1Güzel Huylar Nelerdir?
Geçen sabah yine Akra FM (Ankara: 107.4) Radyosunda rahmetli Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin (1938-2001) doyumsuz hadis sohbetinden çok etkilendik.
Sabahları on dakika olan bu sohbette Esad Hocaefendi, müslümanın olmazsa olmaz şartı güzel ahlaktan bahsetti. Aslında ben güzel huylar nelerdir diye bir kitapçık yazmak istiyorum, dedi.
Ve söylediği şu hadis beni çok etkiledi:
“Kişi, güzel huyu/ahlakı sayesinde gündüzleri oruç tutan ve geceleri namaz kılanların derecesine ulaşır.”
(Yani aslında güzel ahlaklı kişi bir de bunları yaparsa nur üstüne nur, derecesi kimbilir ne olur.)
Acaba Esad Hocaefendi böyle bir kitap yazmış mı, diye araştırırken kitabı bulduk ve bir de şu yazısına rastladık. Önce konumuz ile ilgili bu yazıdan kısa bir bölümü, sonrasında da bulduğumuz o kitaptan bazı bilgiler paylaşmak istiyoruz:
GÜZEL AHLÂKLAR
Şimdi sizlere az da olsa güzel ahlâklardan bahsedeceğim. Ma'lûmunuzdur ki bu hususta söylenen hadis-i şerifler pek çoktur. Mü'minlerin en mükemmeli, ahlâkan en güzel olanıdır. En evvel lâzım olan şey ehl-i sünnet akaidi üzerine iman ve îtikaddır. Tabii bunlar olmayınca, diğer güzel huyların hiç kıymeti kalmaz.
Güzel ahlâkların başlıcaları, meşâyih-ı kiramdan Muhammed el Müfti el-Hàdimî KS'nun kitabında şöylece sıralanmıştır:
• İhlâs, ihsân, tevâzu, zikr-i minnet, nasihat,
• tasfiye, gayret, gıbta, sehà, îsar, mürüvvet, fütüvvet,
• hikmet, şükür, rızà, sabır, havf ve recâ,
• el-buğzu fillâh, el-hubbu fillâh, tevekkül, humûl,
• nazarında zem ve medhin müsâvîliği, mücâhede,
• hayırlı amellere sa'y, ölümü anma (hatırlama),
• işlerini Hakk'a teslim, ilim talebi, gönül selâmetliği,
• şecâat, hilim, rıfk, tevbe, ahde vefâ, va'dini yerine getirme,
• zühd, kanaat, hayırlara çalışmak, rikkat-ı kalb, şevk, hayâ,
• Allah'ın emirlerine ta'zim, el-ünsü billah, Allah'a kavuşma arzusu,
• vakar, zekâvet, istikàmet, edeb, ferâset, sadâkat, murâkabe,
• murâbata, muhasebe, muàtebe, kinini yenmek,
• ibadet için çok yaşamayı istemek, huşû, yakîn, ubûdiyyet, mükâfât.
KÖTÜ AHLÂKLAR
Ahiret yolcusu olan erbab-ı kemâlin, nefsani sıfatlardan, şeriatte mezmum, hakikatte habis olan mezmum sıfatlardan uzaklaşması lâzımdır. Bu kötü sıfat ve ahlâklar şunlardır:
• Fâsid akîdeler, günahları irtikâb, tevbeyi terk,
• farz, vacib ve sünnetleri bilmemek, ibadete tenbellik,
• kibir, ucüb, kin, hased, adâvet, riyâset sevgisi, riyâ, öğünmek,
• hîle, hıyânet, müdâhene, hasislik, hırs, tama', harama ve mübaha meyil,
• şehvete meyil, günah yerlerinde bulunmak,
• hırsızlık, iftira, sövme, dövme, gıybet, kovuculuk,
• yalancılık, başkalarıyla istihzâ (alay), hakaret etmek, gazab,
• incitme, gönül kırma, buğz, gayz, dargınlık, mücadele, imtihan,
• feryad ü figan, oburluk, tufeylîlik, tenbellik, sihirbazlık, sertlik,
• zulüm, dünya sevgisi, israf, aşırı sevinme, ahde vefasızlık,
• şakalaşma, tezeyyün (aşırı süsleme), rüşvetçilik, fitne istemek,
• kötü arzuları temennî, tul-i emel, arka dönme, hayâ azlığı,
• korkaklık, efrâd-ı ailesini kıskanmamak, ganîmet malından çalmak... vs.
