Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Hizmet tespit davası açabilme şartları nelerdir?

aydünyavaz

Aktif Üye
Üyelik
4 Şub 2012
Konular
623
Mesajlar
6,872
Reaksiyonlar
313
Hizmet tespit davası açabilme şartları nelerdir?
Açan varmı? Hiç sigortası yapılmamış. 6 yıldır falan aynı işyerinde çalışmaktadır?
 
Tamamdır onu öğrendim di.
İş mahkemeleri mi bakıyorlar?
(SANIRIM AVUKAT TUTMAK GEREKECEK)

Hizmet Tespit Davası açıp
kazanan hiç varmıdır burda?

Devlet kişiyi sigortasız çalıştırdığı için "işverene ceza kesermi" acaba?
 
5 yıldan fazla olmuştur Abim çay ocağında "GARSON" olarak çalışmakta bu işyerinde hiç sigortası yapılmadı.
(HİÇ KESİNTİSİZ BURADA ÇALIŞIYOR)

HANGİ TÜR sigorta YAPILMALIYDI?

Abim 6 yıldır falan çay ocağında garson olarak ve sigortasız çalıştırılmaktadır?

Abim 6 yıldır falan çay ocağında garson olarak ve bu sürede sigortasız çalıştırılmaktadır?
(Halen çalışmakta ALO 170 Buna çare bulabilirmi)

Çalıştığı firma adı
Firmanın açık adresi
Firmanın telefon numarası
Bu firmada kaç yıl çalıştığı

ALO 170 bu bilgileri istemektedir.
 
hemen sgk ya şikayet edin yada işi bıraksın 6 yıldır sigotasız çalışmasına neden müsade ettiniz ???
 
Abime söyledim ama beni dinlemedi.
Şikayet edersek SGK ne yapar sonuç olarak?
 
Şikayet edersen sgk o işyerine müfettiş yollar. Tutanak tutar. Abine soru sorarlar. - Kaç yıldan beri çalışıyorsun gibilerinden. Tutanaktan sonra abinin geçmişe doğru sgk girişi yapılır. O işyerine primleri ödetirler.

Hiç durma şikayet et. Sigorta gençlikte lazım değil gibi gelsede emeklilik için şart. 60 yaşından sonra çoğu kimse çalışamaz.
 
Tamamdır arkadaşlar çok sağolun pazartesi halledecem.
 
[SIZE=3]Kardeşim sana başımdan gelen bir hadiseyi anlatayım.
Sene yanılmıyorsam 1993 idi. Merter’de (İstanbul) bir deri giysi üretimi yapan firmanın dış ticaret müdürüyüm. Aynı sebeple (sigortasız işçi çalışma) SSK’ya şikayet olmuş. SSK’dan müfettiş geldi. Konu benimle ilgili olmadığı için ben sadece olayı seyrettim. Muhasebe müdürü gelen müfettişleri bir güzel ağırladı, ortada uluorta konuşmak yerine özel bir odaya aldı ve daha sonra müfettişler gittiler ellerinde kocaman paketlerle. Muhasebe müdürüne olayı çakmamış gibi bu paketlerin ne olduğunu sordum. Müfettişlere özel odaya aldıktan sonra bir güzel yıkama yağlama çekilmiş, ceplerine üç beş harçlık konulmuş ve her birine de Rusya’ya ihraç edilen deri paltolardan birer adet verilmiş ve mesele bu şekilde halledilmiş, iş yerinde sigortasız olarak çalışan işçi görülmediğine dair de rapor tutulmuş.
O firma ne oldu dersen onu da söyleyeyim, firma battı, iflas etti. Patronlardan birisi (üç ortak idiler) geçirdiği trafik kazasında çok ağır bir şekilde yaralandı ve yanılmıyorsam kazanın kalıcı etkisi oldu kendisinde. Diğer bir ortak yanılmıyorsam sahtecilikten kodese girdi. Son ortak hakkında bilgim yok.
Şimdi sistem yine aynı şekilde mi işliyor bilemiyorum.
Selametle. [/SIZE]
 
ŞİMDİ SIRA BUNDA MI?

BU DAVAYI ŞİMDİLİK AÇMAYA GEREK YOK SANIRIM.

İŞYERİNİ SGK YA ŞİKAYET EDELİ 1 YIL OLDU.
 
1 yıldan bu yana ses seda çıkmamışsa ssk(sgk)'ya şikayetin akıbetini sormak gerek. Belki bir şeyler yapıldı ama şikayetçiye bilgi verilmedi. Ya da aynı şekilde işin üstü kapatıldı. Sormadan bilinmez. Selametle
 
E-DEVLET te ALO170 SEKMESİNDE:

17.07.2023- 77045793 tarih sayılı yazımız ile denetime yazılmış olup rapor beklenmektedir. Rapor gelmemiştir. Konu hakkında Zeytinburnu SGM denetmenler servisi ile görüşünüz.

BİR GELİŞME OLMUŞMU SİZCE.

5 yıldan fazla ile HİZMET TESPİT DAVASI AÇILAMAZMI?

Hizmet Tespit Davası Zamanaşımı
Hizmet tespiti davası zamanaşımı, istisnaları, 10 yıl, gibi sorulara bu başlık altında cevap veriyoruz. 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre, aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere hizmet tespit davalarının açılabilmesine ilişkin olarak hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıllık bir süre öngörülmüştür. Söz konusu beş yıllık süre hak düşürücü bir süredir.

Söz konusu beş yıllık süre, zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü bir süre olduğundan davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da resen dikkate alınır. Sigortalı ölmüşse murisin hak sahiplerinin hizmet tespit davasına dair hak düşürücü süresi murisin ölüm tarihinden itibaren başlar.

Maksimum kaç yılla dava açılabilir ve SGK nın rapor sonucunu beklemeliyiz ki? AŞAĞIDAKİ.

17.07.2023- 77045793 tarih sayılı yazımız ile denetime yazılmış olup rapor beklenmektedir. Rapor gelmemiştir. Konu hakkında Zeytinburnu SGM denetmenler servisi ile görüşünüz.
 
Son düzenleme:
@Kobra_

Merhabalar, ben de diplomam sayesinde mesleğimin bana verdiği imza yetkisi sayesinde, sağlık sorunlarımdan dolayı çalışamadığımdan ve hiç etik ve de ahlaki bulmasam da, maddi sıkıntılarımdan dolayı bazı firma/şirketlere imzamı vermiş bulunmaktayım. Bu kurumlarda sigortamı ayda bir hafta yada 10 gün şeklinde yatırmış (Bundan takribi 10 yıl önce bu işler böyle değildi, bir ayda tam 30 gün yatardı sigorta prim günü).
Öncelikle benim anlamadığım bu işverenler sigortya prim gün sayısını nasıl olur da bir ayda tam 30 gün değil de bir hafta ve / veya 10 gün yatırabiliyor. Daha doğrusu devlet sistem buna nasıl izin veriyor, sonuçta burda idarenin kamunun vergi kaybı var.
Konunun hukuksal boyutunu internette hiç araştırmadım ama ben de hizmet tespit davası açsam geriye dönük bu kurumlara bir müeyyide/yaptırım uygulanır mı ve benim eksik yatmış sigorta prim günlerim geriye dönük ödettirilir mi ? Yani ben e-devlet ten sgk hizmet dökümüme tabii ki hukuksal süreç tamamlandıktan sonra baktığımda örnek veriyorum yaklaşık 5 yıl önce bir senede bir patronun bir ayda 7 gün yatırdığı sigorta prim gününü 30 gün olarak görebilir miyim ve de böylece toplam sgk prim gün sayım artmış olur mu ?
Bir de bu 5 yıl zaman aşımının bir istisnası ve / veya istisnaları var mı ? Yanıtlar için şimdiden teşekkür eder herkese iyi geceler dilerim..
 
Bu süre zarfında 1 gün dahi olsun sigortası yatırılmadı.

İŞ MAHKEMELERİMİ BAKIYOR BU İŞLERE?

