Insanın değeri..

Yatalak bir hasta için biçilen değer:

Gözler = 200.000 dolar
Kalp = 500.000 dolar
Karaciğer = 200.000 dolar
Böbrekler = 150.000 dolar
Kollar = 400.000 dolar
Ayaklar = 400.000 dolar
Beyin = 500.000 dolar
Kulaklar = 150.000 dolar
Saçlar = 100.000 dolar
Dişler = 100.000
Güzel bir yüz = 400.000 dolar
Dil = 150.000 dolar
Burun = 150.000 dolar

Vücüdun geri kalan kısmı için =1.000.000 dolar
İnsan olmanın bedeli( işin içinde kurbağa, maymun, timsah, hamam böceği olabilme ihtimali de var.. sonuçte yaratılış ve ilahi tercih meselesi) = 1.000.000.000.000.000....

Şimdi tekrer canlı ve aktif bir hayat için bir sigorta şirketi size bu parayı sağlasa ve günlük kazancınızın bir bölümü ile bunu ödeseniz bunu kaç yılda ödersiniz.?

Her sağlıklı insan gece yatınca yatalak hale gelir ve sabah uyanınca tekrar sağlıklı hale gelir ve bu paha biçilmez özelliklere bürünür. Kendisine bu paha biçilmez ozellikleri verene 24 saatinden ne kadarını ayırması gerekir.? Teşekkür ve minnet borcunu nasıl ifade eder?

Bu özelliklere sahip olan insan emaneten aldığı bu vucudun organlarının hastalığında bile dünya kadar para harcar borçlanır..
Bir topraktan yaratılan,sonra ruh verilen,estetik olarak yaratılan canlıların en güzeli insanın değeri sayılarlarla ifade edilemez de..edilmeye kalkışılsa sahibine karşı nasıl şükranlarımızı ifade ederiz.?..Varın gerisini siz düşünün..

hüseyin19

Mevlananin cevap verdigi kisa ve öz insanin degeri nedir? Aradigi seydir....

Gurbetli..
insanın maddi boyutunun manevi boyutu maddi değerlerle ifade edilemez.

Kâinâtın gözde varlığı olması sebebiyle insan, her ne kadar bir hamur teknesi uzunluğunda olsa da, Mevlânâ’nın ifâdesiyle her şeyden ve her varlıktan yücedir.
Mevlânâ’nın gözünde her insan değerlidir. Hele insan iyilik aradı mı; hayır peşine düştü mü onda kötülük kalmaz.
Aşk ehli insandan hayır da sâdır olabilir şer de. Sen onun hayrına ve şerrine değil, himmetine bak.

Doğan kuşu fare avlarsa, kendisi bembeyaz ve süslü olsa da, bayağıdır. Bu ifâdelerden Mevlânâ’nın insanları zaaflarına değil, niyet ve himmetlerine göre değerlendirdiği anlaşılmaktadır.

Mevlânâ’ya göre insan sûrette küçük bir âdem; hakikatte en büyük âlem. Görünüşte dal meyvenin aslıysa da aslında dal meyve için var olmuştur.

İnsan bütün özellikleriyle değerli, hayatı da bu yüzden kıymetli. Mevlânâ insanın değerini anlatmanın zorluğunu şöyle ifâde etmektedir: “İnsan değer bakımından arştan da üstündür. İnsan hayâle, düşünceye sığmayacak kadar büyüktür. Bu bahâ biçilmez insanın gerçek değerini söylesem ben de yanarım, dünyâ da.” Ama ne yazık ki zavallı insan kendini tanıyamadı. Çok ötelerden ezel âleminden geldi.

Bu noksanlar âlemine, bu kirli dünyaya düştü. İnsan kendisini ucuza sattı. O çok değerli atlas bir kumaş gibi idi, tuttu kendini bir hırkaya yama yaptı.
İnsanın kendini tanıması, insanlığının farkında olması, insanlığın değerini anlamasının temel şartıdır. Allah’a giden yol da insanın içinden ve gönlünden geçmektedir.

bir insanin degeri mali mülkü ile bicilmez bu devirde ama öyle biciyorlar mali mülkü var ise o insan insan yerine koyuluyor malesef....bir insanin degeri karakteri ahlaki egitimi kültür bakisi ve takvadir benim düsüncem...gerisi hava civadir ...

[SIZE=3]

[SIZE=2][/SIZE][SIZE=2]Bir kimyagerin araştırmalarına göre insanın değeri komik denecek kadar düşük olup âdeta sudan ucuzdur. Çünkü vücudumuzda yedi kalıp sabun üretebilecek kadar yağ orta boy bir çivi yapacak kadar demir ancak bir kahve fincanını dolduracak kadar şeker küçük bir tavuk kümesini boyayacak kadar kireç iki bin kibriti yakacak ya da ufak bir topun atımına yetecek kadar fosfor bulunmaktadır.

Madde itibarıyla bu kadar ucuz olduğu halde tek bir organını bile dünyalara değişmeyen insan kendisine verilen bu değerin kıymetini bilmeli ve yine kendisini kainatın dilenciliğinden kurtarıp bütün mahlukatın en şereflisi olarak yaratan Zat’a karşı şükür ve kulluk vazifelerini yerine getirmelidir. Aksi takdirde gerçek değeri günün birinde kokuşmaya ve çürümeye mahkum birkaç kilo et bir miktar kan ve bir yığın kemikten ibaret kalacaktır.


