1Facebook’ta İMAN artıran Paylaşımlarım
Merhaba sevgili gönül dostlarımız,
Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Bu haftaki yazımızda Facebook dostlarımız için yazdığımız imanımızı güçlendiren BEŞ KISA YAZIYI paylaşmak istiyoruz.
Cenabı Allah bedenlerimize sıhhat, yuvalarımıza huzur, rızkımıza genişlik, işlerimize başarı versin inşallah. Amin.
1-PEYGAMBERİMİZİN ALLAH’IN ELÇİSİNİN OLMASININ ÜÇ DELİLİ
Peygamber Efendimiz SAV gerçekten Allah’ın elçisi mi?
Şeytan her insana böyle vesvese atar, ki cevap veremesin ve dinden uzaklaşsın.
2004’te bana da atmıştı, internette ararken cevapları Risalei Nur’da bulmuştum.
Şimdi size izninizle Risale-i Nur’dan bu vesveseye karşı verecek cevabımız olsun diye, yüzlerce delilden üçünü paylaşmak istiyorum inşallah, ki imanımız güçlensin.
DELİL1:
Okuma yazma bilmeyen ümmi bir ZAT çıkıyor, öyle bir kitap yazıyorki, 14 asırda milyonlarca evliya ve büyük alim yetişiyor; ve o kitaba binlerce tefsir yazıyor. Demek o kitabı Allah yazdırmış.
DELİL2:
Sahabeler 63 yıllık ömrünün her dakikasını incelemişler, bir tek küçük günahı bile olmuyor, olsa davası iptal olurdu ve getirdiği din nefsin hiç hoşuna gitmiyor, aç kalmak var, sabah uyanmak var. Allah’ın peygamberi olmaması mümkün mü?
DELİL3:
Biz yıllarca uğraşıyoruz, sevdiğimize sigarayı bile bıraktıramıyoruz. O SAV, kaba cahil içki fuhuş batağındaki, kız çocuklarını diri diri gömen merhamet yoksunu bir halktan , karıncayı incitmez bir medeniyet oluşturması ve 23 yılda tüm Arabistan’ı müslüman yapması Allah’ın yardımı olmadan mümkün mü?
Demek O SAV ALLAH’IN HAKİKİ PEYGAMBERİDİR.
2-EĞER GÜNAHSIZ OLSAYDIK
Geçenlerde internette bişey okudum.
Bir anne bayan arkadaşına çocuğundan dert yanıyordu :
"Çocuğum çok mükemmel bir çocuk. Sabah kalkınca yatağını kendi topluyor, pijamasını katlayıp dolabına koyuyor. Kahvaltıda kendi çayını kendi dolduruyor. Ödevlerini zamanında yapıyor ve sürekli ders çalışıyor. Ama şekerim ben istiyorum ki çocuğum biraz dağınık olsun da arkasından toplayayım, ona sürpriz yemekler yapayım, istiyorum. Tamam yaramaz olmasın ama azıcık hata yapsın ve gelsin benden af dilesin istiyorum. Anneliği yaşamak istiyorum."
Bu yazıyı okuyunca Peygamber Efendimizin SAV bir Hadis-i Şerifini hatırladım :
"Eğer siz hiç günah işlemez olsaydınız, Allah sizi toptan helak eder, başka insanlar yaratır, onlar günah işlerler, tövbe ederler, kendisi de onları bağışlardı." (Müslim, tevbe,9)
Fakat lütfen bu hadisi yanlış anlamayalım. Yani günah işlemeyi teşvik etmiyor. Aksine, Allah bizi günah işlemeye meyilli yaratmıştır; bizim günah işleyeceğimizi biliyor ve bizi tövbe-istiğfar etmeye teşvik ediyor.
Tıpkı hata yapınca annesinin eteğine sarılıp ağlayan çocuk gibi, Allah, bizim de hata yaptığımızda kendisine yönelip, tövbe edip af dilememizi istiyor. Kuran'da elliden fazla ayette Rabbimiz tövbe etmeyi teşvik etmektedir. Mesela:
"Kötülük işleyip bunun ardından tövbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan (tövbeden) sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir. " (Araf suresi, 153)
Efendimiz SAV buyurur ki:
"Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir."
3-UMUT ETMEK SEVAPMIŞ
Ben hergün 15’te Radyo Akra FM’de (Ankara 107.4 fakat ben uydu radyoundan dinliyorum) rahmetli Prof Dr Mahmud Esad Coşan (1938-2001) Hocaefendinin hadis sohbetini işime ara verir, dinlerim.