TANIDIĞINIZ BU KONUDA İYİ BİR AVUKAT VARMI?

SGK nın düzenleyeceği bu raporun içeriği nasıl olacaktır? BU RAPORA BİZ ULAŞABİLECEK MİYİZ?
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
@aydünyavaz, Dostum merhaba bununla ilgili olarak yaşadığın yerdeki adliyeye gidip orada arabulucuk birimi var oradan detaylı bilgiyi alabilirsin avuklatlık ücreti davanın durumuna göre değişir süre içinde dediğim gibi önü açık bir zaman 6 ay maksimum sürer gibi
 
SGK nın düzenleyeceği bu raporun içeriği nasıl olacaktır? BU RAPORA BİZ ULAŞABİLECEK MİYİZ?
(BANA GÖRE BU RAPOR İŞİMİZİ KOLAYLAR)

17.07.2023- 77045793 tarih sayılı yazımız ile denetime yazılmış olup rapor beklenmektedir. Rapor gelmemiştir. Konu hakkında Zeytinburnu SGM denetmenler servisi ile görüşünüz.
 
Arabulucuya gidip danış dostum onlar seni yönlendirecekler. Sgk rapor düzenledi mi hizmet tespi davası ile ilgili ? Tanık vs var mı ? abinizin o süre zarfında ssk sının yatırılmadığına dair ? Yani bunlar birer silsile senin ilacın arabulucu dostum direk söyleyeceksin yada abiniz söyleyecek ssk primin yatmadı şukadar süre diye şahit varsa dadından yenmez
 
@AHMET FATİH ERYILMAZ,
Bu arada ben şu SGK nın raporunuda beklemekteyim.
(BU RAPORDA HANGİ DETAYLAR YAZACAKTIR)

Personelin hiç sigortasının yapılıp/yapılmadığı?
Sigortasız çalışan kişi sayısı?
Kaç yılında işe başladığı?
 
Burası küçük bir ilçe olduğu için soramıyorum.

Bu arada ben şu SGK nın raporunu bekliyorum.
(BU RAPORDA HANGİ DETAYLAR YAZACAKTIR)

İş sahibi Adı-soyadı?
İşyeri ismi?
İşyerinde sigortasız çalışanlar?
Personelin hiç sigortasının yapılıp/yapılmadığı?
Sigortasız çalışan kişi sayısı?
Kaç yılında işe başladığı?
 
Son düzenleme:
HİZMET TESPİT DAVASINDA EKSİK PRİM
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca işverenler çalıştırdıkları işçilerim sigorta primlerini tam ve eksiksiz olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırmakla yükümlüdür. Sigorta primleri düzenli ödenmediği veya eksik ödendiği takdirde işverenler ciddi yaptırımlara maruz kalabilirler. Eksik sigorta primi; kişinin sigortalı olrak çalıştığı gün sayısının Kuruma eksik bildirilmesidir. Bu gibi durumlarda işçi hizmet tespit davası açarak bu durumu tespit ettirebilir. İşçinin dava açmadan önce bazı hakları vardır.

Alo 170 numaralı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ihbar hattı aranarak sigortasız çalışıldığına veya eksik prim ödemesi yapıldığına dair işveren şikayet edilebilmekle birlikte bu şekilde yapılan tespitler yalnızca tespitin yapıldığı tarihten 1 yıl geriye doğru işletilebilmekte daha eski dönemlere ait hizmet tespitinin yapılması için dava açılması gerekmektedir.

HTD HAKKINDA TECRÜBESİ VE DENEYİMİ OLAN VARMI?
 
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C. ÇERKEZKÖY İŞ MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/359
Esas KARAR NO : 2023/138
HAKİM : Mehmet Ali ALTINDAĞ 233717
KATİP : Yasin BAYRAKTAR 271819
DAVACI : ........
VEKİLİ : Av. S.B
DAVALI : ......
VEKİ : A.K
İBAR OLUNAN : : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI - -
VEKİLİ : Av. Ö.K
DAVA : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları)

