın erkeğinden sevgi ve ilgi bekler. Çünkü sevgi en açılmaz kilitleri açan anahtardır. İlgi görmek ise kadına
beğenildiğini, özel olduğunu düşündürür. Sevdiği erkeğin onu önemsediğini hissettirir. Ama ilgi görme işini
abartan kadınlar, erkeklerde bıkkınlık yapar. Kadının, bu isteğinin dozunu iyi ayarlaması gerekir.
292) Kadın erkek ilişkilerinde, erkek aşk verir, cinsellik ister; kadın da cinsellik verir, aşk ve sevgi ister. Kadın
psikolojik doğası gereği cinselliği ikinci planda tutar. Çünkü kadın sevilmeyi, değer verilmeyi, duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını daha çok önemser.
293) Kadın eşinden sevgi beklediği gibi, eşine de sevgi göstermelidir ve her gün mutlaka Onu sevdiğini söylemelidir.
294) Kadın eşinin nelerden memnun olup nelerden memnun olmadığını gözlemlemeli onu memnun etmek istiyorsa. Yoksa annesinden gördüğünden ya da kendi kafasında oturttuğu doğrulardan yola çıkarak davranırsa
hayal kırıklığına uğrayabilir.
295) Kadın ilgi bekler; çünkü fıtratında kadınlığını hissetme ihtiyacı vardır. Bunu hissettirecek de sadece karşı cinstir. Mahremidir. Bu zaman zaman beğeni ifade etme şeklinde olabilir. Her gün aynı tarz giyinse bile 'hayatım
ne kadar şık olmuşsun' sözünü duymak bir kadın için önemlidir. Söylenmesi gereklidir. Kadın ısrarla çiçek
ister. Bu çiçek görmediğinden değil 'Sen değerlisin' mesajını almak istemesindendir. Kadın kadınlığının
okşanmasını, erkek de yumuşatılmak ister. Erkek fıtratı daha katıdır, serttir, çerçevesi vardır. O esnetilebilmek için kadının farklı oyunlarını ister. Kadının farklı konular açarak ortamı hareketlendirmesi gerekir.
Erkek kadına kadınlığını hissettirecek, kadın da erkeğin içindeki çocuğu azat edecek
296) Kadın ve erkek arasındaki farklılıkları iyi bilmek evlilikte pek çok probleminizi çözmeye yarayacaktır.
297) Kadının ise, bir sorun olduğu zaman konuşarak rahatlaması adeta şarttır. Bu yüzden erkek sorun olduğu zaman eşini mutlaka dinlemelidir. Sorun çözülmeyecekse bile, bol bol konuşma hakkı verirse onun psikolojik ihtiyacını karşılamış olur.
298) Kadının kıskanılması; erkeğin hanımını kıskanması demek, onu kıymetli bir eşyayı saklar gibi, ellerin
yetişemeyeceği, gözlerin göremeyeceği uzak bir yere hapsetmek değil, kadını, namusunu, adını korumak ve
yüceltmek, fitnelere karşı maruz kalmasını önlemek, zelil olmasını istememektir.
299) Kadınlar erkeklerden iltifat almayı severler. Bu, gururlarını okşar. Her kadın yapılan iltifatın ne kadar gerçeklik
taşıdığını bilir ama yine de güzel sözler duymayı ister. Buna biraz, ego tatmini diyebiliriz. Sonra erkeği için
yaptığı şeylerin karşılığında bir teşekkür bekler. Bu teşekkür ona, erkeği için yaptıklar ının, erkek tarafından
önemsendiğini düşündürür. Yaptığı fedakârlık ve özverilerin karşılık bulmasını ister. Maalesef bunu hiç bulamayan kadınlar da var ama eğitir ve kariyer sahibi kadın bu karşılığı bulamazsa asileşir. Hırçınlasın Hatta
karşısında ki adama hayatı dar edebilir.
300) Kadınlar genellikle erkeği davranışları hakkında sorgularken, eleştirici bir ses tonu kullanıyorlarmış. Bunun
ona bir ders olacağını sanarak. Bu ise erkekte yalnızca öfkeye neden oluyormuş. Erkeğin eşiyle konuşma istek
ve hevesi eleştiri tonu yüzünden kayboluyormuş.