20 Ocak 2018 Cumartesi yine yirmibeş dakika bizi hadis ikliminde dolaştırdı. Allah rahmet etsin. Dinlediğim bir Hadisi Şerif çok hoşuma gitti, paylaşmak istiyorum.
Hadisin metni uzundu aklımda tutamadım ama hoşuma gitmesinin nedeni Peygamber Efendimizin SAV üç şeyle kolayca sevap kazanacağımızı bildirmesiydi.
1-Allah’a iman edip tevekkül etmek, 2-Bela anında sabır bineğine binmek ve 3-Sıkıntı, bela, hastalık geldiğinde güzel günlerin geleceğine dair hep umutlu olmak.
Esad hocamız tek tek açıkladılar. Sabır da bir binekmiş. Yani nasıl at, deve, araba, otobüs, tren birer binekse ve bizi gitmek istediğimiz yere ulaştırırsa, sabır bineği de bizi hedefimiz cennete götürür, dedi. (Bu arada benim hedefim cennette Allah’ın Cemalini seyretmek inşallah)
Ve karamsar düşünmeyip umutlu olmak, namaz kılar gibi insana sevap kazandırırmış.
Ne olursa olsun umudunuzu asla kaybetmeyin engelli kardeşlerim, Allah Kün der ve oluverir. (Yasin suresi, 82. ayet) Umut etmek hem sevap, hem bizim yaşama sevincimiz.
Her zaman “Bu da geçer Ya Hû” , (Bu da geçer Ey Allah’ım) deyin inşallah.
4-NEYİ BEKLİYORLAR?
Peygamber Efendimiz SAV Cuma günleri Kehf suresini okumayı tavsiye etmiştir.
Kehf Suresi'ni, cuma gecesi ve gündüzü okumanın çok faziletli olduğuyla ilgili hadisler vardır. Örneğin:
"Cuma gecesi Kehf suresini okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki cuma arasında işlediği (küçük) günahlar da affolur." (Değişik rivayetler için bk. et-Terğıbü ve't-Terhib, Kitabu'l-Cuma, 1/512-513)
Acizane düşüncem arapça okuyup geçmek için tavsiye etmedi Efendimiz SAV. Oradaki ayetler ve kıssalar üzerinde düşünmemizi istedi.
Kehf suresinde Rabbimiz beşten fazla kıssa anlatır. Bendeniz arapça bilmeme rağmen bu yüzden anlayıp düşünmek için her Cuma Youtubedan Kehf suresini arapça dinler ve dinlerken ekrandan Türkçe mealini okurum.
[url]https://www.youtube.com/watch?v=kMzb-OyWE9c[/URL] (30dk)
Geçen Cuma bir ayet dikkatimi çekti. Rabbimiz, insanların İMAN ETMEME VE KENDİSİNDEN AF DİLEMEMELERİNİN sebebini açıklıyor. Allah kalplerin özünü bilir.
“Kendilerine doğru yolu gösteren (peygamber ve Kur'an) geldiği halde insanları, iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey, ancak (onların) önceki (günahkâr) toplumlara uygulanan sürecin (bela ve musibetlerin) kendilerine de uygulanmasını ya da (nihai) azabın ahirette başlarına gelmesini beklemeleridir!”
(KEHF SURESİ, 55. AYET)
Rabbimiz açıkca bize, illa başınıza bir felaket gelmesini mi bekliyorsuz, diyor. O zaman çok geç olur. Aynen sigaranın zararlarını bile bile alışkanlığı bırakamamak gibi. Bırakmak için kanser olmayı bekliyorlar sanırım. Bu ayetteki mana doğru evet..
İşin gerçeği, Allah bizden tövbe ederek af dilememizi bekliyor. Sonsuz cömert Cenabı Allah’ın cenneti geniştir. O, affetmeye hazır, Rahman ve Rahim olan Rabbimizden bağışlanma dileyelim. Çünkü peygamberler hariç hepimiz günahkarız.
Tövbe Ya Rabbi! Günahlarımızı ve hatalarımızı affet ve ört. Sen affetmeyi seversin.
