Bilindiğï gibi kadınlar belli dönemlerinde fıtratları gereği adet görürler bu bazen 36,60,84 gün tutar ortalamalarla yıllık süreç. bu konuda onların ellerinde olan bir şey olmayıp Allahın onların yaratışında var ettiğï bir durumdur.Konu islamın birçok tabiilerince yıllarca rivayetlere istinaden uygulanmıştır bu konudaki rivayetlere bir bakalım.
(Sahih bir rivayette Âişe validemizden şöyle naklediliyor: Ümm-ü Habibenin devamlı kanaması olurdu, hiç temizlik görmezdi. Durumu Resûlullaha (aleyhissalâtu vesselam) söylenmişti. Efendimiz şöyle buyurdular:
لَيْسَتْ بِالْحَيْضَةِ وَلٰكِنَّهَا رَكْضَةٌ مِنْ الرَّحِمِ لِتَنْظُرْ قَدْرَ قَرْئِهَا الَّت۪ي كَانَتْ تَح۪يضُ لَهَا فَلْتَتْرُكِ الصَّلَاةَ ثُمَّ تَنْظُرْ مَا بَعْدَ ذٰلِكَ فَلْتَغْتَسِلْ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ وَلْتُصَلِّ
Bu, hayız değildir, rahimin bir rahatsızlığıdır. Normal zamanda hayız kanının geldiği kirlilik müddetine baksın. Her ay o müddet boyunca namazını terk etsin. Sonra bu müddet çıkınca her namaz vaktinde yıkansın ve namazını kılsın.
Ayrıca Nesaîde şöyle bir ilave de vardır:
أمَرَنَا أنْ تَتْرُكَ الصَّلَاةَ قَدْرَ اقْرَائِهَا وَحَيْضَتِهَا وَتَغْتَسِلَ وَتُصَلِّيَ فَكَانَتْ تَغْتَسِلُ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ
Ümmü Habibeye (radıyallahu anhâ) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam), (Her ayda) hayız olup kirli bulunduğu kadar namazı terk etmesini, sonra yıkanıp namazını kılmasını emretti. O, her namaz vaktinde yıkanırdı.
Konuyla ilgili bir diğer rivayet şöyledir: Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) zamanında bir kadının kanaması vardı. Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ), bunun hükmünü, onun adına Resûlullaha (aleyhissalâtu vesselam) soruverdi. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
لِتَنْظُرْ عَدَدَ الْاَيَّامِ وَاللَّيَالِي الَّت۪ي كَانَتْ تَح۪يضُ ف۪يهَا مِنَ الشَّهْرِ قَبْلَ أنْ يُص۪يبَهَا الَّذ۪ي أصَابَهَا فَلْتَتْرُكِ الصَّلَاةَ قَدْرَ ذٰلِكَ مِنَ الشَّهْرِ فَإذَا خَلَّقَتْ ذٰلِكَ فَلْتَغْتَسِلْ ثُمَّ لِتَسْتَثْفِرْ بِثَوْبٍ ثُمَّ لِتُصَلِّ
İstihâze kanı başlamazdan önce, bir ay içerisinde, kaç gün ve gece hayız kanı gelmekte olduğuna baksın, her ay o kadar müddette namazı terketsin. Bu zaman çıkınca hemen yıkansın ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargı yaparak namazını kılsın.
