Kanıyor yaran gül-ü gönül
Sağanak yağmur mu desem
Sel gibi, tufan gibi gürül gürül
Nasıl çekmiş bunca süre
Dağlar yükü derdi
Minicik serçe gönül
Kurban olurum o gönlü verene
Yeter artık bir tebessüm et, gül
Su gibisin ne güzel saf, berrak ve temiz
Kar yağmış gibi gönlünde
Her yürüyen, hançerleyen, söven .
Bırakmış birer iz
Anladım ki ne kadar büyükse o iz
Bırakan da o kadar şerefsiz
Tanıştırayım birde benim gözümden sizi
Sen ve sevdiklerin, izlerin tamircileri Şeref
İzleri bırakanlar, hançeri vuranlar, yarana tuz basıp kahkaha atanlar
Sülale boy adları hem Nankör hemde Şerefsiz
Saymaya kalksam kalbinin kırık parçalarını
Aciz ömrüm tükenir, parçalar durur
Ne iştir ki avcuma koysam kalbini ancak doldurur
Bu kadar yükü buncacık kalbe
Hangi mantık, hangi zorba, hangi münafık layık bulur
Ey zalimler zalimi, kaçın kaçabildiğinizce
Hakkın adaleti elbet sizi bulur
Cehenneme odunda lazım amma
Yeter artık kuduracaksan kendi çapında kudur
Senin için yaratılmadı bir tek huzur
Eş dediğin emanettir
Emanetin riayeti böyle mi olur
Korkmaz mısın hiç
Emanet Sahibine gün gelir münacatta bulunur
O vakit halin nice olur
Her el açıldığında denirse kalpten Ya Rabb
Şüphesiz Rabbin cevabı Emret Kulumdur
Umulur ki duaları kabul olunur
Zannetme ki dendiği gibi Hakkın sopası yoktur
Hiç ummadığın bir anda
Hiç ummadığın bir vasıta
Hakkın sopası olur
Sonra zalim firtavun gibi
Acını unutmak için
Kendini tokmaklat, başını duvarlara vur da vur
Emaneti versin de Hakk
Emanetime ne yaptın demesin mi
Sahih nikahın hükmü
Hz. Alinin Hz. Fatımaya (r.a.) son yalvarışı budur
Saliha eş dinin yarısını doldurur
Binler tövbe etsende artık
Bir ömür tükendi uzak dur
Bundan sonra sana yakışan
Bol bol gözyaşı ve pişmanlık
Bana da sıcak bir yuva, bol bol huzur
Dilediğin gibi git,
Nasılsa yolun sonu
Ahret yoludur, Hakkın huzurudur,
Ahlar bırakmaz yakanı
Ne benim, nede yavrunun
Adrese teslimdir, gelir seni bulur