1Gizli Şirk’e Dikkat Edelim
“Geçen gece uyuyamadım. Çünkü kahve uyutmadı” …
Bir ilim taşıyıcı olarak bu hafta çok önemli olan şirk konusunda yazmak istiyoruz. Şirk ve kahveyi nasıl mı bağlıyorum, yazıyı okuyun inşallah.
BİR HADİS
Ahmed ve Taberi, Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh’den şöyle rivayet ettiler:
Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh dedi ki:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize vaazetti ve şöyle dedi:
"Ey insanlar! Şu şirkten sakının! Muhakkak ki o, karıncanın sessiz ve yumuşak yürüyüşünden daha gizlidir."
Bunun akabinde, Allah’ın dilediği bir kimse Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e şöyle sordu:
"Karıncanın sessiz yürüyüşünden daha gizli olan bu şirkten nasıl sakınacağız?"
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:
"Şöyle deyin: Ey Allah’ım! Muhakkak ki biz, bildiğimiz şeylerde şirk koşmaktan sana sığınıyoruz ve bilmediğimiz şeylerde senin affını istiyoruz."
Hudaybi, bu hadisi delil alarak şöyle dedi :
"İşte! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu hadiste bize, şirkin iki çeşit olduğunu bildiriyor:
Birincisi: Bildiğimiz şirktir.
İkincisi ise: Bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirktir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirki işlediğimiz zaman, bundan sorumlu olmamamız için Allah-u Teâlâ'dan af dilememizi emretti. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ancak Allah’ın bağışlayacağı suçlardan dolayı Allah-u Teâlâ'dan af dilememizi emreder. Bu gösteriyor ki, kulun bilmediği şirk; Allah-u Teâlâ’ın şu ayette zikrettiği ve affetmeyeceğini bildirdiği şirk değildir:
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor :
"Allah kendisine eş koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başka dilediğini bağışlar."
ŞİRK HAKKINDA BİLGİ
Dinde şirk Cenab-ı Allah’a ve tasarrufunda ortaklık tanımaktır.
Şirk, küfür yani Allah’ı inkar etmek değildir. Şirk, alemlerin sahibi olan Allah’a inanmakla beraber faaliyetlerinde bazı şeyleri Allah’a ortak kılmaktır, eş tutmaktır.
Firavunlar, Ebu Cehiller ve şeytan elbette Allah’a inanıyorlardı. Şeytan büyüklük tasladı, Firavun kendini tanrı ilan etti. Ebu Cehil putlara Allah’a yaklaştırsın diye taptı.
Arap Müşrikleri, putlardan bir şeyler beklemişlerdi, onlara kurbanlar kesmişler, onlara dualar etmişlerdi, onların önünde eğilmişlerdi.
Bazıları Allah’la beraber ateşe, aya, güneşe, yıldızlara tapmışlardı.
Günümüzde bile insanımız Allah’a inandığını söylüyor ama nefsini, makamı, parayı, maddeyi hatta karşı cinsi putlaştırmak gibi felaketlerden kendini kurtaramıyor.
Şirk, Cenab-ı Allah’ın sıfatlarını başkasında görmektir. Şirk, Allah’a yapılanı başkasına yapmaktır, Allah’tan beklenileni başkasından beklemektir.
Allah’ı başka bir varlığa, Allah’ın yarattığını da Allah’a benzetmektir. Allah’tan başkasını tanrı edinmektir. Allah’tan başkasına dua etmek, ibadet etmektir.
SÜT İÇTİM DE O YÜZDEN KARNIM AĞRIDI
Evliyadan biri Bayezid-i Bestami hazretlerini rüyasında gördü ve sordu:
“Allah seni nasıl hesaba çekti?”
Bayezid-i Bestami Hazretleri:
Allah’ım bana sordu:
“Ey Bayezid, bana ne getirdin?”
Bayezid-i Bestami Hazretleri:
“Ya Rabbi nesne getirmedim, şirk te getirmedim”.
Cenab-ı Hak buyurdu:
“Süt içtiğin gece şirk etmedin mi?”
Bayezid-i Bestami Hazretleri:
“Meğer bir gece süt içtim de karnım ağrımıştı. Aklıma geldi ki, keşke süt içmeyeydim, karnım ağrımazdı.
Hak Teala Hazretleri:
“Karnının ağrıdığını benden değil sütten bildin, şirke girdin Ey Bayezid” buyurdu.