Konuyla ilgili Âişe Validemizin (radıyallahu anhâ) mevlâsı Mercâne şu rivayeti nakletmiştir:
وَعَنْ مَرْجَانَةَ مَوْلَاةَ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَا قَالَتْ كَانَ النِّسَاءُ يَبْعَثْنَ إِلٰى عَائِشَةَ بِالدُّرْجَةِ ف۪يهَا الْكَرْسُفُ ف۪يهِ الصُّفْرَةُ مِنْ دَمِ الحَيْضِ يَسْألْنَهَا عَنِ الصَّلَاةِ فَتَقُولُ تَعْجَلْنَ حَتّٰى تَرَيْنَ الْقُصَّةَ الْبَيْضَاءَ تَعْنِي الطُّهْرَ
Kadınlar Hz. Âişeye (radıyallahu anhâ) içerisinde pamuk bulunan bez (veya kap) gönderirlerdi. Bu pamuklar hayız kanıyla sarı lekeler taşırdı. (Bu safhada) namaz kılınıp kılınmayacağını sorarlardı. Hz. Âişe (radıyallahu anhâ): Beyaz akıntıyı görünceye kadar acele etmeyin! diye cevap verirdi. Beyaz akıntıdan temizliği kastederdi.
Bir başka rivayette ise Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), kadınlarının dinlerinin eksik olduğunu söylediğinde bunun sebebini sormuşlar, Efendimiz de şöyle cevap vermiştir:
وَتَمْكُثُ اللَّيَال۪ي مَا تُصَلّ۪ي وَتُفْطِرْنَ ف۪ي رَمَضَانَ فَهٰذَا نُقْصَانُ الدّ۪ينِ
Hayız dönemlerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Bu durum onların dinlerinin eksik oluşunun ifadesidir.
Evet, kadınlar âdet bittikten sonra oruçlarını kaza ederler fakat namazlarını kaza etmezler. Konuyla ilgili Buhârî ve Müslimde geçen bir rivayet şöyledir:
وَعَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَا أَنَّ امْرَأَةً قَالَتْ لَهَا أَتُجْز۪ي إحْدَانَا صَلَاتُهَا إذَا طَهُرَتْ؟ فَقَالَتْ: أحَرُورِيَّةٌ أنْتِ؟ كُنَّا نَح۪يضُ مَعَ النَّبِيِّ فَنُؤْمَرُ بِقَضَاءِ الصَّوْمِ وَلَا نُؤْمَرُ بِقَضَاءِ الصَّلَاةِ
Hz. Âişenin (radıyallahu anhâ)anlattığına göre bir kadın kendisine: Temizlendiğimiz zaman kıldığımız mutad namaz bize yeter mi, (hayızlı iken kılamadıklarımızın kazası gerekir mi) diye sormuş, o da şu cevabı vermiştir: Sen Harûriyye (Hâricî) misin? Biz Resûlullahla (aleyhissalâtu vesselam) beraberken âdet gördüğümüzde, tutamadığımız oruçları kaza etmemizi söylerdi, fakat namazların kazasını söylemezdi.
Hikmet olarak da namazın çokluğundan dolayı zor geleceği, orucun ise sene boyunca kolaylıkla kaza edilebileceği ifade edilmiştir.
Âişe validemizin ifadelerinde geçen Harûriyye, Kûfenin bir köyü olan Harûrâya mensup kişiler demektir. Harûrâ, Hz. Ali döneminde fitne çıkaran Haricilerin ilk toplandığı yerdir. Âişe Validemizin Harûriyye demesinden maksat Hâricîlerdir. Hâricîler, kadının âdet günlerinde kılmadıkları namazları sonradan kaza etmeleri gerektiğine inanıyorlardı. Âişe validemizin bir maksadı da şu olabilir: Hâricîlerin dinde gereksiz teferruata girmeleri gibi sen de mi gereksiz teferruatlara giriyorsun. Onlar bu yüzden dinden çıkıp gittiler.
Nesaî, tahâret 135; Ahmet b. Hanbel, Müsned, 6/128 (24016).
Nesâî, hayz 2, 3, 4; Ayrıca bkz: Buhârî, hayz 26; Müslim, hayz 64, 66; Ebû Dâvud, tahâret 111; Tirmizî, tahâret 96.
Muvatta, tahâret 105; Ebû Dâvud, tahâret 108; Nesâî, hayz 134.
Buhârî, hayz 19; Muvatta, tahâret 97.
Buhârî, hayz 6, zekât 44; Müslim, küsûf 17; Nesâî, küsûf 17; Muvatta, küsûf 2.
