İLİŞKİLERDEKİ İŞKENCE
Kapı aralıktır zaten .. Kapı size aralanmıştır.. Siz kapıdan ne kadar meraklı gözlerle girerseniz, kapıyı aralık bırakanda o kadar meraklıdır.. Bir o kadarda ürkektir her ikiside..
Gelen şunun için gelsin ..
Gördüğüm kişi benim için şu olsun..
Benim yaşamda her şeyim tam ancakkkkkkk, şuda olsa çok iyi olacak..
Bu dost olsa harika olur..
Bu sevgili olsa ne güzel olur..
Bu arkadaş olsa enfes bir şey olur..
Bununla o güzel zaman geçirilir..
Bununla en güzel düşünce paylaşımlarımı yaparım ben..
Amma eğlenceli..
Amma bonkör..
Amma çevresi geniş..
Amma salak, vur ensesine ulan bunun..
Ulan bundan bir halt olmaz..
Ulan dalgamı geçeyim..
Her ikisi de ürkektir başlangıçta.. Fakat kapı aralık bırakılmıştır ve kapıya biri gelmiştir açık kapıyı görünce.. Genelde yukarıdaki kodlamalarla karşılanır yeni insanlar.. Kısa zamanda nefrete dönüşür ilişkilerin büyük çoğunluğu.. Çünkü kafada yaratılan, düşlenen, kodlanan insan asla gelen insan değildir.. O gelen insan yavaş yavaş yaşanılıp, keşfedilip, öğrenilmek yerine kafanda yaratılan insanla karşılaştırılır.. Kıyaslanır ve nefret edilir..
İnsanlar belli yaştan sonra yeni olan hiçbir şey kazanamazlar.. Çünkü karşısındaki insanı yaşamak niyetinde değildirler.. Boşlukları doldurmak için malzeme olarak görürler..
Gerçek insanı tanımak, öğrenmek genç işidir.. Yanlış anlaşılmasın genç yaşla ilgili kavram değil.. İnsanın beyninin kalıplarla kodlanmadan önceki halidir.. Kodlanmamış kafa gelen insanı önce kafasında yaratıp, sonra yarattığı insana uymadı diye yerden yere vurmaz.. Gelen insanı yaşar ve onunla devam edecekse onu kafasında bir yere koyar.. O asla değişmez yada birlikte değişirler..
Gelen insanı baştan bir yere koymayın.. Ya kapılarınızı kapatın sımsıkı.. Ölün içerde havasızlıktan.. Ya gözünüz açık kapılarda olmasın.. Yada kafanızda yarattığınız insan olmaya zorlamayın kimseyi.. Yaşam öğretir onun kim olduğunu size..
Haaaaa sakın unutmayın, gelen insanda sizi kafasında bir yerlere koymuştur.. Bunu kırıp atmadan almayın kimseyi içeriye.. İlişkilerdeki işkence budur işte..
Kapı aralıktır zaten .. Kapı size aralanmıştır.. Siz kapıdan ne kadar meraklı gözlerle girerseniz, kapıyı aralık bırakanda o kadar meraklıdır.. Bir o kadarda ürkektir her ikiside..
Gelen şunun için gelsin ..
Gördüğüm kişi benim için şu olsun..
Benim yaşamda her şeyim tam ancakkkkkkk, şuda olsa çok iyi olacak..
Bu dost olsa harika olur..
Bu sevgili olsa ne güzel olur..
Bu arkadaş olsa enfes bir şey olur..
Bununla o güzel zaman geçirilir..
Bununla en güzel düşünce paylaşımlarımı yaparım ben..
Amma eğlenceli..
Amma bonkör..
Amma çevresi geniş..
Amma salak, vur ensesine ulan bunun..
Ulan bundan bir halt olmaz..
Ulan dalgamı geçeyim..
Her ikisi de ürkektir başlangıçta.. Fakat kapı aralık bırakılmıştır ve kapıya biri gelmiştir açık kapıyı görünce.. Genelde yukarıdaki kodlamalarla karşılanır yeni insanlar.. Kısa zamanda nefrete dönüşür ilişkilerin büyük çoğunluğu.. Çünkü kafada yaratılan, düşlenen, kodlanan insan asla gelen insan değildir.. O gelen insan yavaş yavaş yaşanılıp, keşfedilip, öğrenilmek yerine kafanda yaratılan insanla karşılaştırılır.. Kıyaslanır ve nefret edilir..
İnsanlar belli yaştan sonra yeni olan hiçbir şey kazanamazlar.. Çünkü karşısındaki insanı yaşamak niyetinde değildirler.. Boşlukları doldurmak için malzeme olarak görürler..
Gerçek insanı tanımak, öğrenmek genç işidir.. Yanlış anlaşılmasın genç yaşla ilgili kavram değil.. İnsanın beyninin kalıplarla kodlanmadan önceki halidir.. Kodlanmamış kafa gelen insanı önce kafasında yaratıp, sonra yarattığı insana uymadı diye yerden yere vurmaz.. Gelen insanı yaşar ve onunla devam edecekse onu kafasında bir yere koyar.. O asla değişmez yada birlikte değişirler..
Gelen insanı baştan bir yere koymayın.. Ya kapılarınızı kapatın sımsıkı.. Ölün içerde havasızlıktan.. Ya gözünüz açık kapılarda olmasın.. Yada kafanızda yarattığınız insan olmaya zorlamayın kimseyi.. Yaşam öğretir onun kim olduğunu size..
Haaaaa sakın unutmayın, gelen insanda sizi kafasında bir yerlere koymuştur.. Bunu kırıp atmadan almayın kimseyi içeriye.. İlişkilerdeki işkence budur işte..