***
ŞİRK SÖZÜME AF DİLEDİM
Kahve hastalığıma iyi gelmediği için nadiren içiyorum. Geçenlerde gelen bir misafirle birlikte annem bana da kahve yapmış, bende vey madem yaptın içeyim, dedim ve içtim. Erken kalkmama rağmen o gece uyku tutmadı. Bir türlü uyuyamadım.
Gece 3 oldu ama içimden hala, o kahveyi içmeyecektim, diyorum. Babam kalktı, tuvaletimi ördekle yaptırırken, kahve içtim ondan uyuyamadım, dedim.
Babam gidince birden Şirk’e düştüğüm aklıma geldi. Kahve beni uyutmadı dedim, sanki kahvenin bir gücü vardı.
Allah’tan af diledim. Başladım içimden “TEVBE ESTAĞFİRULLAH” demeye… Beş dakika mı geçti hatırlamıyorum, hemen uykuya dalmışım.
Yazıyı yazarken şimdi hatırladım: Bir kış çok ağır bir grip geçirmiştim. Bir hafta ateşim düşmemişti. Dört hafta sonra tamamen iyileştim. Hemen ertesi akşam tekrar ateşlendim.
Ben haftalarca çektiğim için yeniden hastalanmak istemiyordum. Elimi açtım, gözyaşıyla şöyle dua ettim:
“Merhametlilerin en merhametlisi Ey büyük Allah’ım!
Yarabbim daha yeni iyileştim. Allah’ım Sen Ol dersin olur, Olma dersin olmaz, herşey Sen’in elinde. Allah’ım nolur tekrar bana ateş verme. Allah’ım hastalığı sevmediğim için değil, Sen içimi biliyorsun, anne ve babama tekrar eziyet vermek istemiyorum… Lütfen …”
Gözyaşıyla ettiğim bu duadan beş dakika sonra ateşim normale düştü elhamdülillah.
Hani şu ilaç bana şifa verdi, diyerek Şirk kokan cümle kuruyoruz ya, ondan anlattım.
Geçenlerde Mutasavvuf-Yazar Cemalnur Sargut’un bir sohbetinde şunu dinlemiştim:
Peygamber Efendimiz SAV Cenab-ı Allah’ın şöyle buyurduğunu aktarmış:
“Bir hastalık (mikrobu) bir insanın bedenine girse, Ben ona izin vermedikçe hastalık yapmaz.”
Evet, Yüce Rabbimiz biz kullarından tam bir teslimiyet ve tevekkül bekliyor.
ŞİRK’E ÖRNEK
Çok basit bir örnekle Şirk’i anlatmak istiyorum, ki akılda kalıcı olsun:
Annen mutfakta çok özenip leziz bir börek yapıyor. Birisiyle odamıza gönderiyor. Biz ise odamıza getirene teşekkür üstüne teşekkür edip annemizi unutsak annemiz darılmaz mı?
Şirk’te aynen bu misal gibidir. Sebepleri yaratanı unutuyoruz. Bu ilacı iç iyileşirsin, kahve uyutmadı, Arda oynasaydı yenerdik, süt karnımı ağrıtttı, vs…
Yazının başında iki şirkten bahsedilmişti. Normal şirk, bir insanın Allah’ı inkar etmemekle beraber bir nesneyi ilah edinmesi, bir puta tapıcılıktır.
Eğer insan buna tövbe etmeden ölürse, müşriği Allah asla affetmiyor. (Nisa suresi,48)
Gizli şirk ise, farketmeden, bilmeden yapılan fiil ve söylenen sözlerdir.
Yatsı namazı sonrası camide imamlar Amenerrasülü diye bilinen Bakara suresinin son iki ayetini okur. Bakara suresi 286. Ayette Rabbimiz şöyle dua etmemizi istiyor:
"Ey Rabbimiz, unuttuk, yahut yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme.”
Bende hergece yatsı sonrası Amenerrasulü okurum.
Ya Rabbel Alemin! Bu duayı bilmeden düştüğümüz gizli şirk için de kabul et inşallah.
İnsan sözle de, davranış olarak da, düşünce ve inanış ile de şirke düşebilir. İnsan ciddi de olsa, şaka da olsa, bilse de, bilmese de şirke düşebilir.
Sık sık “Estağfirullah” diyerek Allah’tan af dilemeliyiz, ki Allah bunu seviyor.
Allah’ın her saniye bizimle olduğumuzu bilerek yaptığımız hareket ve söylediğimiz sözlere çok dikkat edelim inşallah.