Aliyyül-Kârî, Feth-u Bâbil-İnâye, 1/138.
Buhârî, hayz 20; Müslim, hayz 67; Ebû Dâvud, tahâret 105; Tirmizî, taharet 97; savm 68; Nesâî, hayz 17; savm: 64.
Aliyyül-Kârî, Feth-u Bâbil-İnâye, 1/138.
Aliyyül-Kârî, Feth-u Bâbil-İnâye, 1/138.
Rivayetleri kaynakları ile buraya aldım.aralarından en dikkat çekicisi Hayız dönemlerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Bu durum onların dinlerinin eksik oluşunun ifadesidir. rivayet edildiği söylenen böyle bir sözü kuranın tanıttığı resulullah a.s bunu söylermi,( kuran okumanın men edilmesini rivayetlerde görmedim) hangi kurani referansla söyler ?bu hiç mi düşünülmedi kaldıki bu bi eksiklik değil.Allah eksikmi yaratmış,eksik olan ne imiş.şimdi konuya tıbben bakalım bu ne aralıkta oluyor,ne anlama geliyor.
(Regl nedir?, regl döngüsü sağlıklı kadınlarda 21-28 gün arasında olmaktadır. Adet döngüsü; tüm bayanları ilgilendiren ve düzenli olması genel sağılığı da alâkadar eden bayansal çevrim zamanlarıdır. Adet düzenli olduğu vakit yumurtlamanın düzenli olduğu düşünülür ve doğurganlık döneminde bebek sahibi olabilmek daha kolay görünmektedir. Aylık çevrim her bayanda farklı zamanları ifade edebilir. Genetik faktörler, hormonsal sebepler yahut başka rahatsızlıklardan dolayı bu zamanda farklılıklar olabilir. Bazı bayanlarda normal olarak döngü 40 günde bire kadar çıkabilmektedir. Her hangi bir nedene bağlı olmaksızın düzen bu şekilde sağlanmışsa bu döngü vücuda zarar vermeyecek ve rutini bu şekilde olacaktır.
Regl Dönemi Ve Bu Süreçte Yaşananlar;
Kadınlar genç kızlık dönemlerinde (ortalama 10-15 yaşlarında iken) rahim iç tarafında gelişmiş bir yumurta ile adet dönemine başlarlar. Döllenme olmadığı vakit rahim iç tarafında bulunan ve yapışan tabaka, damarlar aracılığı ile beslenir. Gelişimini tamamlayan yumurta hücresi yerini yeni gelecek olan dokuya teslim ederek dökülmeye başlar ve bu süreçte kadın bedeninden dışarı kan atılır. Atılan bu kan adet kanı olarak bilinir ve yerini yeni ayki döngüye bırakmak üzere vücutta görevini bitirerek son bulur. Bu periyot menstruasyon sürecidir ve menopoz dönemine kadar düzenli olması beklenir.)
Görüyoruz ki bu kadınlar için belli yaşlarda başlayıp belli yaş aralığına kadar süren rutin periyoduk bir durum.Şimdide konuyla ilgili ayetlere bakalım rabbimiz bu konu ne demiş bize istisnalar neler,hangi şartlarda ne yapmalıyız.
ABDEST VE NAMAZ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.
Maide 6
Bu ayete baktığımızda iman edenlere (erkek -kadın ayrımı istisna yok) namaz için kalktığında yani harekete geçildiğinde ne yapmamız,yani bildiğimiz adıyla nasıl abdest alacağımız bize öğretilir.
1-yüz ve dirseklere kadar ellerin yıkanması,başlara ve her iki topuğa kadar ayakların mesh edilmesi. Abdest böyle alın diyor Allah.
