1GS Belki Cennette FB’yi Yener
Yazının sonunda başlık anlaşılacaktır inşallah…
Bizler yeterince şükretmiyoruz ve bazı şeylerin kıymetini kaybedince anlıyoruz. Halbuki düşünsek o kadar çok nimetimiz var ki... Ben bu halime çok şükrediyorum çünkü…
Size bu yazıda hep şükreden değerli bir dostumdan bahsedeceğim.
TANIŞTIK
Ekim 2011’de bir akşam, Facebook’taki ortak bir engelli arkadaşımızın vesilesiyle 1987 doğumlu genç İbrahim Oğuz kardeşimle tanıştım.
O da, Ankara Sincan’da ve bize yakın oturuyormuş. Kısa zamanda, kamera ile yaptığımız hoş sohbeti ve cana yakınlığıyla beni kendine çekti, muhabbetimiz arttı.
Onu bize çay içip sohbete çağırdım.
Abi ben gelemem, siz gelin inşallah, dedi. Ocak 2012’de bir Cuma namazı sonrası annem, babam ve tekerlekli sandalyeyle ben, İbrahim’i ziyaret ettik.
Apartmanlarında geniş asansör vardı, tekerlekli sandalyem ve babam sığmıştık.
İbrahim Oğuz’u ilk gördüğümde ona kanım ısındı, gülümsüyordu, nurlu bir yüzü vardı. Kanepede oturuyordu. Önündeki sehpada laptop açıktı. İbrahim kas hastasıydı.
Ortaokulu yarım bırakmasına rağmen kendini yetiştirmişti, bilgisayarı çok iyi kullanıyordu.
Sohbet ederken anlattı, 250 çeşit kas hastalığı varmış. İbrahim’in boyundan aşağı hiçbir kası çalışmıyordu.
Annesi onun herşeyiydi, sabah kanepeye oturumuna getirtip önüne laptopı açıyormuş. Bilgisayarı nasıl kullanıyor diyorsunuzdur. Anlatayım...
İbrahim Kardeşim, sadece çalışan sağ el bileği ve sağ el başparmağı ile fareyi gezdirip tıklayabiliyor. Yine de hep şükrediyor.
Ekran klavyesi ile yazıyor, farenin her iki tuşuna da başparmağı ile basıyor. Ekran klavyesi, engelliler için geliştirilmiş minik bir programcıktır.
İbrahim’le Facebook’tan mesajlaşırken onu normal klavyeden tıklayarak yazdığını sanıyordum. Görünce anladım nasıl yazdığını...
Annesi bize çay ve börek getirdi. Ben börekle çayı çok severim. Biz yerken annesi İbrahim’e de börek ve çay getirdi.
Keyifli sohbetimiz sırasında annesi böreği lokma lokma küçültüyor ve yediriyordu, arada boğazında durmasın diye çay içiriyordu.
ŞÜKRETTİM
O gün eve dönünce akşam düşündüm. İbrahim kardeşimin bir yeri kaşınsa nasıl sabrediyordu...
Bana sabırlı diyorlar, ya İbrahim’i görselerdi. Ben bu yazıyı İbrahim’den izin alarak yazıyorum. Bana diyor ki, Abi seni kendime örnek alıyorum...
İbrahim nasılsın diye her sorduğumda, Allah’a binlerce şükür iyiyim abi, der. Ben bazen, İbrahim sen ne sabırlısın, kımıldamadan oturuyorsun ama hep şükrediyorsun, diyorum.
Abi neler var, annem, babam yanımda, kardeşlerim sağlıklı, sıcak evimiz, akan suyumuz, internetimiz, yiyeceklerimiz var, başkentteyiz abi…
Görüyorum, duyuyorum. Bir nefes alıp vermek bile ne büyük nimettir, değil mi abi?
İbrahim’le kamerada görüştürken, Abicim geceleri nasıl yatıyorsun, aynı pozisyonda yatınca acı olmuyor mu?, diye sordum.
Oluyor abi, ama annemden Allah razı olsun, gece on kere kalkıyor, beni bir sağıma, bir soluma, bir sırtüstü çeviriyor. Yüzüstü yatınca nefesim daralıyor, abi, dedi.
FB GS
İnsan şükretmek için daima kendinden zor durumdakilere bakıp şükretmelidir. İbrahim’le anlaşamadığımız tek nokta tuttuğu takım. Fanatik bir Galatasaraylıdır... Ben ise iyi Fenerbahçeliyim.
Yensekte, yenilsekte maçlardan sonra birbirimize tebrik veya moral mesajı yazarız. İbrahim herşeye rağmen hayat doludur, esprili konuşmalarıyla bana hep moral verir.
Evet ben tuvalete tekbaşıma gidebilecek sağlık için hayaller kurarken, İbrahim ise masadaki çayı kendi elleriyle içebilmek istiyor.
İbrahim kardeşim, bu sabrı ile cennette çok yüksek makamlarda olacak inşallah. Ben her namazımda ona dua ediyorum, o da bana ediyormuş.
İnşallah Allah’ın lütfuyla cennette bir Fb ve Gs takımı çıkarıp maç yapacağız
Belki de İbrahim cennetteki Kadıköyde FB’yi yener
Ben sabahtan yatana kadar sürekli sırtüstü yatıyorum. Bazen yatmaktan içime bir sıkıntı giriyor ve dayanamayacak gibi olunca aklıma İbrahim gelir ve sabrederim.
“Sizin sahip olduğunuz nimetleri hayallerinde yaşatanlar vardır.”
Herkes sahip olduğu nimetleri düşünsün lütfen...
Hadi şöyle bir içten gelerek ELHAMDÜLİLLAH çok şükür diyelim....