DAVA TARİHİ : 13/06/2019
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
GEREKÇELİ KARARINYAZIM TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı işyerinde 15.04.2006 tarihinden 21.08.2015 tarihine kadar makine örgü operatörü olarak çalışan davacının sigorta girişinin 01.04.2008 tarihinde yapıldığı davacının tüm çalışma süresi boyunca SGK primlerinin gerçek maaşı yerine asgari ücret üzerinden yatırıldığını, davacının 21.08.2015 tarihinde iş akdini feshettiğini, Çerkezköy İş Mahkemesin 2015/632 E sayılı dosyası ile ödenmeyen alacak ve tazminatları için açtığı davada ikramiye dışındaki alacaklarının ödenmesine karar verildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesinin 2017/841 E 2017/1094 K sayılı 09.11.2017 tarihli kararı ile ikramiye alacaklarının da hüküm altına alındığını ve kararın Yargıtay 9.Hukuk Dairesi tarafından ONANDIĞINI, davacının 2008-2012 yılları arasında, haftanın 7 günü günde 12 saat, 2012 yılından işten ayrıldığı tarihe kadar ise haftanın 7 günü günde 8 saat çalıştığını, fazla mesai alacakları ve hafta tatili alacaklarının çalıştığı dönemde ödenmediği, dosyasına ödendiğini, işyerinde üç ayda bir tam maaş ikramiye verilmekte iken işçinin yazılı onayı olmaksızın tek taraflı olarak iş şartlarında işçi aleyhine değişikliğe gidildiğini ve ikramiyenin maaşlara yansıtılacağı söylenmesine rağmen yansıtılmayarak kaldırıldığını, işyerinde dini ve milli bayramlar ile resmi tatillerde çalışıldığını ancak bu çalışmalara ilişkin ödemenin yine mahkeme kararı sonrası icra dosyasına yapıldığını, davalı şirkete karşı açılan diğer işçilik alacakları konulu davalarda maaşların bir kısmının elden ödendiği, fazla mesai, hafta tatili, resmi tatil ve bayram çalışması yapıldığı ancak ödenmediği, ikramiye uygulamasının olduğu ve 2012 yılının ilk üç ayından sonra iş şartlarında esaslı değişiklik arz edecek şekilde kaldırıldığını, yıllık izinlerin kullandırılmadığının ortaya çıktığını, 2012 yılının ilk üç ayından sonra işe giren müvekkilleri bakımından ise ikramiye alacağına hükmedilmemesinin sebebinin ikramiye kaldırıldıktan sonra işe girmiş olmalarından kaynaklandığını, 2005 yılının tamamının Yapı Kredi Bankasına yatırıldığını ve 2006 yılından itibaren bir süre hem maaşlar hem de ikramiyeler de, 2009 yılından itibaren maaşların asgari kısmının Akbank Kapaklı Şubesine açılan maaş hesaplarına yatırıldığını, ikramiyeler ve asgari ücret dışındaki tutarların ise elden ödendiğini, davaların açılmasına müteakip daha fazla riskle karşılaşmak istemeyen davalının 2016 yılının Ocak ya da Şubat ayından itibaren maaşlarının tamamını banka üzerinden ödemeye başladığını, 2016 yılı Ocak ve Şubat ayların her iki ayda da maaşlardaki kademeli fahiş artışın sebebinin yüksek zam oranından değil işyerindeki elden ödeme uygulamasına son verilmiş olmasından kaynaklandığını, yıllara göre davalı işyerinde ödeme şekillerinin; 2005-2009 yılları arasında maaş ve ikramiye alacaklarının tamamen elden ödendiği, 2009-2016 yılları arası maaşın asgari kısmının Akbank Kapaklı Şubesinde açılan maaş hesaplarından, kalanın ise elden ödendiğini, 2012 yılı 3.:ayı sonuna kadar ikramiye alacaklarının elden ödendiği sonrasında ise maaşlara eklenecek denilerek kaldırıldığını, 2016 Ocak ve Şubat ayından itibaren maaşın tamamının bankadan, fazla mesai alanların ödemeleri yine elden ödendiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile;15.04.2006-01.04.2008 tarihleri arasında kayıtlı olmayan çalışma süresinin tespiti ile prime esas kazançı bağlanacak yaşlılık aylığı oranını etkileyeceğinden ve yaşlılık aylığının hesabında değerlendirilen aylık bağlama oranını yükselteceğinden sigorta primine esas kazanca (SPEK) eklenerek yeniden, sigortasız ve sigortalı tüm çalışma süresine ait sigorta primine esas kazancın tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aldığı brüt ücretin 1.350,00-TL olduğunu, bu tutarın asgari ücretin üzerinde olduğunu, 2009 yılına kadar ücretlerin bazen elden verildiğini ancak 2009 yılından sonra çıkan kanun ile ücretlerin tamamının bankalara yatırılmaya başlandığını, elden ödeme yapılmadığını, fazla çalışma konusundaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve iddia edilen fazla çalışma sürelerinin insan doğasına aykırı olduğunu, davacının UBGT günleri dahil olmak üzere yılın 365 günü çalıştığı iddiasında bulunduğunu, davacının .....çalışan statüsü olduğunu ve fazla çalışma yaptırılmadığını, işyerinde günde 3 vardiya olacak şekilde çalışma yapıldığını, mesai bitimi sonrası çalışılan makine etrafında yapılan temizliğin fazla çalışmadan sayılamayacağını, davacının işten çıktıktan sonra sosyal medya üzerinden davalı şirkete alenen hakaret ettiğini, açılan davanın zamanaşımı süresigeçtikten sonra açıldığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları gereğisigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığının zorunlu olduğunu, eylemli ve gerçek çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemeyeceğini, çalışmayı ortaya koyan olgunun ise işe giriş bildirgesi ile birlikte sigortalının çalışma gün ve sayısını, kazanç durumunu ve bu primleri gösteren aylık sigorta prim bildirgeleri ile dört aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgeler olduğunu, işe giriş bildirgesinin tek başına işe alınmaya karine teşkil etmediğini ve tek başına yeterli bir delil olarak kabul edilemeyeceğini, sigortalılığın başlangıcına yönelik her davanın bir tespit davasını da içerdiğini, hizmet tespit davalarının kamu düzeninden olduğunu ve özel bir duyarlılık ile irdelenmesi gerektiğini, çalışıldığı iddia edilen işyerine en yakın işyerlerinden o işyerini tanıyan ve bilen şahısların da mahkemece dinlenmesi ve de beyanlarının denetlenmesi gerektiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.Çerkezköy Sosyal Güvenlik Merkezinden davacıya ait hizmet döküm cetvelleri davacının SGK kayıtları, davalı işverene ait davacı tarafından tespiti istenen dönemlere ilişkin işyeri dönem bordrolar, davalı şirketin kanun kapsamına alınma ve kanun kapsamından çıkarılma dökümleri celbedilmiştir.Vergi Dairesinden davalı işveren ve davacıya ilişkin mükellefiyet kayıtları sorulmuş olup, Vergi Dairesi tarafından davalıişverenin mükellefiyet tarihlerini gösterir belgeler gönderilmiştir.
Çerkezköy İş Mahkemesinin 2015/632 E. 2016/908 K. sayılı dosyasının bir örneği dosyamız arasına alınmıştır Çerkezköy İcra Dairesinin 2018/2674 numaralı dosyasının bir örneği dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf ve bordro tanıklar dinlenmiştir.