301) Kadınlar ne ister: Kadınların en çok istediği şey sözdür. Her erkeğin iki dudağı arasında olan sözü ister kadınlar. Konuşulsun isterler kendileriyle. Konuşmaları dinlensin isterler. Buna göre, ilk yapacağınız iş televizyonu
kapatmak olsun. Koltuklarınızı birbirinize çevirin. Yüz yüze bakın, göz göze gelin. Eşinizin gözünün içine baktığınızda tam da gözbebeğinin ortasında kendinizi göreceksiniz. Gözlerinin içine odaklandığınızda, sanki hep
orada ağırlanıyormuş gibi hissedeceksiniz, eşinizin gözüne çoktan girdiğinizi fark edeceksiniz. Ancak bunun
ona gözünüz gibi bakmaktan geçtiğini de gözlerinizle göreceksiniz.
302) Kadınlar susmayı, erkekler konuşmayı öğrense (erkekler çok konuşsunlar anlamında söylemiyorum, eşlerine
iltifat etmeyi, tatlı sözler söylemeyi öğrenseler) pek çok evlilik kurtulur.
303) Kafanızı karıştıran, sizi üzen konuları, ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi, duygularınızı ve sınırlarınızı dürüstçe ve açık
olarak ifade edin. Doğruları söyleyip söylememe çelişkisine düşmeyin. Doğruları, ilişkinizi zedelemeyecek
biçimde söylemeye dikkat ederseniz, mutlu olursunuz
304) Karı ile koca arasında her şeyden evvel, karşılıklı samimi bir sevgi ve saygı olmalıdır
305) Karı koca ilişkisinde de muhabbeti kaybetmemek için susmayı bilmek lazım. Çok konuşmak aşkın düşmanıdır.
Pek çok sevgi gereksiz ve boş konuşmak yüzünden bitmiştir.
20
306) Karı- kocanın özellikle; umursamama, aşağılama, alay, mecburiyet gibi eşin nefsine ağır gelecek ses tonu ile
birbirleri ile konuşmamaya özen göstermeleri gerekir.
307) Karı-koca arasında iyi bir iletişim sağlamak istiyorsak yaratılıştan gelen kadın-erkek arasındaki farklılıkları
mutlaka göz önünde bulundurulmalıyız.
308) Karı-koca önce hedeflerinin Allah'ın rızasını kazanmak olduğunu bilmeleri, buna inanmaları ve buna göre
hayatlarını tanzim etmeleri gerekir.
309) Karşındakini dinleyin. Bu kadar basit. Çoğu zaman karşınızdaki insanın tek istediği onu dinlemenizidir.
Dinlediğinizden ve ne dediğini anladığınızdan emin olduğunda mesele kalmayacak.
310) Karşınızdakine cevap vermek yerine tepki göstermeyi seçmeyin. Tepki, harekettir; birisine ağzınızı açmadan
bir duyguyu iletirsiniz. Cevap vermek ise sözel bir eylem. Konuşmaya davet ediyor. Hoşunuza gitmeyen bir
şey olduğunda tepki değil cevap verin. Böylece sorun, anlaşılmaz bir durum, bir bilmece olmaktan çıkar.
Tepki verirseniz karşılığında tepki alırsınız ve neticede hedeften uzaklaşırsınız.
311) Karşınızdakinin istek ve duygularına kilitlenin. Birisi sizi suçladığında hemen olayın kendi tarafımızdan görünen boyutunu anlatmaya başlarız. 8u hepimize normal gelir ama aslında bu bir savunma mekanizmasıdır. Ne
yapabileceğinize dair sorular sorun. Savunma dürtüsü kendine güven eksikliğinden doğar ve asıl konudan
uzaklaştırır
312) Kavgaların çoğu iletişimsizliğin çocuğudur. Öncelikle birbirinizle sağlam bir iletişim kurun. Yani sık sık birbirinizle göz göze gelin, gülümseyin, işaretleşin ve tabi ki konuşun.
313) Kazanç, malikiyet ve diğer bütün işlerinizde “ben” ve “sen” kelimeleri yerine “biz” demeyi öğrenin. Evlilik
yani benliğin ortadan kalkıp bizliğe dönüşmesi ve başkası için var olmaktır.
314) Kendi ölçülerine uygun hazırladığı hayat standartlarına eşini de bire bir uydurmaya uğraşır. Değiştirilmeye
çalışılan eş doğal olarak tepki verir ve evlilikte sıkıntılar baş gösterir. Çiftlerin birbirlerini değiştirme çabası
“Eşim beni her halimle, olduğum gibi beğenmiş evlenmişti. Şimdi sevmiyor mu?” duyguları uyandırabilir ve
olumsuzluk çiftlerin ikisini de etkisi altına alır.
