Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Günahlar ve Tevbe

ahmet_hoca

Yeni Üye
Üyelik
21 Eki 2010
Konular
47
Mesajlar
43
Reaksiyonlar
0
İnsanoğlu yaratılışı itibariyle hep bir merak ve araştırma duygusu ile hayatına başlar ve o şekilde vefat eder. Bu merakın getirdiği susuzluğun diğer insanların hak ve sahalarına tecavüzünü önleyebilmek için yasaklar konmuştur. İşte bu yasaklarla ve serbestliklerle çizilen dairenin bir tarafına helaller (sevaplar),diğer tarafına haramlar ( günahlar )denmiştir. İnsanoğlu yaşarken ister istemez bu sınırları bazen az bazen çok aşar. İlahi kuralları çiğnediğimiz bu zamanların varlığından bir ömür duyduğumuz pişmanlık ve üzüntünün son bulabilmesi için tevbe kapısı açılmıştır. Peki tevbe kapısının bize getirisi Varken neden o kapıda kâr elde etmiyoruz?

Bir annenin şefkati Allahın rahmetinin yanında okyanusta bir iğnenin ucunu ıslatan su kadarken bu rahmetten faydalanmadan vefat etmenin adı nedir; bunun adı nasipsizliktir. Allah c.c. Bizleri nasipsiz olmaktan korusun.

Allah c.c. Bizlere günahlarımızdan dolayı pişmanlık duymamızı emretmiş ve beraberinde asla ümidinizi kesmeyin diyerek gönlümüze su serpmiştir. İstediğinin verileceğine inanmayan kişiye zaten istediği verilmez. Bu sebeple müslümanlar günahlarını istemeden işledikten sonra hemen tevbe derler ve hemen hayr yaparak o günahın izlerini yoketmeye çalışırlar. Günahı bir kir olarak kabul edersen tevbe istiğfar onun suyu ve sabunudur. Müslüman kişi de yaşadığı dünyada kirlerin her yerde olduğunu bilecek ve sıklıkla istiğfar çekerek günahlarını en aza indirmeye çalışacaktır. Kişiye düşen günahının büyüklüğünü düşünmek değil, günahından nasıl tevbe edeceğini düşünmektir çünkü günah Allaha şirk koşmak olmadığı sürece Allah c.c.’nun afv ve mağfiret dairesine girmeye adaydır.
Günahımıza bakacağımıza rabbimizin büyüklüğüne ve affediciliğinin azametine bakıp gönül rahatlığıyla tevbemizi edeceğiz.

Bizlerin asıl düşünmesi gereken şey ölümün bizi hangi an ve şekilde yakalayacağını bilmememizdir. Asıl kötü olan o günahı işlerken ölmektir. Kişi bu sebeple günah işlemeye niyetlendiği anda ölümü hatırlamalı ve bu sayede pek çok günahtan uzak kalabileceğini unutmamalıdır. İnsanoğlu günahsız yaşayamayacağı için yani günah işlemeden ölmek ancak peygamberlere has bir durum olduğu için günahsız olmaktan ziyade elinden geldikçe daha az günah işleme yoluna girmeye çalışacaktır. Günahsız olmayı planlamak o insanın kendini dünyevi ve uhrevi olarak bitirmesine vesile olacaktır çünkü kullar ancak Allah. c.c’nun koruması ile günah işlemekten beri olabileceklerdir ve bu haslet sadece peygamberlere has bir durumdur.

Bizler günahlara ister istemez bulaşacağız ve tevbemizi ederken de tevbemizin kabul olduğundan emin olarak hayatımıza devam edeceğiz. Bunun yanı sıra günahlardan uzak kalabilmek için ölümün her an yanıbaşımızda olduğunu unutmayacağız ve Allah c.c.’nun huzuruna öldüğümüz hal üzere çıkacağımızı aklımızdan bir an olsun çıkarmayacağız. Elimizde olmadan işlediğimiz günahlara elimizde olarak tevbe edeceğiz ve hayatımızı ölüm tevbe ve Yaradanın huzuruna alın aklığıyla çıkmak düşüncesi üçgeninde yaşayıp ruhumuzu teslim etmeye çalışacağız. En büyük günah şirktir ve onun dışındaki her günahın tevbe kapısı ve Allah c.c.’nun rahmetiyle yok olacağını aklımızdan çıkarmadan günahlardan uzak yaşayabilmek gayretiyle yaşamalıyız.….

Bir kıssa ile bitirelim.

Devrin birinde zengin bir adam oğullarına altın vermiş ve bunlarla çarşıya inip yaşayın demiş. Ama öyle bir hal üzere olunki ben kimi yaptığı işte beğenirsem tüm servetimi ona bırakacağım demiş. Çocuklardan biri gidip har vurup harman savururken diğeri şöyle düşünmüş. Benim babam tüccar ve beni ticaret üzere görürse malını bana bırakır ve bende bir ömür ticaret yaparım. Ticaret yaparken babası gelmiş ve aniden yanında durmuş. Ardından diğer kardeşin olduğu yere gitmişler ve onu sokakta kumar oynarken yakalamışlar. Biri sevinç ve övünçle gerilirken diğeri utanıncından süklüm püklüm kalmış. Hemen babasından aflar ve özürler dilemeye başlamış ve neticede affedilmiş. Tücaret yapan evlat tüm servetin kendisine bırakılacağından emin şekilde gülümserken babaları ikisine birden şu nasihatte bulunmuş.

Nasılki ben ikinizi yakaladığım hal üzere yargılıyorsam Allah c.c. da sizleri öldüğünüz hal üzere huzuruna çağırarak ve o şekilde yargılayacaktır. Benden beklentileriniz sizi ne şekilde yaşamaya itti ise Allah c.c.’undan beklentileriniz de sizi O’ndan beklentilerinizde sizi o şekilde yaşamaya itsin. O’nun huzuruna alın aklığıyla çıkmayı her şeyden üstün bir değer olarak görün ve bilin. Ben nasıl kardeşine yani evladıma kıyamayıp hemen affettiysem sizlerde bilinki bizlere verilen merhamet Rabbimin rahmetinden sadece çölde bir kum tanesi, okyanusta bir damladır. Yeterki gerçek pişmanlığı hissedin. İşte o zaman sizleri hem insanlar hemde Rabbimiz kolaylıkla affedecektir. Önemli olan affedilmeyecek hal üzere yakalanmamak ve yaşamamaktır.

Allah c.c. cümlemizi hayrda yarışan ve günahlardan sakınıp, insanların uyarıp sakındıranlardan eylesin amin…

ahmet_hoca 24.06.2011
modify_inline.gif
 
Amin Hocam Çok Güzel Bir Anlatım Olmuş Elinize Yüreğinize Dilinize Düşüncelerinize SağLık Cumanız Mübarek Olsun İnşaALLAH SağlıcakLa KaLın...
 
Allah razı olsun kardeşim beğenmene sevindim
 
amin ins...cumaniz mubarek olsun güzel bir konu cuma günü icin tövbe ve istigfar bol etme zamani Rabbim cümlemizin tövbelerini kabul eylesin ins.
 
Sizinde cumanız mübarek olsun dualarınıza kalbi amin
 
Üst Alt