Bizi kapından kovma, bizi affedecek Sen’den başka Rabbimiz yok, bizi affet. Amin…
5-İNŞALLAH DİYENİ ALLAH SEVER
İnşallah demenin anlamı Allah izin verirse, Allah nasip ederse gibi anlamlara gelir biliyorsunuz. Ama çoğumuz bu sözü kullanmıyoruz; Yarın akşam size geleceğim, haftasonu sinemaya gideriz, yazın denize tatile gideceğiz, … gibi.
Allah, imtihan dünyasının kanunu irademizi serbest bırakmış, o yüzden her şeçimimizi yaratıyor inşallah demesek bile. Fakat inşallah demek çok sevaptır. Hem inşallah deyin, diye ayette emir var, Hem Allahı anmış olup zikir sevabı alıyoruz.
“Hiçbir şey hakkında "yarın bunu muhakkak yapacağım" deme. Ancak "İnşallah"deyip ALLAH'ın dilemesi şartına bağlarsan müstesnadır. Unuttuğun zaman da yine Rabbini an ve "umulur ki Rabbim beni bundan daha hayırlı ve doğru bir yola eriştirir" de.” (Kehf suresi 23,24.ayetler)
Eğer Allah, inşallah demediğimiz isteklerimizi yaratmasaydı, her sözümüzde inşallah derdik. Öyle değil mi? Mesela sık sık elektrik kesilseydi, cümlelerimizi değiştirirdik.
Elektrik gelirse maça bakacağız, elektrik kesilmezse dizi izleyeceğiz, telefonu şarj edeceğim, … gibi. Ama elektiğin kesilmesine ihtimal vermediğimiz için elektrik sözünü kullanmayız.
Allah’ta her istediğimiz fiili yarattığı için işlerimizi O’nun dilemesine bağlayıp inşallah demiyoruz. Nefsini bilen Rabbini bilir, hadisince düşününce şöyle bir keşif yaptım.
Mesela bir baba düşünün, çocuklarının konuşmalarını işitiyor. Çocuk diyorki; peki babam izin verirse yarın dışarda oynayalım. Baba çok memnun olmaz mı?
İşte Rabbimiz de kulunun inşallah demesinden böyle memnun ve razı olur.
Peygamber Efendimiz SAV buyurur ki:
“Kişinin ‘İnşallah’ demesi imanın kemalindendir.” (Suyuti, Camiu’s-sağir, II/ 50)
Celalin Penceresinden
Merhaba sevgili gönül dostlarımız,
Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Bu haftaki yazımızda Facebook dostlarımız için yazdığımız imanımızı güçlendiren BEŞ KISA YAZIYI paylaşmak istiyoruz.
Cenabı Allah bedenlerimize sıhhat, yuvalarımıza huzur, rızkımıza genişlik, işlerimize başarı versin inşallah. Amin.
1-PEYGAMBERİMİZİN ALLAH’IN ELÇİSİNİN OLMASININ ÜÇ DELİLİ
Peygamber Efendimiz SAV gerçekten Allah’ın elçisi mi?
Şeytan her insana böyle vesvese atar, ki cevap veremesin ve dinden uzaklaşsın.
2004’te bana da atmıştı, internette ararken cevapları Risalei Nur’da bulmuştum.
Şimdi size izninizle Risale-i Nur’dan bu vesveseye karşı verecek cevabımız olsun diye, yüzlerce delilden üçünü paylaşmak istiyorum inşallah, ki imanımız güçlensin.
DELİL1:
Okuma yazma bilmeyen ümmi bir ZAT çıkıyor, öyle bir kitap yazıyorki, 14 asırda milyonlarca evliya ve büyük alim yetişiyor; ve o kitaba binlerce tefsir yazıyor. Demek o kitabı Allah yazdırmış.
DELİL2:
Sahabeler 63 yıllık ömrünün her dakikasını incelemişler, bir tek küçük günahı bile olmuyor, olsa davası iptal olurdu ve getirdiği din nefsin hiç hoşuna gitmiyor, aç kalmak var, sabah uyanmak var. Allah’ın peygamberi olmaması mümkün mü?
DELİL3:
Biz yıllarca uğraşıyoruz, sevdiğimize sigarayı bile bıraktıramıyoruz. O SAV, kaba cahil içki fuhuş batağındaki, kız çocuklarını diri diri gömen merhamet yoksunu bir halktan , karıncayı incitmez bir medeniyet oluşturması ve 23 yılda tüm Arabistan’ı müslüman yapması Allah’ın yardımı olmadan mümkün mü?
Demek O SAV ALLAH’IN HAKİKİ PEYGAMBERİDİR.