Celalin Penceresinden
“Geçen gece uyuyamadım. Çünkü kahve uyutmadı” …
Bir ilim taşıyıcı olarak bu hafta çok önemli olan şirk konusunda yazmak istiyoruz. Şirk ve kahveyi nasıl mı bağlıyorum, yazıyı okuyun inşallah.
BİR HADİS
Ahmed ve Taberi, Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh’den şöyle rivayet ettiler:
Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh dedi ki:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize vaazetti ve şöyle dedi:
"Ey insanlar! Şu şirkten sakının! Muhakkak ki o, karıncanın sessiz ve yumuşak yürüyüşünden daha gizlidir."
Bunun akabinde, Allah’ın dilediği bir kimse Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e şöyle sordu:
"Karıncanın sessiz yürüyüşünden daha gizli olan bu şirkten nasıl sakınacağız?"
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:
"Şöyle deyin: Ey Allah’ım! Muhakkak ki biz, bildiğimiz şeylerde şirk koşmaktan sana sığınıyoruz ve bilmediğimiz şeylerde senin affını istiyoruz."
Hudaybi, bu hadisi delil alarak şöyle dedi :
"İşte! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu hadiste bize, şirkin iki çeşit olduğunu bildiriyor:
Birincisi: Bildiğimiz şirktir.
İkincisi ise: Bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirktir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bizim tarafımızdan bilinmeyen ve bize gizli olan şirki işlediğimiz zaman, bundan sorumlu olmamamız için Allah-u Teâlâ'dan af dilememizi emretti. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ancak Allah’ın bağışlayacağı suçlardan dolayı Allah-u Teâlâ'dan af dilememizi emreder. Bu gösteriyor ki, kulun bilmediği şirk; Allah-u Teâlâ’ın şu ayette zikrettiği ve affetmeyeceğini bildirdiği şirk değildir:
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor :
"Allah kendisine eş koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başka dilediğini bağışlar."
ŞİRK HAKKINDA BİLGİ
Dinde şirk Cenab-ı Allah’a ve tasarrufunda ortaklık tanımaktır.
Şirk, küfür yani Allah’ı inkar etmek değildir. Şirk, alemlerin sahibi olan Allah’a inanmakla beraber faaliyetlerinde bazı şeyleri Allah’a ortak kılmaktır, eş tutmaktır.
Firavunlar, Ebu Cehiller ve şeytan elbette Allah’a inanıyorlardı. Şeytan büyüklük tasladı, Firavun kendini tanrı ilan etti. Ebu Cehil putlara Allah’a yaklaştırsın diye taptı.
Arap Müşrikleri, putlardan bir şeyler beklemişlerdi, onlara kurbanlar kesmişler, onlara dualar etmişlerdi, onların önünde eğilmişlerdi.
Bazıları Allah’la beraber ateşe, aya, güneşe, yıldızlara tapmışlardı.
Günümüzde bile insanımız Allah’a inandığını söylüyor ama nefsini, makamı, parayı, maddeyi hatta karşı cinsi putlaştırmak gibi felaketlerden kendini kurtaramıyor.
Şirk, Cenab-ı Allah’ın sıfatlarını başkasında görmektir. Şirk, Allah’a yapılanı başkasına yapmaktır, Allah’tan beklenileni başkasından beklemektir.
Allah’ı başka bir varlığa, Allah’ın yarattığını da Allah’a benzetmektir. Allah’tan başkasını tanrı edinmektir. Allah’tan başkasına dua etmek, ibadet etmektir.
SÜT İÇTİM DE O YÜZDEN KARNIM AĞRIDI
Evliyadan biri Bayezid-i Bestami hazretlerini rüyasında gördü ve sordu:
“Allah seni nasıl hesaba çekti?”
Bayezid-i Bestami Hazretleri:
Allah’ım bana sordu:
“Ey Bayezid, bana ne getirdin?”
Bayezid-i Bestami Hazretleri:
“Ya Rabbi nesne getirmedim, şirk te getirmedim”.
Cenab-ı Hak buyurdu:
“Süt içtiğin gece şirk etmedin mi?”
Bayezid-i Bestami Hazretleri:
“Meğer bir gece süt içtim de karnım ağrımıştı. Aklıma geldi ki, keşke süt içmeyeydim, karnım ağrımazdı.
Hak Teala Hazretleri:
“Karnının ağrıdığını benden değil sütten bildin, şirke girdin Ey Bayezid” buyurdu.