Bu gibi mezmum sıfatların hepsi mânevî necislerdir. Bu necisleri hàmil olarak Hakk'a takarrüb hiç bir sûretle mümkün olmaz; zàhiri necasetlerle ibadete yaklaşmanın mümkün olmadığı gibi. Bunun için her sâlike nefsini bu kötü ahlâklardan temizlemesi ve sakınması lâzımdır ki, ind-i ilâhîde olan fevz ü felâha nâil olsun.
İYİ AHLÂKLARDAN HİLİM
İyi insan olabilmek için insanların yanında ve ind-i ilâhîde ve meleklerin katında razı olunan ahlâk-ı hamidelerle ahlâklanmak lâzımdır.
Efendimiz SAS buyurmuşlardır ki:
"Ahlâklar hazine-i ilâhîde mahfuzdur. Cenâb-ı Hak kuluna hayır murad ederse, onlardan bir ahlâkı ona ihsân eder."
Allah'ın razı olduğu ahlâkların başında hilim ile tevâzu gelir. Bu iki ahlâk bütün iyi huyların menşei ve eşrefidir.
Hilim; vakar ve sekinet sahibi olmak ve yavaşlıkla beraber, ukubet etmek istedikde acele etmemek, teenni ile hareket etmektir. Bu hareketlerden netice olarak afv ve ihsan gibi büyüklükler doğar. Elbette bu, herkes indinde makbul ve memduhdur.
(Konyalı Muhammed el Müfti el-Hàdimî KS'nun kitabından)
***
Esad Coşan Hocaefendi Tasavvufi Ahlak kitabında şöyle anlatıyor:
GÜZEL AHLÂKLAR HAKKINDA
Bir aynaya bakmadan insanın kendi yüzünü ve arkasını görmesi mümkün olmadığı gibi, iç alemindeki kusurlarını görme basiretine sahip olması da, ancak peygamberlere mahsustur. Nâdiren, Üveysî denilen doğrudan doğruya Rasûl-ü Ekrem SAS'in mânen terbiyesinde yetişen bazı evliyâdan gayrisi, hep bir usûl ve sülûke tâbî olarak yetişmektedirler. Bu hususta en büyük âmil, insanın ahlâkan tekemmül etmesidir.
Onun için biraz da ahlâk-ı hasenenin lüzûmundan bahs etmek isterim. Filvâki, ahlâk-ı hasene ile tahallûk etmemiş bir kara yüzlünün bundan bahse kalkması her ne kadar doğru bir şey değilse de, Allah-u Celle ve A'lâ Hazretleri'nin afv ü mağfiretine sığınarak, hadis-i şeriflerde beyan buyrulan güzel ahlâklardan bazılarını beyan etmeyi münâsib görmekteyim.
"Amellerin tartılacağı o günde (ahiret günü) mizanda, ahlâk-ı haseneden daha ağır gelen bir amel olmayacaktır." (Râmûz, 383/4)
"Ahlâk-ı hasene sahibi bir kimse, o güzel ahlâkı sayesinde, çok oruç tutan ve çok namaz kılan bahtiyar kimselerin erişdiği derecelere nâil olacaktır." (Râmûz, 383/4)
Ahlâk-ı hasenenin günahları, suyun karı ve buzu erittiği gibi eriteceği ve kötü ahlâkların da hayırlı amelleri sirkenin balı bozduğu gibi bozacağı, ifsad edeceği İbn-i Abbas RA dan rivayet edilmişdir.