2-cünüp halinde temizlenmek yani yıkanmak,eğer hastalık,yolculuk ve ayak yolu yani tuvalete gidilmişse yada kadınlara temas edilmişse(bu durum normal bi değmek değil şehevi bir temas tahrik sonucu erkekte oluşan durum)
3-su bulunamamışsa böyle bir durumda toprakla teyemmüm; yüz ve ellere o topraktan sürmek.
Bütün bu sayılanlara baktığımızda namaza kalkılacağı zaman nasıl abdest alacağımız ve namaza yaklaşmaya mani durumların ne olduğu(nisa 42. Ayette sorhoş iken ne dediğinizi bilinceye kadar yaklaşmayın denir ve orada sarhoşlık cünüplükle beraber zikredilir) bu durumlarda ne yapılması gerektiği rabbimiz tarafından teferuatıyla beyan edilmiş ayetin son cümlelerindeki gerekçede bize güçlük çıkarmamak,bizi temizlemek ve üzerimizdeki nimetini tamamlamak istediği ve şükretmemiz için sonuçlandırılmıştır.
Sonuç ; burada kadınların özel durumları,onların durumlarının engelliği ile ilgili hiç bir ifade bulunmamaktadır.
ORUÇ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
(Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'ân onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz.
Bakara 183,185
Hitap yine erkek-kadın ayrımı,istisnası yapılmadan iman edenlere.
1- orucun farz kılınması sadece bu ümmete değil geçmiş ümmetlerdede emredilen,farz kılınan bir uygulama oluşu ve gerekçesi bizlerin takvalı olması.
2- sayılı günler, oruç tutmaya engel durumlarda hasta ve yolculuk(eğer kadınlar orucu özel günlerini hastalık olarak değerlendirip tutmuyorsa,bu kez şöyle bir soru olur namazda böyle bir şey yok.peki ikiside mi ? )durumları oruca engel teşkil ediyorsa (tabi bu yolculuğu o dönemde düşündüğümüzde develer ve kervanlarla yapılan sıcak ve meşakkatli yolculuklar vardı.artık günümüzde kara,hava ve deniz ulaşımlarının ne kolay olduğu düşünülürse bu durum oruca engel değildir, ama istisna zor durumlarda yine sonra telafi edilebileceği tutulmayan gün kadar tutmak) hastalık halide kişinin kendi gücü nispetince insan bunu kendisi anlar ,tutup tutamıyacağına bakılır eziyet edilmez çünkü sonra bu telafi edilir tutulmayan gün sayısı tutulur. Ona zor dayanan,ama gerçekten zor dayananlar,bu hastalık ,buna bağlı zorunlu ve sürekli ilaç kullanımı bünyenin getirdiği zayıflık.böyle bir durumda buna karşılık fidye verme gerekliliği,fidye vermekte,artırmakta kendisi için hayırlı oluşu, fakat bütün bu ruhsatlara rağmen Allah oruç tutmamızın daha hayırlı olduğunu söyler eğer bilirsek,bilmemiz için.
3-bu sayılı günlerde ,ramazan ayında ve o insanlar için hidayet ve furkan(doğruyu yanlıştan ayırma ölçüsü) kuranın inmeye başladığı/indirildiği ve bizden ona şahit olan ne yapıcak onda sayılı günler olan orucunu ayetlerdeki istisnalar yoksa (hastalık,yolculık, durumlarında tutulmayan gün kadar diğer günlerde tutulması)yada fidye ile gereği yapılacak,bütün bu detaylar,kolaylaştırmalar bize hidayetini gösterdiğinden sayıyı tamamlamamız,ve Allahı tekbir etmemiz (sadece dil ile değil hayatın her safhasında hem dil,hem yaşamımızla tekbir etmek,tek büyük onu bilip haykırmak tek büyüğün gönderdiği dini yaşayarak.yani iman ve salih amel)çünkü o bize hidayetini göstermiş ve kolaylık dilemiş zorluk dilememiş ,bizi yolumuzu göstermemek gibi birşey yapmamış,sonuç bütün bunları okuyup gereğini yapmalı şükrederek.
