zordur kendini anlatmak...hayatın bir takım elbise misali tek başına hiçbir anlam ifade etmezken yalnızlığın neden bu kadar acıttığını anlatmak zordur,boşşundur tek başına,renksizdir pembelerin,yüklemsizdir cümlelerin,ve asla cevabı yoktur sonu gelmez soru işaretlerinin...hep birilerini ararsın,hep bir neden lazımdır yaşaman için,hep iki kişilik olmalıdır masan,iştahlı bir akşam yemeği için...sevmelisin bir şeyleri,hayatın,bilinmeyen kelime olmaktan çıkıp,tanımlı bir cümleye dönüşebilmesi için...fakat yollar ayrılmalı yine sonunda,bu cümlelerin seni bile anlatmaya yetmeyeceğini bildiğin için...bomboş karanlık bir kuyudur sankı hayatın,kimisi bakar ucu bucağı görünmez,kimisi bakar etrafını saran taşların buz gibi soğuğundan başka bir şey hissedemez...hep farklıdr durduğun yer,hep değişiktir baktığın açı..gülüşün,izleyenlere sunduğun en güzel fragmandır,en büyük trajedilerden sıyrılarak alınmış,kısa bir göz kandırmacası,,,gözyaşlarınsa,içine saklanıp kalmış,anlatılmayı bekleyen herşeyin kısacık bir tanımlaması....anlatamazsın bir türlü...ne yöne gidersen git aynı sularda batar gemilerin,nerede durursan dur,aynı rüzgarda savrulur yaprakların...ne ellerin gücü kalır kıyıya kadar gelmeye,ne de solup giden umutların bir kez daha yeşermeye....ümitler ekersin her seferinde...belkiler eklersin aslaların içine,yeminleri kaldırır,yeni sözler verirsin kedine............