Yaşamak herşeye rağmen, üstelik seviliyorsanız çoook güzel. Elhamdülillah…
Celalin Penceresinden
Yazının sonunda başlık anlaşılacaktır inşallah…
Bizler yeterince şükretmiyoruz ve bazı şeylerin kıymetini kaybedince anlıyoruz. Halbuki düşünsek o kadar çok nimetimiz var ki... Ben bu halime çok şükrediyorum çünkü…
Size bu yazıda hep şükreden değerli bir dostumdan bahsedeceğim.
TANIŞTIK
Ekim 2011’de bir akşam, Facebook’taki ortak bir engelli arkadaşımızın vesilesiyle 1987 doğumlu genç İbrahim Oğuz kardeşimle tanıştım.
O da, Ankara Sincan’da ve bize yakın oturuyormuş. Kısa zamanda, kamera ile yaptığımız hoş sohbeti ve cana yakınlığıyla beni kendine çekti, muhabbetimiz arttı.
Onu bize çay içip sohbete çağırdım.
Abi ben gelemem, siz gelin inşallah, dedi. Ocak 2012’de bir Cuma namazı sonrası annem, babam ve tekerlekli sandalyeyle ben, İbrahim’i ziyaret ettik.
Apartmanlarında geniş asansör vardı, tekerlekli sandalyem ve babam sığmıştık.
İbrahim Oğuz’u ilk gördüğümde ona kanım ısındı, gülümsüyordu, nurlu bir yüzü vardı. Kanepede oturuyordu. Önündeki sehpada laptop açıktı. İbrahim kas hastasıydı.
Ortaokulu yarım bırakmasına rağmen kendini yetiştirmişti, bilgisayarı çok iyi kullanıyordu.
Sohbet ederken anlattı, 250 çeşit kas hastalığı varmış. İbrahim’in boyundan aşağı hiçbir kası çalışmıyordu.
Annesi onun herşeyiydi, sabah kanepeye oturumuna getirtip önüne laptopı açıyormuş. Bilgisayarı nasıl kullanıyor diyorsunuzdur. Anlatayım...
İbrahim Kardeşim, sadece çalışan sağ el bileği ve sağ el başparmağı ile fareyi gezdirip tıklayabiliyor. Yine de hep şükrediyor.
Ekran klavyesi ile yazıyor, farenin her iki tuşuna da başparmağı ile basıyor. Ekran klavyesi, engelliler için geliştirilmiş minik bir programcıktır.
İbrahim’le Facebook’tan mesajlaşırken onu normal klavyeden tıklayarak yazdığını sanıyordum. Görünce anladım nasıl yazdığını...
Annesi bize çay ve börek getirdi. Ben börekle çayı çok severim. Biz yerken annesi İbrahim’e de börek ve çay getirdi.
Keyifli sohbetimiz sırasında annesi böreği lokma lokma küçültüyor ve yediriyordu, arada boğazında durmasın diye çay içiriyordu.
ŞÜKRETTİM
O gün eve dönünce akşam düşündüm. İbrahim kardeşimin bir yeri kaşınsa nasıl sabrediyordu...
Bana sabırlı diyorlar, ya İbrahim’i görselerdi. Ben bu yazıyı İbrahim’den izin alarak yazıyorum. Bana diyor ki, Abi seni kendime örnek alıyorum...
İbrahim nasılsın diye her sorduğumda, Allah’a binlerce şükür iyiyim abi, der. Ben bazen, İbrahim sen ne sabırlısın, kımıldamadan oturuyorsun ama hep şükrediyorsun, diyorum.
Abi neler var, annem, babam yanımda, kardeşlerim sağlıklı, sıcak evimiz, akan suyumuz, internetimiz, yiyeceklerimiz var, başkentteyiz abi…
Görüyorum, duyuyorum. Bir nefes alıp vermek bile ne büyük nimettir, değil mi abi?
İbrahim’le kamerada görüştürken, Abicim geceleri nasıl yatıyorsun, aynı pozisyonda yatınca acı olmuyor mu?, diye sordum.
Oluyor abi, ama annemden Allah razı olsun, gece on kere kalkıyor, beni bir sağıma, bir soluma, bir sırtüstü çeviriyor. Yüzüstü yatınca nefesim daralıyor, abi, dedi.
FB GS
İnsan şükretmek için daima kendinden zor durumdakilere bakıp şükretmelidir. İbrahim’le anlaşamadığımız tek nokta tuttuğu takım. Fanatik bir Galatasaraylıdır... Ben ise iyi Fenerbahçeliyim.
Yensekte, yenilsekte maçlardan sonra birbirimize tebrik veya moral mesajı yazarız. İbrahim herşeye rağmen hayat doludur, esprili konuşmalarıyla bana hep moral verir.
Evet ben tuvalete tekbaşıma gidebilecek sağlık için hayaller kurarken, İbrahim ise masadaki çayı kendi elleriyle içebilmek istiyor.
İbrahim kardeşim, bu sabrı ile cennette çok yüksek makamlarda olacak inşallah. Ben her namazımda ona dua ediyorum, o da bana ediyormuş.
İnşallah Allah’ın lütfuyla cennette bir Fb ve Gs takımı çıkarıp maç yapacağız
Ben sabahtan yatana kadar sürekli sırtüstü yatıyorum. Bazen yatmaktan içime bir sıkıntı giriyor ve dayanamayacak gibi olunca aklıma İbrahim gelir ve sabrederim.
“Sizin sahip olduğunuz nimetleri hayallerinde yaşatanlar vardır.”
Herkes sahip olduğu nimetleri düşünsün lütfen...
Hadi şöyle bir içten gelerek ELHAMDÜLİLLAH çok şükür diyelim....
Yaşamak herşeye rağmen, üstelik seviliyorsanız çoook güzel. Elhamdülillah…
Celalin Penceresinden