Ebû Davud ve Tirmizî'nin beyanlarında şöyle buyrulmuştur:
"Mü'minlerin iman cihetinden ekmeli, en kâmili ve olgunu, ahlâkan en güzel olanıdır. Sizlerin en hayırlınız ailesine hayırlı olanınızdır. Siz kendinizi insanlara mallarınızla beğendirib sevdiremezsiniz. Belki onlara karşı tatlı dil, güler yüzle ve güzel ahlâkınızla daha çok ve daha iyi ülfet ve ünsiyet edersiniz. Zira bir Müslümana ahlâk-ı haseneden daha efdal bir şey verilmemiştir."
İnsanlar, başkaları tarafından görülmesini istemediği şeyi, yalnız kalınca da yapmamalıdır.
İmam Tirmizî, Ahmed ibn-i Hanbel, Taberânî ve İbn-i Hibban Hazretleri'nin ayrı ayrı rivayetlerinde, Cenâb-ı Peygamber SAS Efendimiz Hazretleri:
"--Sizin en sevgiliniz ve ahirette de en yakınınız ahlâkan en güzel olanınızdır. Ve yine en mebğuzunuz ve ahirette de bana en uzak olanınız, ahlâkan en kötü olanınızdır."
Allah CC Hazretleri cümlemizi kötü huylardan muhafaza buyursun ve iyi huylarla huylandırsın, âmîn...
EVLİYANIN SIFATLARI
Evliyâların sıfatlarını beyan eden bir hadis-i şerifte şöyle anlatılmıştır:
Onlar çok konuşmak ve kelimelerin mânâlarını derinleştirmek ve incelemek gibi huylara sahip olmadığı gibi, hiç bir bid'ati de işlemezler. Aynı zamanda çok laf etmekten son derece kaçınırlar ve sözlerin derinliğine de dalmazlar. Yapmış oldukları güzel amellerini de beğenmeyerek kendilerini müahaze ederler. Bununla beraber son derece sehàvete sahip ve mâliktirler. Öyle ki, icabında mallarını fedâ ettikleri gibi, canlarını da fedâdan zerre kadar sakınmazlar.
Sonra gönüllerinde hiç bir kimse için gıll ü gış, hıyânetlik ve dargınlık, kin ve hased gibi şeyler de bulunmaz. Bütün zâhiri ve mânevî günahlardan ve ahlâk-ı mezmûmelerden de hiç birisi üzerlerinde bulunmaz. Riyâ, kibir, kin, gazab, hırs, hased, ucüb ve gıybet gibi çirkin ve mezmum olan huylardan da beridirler. Selâmet-i sadr ile tavsif olunan bunlardır. Yarın ahiret gününde:
[O gün ne mal fayda verir, ne de evlât... Ancak Allah'a kalb-i selîm ile gelenler, o günde fayda bulur.] sırrına mazhardırlar. Mal ve evlâtların hiç birisinden fayda beklemeyip, ancak kalb-i selîme mâlik olan bahtiyarlardır.
Yukarıda zikrolunan güzel huylarla birlikte, mezmum olan ahlâklardan da uzak kalırlar ve bütün mü'minlere karşı da son derece merhametli, rahim ve şefkatli ve hem de imamlarına karşı hürmetkâr olup evliyâ-yı umûra da nasihatlardan geri kalmazlar. Büyük küçük demeyip herkese karşı şefkat ve merhametle nesàyih ve irşadda bulunurlar. İşte bu gibi bahtiyarların hürmetine rahmet-i ilâhî nâzil olur, topraklardan bereketli mahsüller hasıl olur. Düşmanlara karşı zafer de yine bunların hürmetine ihsân olunur.
***
Yukarıda kısa bir bölüm paylaştık. Rahmetli Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin Tasavvufi Ahlak kitabını müsait vakit burdan okuyabilirsiniz:
[url]http://www.esadcosankulliyati.com/arsiv/Kitap/tahlak1/[/URL]
Cenâb-ı Hak bizleri lütf u keremiyle, Hakk'ı tanıyan ve Hak yolunda ömrünü ifnâ edip, Hakk'ın rızasına nail olduğu halde cennet ve cemâliyle müşerref olan kullarından eylesin... Âmîn, bihürmeti seyyidil-mürselîn, vel-hamdü lillâhi rabbil-àlemîn.