____________


DÜnyadakİ TÜm İnsanlarin Hacmİ Bİr Kesme Sekerin Dortte Bİrİ Kadar....


Dünyada 6 milyar insan olsun.
[/SIZE][SIZE=2]
[/SIZE][SIZE=2]Her biri de ortalama 60 kilo.

BUSH dese ki; “Ben yeni bir dünya düzeni kuruyorum. Ben ve ekibim dışındaki tüm insanları presleyip okyanusa atacağım.”

Herkesi silah zoruyla ölü veya diri Sahra Çölü’nde toplasa ve maksimum güçlü bir pres makinesiyle sıkıştırsa tüm insanlar ne kadar yer kaplar?

...

Bir protonun kütlesi bir elektronun kütlesinin 1842 katıdır.

Bir nötronun kütlesi ise bir proton ile bir elektronun kütlelerinin toplamı kadardır.

Çekirdekte proton ve nötronlar bulunur.

Bir atomda protonlarla elektronların sayıları eşittir.

Nötronların sayısı ise proton ve elektronlardan fazladır.

Öyleyse çekirdeğin kütlesi elektronların kütleleri toplamından 1842 x 2 = 3684 kattan daha fazla büyüktür.

Yani neredeyse tüm ağırlık çekirdektedir.

Öyleyse insanları “ısıtıp” da elektronlarını uzaklaştırabilirsek hem kütlede bir değişiklik olmaz hem de aradaki boşluk kapanır.

Bir atom çekirdeğinin yarıçapı 10 üzeri (- 13) cm kadardır.

Atomun çapı ise 10 üzeri (eksi sekiz) cm kadardır. (Elektronların döndüğü yörüngenin çapı)

İki şeklin benzerlik oranı; 10 üzeri (eksi sekiz) bölü 10 üzeri (–13) = 10 üzeri 5 olur.

Tüm kütlenin toplandığı çekirdeğin hacminin atomun toplam hacmine oranı benzerlik oranının kübüdür. (10 üzeri 5’in kübü = 10 üzeri 15)

Demek ki gerçek bir sıkıştırmayla insanların hacmi 10 üzeri 15’de bir oranında azaltılabilir.

Yani 1 gram gelen bir madde sıkıştırılarak 10 üzeri 15 gram yani 1 milyar ton gelir.

Zaten nötron yıldızları da bu şekilde oluşmaktadır.

O halde 6 milyar insanı ortalama 60 kilogramdan çarparak tüm insanların toplam kütlesi bulunur.

Çıkan sayı da 1 milyar tona bölünerek gerçek hacim santimetre küp cinsinden bulunur.

Yani 023 olarak.

BİR KESME ŞEKERİN DÖRTTE BİRİ KADAR!

...

Hey Allah’ım ne kadar da büyüksün!

Bu kadar az maddeden milyarlarca düşünen insan yarattın da herkes içini dolu sanıyor!" [/SIZE][SIZE=2] [/SIZE][/SIZE][SIZE=2]
[/SIZE]
[SIZE=2] [/SIZE]

[SIZE=3] [SIZE=2][/SIZE][/SIZE]......

[SIZE=3] [/SIZE].....

İnsan Eşrefi mahlukattır yaratılmışların en değerlisidir tabi bu değeri zaman içinde kendi belirler

gurbetli

maddi olarak insan konumunu çok güzel açıklamışsın.insanı insan yapan ruhudur. ruh çıkınca kokuşmaya başlar. en çok sevilen kişi bile sevdiğinin yanında cansız kalıp ölürse, 3-4 günde kokusundan hasta olup yatağa düşer. bir an önce gömüp o kokudan kurtulmak ister.

o kadar tatlı dilli, güler yüzlü ölüp preslense, demek ki bir kesme şekerin dörtte biri kadar yapar. hayret bir çayı bile tatlandıramaz.. insan kendini ne sanıyor bee..nerede krallar, nemrutlar, fiiravunlar..?.

yasemin sena
senin bu sözlerin aklıma ismet özelin şu şiirini getirdi

[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Verdana]Amentü[/FONT][FONT=Verdana]

[/FONT][FONT=Verdana]İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.

Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmıyacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için
bana deha değil
belgeler gerekli
kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
gençken
peşpeşe kaç gece yıllarca
acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım
bilmezdim neden bazı saatler
alaturka vakitlere ayarlı
neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
yazgı desem
kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma
Tokat
aklıma bile gelmezdi
babam onbeşli olmasa.

.....................................

[/FONT]

Türkiye de insan bedenine ve ruhuna hizmet eden 1250 hastahane , 6450 sağlık ocağı, 80 bin doktor var ama sağlıklı kalmasına yetmiyor.
Bir yandan insan hastalık üretiyor bir yandan hastalıklarla mücadele ediyor.Hastalanmayıp makam mevki sahibi olunca kral diktatör hatta kendini ilah zannediyor. Hastalanıp bir köşede kalınca kendini cümlenin sonundaki nokta kadar bile göremiyor.İnsan hava alamazsa ölür, aldığı havayı veremezse yine ölür,su içmezse ölür içtiği suyu çıkaramazsa ölür. yemek yeyemezse ölür yediklerini çıkaramazsa yine ölür.insanın hayatı pamuk ipliğine bağlı ama gel gör ki ne bitmek tükenmek bilmeyen arzularla donatılmış..

[FONT=Verdana]
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı.... güzel şiir....[/FONT]

gerçekten ismet özel güzel yazar..

ne diyeyim şimdi, ne yazayım ben sana...