Sonuç ; oruçla ilgili bahsede baktığımız vakit yine kadınların özel durumuyla ilgili tek bir şey yoktur engel veya sonra tutulması ile ilgili.yazının içindede yazdığım gibi eğer bu hastalıksa peki bu durum hastalık mı yoksa pis bir durum mu? Çünkü ikisindede her halükarda ayet içerisinde olmazsa olurunu Allah göstermiş ve kolaylaştırmış,zorlaştırmamıştır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: 'O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.'
Bakara 222
Belliki dönemin müminleri bu konuda resulullaha a.s soru soruyor kadınların aybaşı hallerini ve Allah, resulune de ki ;`diyerek bunun cevabını kendisi beyan ediyor.
1- o yani aybaşı durumu kadınlar için rahatsızlık (metinde اَذًىۙ /yani eza şeklinde geçer).peki bu hallerde ne yapılır,onlardan uzak durulur,ne zamana kadar? Temizlenmelerine kadar çünkü bu ilişki için temiz bir durum değil.
2- temizlendikleri vakitte Allahın emrettiği,yani bilinen yerden( yanlış yerlerden,hayvani ve sapıkça değil)
3- Allah tevvabdır,rahimdir
Bismillâhirrahmânirrahîm
Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim.
Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.
Elbette bu, bir Kur'an-ı Kerim'dir.
Saklanmış-korunmuş bir kitapta (yazılı)dır.
Ona, temizlenip-arınmış olanlardan başkası dokunamaz.
Alemlerin Rabbinden indirilmedir.
Vakıa 75,80
Konuyla ilgili son olarak erkek ,kadın abdestsiz kuran okuyamıyacağı düşüncesi.kuran indiği döneme baktığımızda bu ayetler döneminde kayıt altına alınmaya başlanmış ancak henüz kuran bildiğimiz iki kapak arasında mushaf halinde değildi.şimdi bu ayetlere tek tek baktığımızda.
1- yıldızların yerlerine yemin Allah kuranın pek çok yerinde bunu kullanmakta ve eğer bunu bilirsek bu büyük bir yemindir(bugün her bir yıldız gezegenin ve buradan galaksilerin kendi yerlerinde hareket ettiği düşünülürse bu ince ve hassas dengenin önemi kavranabilir.)
2- bu elbette kurani kerimdir,nerde,nereden? Saklanmış korunmuş kitap.(bunun kuranın birçok ayetinde levhi mahfuz olarak geçer,kitabın anası onun katındadır(rad 39)
3-ona yani hu zamiri bi önceki cümleye gider yani korunmuş ,muhafazada olan kitaba mutahher,temiz olanlardan başkası temas edemez (abese 13,16)zamanın müşriklerinin iddia ettiğï gibi o şeytan sözü değildir (şuara 210,212)alemlerin rabbindendir.
Yazının maksadı,`maksadımı aşacak şeyler yazıp Allahın üzerine onun demediği gibi bir şey isnad etmek değil haşa.zaten sadece konuyla ilgili rivayetler ve ayetleri iradelere sunup eğer böyle bir namaz,oruç ve kuran okumada kadınların yıllık şu kadar bi zaman bunlardan uzak kalması.hatta inanışa göre kadınların böyle durumularında bunları yapmaları haram olarak adledilmiş !şunu sormak isterim bu kitap Allahın kitabı,helal ve haramlarının,emir ve nehiylerinin bulunduğu,hüküm kitabı ,dinimizin içinde oldu kitap değil mi ?Allah tahrim suresinde resulüne a.s Allahın helal kıldığı birşeyi eşlerinin rızasını gözeterek haram kılması hakkındaki uyarıları belli(tahrim 1,5 bkz).buradanda baktığımızda resulde olsa kullarının hayatlarında hüküm koymak onların ilahları,gerçek,hak ilah ve rableri olan Allaha aittir ve helal ve haramda dahil bunları Allah koyar resul burada Allahtan aldığı vahyi önce kendisi tatbik eder ve insanlarada bunu duyurur beyan eder.yoksa Allah ayrı resul ayrı hüküm koyar bu apaçık şirktir !kitap ehlinin yaptığı uçurucu bir tasavvurun yansımasıdır. Kadınlar bu dönemde hiç mi ezbere sure okumaz,dua etmez,Allahı anmaz,hamd ve şükretmez, bunlarda kulluğun gereklerinden değilmidir diğer yasaklar gibi ?son olarak Allah namaz için gerekli şartların ne olduğunu,oruç için neler olduğunu, özel durumlarda kadınlarla ilgili uzak durmanın ne olduğu apaçık belirtmiştir konu sadece ilişki için bir temizlik ve kadınlar için bu süreç ezadır bu durumlarda onlardan uzak kalınır temizleninceye kadar. Konuyla ilgili bir nas yoktur ve onlar uzak kalmaz namaz,oruç,kurandan yani Allahtan..