315) Kendini hep haklı görme: Hatalar, yanlışlıklar iki taraftan da kaynaklandığı halde kim daha haklı, adeta "mahkeme" kuruluyor.
316) Kendinizden ve ailenizden olumsuz düşünceleri uzaklaştırmaya çalışın. Sürekli gelecek kaygısı içerisindeolmak
sizi boşu boşuna üzecek ve olan mutluluğunuzu da elinizden alacaktır.
317) Kendinize düşen görevi yapın: Sağlıklı ve mutluluk verici bir ilişki çaba gerektirir Elinizden geldiği kadar 'canlı'
yaşamaya çalışın, duygusal sorunlarınıza çözüm arayın, her şeyi yönetmeye çalışmayın, geçmişinizdeki sorunlarla yüzlesin ve korkularınızı yenin Böylece 'sağlıklı bir ilişki' için ka pasitenizi artırmış olacaksınız!
318) Kendinize iyi bakın: Hiç kimsenin sizin mutluluğunuzu 'sağlamasını' beklemeyin Eğer kendinize iyi bakar, ihtiyaçlarını karşılarsanız, ilişkinizin daha dengeli olmasını sağlarsınız Partneriniz için her şeyi siz yapmayın Unutmayın ki, onun 'kendisine' iyi bakmayı öğrenmesi gerekiyor
319) Kendinizi eşiniz için süsleyin, o gelmeden veya evdeyken en güzel elbiselerinizi giyin.
320) Kesinlikle kendinizi eşinizden üstün görmeyin, unutmayın ki o sizin hayat arkadaşımdır. Eğitiminiz, kariyeriniz,
maddi imkânınız ve ailevi konumunuz daha da sizin, tevazu ve alçakgönüllülüğünüzü çoğaltmalıdır. Özelliklede eğitim yönünden ilerlemenizde ve maddi yönden gelişmenizde eşinizin katkısı çoksa.
321) Kimi eşler, eşlerinin yanlışlarını yüzlerine karşı dobra dobra söylerler. Kendilerini eşlerinin yanlışlarını
araştırmakla görevli polis hafiyesi gibi görürler. Sebebi sorulduğunda “ben doğruyu söylüyorum. Onun
yanlışını gösteriyorum. Onun iyiliğini düşünüyorum” diyerek kendilerini müdafaa ederler. Halbuki, her do ğru
her yerde söylenmez. Her doğruyu söylemek insanın görevi değildir. Bir lokma ekmek bile çiğnenmeden yutulmaz. Önce ağızda çiğnenir, mide özsuyuyla parçalanır. Sonra ince bağırsakta süzülür. Şayet çiğnenmeden
yutulursa ya boğaza oturur ya da mideye.
322) Kindar olmayın: Problemlerin çözümünde kilit nokta kindarlıktır. Eşler arasında bir sıkıntı yaşanmış geçmiştir.
Eşlerden birisi olayı unuturken diğeri günlerce “neden sen bana öyle söyledin? Neden şöyle davrandın? Niye
bana hakaret ettin?” vb. sözlerle olayı günlerce gündemde tutarlar. Halbuki evlilikte problem olduğu zaman
21
“şu an matematik dersindeyiz. Önümüzde bir problem var. Bunu çözmeliyiz” diyerek problem çözülmeli.
Sonra da “zil çaldı ve matematik dersi bitti” diyerek matematik dersinden çıkılmalıdır.
323) Kısacası "Birbirlerinin ihtiyaçlarını değerlendirip, birbirlerine yardım edenler, birbirlerini düşünenler, eşinin
kimliğini kendininki kadar önemli tutan, O'nu olduğu gibi kabul edip değiştirmeye çalışmayanlar" birlikteliklerini sağlıklı bir şekilde yürütüyorlar
324) Kişiliklerinizi değil sorunu hedef alın.
325) Kişisel sorumluluklar alın: insan, olgunlaştıkça kendi sorumluluklarını öğrenir ve bu sorumluluklar
çerçevesinde hareket eder Ancak bazı sorumluluklar vardır ki, bunlar başkasına karşıdır Partnerinizi olduğu
gibi kabul edin Bu ilişkinin sadece sizin değil, ikinizin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için olduğunu unutmayın
326) Kızgınlığınızı, öfkenizi ve sorunlarınızı içinizde biriktirmeyin. Biriktirmek duyduğunuz duygunun şiddetini
artıracaktır. Her şeyi zamanında ve ona denk düşen duygulanım düzeyinde konuşun.