Taraflarca sunulan tüm deliller toplanmıştır.04.11.2022 tarihli bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava davacının 15.04.2006-01.04.2008 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığının tespitine ilişkindir.7036 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince; hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür. Bu nedenle dava dilekçesinde her ne kadar kurum davalı olarak gösterilmiş ise de davanın niteliği gereği feri müdahil olarak kabul edilerek yargılama yapılmıştır.
HİZMET SÜRESİ BAKIMINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Sosyal güvenlik hakkına ilişkin ulusal ve uluslar arası yasal düzenlemeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararları ile yerleşmiş Yargıtay Hukuk Daireleri uygulamaları birlikte ele alındığında; sigortalılık başlangıç tarihi ve sigortalılık süresinin tespitine ilişkin davalarda, saptanacak sigortalılık başlangıcı ve tespit edilecek sigortalılık süresi, kişiye, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak olan sigortalı olma hakkını ve tespit edilecek süreye bağlı olan hakları kazandıracağı için bu tür davaların kamu düzenine ilişkin davalardan olduğunun kabulü kaçınılmazdır. Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için 506 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi kapsamında eylemli olarak çalıştığının ispatlanması gerekmektedir. Bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargıcın, taraf kanıtlarını toplamanın yanı sıra, davanın aydınlatılması için gerekli tüm kanıtları da toplaması zorunludur. Bu bağlamda, davacının sosyal güvenlik sicil dosyasının getirtilmesi, dosyadaki kanıt durumuna göre gerekirse davacının sigorta sicil numarasının hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunun sorulması, davacının çalıştığını iddia ettiği işyerinin yine iddia edilen tarihteki dönem bordrolarının getirtilmesi, bordrolarda adı geçen çalışanlardan tespit edilecek kişilerin dinlenmesi, bordroda adı geçen kişilerin dinlenememesi ya da beyanlarının yeterli olmaması halinde, kolluk araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenlerin veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının dinlenmesi gerekmektedir.Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanununun 86/9. Maddesi olup, anılan hükme göre; "Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır."Dava açılmadan önce 19.02.2018 tarihinde e-devlet üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulmuştur. Başvuru tarihinden 60 gün sonrası 19.04.2018 tarihidir.Dosya kapsamında bulunan Tekirdağ Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne ait 23.10.2018 tarih ve 2018/YB/58 sayılı Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcısı Yıldız Bilgi tarafından hazırlanan inceleme raporunun konusunu Başbakanlık İletişim Merkezine ...... tarafından yapılan ...... sayılı başvurunun oluşturduğu; raporun sonuç ve kanaat bölümünde; Denetime konu işyeri ile ilgili şikayet kapsamında 5510 sayılı Kanun uyarınca yapılacak herhangi bir işlemin olmadığı görüşünün mütalaa edildiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre bakımından tespiti istenen dönemler 15.04.2006-01.04.2008 arasındaki tarihler olduğu, SGK Hizmet Dökümünün incelenmesinde, davacının, ..... işyeri sicil numaralı davalı işyerinden 01.04.2008 işe girişinin yapıldığı,21.08.2015 tarihinde 03 kodu ile çıkışının yapıldığı bu itibarla hak düşürücü süre başlangıcı 31.12.2015tarihinden başlayacağı; eldeki davanın açılış tarihi 13.06.2019 olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kanaatine varılarak işin esasına geçilmiştir.
Hizmet tespiti yönünden yapılacak iş, dava konusu edilen dönem içinde işyerinin kime ait olduğunu ve işverenin kim olduğunu araştırmak, dava konusu edilen döneme ait dönem bordrolarını getirtip dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Bu doğrultuda tarafların bildirdiği tanıklar ve mahkememizce celbedilen bordrolardan tespit edilen bordro tanıkları kamu tanığı olarak dinlenmiştir.Bu kapsamda mahkememizce dinlenilen Davacı tanığı ...... "Ben davalı iş yerinde 2003 yılında çalışmaya başladım 2016 yılında işten ayrıldım, davacı benden sonra 2006 yılında davalı iş yerinde çalışmaya başladı, davacı hangi tarihte işten ayrıldığını tam olarak hatırlayamıyorum, davacı bildiğim kadarıyla işten sigorta primlerinin ödenmemesi sebebiyle işten ayrıldı, davacı bazı zamanlar 2 vardiya bazı zamanlar ise 3 vardiyalı çalışırdı, iki vardiyalı çalıştığı zaman 12 saatlik mesailerle çalışırdı, 3 vardiyalı çalıştığı zamanlar ise 8 saatlik mesailerle çalışırdı, ayrıca fazla çalışmalarımız için herhangi bir fazla mesai ödemesi yapılmazdı, izin de kullanmıyorduk, dini bayramlar haricinde tüm milli bayram ve genel tatil günlerinde çalışıyorduk, maaşların asgari ücret kısmı bankadan ödenir geri kalan kısmı elden ödenirdi, ilk zamanlarda Ramazan ayında iftariye dağıtılırdı ve Kurban bayramında yardım verilirdi sonradan ödenmedi, ayrıca Yemek ve servis işveren tarafından karşılanır, iş yerinde ayrıca ilk başlarda 3 ayda bir 1 maaş tutarında ikramiye verilirdi daha sonra bize ikramiyelerin maaşlara dağıtılacağı söylendi fakat sonrasında ikramiyeler ödenmemeye başlandı, ikramiyeler 2012 yılında kaldırıldı daha ödenmedi,benim maaşım en son 3000TL civarındaydı, davacı ne kadar maaş alıyordu net olarak hatırlayamıyorum, ben davalı iş yerinde sigortalı olarak çalışmaktaydım, davacının ...... statüsünde olup olmadığı hususunda bilgi sahibi değilim, " şeklinde;
Davacı tanığı ....... " Ben davalı iş yerinde 1997 yılından 2010 yılına kadar aşçı olarak çalıştım, davacı benden sonra işe başladı, ben işten ayrıldıktan sonra kendisi çalışmaya devam etti, davacı örme bölümünde işçi olarak çalışmaktaydı, hangi tarihte işe başladığını net olarak hatırlamıyorum, 1999 yılından 2006 yılına kadar maaşlar banka aracılığıyla yatırıldı, 2006 yılından sonra 2-3 yıl maaşların tamamı elden verildi, 2009 yılından sonra asgari ücret kısmı bankaya geri kalan kısmı elden ödenmeye başlandı, fabrikada tüm çalışanlar günde 12 saat üzerinden çalışırlardı bu nedenle ortalama asgari ücretin 2 katı civarında ücret almaktaydı, bu maaşa fazla mesailer de dahildi, ayrıca 3 ayda 1 bir maaş tutarında ikramiye verilmekteydi, yemek ve servis işveren tarafından karşılanırdı, başkaca bir sosyal hakkımız bulunmazdı, iş yerinde bir dönem çok sayıda işçi alındı bunlar sigortasız çalıştırıldı, maaşların elden ödeme yapıldığı dönemde çok sayıda işçi işe alınmıştı, davacı bu işe alınan işçilerden miydi hatırlayamıyorum," şeklinde;
Davacı tanığı ....... "Ben 2005-2018 yılları arasında davalı iş yerinde örme ustası olarak çalıştım, davacıyı iş yerinde örme bölümünde çalışması sebebiyle tanırım, davacı 2006 yılının başlarında işe başladı, 2015 yılının ortalarında işten ayrıldı, davacı bu süreler boyunca kesintisiz olarak sürekli davalı iş yerinde çalıştı, ben işe girdiğim tarihte maaşlar bankadan ödeniyordu, daha sonra 2006 yılından 2009 yılına kadar maaşların tamamı ve diğer ödemeler elden verildi, o dönem çalışan birçok insanın sigortası yoktu, 2009 yılından sonra maaşların asgari ücret kısmı bankadan geri kalanı elden ödenmekteydi, maaşa ek olarak yemek ve servis işveren tarafından karşılanırdı, 3 ayda bir tam maaş tutarında ikramiye ödenirdi bu da elden ödenmekteydi, davacı ortalam asgari ücretin 2 katı tutarında maaş almaktaydı, net olarak tutarı bilemiyorum, bildiklerim bundan ibarettir" şeklinde;