(had ve sınırımı aşíp heva ve hevesimle konuşmaktan Allahın demediğï birşeyi demekten ona sığınır ondan mağfiret dilerim)
(Sahih bir rivayette Âişe validemizden şöyle naklediliyor: Ümm-ü Habibenin devamlı kanaması olurdu, hiç temizlik görmezdi. Durumu Resûlullaha (aleyhissalâtu vesselam) söylenmişti. Efendimiz şöyle buyurdular:
لَيْسَتْ بِالْحَيْضَةِ وَلٰكِنَّهَا رَكْضَةٌ مِنْ الرَّحِمِ لِتَنْظُرْ قَدْرَ قَرْئِهَا الَّت۪ي كَانَتْ تَح۪يضُ لَهَا فَلْتَتْرُكِ الصَّلَاةَ ثُمَّ تَنْظُرْ مَا بَعْدَ ذٰلِكَ فَلْتَغْتَسِلْ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ وَلْتُصَلِّ
Bu, hayız değildir, rahimin bir rahatsızlığıdır. Normal zamanda hayız kanının geldiği kirlilik müddetine baksın. Her ay o müddet boyunca namazını terk etsin. Sonra bu müddet çıkınca her namaz vaktinde yıkansın ve namazını kılsın.
Ayrıca Nesaîde şöyle bir ilave de vardır:
أمَرَنَا أنْ تَتْرُكَ الصَّلَاةَ قَدْرَ اقْرَائِهَا وَحَيْضَتِهَا وَتَغْتَسِلَ وَتُصَلِّيَ فَكَانَتْ تَغْتَسِلُ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ
Ümmü Habibeye (radıyallahu anhâ) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam), (Her ayda) hayız olup kirli bulunduğu kadar namazı terk etmesini, sonra yıkanıp namazını kılmasını emretti. O, her namaz vaktinde yıkanırdı.
Konuyla ilgili bir diğer rivayet şöyledir: Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) zamanında bir kadının kanaması vardı. Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ), bunun hükmünü, onun adına Resûlullaha (aleyhissalâtu vesselam) soruverdi. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
لِتَنْظُرْ عَدَدَ الْاَيَّامِ وَاللَّيَالِي الَّت۪ي كَانَتْ تَح۪يضُ ف۪يهَا مِنَ الشَّهْرِ قَبْلَ أنْ يُص۪يبَهَا الَّذ۪ي أصَابَهَا فَلْتَتْرُكِ الصَّلَاةَ قَدْرَ ذٰلِكَ مِنَ الشَّهْرِ فَإذَا خَلَّقَتْ ذٰلِكَ فَلْتَغْتَسِلْ ثُمَّ لِتَسْتَثْفِرْ بِثَوْبٍ ثُمَّ لِتُصَلِّ
İstihâze kanı başlamazdan önce, bir ay içerisinde, kaç gün ve gece hayız kanı gelmekte olduğuna baksın, her ay o kadar müddette namazı terketsin. Bu zaman çıkınca hemen yıkansın ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargı yaparak namazını kılsın.