***
ŞİRK SÖZÜME AF DİLEDİM
Kahve hastalığıma iyi gelmediği için nadiren içiyorum. Geçenlerde gelen bir misafirle birlikte annem bana da kahve yapmış, bende vey madem yaptın içeyim, dedim ve içtim. Erken kalkmama rağmen o gece uyku tutmadı. Bir türlü uyuyamadım.
Gece 3 oldu ama içimden hala, o kahveyi içmeyecektim, diyorum. Babam kalktı, tuvaletimi ördekle yaptırırken, kahve içtim ondan uyuyamadım, dedim.
Babam gidince birden Şirk’e düştüğüm aklıma geldi. Kahve beni uyutmadı dedim, sanki kahvenin bir gücü vardı.
Allah’tan af diledim. Başladım içimden “TEVBE ESTAĞFİRULLAH” demeye… Beş dakika mı geçti hatırlamıyorum, hemen uykuya dalmışım.
Yazıyı yazarken şimdi hatırladım: Bir kış çok ağır bir grip geçirmiştim. Bir hafta ateşim düşmemişti. Dört hafta sonra tamamen iyileştim. Hemen ertesi akşam tekrar ateşlendim.
Ben haftalarca çektiğim için yeniden hastalanmak istemiyordum. Elimi açtım, gözyaşıyla şöyle dua ettim:
“Merhametlilerin en merhametlisi Ey büyük Allah’ım!
Yarabbim daha yeni iyileştim. Allah’ım Sen Ol dersin olur, Olma dersin olmaz, herşey Sen’in elinde. Allah’ım nolur tekrar bana ateş verme. Allah’ım hastalığı sevmediğim için değil, Sen içimi biliyorsun, anne ve babama tekrar eziyet vermek istemiyorum… Lütfen …”
Gözyaşıyla ettiğim bu duadan beş dakika sonra ateşim normale düştü elhamdülillah.
Hani şu ilaç bana şifa verdi, diyerek Şirk kokan cümle kuruyoruz ya, ondan anlattım.
Geçenlerde Mutasavvuf-Yazar Cemalnur Sargut’un bir sohbetinde şunu dinlemiştim:
Peygamber Efendimiz SAV Cenab-ı Allah’ın şöyle buyurduğunu aktarmış:
“Bir hastalık (mikrobu) bir insanın bedenine girse, Ben ona izin vermedikçe hastalık yapmaz.”
Evet, Yüce Rabbimiz biz kullarından tam bir teslimiyet ve tevekkül bekliyor.
ŞİRK’E ÖRNEK
Çok basit bir örnekle Şirk’i anlatmak istiyorum, ki akılda kalıcı olsun:
Annen mutfakta çok özenip leziz bir börek yapıyor. Birisiyle odamıza gönderiyor. Biz ise odamıza getirene teşekkür üstüne teşekkür edip annemizi unutsak annemiz darılmaz mı?
Şirk’te aynen bu misal gibidir. Sebepleri yaratanı unutuyoruz. Bu ilacı iç iyileşirsin, kahve uyutmadı, Arda oynasaydı yenerdik, süt karnımı ağrıtttı, vs…
Yazının başında iki şirkten bahsedilmişti. Normal şirk, bir insanın Allah’ı inkar etmemekle beraber bir nesneyi ilah edinmesi, bir puta tapıcılıktır.
Eğer insan buna tövbe etmeden ölürse, müşriği Allah asla affetmiyor. (Nisa suresi,48)
Gizli şirk ise, farketmeden, bilmeden yapılan fiil ve söylenen sözlerdir.
Yatsı namazı sonrası camide imamlar Amenerrasülü diye bilinen Bakara suresinin son iki ayetini okur. Bakara suresi 286. Ayette Rabbimiz şöyle dua etmemizi istiyor:
"Ey Rabbimiz, unuttuk, yahut yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme.”
Bende hergece yatsı sonrası Amenerrasulü okurum.
Ya Rabbel Alemin! Bu duayı bilmeden düştüğümüz gizli şirk için de kabul et inşallah.
İnsan sözle de, davranış olarak da, düşünce ve inanış ile de şirke düşebilir. İnsan ciddi de olsa, şaka da olsa, bilse de, bilmese de şirke düşebilir.
Sık sık “Estağfirullah” diyerek Allah’tan af dilemeliyiz, ki Allah bunu seviyor.
Allah’ın her saniye bizimle olduğumuzu bilerek yaptığımız hareket ve söylediğimiz sözlere çok dikkat edelim inşallah.
Celalin Penceresinden