327) Konuşurken sözlerin kesilmesi ve ses tonunu yükseltilmesi: İletişimde en önemli husus konuşan insanı sonuna kadar dinlemek, çok gerekliyse aralara girmektir. Dinlemek, anlamak ve kendimizi anlatmamız gerekiyor.
Bunun yolu da saygıyla dinlemek, ses tonunu yükseltmemektir.
328) Kötü hadiselerin bile güzel yönünü görebilen, o hadiseye sebebiyet veren eşi hakkında iyi düşünür. İyi düşündüğünde kendi de eşi de mutlu olur.
329) Küçük tartışmaları kavgaya dönüştürmez, hoşgörülü davranırlar
330) Kulaktan duyma sözlere hemen inanmayın, bir konu veya birisi hakkında söylenenlere hemen inanmak yerine gerçekçi yollardan iyice araştırdıktan sonra kararınızı verin. Bu sizin her konuda doğru, bağımsız ve mantıklı kararlar vermenizi sağlayacaktır.
331) Kulaktan duyma sözlere hemen inanmayın, bir konu veya birisi hakkında söylenenlere hemen inanmak yerine gerçekçi yollardan iyice araştırdıktan sonra kararınızı verin. Bu sizin her konuda doğru, bağımsız ve mantıklı kararlar vermenizi sağlayacaktır
332) Küsme ve duvar örme en sıkıntı yaratan şeylerdir ve genelde erkekler bunu yapar. Diyelim kızdın gittin. Ta mam. Ama gecenin bir yarısı uyanırsan yatağına dön. Sarılırsan cevap alırsın. Kadın tayfası, bu tip şeylere
hemen yanıt verir. Kadını yönetmek kadar hayatta kolay bir şey yok. Elini tutup, "Ya sevgilim..." dediğinizde iş
büyük oranda bitiyor. Fizyolojik uyarılma kadında 5 dakika erkekte ortalama 20 dakika. Erkeğin, durulmak
için kadından daha fazla zamana ihtiyacı oluyor.
333) Lâfı dolandırmayın. Yani size yazdığımız bu 20 altın kuralı mutlaka uygulayın. Ve asla unutmayın; Sevenler
arasında iletişimin üç büyük temel kuralı vardır: Duygular, duygular, duygular.
334) Lüzumsuz Kıskançlıktan Kaçının
335) Maddi durumunu mutlaka göz önünde bulundurun, kendi istekleriniz için Onu sıkıntıya sokmayın ve anlayışlı
bir şekilde karşılanmayan ihtiyaçlarınız için diretmeyin. Unutmayın, aranızda sevgi olduğu sürece o sizin için
elinden gelen her şeyi yapacaktır.
336) Maddiyata dikkat: Aşırı derece maddiyata önem veren adaylardan uzak durun. Çünkü madde mutluluk değil,
mutluluğa basamaktır.
337) Mesela, yürüyüş yaparken ya da arabayla evinize dönerken birkaç yol alternatifiniz varsa, eşinize hangi yolu
tercih ettiğini sormanız, onu mutlu edecek, onun kalbine giden yolu genişletecektir. Kadınl arın ne istediğini
erkeklerin hemen anlaması zordur; zaten bunun için bir ömür boyu vaktimiz vardır. Fakat erkeklerin de
kadınlar tarafından anlaşılmadığı durumlar seyrek değildir. Görünen o ki, erkeğe de kadına da “ev ödevi”
düşüyor.
338) Mevcutlarınıza razı olun, elinizdekilerle memnun olmayı bilin, başkasına özenmeyin Siz, öncelikle siz olun
Başka sı olmaya kalkmayın Magazin basınında yer alanların, sahte gülücükleri ve renkli dünyaları sizi etkilemesin Onların tozpembe dünyalarının gerisinde korkunç bir yalnızlık ve sevgisizlik yattığını unutmayın
339) Modern insan bireysel düşündüğü için, eş adayının ailesini bile tanımaya gerek duymayabiliyor, "ailesiyle mi
yaşayacağım" diyor. Oysa insan, evet bir eşle evlenir, ama o evlilik, onu bir başka ailenin içine, akraba
22
çevresine dahil eder. Boşanmalarda eşlerin ailelerinin tahrik, baskı veya yönlendirmelerinin ne kadar tesirli
olduğu bilinen bir gerçektir.