Bordro tanığı ........ "Ben davalı iş yerinde 2002 yılında çalışmaya başladım, hatırladığım kadarıyla 2016-2017 yıllarında işten ayrıldım, davacının sadece ismini biliyorum, davacının hangi tarihte çalışmaya başladığı hususunda bilgi sahibi değilim, iş yerinde ilk girdiğim dönemler 12 saatlik 2 vardiyalı çalıştık yaklaşık 6-7 yıl boyunca bu şekilde çalıştık daha sonra 3 vardiyaya döndük ve 8 saatlik mesailerle çalıştık, benim bölümümde biz bazen haftanın tamamında çalıştığımız oluyordu, bazen de Perşembe gününden sonra tatil yaptığımız da olurdu, davacının çalışma koşulları ile ilgili net bilgi sahibi değilim, diğer bölümlerin çalışma koşullarıyla ilgili bilgi sahibi değilim, maaşların asgari ücret kısmı bankadan ödenir geri kalan kısmı elden ödenirdi, iş yerinde Kurban bayramında et yardımı yapılırdı, davacının ne kadar maaş aldığı hususunda bilgi sahibi değilim, davacı örme bölümünde çalışmaktaydı, iş yerinde maaş dışında yılda 4 kez ikramiye ödenirdi, daha sonra bu ikramiyeyi maaşlarıma bölünerek ödendi, ben işten ayrılana kadar ikramiye aldım," şeklinde;
Bordro tanığı ....... "Davacı ile aynı işyerinde çalışmamız sebebiyle tanırım, kendisinin bölümü farklıydı, ben şardon bölümünde, davacı ..... örme bölümünde ipliği kumaşa çeviren bölümde çalışıyordu. 1994 yılının Ağustos ayında işe giriş yaptım, 10.10.2017 tarihinde de emekli olmam sebebiyle işten çıktım, 23 yıl bu işyerinde çalıştım aynı işi yaptım, davacı .....'nın işe ne zaman giriş yaptığını bilmiyorum. Ben az önce de belirttiğim gibi işe başladığım gibi sigortam başladı, hiç sigortamın yatırılmadığı zaman olmadı kaldı ki ben buradan emekli oldum. Davacının sigortasının yatırılıp yatırılmadığı hususunu bilmiyorum. Davacının işe ne zaman giriş yaptığını, ne zaman çıktığını ya da çıkartıldığı bilmiyorum. Başka bir bilgim yoktur." şeklinde;
Bordro tanığı ........ "Ben davalı işyerinde 1995 yılının son aylarında işe başladım. 2017 yılında işyerinden ayrıldım. Ben davalı işyerinde şardon ve traş bölümünde posta başı olarak görev yaptım. Davacı davalı işyerindeörme bölümünde çalışmıştır. Davacı davalı ....'nın işyerinde2006 yılında işe başlamıştır. Davacı ile o tarihte ikametgahlarımız yakın olduğu için işyerine aynı duraktan servise binerek işe giderdik, 2006 yılının hangi ayında işe girdiğini tam olarak hatırlamıyorum. Davacının maaşını bilmiyorum. İşyerinde ücretler 2006-2009 yılları arasında tüm ücretlerimiz elden ödendi. 2009 yılından sonra ücretin asgari kısmı banka kanalı ile ödendi, geri kalanı ise elden ödendi. Çalıştığım süreler boyunca davalı işyerinde maaş dışında 3 ayda asgari ücretten bir maaş ikramiye vardı, daha sonra bu ikramiyelermaaşa bölündü,ikramiyelerin maaşa bölündüğü tarihi hatırlamıyorum. İkramiyeler maaşlara bölündükten sonra bu ikramiyelerin ödemesi yapıldı. Banka kanalı ile ödemeye geçildikten sonra bankaya her zaman asgari ücret yatırıldı, geri kalan maaş ve ikramiyeler hep elden ödendi.Davalı işyerinde Ramazan ayında 3 sene kadar bir erzak yardımı yapıldı. Ancak bu erzak yardımları hangi tarihlerde yapıldığını bilmiyorum. Erzak yardımınınparasal değeri şuanın parası ile 300,00 TL civarında idi, işe ilk girdiğim1996-1997 yıllarında çalıştığımız 12 saat üzerinden ücretimiz ve ikramiyeler 5-6 sene boyunca Yapı Kredi bankasından ödendi. Sonra tüm ücretler bir süre elden ödendi. Daha sonra da 12 saat çalışmamıza rağmen 8 saat üzerinden çalışyormuşuzgibi ücretler asgari olarakAkbank'dan ödendi, geri kalan ücret miktarları ve ikramiyeler elden ödendi. Davacının çalıştığı bölüm benim çalıştığım bölümden ayrı idi, ancak davacının çalıştığı alan benim çalıştığım alan ile aynı alanda idi, davacının çalıştığı örme bölümü çalışmalarını görebileceğim şekilde idi, işyerinde 2014 yılına kadar davacının çalıştığı bölüm olan örme bölümünde tüm işçiler günde12 saat çalışırdı. Benim çalıştığım sürelerde Örme bölümü 12 saat üzerinden çalışırdı." şeklinde;
Bordro tanığı ....... "Ben davalı iş yerinde 2002-2004 arasında çalıştım, sonra askere gittim, asker dönüşü tekrar 2005 yılı Eylül ayı gibi işe başladım, 2007 yılının sonbaharında işten ayrıldım, ben ilk işe girdiğimde davacı ...... orada çalışmıyordu, ben askerden döndüğümde işe girdiğimde ...... iş yerinde çalışmıyordu, ben 2. Kez işe girdikten tam hatırlamamakla beraber yaklaşık 5-6 ay sonra çalışmaya başlamıştı, ben iş yerinden ayrıldığımda davacı iş yerinde çalışmaya devam ediyordu, benim davalı işverene karşı açılmış bir davam yok. iş yerinde sigortasız çalışan olup olmadığını bilmiyorum, çalıştığımız dönemde maaşların tamamını elden ödeme ile alıyorduk, 3 ayda bir tam maaş ikramiye alıyorduk, avansları, ikramiyeleri, maaşların tamamını elden ödeme ile alıyorduk, ben iş yerinden ayrılmadan 6-7 ay önce ücretler banka kanalı ile ödenmeye başladı, banka kanalı ile ödenen dönemde normal kök ücretimizin tamamı banka kanalı ile ödenirdi, geriye kalan ikramiye, fazla çalışma, tatil çalışması gibi ücretler yine elden ödenirdi, ben asgari ücret ile çalıştığım için benim maaşımın tamamı banka kanalı ile ödeniyordu, maaşı asgari ücretin üzerinde olan çalışanların ücretleri nasıl ödenirdi bu konuda bir bilgiye sahip değilim, " şeklinde;
Bordro tanığı ....... "Ben ilk olarak 1997 yılında davalı iş yerinde işe başladım. Yaklaşık 22 ay kadar çalıştım. Sonrasında askere gitmek için işten ayrıldım. Askerlik dönüşünde 2000 yahut 2001 yıllarının sonunda yeniden çalışmaya başladım. En son 2008 yılının Nisan ayında iş yerinden ayrıldım. Davacı .....'yı şu anda simayen tam olarak hatırlamıyorum ancak ismen bu isim bana çok yabancı gelmiyor. Bu yüzden davacının işe giriş ve çıkışına ilişkin net bir bilgiye sahip değilim. Ben davalı iş yerinde örme bölümünde çalıştım. Çalıştığım dönemde örme için 3 bölüm ve 2 vardiya şeklinde çalışma söz konusu olduğu için bu nedenle de davacıyı tam çıkaramamış olabilirim. Ben davalı iş yerine 1997 yılının Temmuz ayında girmeme rağmen benim sigortam yaklaşık 3 ay kadar geç bildirilmişti. Yine ikinci defa işe girdiğimde sigortamın tam gününde yapılıp yapılmadığını tam olarak bilmiyorum. Ben askerden döndükten sonra yaklaşık 1 hafta kadar Çorlu'da .......Tekstil'de çalışmıştım. Oradan sonra yaklaşık 4-5 ay sonra davalı iş yerine yeniden çalışmaya başladım. Çalıştığım dönemde bizzat görgüye dayalı olarak değil ancak sohbet esnasında diğer çalışanlardan da sigorta girişinin geç bildirildiğine dair söylemlerde bulunan işçiler oluyordu. Benim davalı şirkete karşı açılmış herhangi bir davam yoktur. Davalı iş yerinde çalıştığım dönemde normal ücretler banka kanalıyla ödenirdi. Bunun dışında fazla çalışma ve ikramiyeler elden ödenirdi. İş yerinde 3 ayda 1 olmak üzere yılda 4 kez tam maaş ikramiye söz konusu idi. Bu ikramiyelerde bize elden ödenirdi. Benim çalıştığım süre boyunca bu ikramiyelerin kaldırılması gibi bir durum söz konusu olmadı." şeklinde;