Konuyla ilgili Âişe Validemizin (radıyallahu anhâ) mevlâsı Mercâne şu rivayeti nakletmiştir:
وَعَنْ مَرْجَانَةَ مَوْلَاةَ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَا قَالَتْ كَانَ النِّسَاءُ يَبْعَثْنَ إِلٰى عَائِشَةَ بِالدُّرْجَةِ ف۪يهَا الْكَرْسُفُ ف۪يهِ الصُّفْرَةُ مِنْ دَمِ الحَيْضِ يَسْألْنَهَا عَنِ الصَّلَاةِ فَتَقُولُ تَعْجَلْنَ حَتّٰى تَرَيْنَ الْقُصَّةَ الْبَيْضَاءَ تَعْنِي الطُّهْرَ
Kadınlar Hz. Âişeye (radıyallahu anhâ) içerisinde pamuk bulunan bez (veya kap) gönderirlerdi. Bu pamuklar hayız kanıyla sarı lekeler taşırdı. (Bu safhada) namaz kılınıp kılınmayacağını sorarlardı. Hz. Âişe (radıyallahu anhâ): Beyaz akıntıyı görünceye kadar acele etmeyin! diye cevap verirdi. Beyaz akıntıdan temizliği kastederdi.
Bir başka rivayette ise Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), kadınlarının dinlerinin eksik olduğunu söylediğinde bunun sebebini sormuşlar, Efendimiz de şöyle cevap vermiştir:
وَتَمْكُثُ اللَّيَال۪ي مَا تُصَلّ۪ي وَتُفْطِرْنَ ف۪ي رَمَضَانَ فَهٰذَا نُقْصَانُ الدّ۪ينِ
Hayız dönemlerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Bu durum onların dinlerinin eksik oluşunun ifadesidir.
Evet, kadınlar âdet bittikten sonra oruçlarını kaza ederler fakat namazlarını kaza etmezler. Konuyla ilgili Buhârî ve Müslimde geçen bir rivayet şöyledir:
وَعَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَا أَنَّ امْرَأَةً قَالَتْ لَهَا أَتُجْز۪ي إحْدَانَا صَلَاتُهَا إذَا طَهُرَتْ؟ فَقَالَتْ: أحَرُورِيَّةٌ أنْتِ؟ كُنَّا نَح۪يضُ مَعَ النَّبِيِّ فَنُؤْمَرُ بِقَضَاءِ الصَّوْمِ وَلَا نُؤْمَرُ بِقَضَاءِ الصَّلَاةِ
Hz. Âişenin (radıyallahu anhâ)anlattığına göre bir kadın kendisine: Temizlendiğimiz zaman kıldığımız mutad namaz bize yeter mi, (hayızlı iken kılamadıklarımızın kazası gerekir mi) diye sormuş, o da şu cevabı vermiştir: Sen Harûriyye (Hâricî) misin? Biz Resûlullahla (aleyhissalâtu vesselam) beraberken âdet gördüğümüzde, tutamadığımız oruçları kaza etmemizi söylerdi, fakat namazların kazasını söylemezdi.
Hikmet olarak da namazın çokluğundan dolayı zor geleceği, orucun ise sene boyunca kolaylıkla kaza edilebileceği ifade edilmiştir.
Âişe validemizin ifadelerinde geçen Harûriyye, Kûfenin bir köyü olan Harûrâya mensup kişiler demektir. Harûrâ, Hz. Ali döneminde fitne çıkaran Haricilerin ilk toplandığı yerdir. Âişe Validemizin Harûriyye demesinden maksat Hâricîlerdir. Hâricîler, kadının âdet günlerinde kılmadıkları namazları sonradan kaza etmeleri gerektiğine inanıyorlardı. Âişe validemizin bir maksadı da şu olabilir: Hâricîlerin dinde gereksiz teferruata girmeleri gibi sen de mi gereksiz teferruatlara giriyorsun. Onlar bu yüzden dinden çıkıp gittiler.