340) Mutlu bir evlilik için önemli olan karşılıklı, İyi işbirliği oluşturmaktır. Bir evlilikte sevginin, saygının, güven ve
ilginin olması gerekir. Evlilik masanın bacakları gibidir. Sevgi önemlidir ama ifade edilemiyorsa kapalı bir kutu
gibidir. Saygı yoksa ilişkilerde karşı tarafı incitecek şekilde davranılır. Doğruluk yoksa güven oluşmaz, ilgi
yoksa bunların hiçbiri beslenemez. Bu dört ayak çok önemlidir.
341) Mutlu bir yuva için sadece uygun bir eş seçmiş olmak yeterli değildir, ilk ve en önemli adımdır, doğru fakat
eksiktir. Asıl olan evlilik hayatında hoşgörü, anlayış, saygı-sevgi, samimiyet, hüsnü zan, sabır, empati, olgunluk gösterebilmektir. Eşler her zaman kendilerini birbirinin yerine koymaya çalışmalı. Ve birbirinin hassasiyetlerini fark edip sınırlarını ihlal etmemelidirler. Eşini değiştirmeye çalışmak
342) Mutlu evliliğin gizli bir formülü ya da sırrı yok. Mutlu evlilik, iki kişilik bir ilişkinin iyi ve başarılı bir yönetiminden ibaret.
343) Mutluluk için ipuçları: Eşinizi sevdiğinizi ve ona değer verdiğinizi sık sık belli edin. Ara sıra özel hediyeler alın.
Bir arkadaşa ihtiyacı olduğunda mutlaka yanında olun. Eşinize her zaman için vakit ayırın. Eşinizle sizin
aranızdaki özel günleri mutlaka hatırlayın. Konuşurken tamamen onu dinleyin. Onunla konuşurken samimi
konuşun. Eşinizin iyi yönlerini keşfetmeye çalışın. Onun üzüntülerini ve dertlerini dinleyin. Hiçbir zaman ikiniz
de aynı anda sinirlenmeyin. Ufak tefek şeylerden dolayı birbirinize bağırıp kalbinizi kırmayın. Eleştiriniz varsa
onu sevdiğinizi hissettirerek söyleyin. Geçmişteki hataları gündeme getirmeyin. Birbiriniz dışındaki hiçbir şeyi
kafanıza takmayın. Gününüzü, eşinize hoş bir söz söylemeden bitirmeyin. Birbirinizi karşılarken şefkat ve
sevgiyle tebessüm edin. Problemlerinizi çözmeden gününüzü bitirmeyin. Hata yaptığınızda eşinizle konuşun
ve özür dileyin. Sıkıntılarınızdan eşinizi sorumlu tutmayın. İşyerinizdeki problemleri evinize taşımayın. Eve iş
getirip günün stresini eşinize yansıtmayın.
344) Mutluluk ise problemler karşısında eşin iyiliklerini unutmayıp gönül evini paramparça etmemek ve “senin için
her şeyi yapıyorum, hâlâ iyiliğimi bilmiyorsun” dememekte gizli.
345) Nasıl olsa o benim sevdiğimi biliyor söylemesem de hareketlerimden anlar demeyin, eşinize sevdiğinizi söyleyin.
346) Ne istediğinizi tam olarak bilin. Karşınızdakinden şikâyet edeceğinize, siz tam olarak ne istediğinizi söyleyin ve
karşınızdakinin buna tepkisinden hareket ederek yolunuza devam edin. Sonuçta sizin kafanızın içinde ne olduğunu bilemeyebilir. Genellikle tartışmaların başlama nedeni, birisinin sevgi arayışı, ilgi ve alâka isteğidir.
Ne istediğinizi tam olarak bilin ve onu isteyin. Sevgi dilenmek için rol yapmayın.
347) Nefsi müdafaada bulunmak kolaydır. Ama vicdanî muhasebe yapmak ve eşi incitmemek için çalışmak bir erdemdir. Kendisine emanet edilen eşin hukukunu korumaktır. Eşini mutlu eden kendisi de mutlu olur. Şu
gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır; aile bir fabrika, eşlerse o fabrikanın çarkları gibidir. O fabrikada
“mutluluk kumaşı”nı dokumak için çarklar ters hareket etmek yerine birbirine güç vermelidir.