Bordro tanığı ...... " Ben davalı iş yerinde 2005 yılının Eylül ayında işe başladım. 2008 yılının Eylül ayında iş yerinden ayrılmıştım. Yine sonrasında 2014-2015 yıllarında da bir çalışmam daha olmuştu. Ben örme bölümünde çalıştım. Davacıyı birlikte çalıştık diye hatırlıyorum ancak ben çalışmaya başladığımda iş yerinde çalışmıyordu. Benden sonra işe başladı ancak davacının benden ne kadar sonra işe başladığını tam olarak bilmiyorum. Benim de sigortam yaklaşık bir 6 ay sonra bildirilmişti. Ben sigortamın bildirildiğini düşünürken 2006 yılının Nisan ayında bir rahatsızlığım söz konusu olmuştu. O tarihlerde hastaneye gitmek için iş yerinden vizite kağıdı alıyorduk bunu istediğimde sigortamın bildirilmediğini öğrendim. Hastaneye gidebilmek için 2006 Nisan'ında sigorta girişim yapılmıştı. Bu şekilde sigortası geç ya da eksik bildirilen başkaca bir kimse iş yerinde var mıydı tam olarak bilmiyorum. Buna ilişkin herhangi bir görgüye ya da duyuma dayalı bir olaya rast gelmedim. O tarihlerde biz 12 saat üzerinden çalışıyorduk. 8 saatlik çalışmaya tekabül eden asgari ücret kısmı bankadan ödenirdi. Arta kalan kısım elden verilirdi yine ilk çalıştığım dönemlerde iş yerinde ikramiye uygulaması vardı. 3 ayda 1 olmak üzere yılda 4 kez asgari ücret tutarında ikramiye verilirdi. İkinci kez işe girdiğimde bu ikramiye yoktu. Benim davalı şirkete karşı herhangi bir davam yoktur. " şeklinde;
Bordro tanığı ...... "Ben davalı iş yerinde Tam hatırlamamakla birlikte 2006-2008 yılları arasında yaklaşık 1.5 sene kadar bir çalışmam söz konusu olmuştu. Ben davalı iş yerinde örme bölümünde çalıştım. Ben davacıyı şu anda hatırlayamadım. Zaten iş yerinde örme bölümü 3 bölüm ve 2 vardiya sistemi ile çalışılırdı. Ben çalıştığım bölüm dışındaki diğer bölümlerde kaç kişi çalıştığını ve kimlerin çalıştığını tam olarak bilmiyorum. Davacı benim çalıştığım bölümde çalışmadı. Belki diğer iki bölümde çalışmış olabilir ancak bunu da ben net olarak bilmiyorum. Benim sigorta kaydımın tam ve eksiksiz yapılıp yapılmadığına dair net bir bilgiye sahip değilim. Hizmet dökümümü çok fazla incelemediğimden dolayı davalı şirket tarafından herhangi bir geç ya da eksik bildirim yapılmış mıdır bilmiyorum. Çalıştığım dönemde davalı iş yerinde diğer çalışanlardan sigortalarının geç veya eksik bildirildiğine dair de herhangi bir görgüye ya da duyuma dayalı bir olaya şahit olmadım. İş yerinde ücretler bakımından ; biz 12 saat çalıştığımız için 8 saate tekabül eden kısmı bankadan geri kalan kısmı ise elden ödenirdi. Yine iş yerinde yılda 3 veya 4 kez verilen bir ikramiye söz konusu idi. Bu ikramiyenin tutarını şu anda tam olarak hatırlamıyorum. Bu ikramiyelerde elden ödenirdi. Benim davalı şirkete karşı açılmış herhangi bir davam söz konusu değildir. " şeklinde;
Bordro tanığı ..... "Ben davalı iş yerinde 2005 yılının 5 veya 6.Ayında çalışmaya başladım. Ben 2016 yılının Ocak ayı gibi iş yerinden ayrılmıştım. Ben davalı iş yerinde depo şefi olarak çalıştım. Davacı örme bölümünde örme makinesinde çalışmıştı. Davacının işe başlangıç tarihini tam hatırlamıyorum ancak ben işe başladığımda halihazırda davalı iş yerinde çalışması söz konusu olmayıp ben işe girdikten sonra davacı işe başlamıştı. Tam hatırlamamakla birlikte benden yaklaşık 1-2 sene kadar sonra işe başlamıştı. Davacı benden önce davalı iş yerinden ayrılmış idi. Benim davalı iş verene karşı açılmış herhangi bir davam yoktur. Ben işe başladığım tarihten yaklaşık 2-3 sene kadar ücretler elden ödenmişti. Akabinde çıkan bir kanun nedeniyle bütün ücretlerimiz banka kanalıyla ödenmeye başlanmıştı. Söz konusu tarihten itibaren tüm ücret ve alacaklarımız banka kanalıyla ödeniyordu. Ben çalıştığım süre boyunca herhangi bir ikramiye ödemesi bana yapılmadı ben ofis elemanı olarak çalıştığım için almış olduğum ücret belli idi. Üretim bölümünde çalışanlara herhangi bir ikramiye ödemesi yapılıp yapılmadığına, yapılıyor ise bunun miktarına ilişkin net bir bilgiye sahip değilim. Ben işe girdikten 2-3 sene sonra benim bütün ücretlerim bankadan ödenmişti. Üretim alanında çalışan işçilerin ücret ve alacaklarının tamamı yahut bir kısmının elden ödenmeye devam edilip edilmediğine ilişkin net bir bilgiye sahip değilim.Çalıştığım süre boyunca üretim bölümünde çalışan işçilerden elden ödeme aldıklarına dair sohbet ve sair ortamda herhangi bir muhabbete ve söyleme denk gelmedim. Tam hatırlamamakla birlikte 2009 yılı civarında yasal düzenlemeler nedeniyle ücretlerin bankadan ödeneceği kanun haline gelmişti. Bu nedenle bütün çalışanlar bankadan hesap açmış, ücretler bankadan ödenmeye başlanmıştı ancak ücretler bankadan ödendikten sonra davacıya yahut iş yerindeki diğer çalışanlara bankaya yatırılana ek olarak elden herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığını net olarak bilmiyorum. Az önceki beyanlarımdan kastettiğim bu idi. Ama bana bu tarihten itibaren elden herhangi bir ödeme yapılmadı. Diğer çalışanlara ilişkin bir bilgim yoktur."şeklinde;
Bordro tanığı ...... "Ben davalı iş yerinde 2007-2008 yılları arasında 1 seneyi aşkın bir süre çalışmıştım. Ben örgü bölümünde örgü makinesi operatörü olarak çalışmıştım. Çalıştığım dönemde davalı iş yerinde örgü bölümünde 3 farklı bölüm söz konusu idi. Ben zemin kattaki bölümde çalışıyordum. Davacı ise bir üst katta bulunan diğer bir bölümde çalışmıştı. Ben işe girdiğimde halihazırda davacı davalı iş yerinde çalışıyor muydu yoksa benden mi sonra işe girdi tam olarak şu anda üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlayamıyorum ancak ben 2008 yılında işten ayrıldığımda kendisi halihazırda çalışmaya devam ediyordu ondan eminim. Yine benim çalıştığım dönemin ne kadarlık bir süre kısmında davacı ile ortak çalışmamız söz konusuydu onu da net olarak hatırlayamıyorum. Net hatırladığım tek husus ben iş yerinden ayrıldığımda davacı halihazırda iş yerinde çalışıyordu. Çalıştığımız süre boyunca ücretlerimizi zarf içerisinde elden alıyorduk. Benim çalıştığım dönemde bankadan ücret aldığımı hatırlamıyorum. Yılda 3 veya 4 kez ayrıca tam maaş ikramiye söz konusu idi. Çalıştığım süre boyunca bu ikramiyeleri de elden aldım. Benim davalı iş yerine karşı herhangi bir davam söz konusu değildir.Ayrıca fazla mesai yapardık. Bu ücretler de elden ödenirdi." şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Davacı tanığı .....’ün ...... üzerinden dosyamız arasına alınan hizmet dökümünde; -12.12.2005-25.05.2006 tarihleri arasında ...... işyeri sicil numaralı ...... (celbedilen SGK kayıtlarından .....’ın davalı işyerinin tek ortak ve yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır) unvanlı işyerinde-29.05.2006-28.02.2018 tarihleri arasında ..... işyeri sicil numaralı davalı işyerinde Çalışmasının sigortaya bildirildiği; 28.02.2018 tarihinde 4 kodu ile Çıkışının bildirildiği; İşbu tanığın mahkememize vermiş olduğu beyanında “Ben 2005-2018 yılları arasında davalı iş yerinde örme ustası olarak çalıştım, davacıyı iş yerinde örme bölümünde çalışması sebebiyle tanırım, davacı 2006 yılının başlarında işe başladı, 2015 yılının ortalarında işten ayrıldı, davacı bu süreler boyunca kesintisiz olarak sürekli davalı iş yerinde çalıştı,,”şeklinde beyanda bulunduğu; +