Celalin Penceresinden
Geçen sabah yine Akra FM (Ankara: 107.4) Radyosunda rahmetli Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin (1938-2001) doyumsuz hadis sohbetinden çok etkilendik.
Sabahları on dakika olan bu sohbette Esad Hocaefendi, müslümanın olmazsa olmaz şartı güzel ahlaktan bahsetti. Aslında ben güzel huylar nelerdir diye bir kitapçık yazmak istiyorum, dedi.
Ve söylediği şu hadis beni çok etkiledi:
“Kişi, güzel huyu/ahlakı sayesinde gündüzleri oruç tutan ve geceleri namaz kılanların derecesine ulaşır.”
(Yani aslında güzel ahlaklı kişi bir de bunları yaparsa nur üstüne nur, derecesi kimbilir ne olur.)
Acaba Esad Hocaefendi böyle bir kitap yazmış mı, diye araştırırken kitabı bulduk ve bir de şu yazısına rastladık. Önce konumuz ile ilgili bu yazıdan kısa bir bölümü, sonrasında da bulduğumuz o kitaptan bazı bilgiler paylaşmak istiyoruz:
GÜZEL AHLÂKLAR
Şimdi sizlere az da olsa güzel ahlâklardan bahsedeceğim. Ma'lûmunuzdur ki bu hususta söylenen hadis-i şerifler pek çoktur. Mü'minlerin en mükemmeli, ahlâkan en güzel olanıdır. En evvel lâzım olan şey ehl-i sünnet akaidi üzerine iman ve îtikaddır. Tabii bunlar olmayınca, diğer güzel huyların hiç kıymeti kalmaz.
Güzel ahlâkların başlıcaları, meşâyih-ı kiramdan Muhammed el Müfti el-Hàdimî KS'nun kitabında şöylece sıralanmıştır:
• İhlâs, ihsân, tevâzu, zikr-i minnet, nasihat,
• tasfiye, gayret, gıbta, sehà, îsar, mürüvvet, fütüvvet,
• hikmet, şükür, rızà, sabır, havf ve recâ,
• el-buğzu fillâh, el-hubbu fillâh, tevekkül, humûl,
• nazarında zem ve medhin müsâvîliği, mücâhede,
• hayırlı amellere sa'y, ölümü anma (hatırlama),
• işlerini Hakk'a teslim, ilim talebi, gönül selâmetliği,
• şecâat, hilim, rıfk, tevbe, ahde vefâ, va'dini yerine getirme,
• zühd, kanaat, hayırlara çalışmak, rikkat-ı kalb, şevk, hayâ,
• Allah'ın emirlerine ta'zim, el-ünsü billah, Allah'a kavuşma arzusu,
• vakar, zekâvet, istikàmet, edeb, ferâset, sadâkat, murâkabe,
• murâbata, muhasebe, muàtebe, kinini yenmek,
• ibadet için çok yaşamayı istemek, huşû, yakîn, ubûdiyyet, mükâfât.
KÖTÜ AHLÂKLAR
Ahiret yolcusu olan erbab-ı kemâlin, nefsani sıfatlardan, şeriatte mezmum, hakikatte habis olan mezmum sıfatlardan uzaklaşması lâzımdır. Bu kötü sıfat ve ahlâklar şunlardır:
• Fâsid akîdeler, günahları irtikâb, tevbeyi terk,
• farz, vacib ve sünnetleri bilmemek, ibadete tenbellik,
• kibir, ucüb, kin, hased, adâvet, riyâset sevgisi, riyâ, öğünmek,
• hîle, hıyânet, müdâhene, hasislik, hırs, tama', harama ve mübaha meyil,
• şehvete meyil, günah yerlerinde bulunmak,
• hırsızlık, iftira, sövme, dövme, gıybet, kovuculuk,
• yalancılık, başkalarıyla istihzâ (alay), hakaret etmek, gazab,
• incitme, gönül kırma, buğz, gayz, dargınlık, mücadele, imtihan,
• feryad ü figan, oburluk, tufeylîlik, tenbellik, sihirbazlık, sertlik,
• zulüm, dünya sevgisi, israf, aşırı sevinme, ahde vefasızlık,
• şakalaşma, tezeyyün (aşırı süsleme), rüşvetçilik, fitne istemek,
• kötü arzuları temennî, tul-i emel, arka dönme, hayâ azlığı,
• korkaklık, efrâd-ı ailesini kıskanmamak, ganîmet malından çalmak... vs.