348) Nefsinin ayıbını gören bahtiyar insan, eşinin jest ve mimiklerinden mana çıkararak eleştirmek yerine kendini
okur, hatalarını tashih eder. İşte o zaman evlilik, eşlerin ‘ben iyiyim, sen kötüsün’ savaşının yapıldığı ve sürekli eleştiri oklarının atıldığı yer olmaktan çıkar. Sevgi
349) Nelerden hoşlanıp ve nelerden hoşlanmadığını öğrenin ve hoşlandığı şeyleri yapmaya çalışın.
350) Nezaketi elden bırakmayın: Nazik, kibar, anlayışlı, saygılı ve ağırbaşlı olun Basit işlerin hesabını yaparak basit
düşünmeyin Nezaket insana, kabalık ise taş ve kayaya yakışır Tartışsanız bile mutlaka barışacağınızı, zaten
barışmanız gerektiğini asla unutmayın
351) Nikâh masasına kadar "evet", ondan sonra "her şey bitti" mantığıyla hareket etmeyin. "Nasıl olsa ben ona
dediğimi yaptırırım" düşüncesiyle kendinizi kandırmayın.
352) Nişanlı kızlardan da en çok şu sözü duyuyorum. “Nişanlım istediğimi yapana kadar mutlu olmuyorum.”
Neden? Çünkü evlilikle ilgili yanlış şeyler düşünüyor. Çoğunlukla genç kızı etraftan yanlış yönlendirenler oluyor.”Bak şimdiden nasıl alıştırırsan öyle gider, dediklerini yaptırmaya bak.” Genç kız da ne kadar severse
sevsin, evlilikte kendi sözünü geçirebilmek için bile bile sevdiğini üzüyor.
353) Nişanlılık döneminde doğal davranmalısınız. Kusursuz ve onu memnun edici bir tutum içine girmeyin. Doğal
olmayan hiçbir davranış uzun süre gizlenemez mutlaka bir gün ortaya çıkar ve bu durumda karşı tarafta hayal
23
kırıklığı oluşturabilir. Onun için nişanlınıza olduğunuz gibi görünün ve onun yanında doğal yaşayın. Sizin
doğallığınız onun da size doğal davranmasına sağlayacaktır. Böylece onu doğal haliyle görme fırsatı yakalamış
olursunuz.
354) Nişanlınızın söz ve fikirlerine değer verin Yanlış bir söz veya davranış gördüğünüzde sert ve kesin bir tavırla
onu düzeltmeye kalkmayın Onun doğrusunu yaşayışınızla gösterin ve düzelmesi için de zamana bırakın, istek
ve tercihlerinizde ısrarcı olmayın Ortak bir noktada buluşmaya çalışın Çünkü ailede tek kişinin isteği değil, iki
kişinin isteği dikkate alınır
355) Normal ve sağlıklı bir evlilik için bazen göz yummayı, bazen de affetmeyi öğrenmeniz gerekir. Eşlerin birbirlerinin küçük hatalarını görmezden gelmesi, özür dilendiğinde hemen kabul etmesi hoşa gitmeyen tavır ve
davranışları anlayışla karşılaması evliliği çok sağlam temeller üzere kuracaktır. Eşler ancak bu şekilde bir birlerini sevebilir ve evlilikte mutluluğu yakalaya bilir.
356) O evde olmadığı zaman özlediğinizi, geldiğinde sevindiğinizi ve gelmesini dört gözle beklediğinizi belli ettirin.
357) O sizden kendisini sevdiğinizi sık sık hissettirmenizi ve davranışlarınızla bunu ispat etmenizi istiyor
358) O sizden, arada sırada da olsa, ufak bir hediye ile de olsa gönlünü hoş etmenizi, onunla birlikte olmaktan
mutlu olduğunuzu belirtmenizi istiyor.
359) O sizden, çocuklarınız da dâhil olmak üzere kendisini hiç kimsenin yanında azarlamamanızı, küçük düşürmemenizi, kusurlarını kimseye şikâyet etmemenizi, bunun nefrete neden olacağını bilmenizi istiyor.
360) O sizden, kendi akrabalarınıza gösterilmesini beklediğiniz davranışı, saygı ve ilgiyi, kendi akrabalarına da
göstermenizi, anne ve babasına karşı saygı ve sevgide kusur etmemenizi özellikle bekliyor