2-EĞER GÜNAHSIZ OLSAYDIK
Geçenlerde internette bişey okudum.
Bir anne bayan arkadaşına çocuğundan dert yanıyordu :
"Çocuğum çok mükemmel bir çocuk. Sabah kalkınca yatağını kendi topluyor, pijamasını katlayıp dolabına koyuyor. Kahvaltıda kendi çayını kendi dolduruyor. Ödevlerini zamanında yapıyor ve sürekli ders çalışıyor. Ama şekerim ben istiyorum ki çocuğum biraz dağınık olsun da arkasından toplayayım, ona sürpriz yemekler yapayım, istiyorum. Tamam yaramaz olmasın ama azıcık hata yapsın ve gelsin benden af dilesin istiyorum. Anneliği yaşamak istiyorum."
Bu yazıyı okuyunca Peygamber Efendimizin SAV bir Hadis-i Şerifini hatırladım :
"Eğer siz hiç günah işlemez olsaydınız, Allah sizi toptan helak eder, başka insanlar yaratır, onlar günah işlerler, tövbe ederler, kendisi de onları bağışlardı." (Müslim, tevbe,9)
Fakat lütfen bu hadisi yanlış anlamayalım. Yani günah işlemeyi teşvik etmiyor. Aksine, Allah bizi günah işlemeye meyilli yaratmıştır; bizim günah işleyeceğimizi biliyor ve bizi tövbe-istiğfar etmeye teşvik ediyor.
Tıpkı hata yapınca annesinin eteğine sarılıp ağlayan çocuk gibi, Allah, bizim de hata yaptığımızda kendisine yönelip, tövbe edip af dilememizi istiyor. Kuran'da elliden fazla ayette Rabbimiz tövbe etmeyi teşvik etmektedir. Mesela:
"Kötülük işleyip bunun ardından tövbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan (tövbeden) sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir. " (Araf suresi, 153)
Efendimiz SAV buyurur ki:
"Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir."
3-UMUT ETMEK SEVAPMIŞ
Ben hergün 15’te Radyo Akra FM’de (Ankara 107.4 fakat ben uydu radyoundan dinliyorum) rahmetli Prof Dr Mahmud Esad Coşan (1938-2001) Hocaefendinin hadis sohbetini işime ara verir, dinlerim.
20 Ocak 2018 Cumartesi yine yirmibeş dakika bizi hadis ikliminde dolaştırdı. Allah rahmet etsin. Dinlediğim bir Hadisi Şerif çok hoşuma gitti, paylaşmak istiyorum.
Hadisin metni uzundu aklımda tutamadım ama hoşuma gitmesinin nedeni Peygamber Efendimizin SAV üç şeyle kolayca sevap kazanacağımızı bildirmesiydi.
1-Allah’a iman edip tevekkül etmek, 2-Bela anında sabır bineğine binmek ve 3-Sıkıntı, bela, hastalık geldiğinde güzel günlerin geleceğine dair hep umutlu olmak.
Esad hocamız tek tek açıkladılar. Sabır da bir binekmiş. Yani nasıl at, deve, araba, otobüs, tren birer binekse ve bizi gitmek istediğimiz yere ulaştırırsa, sabır bineği de bizi hedefimiz cennete götürür, dedi. (Bu arada benim hedefim cennette Allah’ın Cemalini seyretmek inşallah)
Ve karamsar düşünmeyip umutlu olmak, namaz kılar gibi insana sevap kazandırırmış.
Ne olursa olsun umudunuzu asla kaybetmeyin engelli kardeşlerim, Allah Kün der ve oluverir. (Yasin suresi, 82. ayet) Umut etmek hem sevap, hem bizim yaşama sevincimiz.
Her zaman “Bu da geçer Ya Hû” , (Bu da geçer Ey Allah’ım) deyin inşallah.
4-NEYİ BEKLİYORLAR?
Peygamber Efendimiz SAV Cuma günleri Kehf suresini okumayı tavsiye etmiştir.
Kehf Suresi'ni, cuma gecesi ve gündüzü okumanın çok faziletli olduğuyla ilgili hadisler vardır. Örneğin:
"Cuma gecesi Kehf suresini okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki cuma arasında işlediği (küçük) günahlar da affolur." (Değişik rivayetler için bk. et-Terğıbü ve't-Terhib, Kitabu'l-Cuma, 1/512-513)
Acizane düşüncem arapça okuyup geçmek için tavsiye etmedi Efendimiz SAV. Oradaki ayetler ve kıssalar üzerinde düşünmemizi istedi.