Bu gibi mezmum sıfatların hepsi mânevî necislerdir. Bu necisleri hàmil olarak Hakk'a takarrüb hiç bir sûretle mümkün olmaz; zàhiri necasetlerle ibadete yaklaşmanın mümkün olmadığı gibi. Bunun için her sâlike nefsini bu kötü ahlâklardan temizlemesi ve sakınması lâzımdır ki, ind-i ilâhîde olan fevz ü felâha nâil olsun.
İYİ AHLÂKLARDAN HİLİM
İyi insan olabilmek için insanların yanında ve ind-i ilâhîde ve meleklerin katında razı olunan ahlâk-ı hamidelerle ahlâklanmak lâzımdır.
Efendimiz SAS buyurmuşlardır ki:
"Ahlâklar hazine-i ilâhîde mahfuzdur. Cenâb-ı Hak kuluna hayır murad ederse, onlardan bir ahlâkı ona ihsân eder."
Allah'ın razı olduğu ahlâkların başında hilim ile tevâzu gelir. Bu iki ahlâk bütün iyi huyların menşei ve eşrefidir.
Hilim; vakar ve sekinet sahibi olmak ve yavaşlıkla beraber, ukubet etmek istedikde acele etmemek, teenni ile hareket etmektir. Bu hareketlerden netice olarak afv ve ihsan gibi büyüklükler doğar. Elbette bu, herkes indinde makbul ve memduhdur.
(Konyalı Muhammed el Müfti el-Hàdimî KS'nun kitabından)
***
Esad Coşan Hocaefendi Tasavvufi Ahlak kitabında şöyle anlatıyor:
GÜZEL AHLÂKLAR HAKKINDA
Bir aynaya bakmadan insanın kendi yüzünü ve arkasını görmesi mümkün olmadığı gibi, iç alemindeki kusurlarını görme basiretine sahip olması da, ancak peygamberlere mahsustur. Nâdiren, Üveysî denilen doğrudan doğruya Rasûl-ü Ekrem SAS'in mânen terbiyesinde yetişen bazı evliyâdan gayrisi, hep bir usûl ve sülûke tâbî olarak yetişmektedirler. Bu hususta en büyük âmil, insanın ahlâkan tekemmül etmesidir.
Onun için biraz da ahlâk-ı hasenenin lüzûmundan bahs etmek isterim. Filvâki, ahlâk-ı hasene ile tahallûk etmemiş bir kara yüzlünün bundan bahse kalkması her ne kadar doğru bir şey değilse de, Allah-u Celle ve A'lâ Hazretleri'nin afv ü mağfiretine sığınarak, hadis-i şeriflerde beyan buyrulan güzel ahlâklardan bazılarını beyan etmeyi münâsib görmekteyim.
"Amellerin tartılacağı o günde (ahiret günü) mizanda, ahlâk-ı haseneden daha ağır gelen bir amel olmayacaktır." (Râmûz, 383/4)
"Ahlâk-ı hasene sahibi bir kimse, o güzel ahlâkı sayesinde, çok oruç tutan ve çok namaz kılan bahtiyar kimselerin erişdiği derecelere nâil olacaktır." (Râmûz, 383/4)
Ahlâk-ı hasenenin günahları, suyun karı ve buzu erittiği gibi eriteceği ve kötü ahlâkların da hayırlı amelleri sirkenin balı bozduğu gibi bozacağı, ifsad edeceği İbn-i Abbas RA dan rivayet edilmişdir.