Bordro tanığı ....'nın ....... entegrasyonu üzerinden dosyamız arasına alınan hizmet dökümünde; -01.08.1994-15.08.1999 tarihleri arasında ....... işyeri sicil numaralı davalı işyerinde-15.08.1999-05.03.2000 tarihleri arasında ..... işyeri sicil numaralı ......(celbedilen SGK kayıtlarından ......’ın davalı işyerinin tek ortak ve yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır) unvanlı işyerinde -05.03.2000-31.03.2014 tarihleri arasında ....... işyeri sicil numaralı davalı işyerinde Çalışmasının sigortaya bildirildiği; 31.03.2014 tarihinde 8 kodu ile Çıkışının bildirildiği; İşbu tanığın mahkememize vermiş olduğu beyanında “Ben davalı işyerinde 1995 yılının son aylarında işe başladım. 2017 yılında işyerinden ayrıldım. Ben davalı işyerinde şardon ve traş bölümünde posta başı olarak görev yaptım. Davacı davalı işyerindeörme bölümünde çalışmıştır. Davacı davalı işyerinde2006 yılında işe başlamıştır. Davacı ile o tarihte ikametgahlarımız yakın olduğu için işyerine aynı duraktan servise binerek işe giderdik, 2006 yılının hangi ayında işe girdiğini tam olarak hatırlamıyorum. Davacının çalıştığı bölüm benim çalıştığım bölümden ayrı idi, ancak davacının çalıştığı alan benim çalıştığım alan ile aynı alanda idi, davacının çalıştığı örme bölümü çalışmalarını görebileceğim şekilde idi,”şeklinde beyanda bulunduğu;
+Bordro tanığı ....'nın ..... entegrasyonu üzerinden dosyamız arasına alınan hizmet dökümünde; -26.02.2007-13.03.2008 tarihleri arasında ..... işyeri sicil numaralı davalı işyerinde Çalışmasının sigortaya bildirildiği; 13.03.2008 tarihinde 4 kodu ile Çıkışının bildirildiği; İşbu tanığın mahkememize vermiş olduğu beyanında “Ben davalı iş yerinde 2007-2008 yılları arasında 1 seneyi aşkın bir süre çalışmıştım. Ben örgü bölümünde örgü makinesi operatörü olarak çalışmıştım. Çalıştığım dönemde davalı iş yerinde örgü bölümünde 3 farklı bölüm söz konusu idi. Ben zemin kattaki bölümde çalışıyordum. Davacı ise bir üst katta bulunan diğer bir bölümde çalışmıştı. Ben işe girdiğimde halihazırda davacı davalı iş yerinde çalışıyor muydu yoksa benden mi sonra işe girdi tam olarak şu anda üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlayamıyorum ancak ben 2008 yılında işten ayrıldığımda kendisi halihazırda çalışmaya devam ediyordu ondan eminim. Yine benim çalıştığım dönemin ne kadarlık bir süre kısmında davacı ile ortak çalışmamız söz konusuydu onu da net olarak hatırlayamıyorum. Net hatırladığım tek husus ben iş yerinden ayrıldığımda davacı halihazırda iş yerinde çalışıyordu.” şeklinde beyanda bulunduğu;
+Bordro tanığı ....'nın ...... üzerinden dosyamız arasına alınan hizmet dökümünde; -09.07.2002-21.06.2004 tarihleri arasında .... işyeri sicil numaralı davalı işyerinde çalışmasının bildirildiği; 21.06.2004 tarihinde 8 kodu ile Çıkışının bildirildiği; -12.12.2005-25.05.2006 tarihleri arasında ..... işyeri sicil numaralı.....'nın (celbedilen SGK kayıtlarından ......’ın davalı işyerinin tek ortak ve yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır) unvanlı işyerinde çalışmasının bildirildiği; 25.05.2006 tarihinde 3 kodu ile Çıkışının bildirildiği; -29.05.2006-31.08.2007 tarihleri arasında ...... işyeri sicil numaralı davalı işyerinde çalışmasının bildirildiği; 31.08.2007 tarihinde 3 kodu ile Çıkışının bildirildiği;İşbu tanığın mahkememize vermiş olduğu beyanında “Ben davalı iş yerinde 2002-2004 arasında çalıştım, sonra askere gittim, asker dönüşü tekrar 2005 yılı Eylül ayı gibi işe başladım, 2007 yılının sonbaharında işten ayrıldım,ben ilk işe girdiğimde ..... orada çalışmıyordu, ben askerden döndüğümde işe girdiğimde ...... iş yerinde çalışmıyordu, ben 2. Kez işe girdikten tam hatırlamamakla beraber yaklaşık 5-6 ay sonra çalışmaya başlamıştı, ben iş yerinden ayrıldığımda davacı iş yerinde çalışmaya devam ediyordu, benim davalı işverene karşı açılmış bir davam yok,” şeklinde beyanda bulunduğu;
Taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları, dinlenen tanıkların SGK hizmet dökümleri ve tüm dosya kapsamında; -Bordro tanığı ......’un hizmet dökümü ile uyumlu beyanlarından 21.06.2004 tarihinde askerlik için davalı işyerinden ayrıldıktan sonra hizmet dökümüne göre 12.12.2005 tarihinde; SGK kayıtlarından davalı işyerinin tek ortak ve yöneticisi olan ......’ın unvanlı işyerinde çalışmaya başladığı; davacının bu tarihte çalışmadığını ancak kendisinden 5-6 ay sonra çalışmaya başladığını belirttiği; işbu beyanın diğer bordro tanığı ......’ın “Davacı davalı işyerinde2006 yılında işe başlamıştır. Davacı ile o tarihte ikametgahlarımız yakın olduğu için işyerine aynı duraktan servise binerek işe giderdik,” beyanları ile davacı tanığı .....’ün “davacı 2006 yılının başlarında işe başladı, 2015 yılının ortalarında işten ayrıldı, davacı bu süreler boyunca kesintisiz olarak sürekli davalı iş yerinde çalıştı,” şeklindeki beyanları ile desteklendiği; bu itibarla davacının 12.12.2005 tarihinden 6 ay sonrası olan 12.06.2006 tarihinde davalı işyerinde çalışmasının bulunduğu; -Yine bordro tanığı .......’un “ben iş yerinden ayrıldığımda davacı iş yerinde çalışmaya devam ediyordu”; (işbu tanığın 31.08.2007 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığı, bordro tanığı .......’ın “ben 2008 yılında işten ayrıldığımda kendisi halihazırda çalışmaya devam ediyordu” (işbu tanığın 13.03.2008 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığı, ve davacı tanığı ......’ün “davacı 2006 yılının başlarında işe başladı, 2015 yılının ortalarında işten ayrıldı, davacı bu süreler boyunca kesintisiz olarak sürekli davalı iş yerinde çalıştı”şeklindeki beyanları ile davacının çalışmasının kesintisiz olduğu kanaatine varılmış; bu doğrultuda davacının, davalı işyerinde 12.06.2006-31.03.2008 tarihleri arasında 649 prim günüçalıştığının tespiti yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.