Kehf suresinde Rabbimiz beşten fazla kıssa anlatır. Bendeniz arapça bilmeme rağmen bu yüzden anlayıp düşünmek için her Cuma Youtubedan Kehf suresini arapça dinler ve dinlerken ekrandan Türkçe mealini okurum.
[url]https://www.youtube.com/watch?v=kMzb-OyWE9c[/URL] (30dk)
Geçen Cuma bir ayet dikkatimi çekti. Rabbimiz, insanların İMAN ETMEME VE KENDİSİNDEN AF DİLEMEMELERİNİN sebebini açıklıyor. Allah kalplerin özünü bilir.
“Kendilerine doğru yolu gösteren (peygamber ve Kur'an) geldiği halde insanları, iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey, ancak (onların) önceki (günahkâr) toplumlara uygulanan sürecin (bela ve musibetlerin) kendilerine de uygulanmasını ya da (nihai) azabın ahirette başlarına gelmesini beklemeleridir!”
(KEHF SURESİ, 55. AYET)
Rabbimiz açıkca bize, illa başınıza bir felaket gelmesini mi bekliyorsuz, diyor. O zaman çok geç olur. Aynen sigaranın zararlarını bile bile alışkanlığı bırakamamak gibi. Bırakmak için kanser olmayı bekliyorlar sanırım. Bu ayetteki mana doğru evet..
İşin gerçeği, Allah bizden tövbe ederek af dilememizi bekliyor. Sonsuz cömert Cenabı Allah’ın cenneti geniştir. O, affetmeye hazır, Rahman ve Rahim olan Rabbimizden bağışlanma dileyelim. Çünkü peygamberler hariç hepimiz günahkarız.
Tövbe Ya Rabbi! Günahlarımızı ve hatalarımızı affet ve ört. Sen affetmeyi seversin.
Bizi kapından kovma, bizi affedecek Sen’den başka Rabbimiz yok, bizi affet. Amin…
5-İNŞALLAH DİYENİ ALLAH SEVER
İnşallah demenin anlamı Allah izin verirse, Allah nasip ederse gibi anlamlara gelir biliyorsunuz. Ama çoğumuz bu sözü kullanmıyoruz; Yarın akşam size geleceğim, haftasonu sinemaya gideriz, yazın denize tatile gideceğiz, … gibi.
Allah, imtihan dünyasının kanunu irademizi serbest bırakmış, o yüzden her şeçimimizi yaratıyor inşallah demesek bile. Fakat inşallah demek çok sevaptır. Hem inşallah deyin, diye ayette emir var, Hem Allahı anmış olup zikir sevabı alıyoruz.
“Hiçbir şey hakkında "yarın bunu muhakkak yapacağım" deme. Ancak "İnşallah"deyip ALLAH'ın dilemesi şartına bağlarsan müstesnadır. Unuttuğun zaman da yine Rabbini an ve "umulur ki Rabbim beni bundan daha hayırlı ve doğru bir yola eriştirir" de.” (Kehf suresi 23,24.ayetler)
Eğer Allah, inşallah demediğimiz isteklerimizi yaratmasaydı, her sözümüzde inşallah derdik. Öyle değil mi? Mesela sık sık elektrik kesilseydi, cümlelerimizi değiştirirdik.
Elektrik gelirse maça bakacağız, elektrik kesilmezse dizi izleyeceğiz, telefonu şarj edeceğim, … gibi. Ama elektiğin kesilmesine ihtimal vermediğimiz için elektrik sözünü kullanmayız.
Allah’ta her istediğimiz fiili yarattığı için işlerimizi O’nun dilemesine bağlayıp inşallah demiyoruz. Nefsini bilen Rabbini bilir, hadisince düşününce şöyle bir keşif yaptım.
Mesela bir baba düşünün, çocuklarının konuşmalarını işitiyor. Çocuk diyorki; peki babam izin verirse yarın dışarda oynayalım. Baba çok memnun olmaz mı?
İşte Rabbimiz de kulunun inşallah demesinden böyle memnun ve razı olur.
Peygamber Efendimiz SAV buyurur ki:
“Kişinin ‘İnşallah’ demesi imanın kemalindendir.” (Suyuti, Camiu’s-sağir, II/ 50)
Celalin Penceresinden