Ebû Davud ve Tirmizî'nin beyanlarında şöyle buyrulmuştur:
"Mü'minlerin iman cihetinden ekmeli, en kâmili ve olgunu, ahlâkan en güzel olanıdır. Sizlerin en hayırlınız ailesine hayırlı olanınızdır. Siz kendinizi insanlara mallarınızla beğendirib sevdiremezsiniz. Belki onlara karşı tatlı dil, güler yüzle ve güzel ahlâkınızla daha çok ve daha iyi ülfet ve ünsiyet edersiniz. Zira bir Müslümana ahlâk-ı haseneden daha efdal bir şey verilmemiştir."
İnsanlar, başkaları tarafından görülmesini istemediği şeyi, yalnız kalınca da yapmamalıdır.
İmam Tirmizî, Ahmed ibn-i Hanbel, Taberânî ve İbn-i Hibban Hazretleri'nin ayrı ayrı rivayetlerinde, Cenâb-ı Peygamber SAS Efendimiz Hazretleri:
"--Sizin en sevgiliniz ve ahirette de en yakınınız ahlâkan en güzel olanınızdır. Ve yine en mebğuzunuz ve ahirette de bana en uzak olanınız, ahlâkan en kötü olanınızdır."
Allah CC Hazretleri cümlemizi kötü huylardan muhafaza buyursun ve iyi huylarla huylandırsın, âmîn...
EVLİYANIN SIFATLARI
Evliyâların sıfatlarını beyan eden bir hadis-i şerifte şöyle anlatılmıştır:
Onlar çok konuşmak ve kelimelerin mânâlarını derinleştirmek ve incelemek gibi huylara sahip olmadığı gibi, hiç bir bid'ati de işlemezler. Aynı zamanda çok laf etmekten son derece kaçınırlar ve sözlerin derinliğine de dalmazlar. Yapmış oldukları güzel amellerini de beğenmeyerek kendilerini müahaze ederler. Bununla beraber son derece sehàvete sahip ve mâliktirler. Öyle ki, icabında mallarını fedâ ettikleri gibi, canlarını da fedâdan zerre kadar sakınmazlar.
Sonra gönüllerinde hiç bir kimse için gıll ü gış, hıyânetlik ve dargınlık, kin ve hased gibi şeyler de bulunmaz. Bütün zâhiri ve mânevî günahlardan ve ahlâk-ı mezmûmelerden de hiç birisi üzerlerinde bulunmaz. Riyâ, kibir, kin, gazab, hırs, hased, ucüb ve gıybet gibi çirkin ve mezmum olan huylardan da beridirler. Selâmet-i sadr ile tavsif olunan bunlardır. Yarın ahiret gününde:
[O gün ne mal fayda verir, ne de evlât... Ancak Allah'a kalb-i selîm ile gelenler, o günde fayda bulur.] sırrına mazhardırlar. Mal ve evlâtların hiç birisinden fayda beklemeyip, ancak kalb-i selîme mâlik olan bahtiyarlardır.
Yukarıda zikrolunan güzel huylarla birlikte, mezmum olan ahlâklardan da uzak kalırlar ve bütün mü'minlere karşı da son derece merhametli, rahim ve şefkatli ve hem de imamlarına karşı hürmetkâr olup evliyâ-yı umûra da nasihatlardan geri kalmazlar. Büyük küçük demeyip herkese karşı şefkat ve merhametle nesàyih ve irşadda bulunurlar. İşte bu gibi bahtiyarların hürmetine rahmet-i ilâhî nâzil olur, topraklardan bereketli mahsüller hasıl olur. Düşmanlara karşı zafer de yine bunların hürmetine ihsân olunur.
***
Yukarıda kısa bir bölüm paylaştık. Rahmetli Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin Tasavvufi Ahlak kitabını müsait vakit burdan okuyabilirsiniz:
[url]http://www.esadcosankulliyati.com/arsiv/Kitap/tahlak1/[/URL]
Cenâb-ı Hak bizleri lütf u keremiyle, Hakk'ı tanıyan ve Hak yolunda ömrünü ifnâ edip, Hakk'ın rızasına nail olduğu halde cennet ve cemâliyle müşerref olan kullarından eylesin... Âmîn, bihürmeti seyyidil-mürselîn, vel-hamdü lillâhi rabbil-àlemîn.
Celalin Penceresinden