PRİME ESAS KAZANCIN TESPİTİ BAKIMINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Davanın niteliği gereği çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık,ücretin ispatında bu denli serbestlik söz konusu değildir. Ücretin ispatında Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2010 tarihli, 2005/21-409 E., 2005/413 K.; 19.10.2011 tarihli, 2010/10-480 E. 2010/523 K.; 19.06.2013 tarihli, 2011/10-608 E., 2011/649 K.; ve 19.06.2013 tarihli, 2012/10-1617 E., 2013/850 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200. maddesinde yazılı sınırları aşan, ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret miktarı HMK'nın 200. maddesinde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmak kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/05/2019 günlü 2015/21-1572 Esas sayılı ve 09/05/2019 günlü 2015/10 -3339 Esas sayılı kararları da bu yöndedir. Tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Kanunun m.200 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmak sureti ile sonuca gidilmelidir.Diğer taraftan Yargıtay yerleşik içtihatlarında; Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 77. maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 80. maddesidir. 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlığını taşıyan 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 4/1(a) maddesi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamının esas alınacağı öngörülmüştür.Buna göre, maddenin 1/(b) bendinde sayılan istisnalara girmemesi koşuluyla hizmet akdi karşılığı elde edilen gelirlerden sigorta primi kesilmesi asıldır. Anılan Kanunun 3. maddesinde ücret, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmış, 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde de genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tarif edilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin 1. fıkrasının (a)/(1) alt bendindeki “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar ile; (a)/(2)alt bendinde “prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemeler de girmektedir. (3) numaralı alt bendi gereğince, idare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payınıninfazsırasındasigortalıyayapılanödemedendüşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.Buna göre; Şayet işçilik alacaklarına ilişkin açılan bir dava bulunuyor ise; işbu işçilik alacaklarına ilişkin davada, tespit edilen ücretinçalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancına esas alınabileceğinin gözetilmesi gerektiği; bu doğrultuda işçilik alacaklarında belirlenen ücretin ödenip ödenmediğinin araştırılması ve bu ücret ödenmiş iseson ücret olarak kabul edilmesi gerekmektedir. (Y.10. HD. 27.09.2021, 2021/5571 E. 2021/11013 K; 13.10.2021, 2021/530 E. 2021/12135 K.; 22.09.2021, 2021/6298 E. 2021/10700 K.; 07.03.2019, 2016/17163 E. 2019/2173 K.) görüşünün benimsendiği; Bu içtihadın da; işçi alacaklarına ilişkin davada ücret, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücreti, ikramiye alacağı gibi ücretlerin SGK nezdinde prime esas kazanç miktarına dahil edilen ücretler olup, mahkemece hükmedilen ve davalı tarafça ödenen toplam miktarın fesih tarihi itibariyle son ücreti olarak prime esas kazancına esas alınması gerekmekle birlikte fesih dönemi için günlük SGK prime esas kazanç tavan miktarı dikkate alınarak işbu tavanla sınırlı olarak ve sadece son aya ilişkin prime esas kazancın tespit edilebileceği; talep edilen diğer aylar bakımından yukarıda yer verilen Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacının iddialarının HMK m.200’deki yazılı sınırları aşmasından dolayı ancak yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı söz konusu ise tanık deliliyle ispatlanması gerektiği; somut olayda belirtilen tarzda bir yazılı delil yahut yazılı delil başlangıcı bulunmadığından son ay dışındaki aylar bakımından iddia edilen prime esas kazanç miktarlarının usulüne uygunispatlanamadığı anlaşılmakla davacının işbu dönemlere ilişkin prime esas kazancın tespiti talebinin reddine karar verilmesi şeklinde anlaşılması gerektiği (Benzer mahiyetteki davada Çorlu 1. İş Mahkemesinin 18.10.2019, 2019/228 E. 2019/681 K. sayılı kararında bu şekilde işçilik alacaklarına ilişkin davada hükmedilen ve davalı tarafça ödenen toplam miktarın fesih dönemi için günlük SGK prime esas kazanç tavan miktarı dikkate alınarak işbu tavanla sınırlı olarak ve sadece son aya ilişkin prime esas kazancın tespit edilip diğer aylara ilişkin taleplerin reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararının onanmasına ilişkin Yargıtay ilamı için Bknz. Y.10. HD. 24.09.2020, 2020/837 E. 2020/4924 K.) görüşü benimsenmektedir. Tüm bu açıklamalar ışığında; Davacının davalı işverene karşı açtığı işçi alacaklarına ilişkin Çerkezköy İş Mahkemesinin 2015/632 E. 2016/908 K. sayılı dosyada görülen davada; istinaf inceleme mercii İstanbul BAM 27. HD. 2017/841 E. 2017/1094 K. sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden esasa ilişkin vermişolduğu kararda;net tutarlar üzerinden 21.979,28 TL kıdem tazminatı, 1.375,00 TL yıllık ücretli izin alacağı, 2.668,11 TL fazla mesai ücreti, 3.942,45 TL hafta tatili ücreti, 18.665,65 TL ikramiye alacağı, 452,74 TL genel tatil ücretlerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyönünde verilen kararın Y.9. HD. 07.05.2018, 2018/2473 E. 2018/10107 K. sayılı ilamı ile onanarakkesinleştiği ve davacı tarafça hükmedilen alacaklarının tam olarak tahsil edildiği hususunun dosyamız arasına celbedilen Çerkezköy İcra Dairesinin 2018/2674 nolu İcra Dosyası içeriğinde .......Türk bankası üzerinden 07.06.2018 tarihli işlemle ile “2018/2674 esas dosya bedeli” açıklaması ile Çerkezköy İcra Dairesine gönderilen 84.315,68 TL yatırılmak suretiyle gerçekleştiğianlaşılmakta olup, işçi alacaklarına ilişkin davada, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücreti, ikramiye alacağı ilişkin hükmedilen miktarlar SGK nezdinde prime esas kazanç miktarına dahil edilen ücretler olup, mahkemece hükmedilen ve davalı tarafça ödenen miktar olan toplam (2.668,11 TL fazla mesai ücreti+3.942,45 TL hafta tatili ücreti+18.665,65 TL ikramiye alacağı ücreti+452,74 TL genel tatil ücreti)= net 25.728,95 TL (brüt 33.229,58 TL) ücretin 21.08.2015 tarihi itibariyle son ücreti olarak prime esas kazancına esas alınması gerekmekle birlikte 2015 yılı 8. Ay için günlük SGK prime esas kazanç tavan miktarının (01.07.2015-31.12.2015 dönemleri arasında aylık SGK tavanı 8.277,90/30=) 275,93 TL brüt ücret olduğu anlaşılmış olup davacının 2015 yılı 8 Ay için 11 günlük hizmetine [Somut olayda; Çerkezköy SGM’den celbedilen 10.06.2022 tarihli cevabi yazı ekinde davacının 12.08.2015-18.08.2015 ve 19.08.2015-27.08.2015 tarihleri arasında istirahat raporlu olduğu; davacının 21.08.2015 tarihine kadar sigortasının bulunduğu, davacı tarafından davalıya gönderilen21.08.2015 tarih ve .... yevmiye numaralı ihtarname ile davacının iş akdini 21.08.2015 tarihinde feshettiği; bu itibarla davacının 2015 Ağustos döneminde 11 günlük çalışmasının bulunduğu; (5510 sayılı Kanunun m.18/1-b "4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalılardan hastalık sigortasına tabi olanların hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verilir." hükmünü içermektedir. Buna göre rapor alınan gün sayısı 3 ve üzeri sayılarda ise SGK tarafından işçiye geçici iş göremezlik ödemesi yapılmakta; işveren açısından işçinin raporlu olduğu dönemlerde herhangi bir ücret ödemesi yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. 1 ve 2 günlük raporlar için ise ne SGK ne de işveren tarafındanödeme yapılmamaktadır. Bu itibarla Aksi bir sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılmadığı taktirde hastalık süresince işverenin ücret ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.)] ilişkin olarak prime esas kazanç miktarının 275,93 x11=3.035,23 TL brüt ücret olduğunun tespitine, talep edilen diğer aylar bakımından iddia edilen prime esas kazanç miktarları yazılı delil yahut yazılı delil başlangıcı bulunmadığından usulüne uygun olarak ispatlanamadığından talebin reddine ve dönem asgari ücret ile çalıştığına yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir. Yüksek Mahkeme kararlarında; Hizmet tespit davalarında davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi halinde her iki tarafa da maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği ve taraflarca yapılan yargılama giderlerinin yarısından karşı tarafın sorumlu olacağı görüşü benimsendiğinden (Bknz: Y.10. HD. 11.01.2023, 2022/14425 E. 2023/137 K. ; İstanbul BAM 34. HD. 09.11.2022, 2021/2774 E. 2022/2567 K.; 25.05.2022, 2020/1428 E. 2022/1273 K. Sayılı kararlarda belirtilen şekildedavanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi halinde her iki tarafa da maktu vekalet ücretine hükmeden ve taraflarca yapılan yargılama giderlerinin yarısından karşı tarafın sorumlu tutan ilk derece mahkeme kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının onandığı; istinaf başvurularının esastan reddedildiği] anlaşılmakla vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin bu yönde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1- Davacı ......’nın 12.06.2006-31.03.2008 Tarihleri arasındaki dönemde kesintisiz olarak hizmet akdi ile sigortasız olarak 649 prim günü dönem asgari ücretiile davalı .......Tekstil San. Ve Tic. A.Ş’ye ait işyerinde çalıştığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı .....nın davalı ..... Örme Tekstil San. Ve Tic. A.Ş’ye ait işyerinde çalışması esnasında 2015 yılı Ağustos ayına ilişkin prime esas kazanç miktarının 3.035,23 brüt ücret olduğunun TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL karar ve ilam harcının davalı .......Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş'den alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 88,80 TL'nin davalı ..... Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş'den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı ..... Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş'den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı .... Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş' kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı .......Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş'ye verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 361,50 TL tebligat gideri, 2,05 TL müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 106,75 TL Dosya Masrafı olmak üzere toplam 1.170,30 TL yargılama giderinin kabul-red durumuna göre 585,15 TL'sinin davalı ....... Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş'den alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı...... Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş tarafından yapılan 132,50 TL tebligat gideri, 0,50 TL müzekkere gideri, 114,00 TL talimat masrafı ve 35,00 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 282,00 TL yargılama giderinin kabul-red durumuna göre 141,00 TL'sinin davacıdan alınarak davalı ...... Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş'ye verilmesine, bakiyesinin davalı ...... Örme Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş üzerinde bırakılmasına,
9-Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde 7036 sayılı kanun madde 7uyarınca istinafyolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2023
Kâtip 271819 Hâkim 233717
E-İmzalıdır E-İmzalıdır
 
Bu konuda İSTANBUL da bir avukat arıyorum?

İstanbul da bir avukatla anlaşmak istiyorum.
 
Üst Alt