Nesaî, tahâret 135; Ahmet b. Hanbel, Müsned, 6/128 (24016).
Nesâî, hayz 2, 3, 4; Ayrıca bkz: Buhârî, hayz 26; Müslim, hayz 64, 66; Ebû Dâvud, tahâret 111; Tirmizî, tahâret 96.
Muvatta, tahâret 105; Ebû Dâvud, tahâret 108; Nesâî, hayz 134.
Buhârî, hayz 19; Muvatta, tahâret 97.
Buhârî, hayz 6, zekât 44; Müslim, küsûf 17; Nesâî, küsûf 17; Muvatta, küsûf 2.
Aliyyül-Kârî, Feth-u Bâbil-İnâye, 1/138.
Buhârî, hayz 20; Müslim, hayz 67; Ebû Dâvud, tahâret 105; Tirmizî, taharet 97; savm 68; Nesâî, hayz 17; savm: 64.
Aliyyül-Kârî, Feth-u Bâbil-İnâye, 1/138.
Aliyyül-Kârî, Feth-u Bâbil-İnâye, 1/138.
Rivayetleri kaynakları ile buraya aldım.aralarından en dikkat çekicisi Hayız dönemlerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Bu durum onların dinlerinin eksik oluşunun ifadesidir. rivayet edildiği söylenen böyle bir sözü kuranın tanıttığı resulullah a.s bunu söylermi,( kuran okumanın men edilmesini rivayetlerde görmedim) hangi kurani referansla söyler ?bu hiç mi düşünülmedi kaldıki bu bi eksiklik değil.Allah eksikmi yaratmış,eksik olan ne imiş.şimdi konuya tıbben bakalım bu ne aralıkta oluyor,ne anlama geliyor.
(Regl nedir?, regl döngüsü sağlıklı kadınlarda 21-28 gün arasında olmaktadır. Adet döngüsü; tüm bayanları ilgilendiren ve düzenli olması genel sağılığı da alâkadar eden bayansal çevrim zamanlarıdır. Adet düzenli olduğu vakit yumurtlamanın düzenli olduğu düşünülür ve doğurganlık döneminde bebek sahibi olabilmek daha kolay görünmektedir. Aylık çevrim her bayanda farklı zamanları ifade edebilir. Genetik faktörler, hormonsal sebepler yahut başka rahatsızlıklardan dolayı bu zamanda farklılıklar olabilir. Bazı bayanlarda normal olarak döngü 40 günde bire kadar çıkabilmektedir. Her hangi bir nedene bağlı olmaksızın düzen bu şekilde sağlanmışsa bu döngü vücuda zarar vermeyecek ve rutini bu şekilde olacaktır.
Regl Dönemi Ve Bu Süreçte Yaşananlar;
Kadınlar genç kızlık dönemlerinde (ortalama 10-15 yaşlarında iken) rahim iç tarafında gelişmiş bir yumurta ile adet dönemine başlarlar. Döllenme olmadığı vakit rahim iç tarafında bulunan ve yapışan tabaka, damarlar aracılığı ile beslenir. Gelişimini tamamlayan yumurta hücresi yerini yeni gelecek olan dokuya teslim ederek dökülmeye başlar ve bu süreçte kadın bedeninden dışarı kan atılır. Atılan bu kan adet kanı olarak bilinir ve yerini yeni ayki döngüye bırakmak üzere vücutta görevini bitirerek son bulur. Bu periyot menstruasyon sürecidir ve menopoz dönemine kadar düzenli olması beklenir.)
Görüyoruz ki bu kadınlar için belli yaşlarda başlayıp belli yaş aralığına kadar süren rutin periyoduk bir durum.Şimdide konuyla ilgili ayetlere bakalım rabbimiz bu konu ne demiş bize istisnalar neler,hangi şartlarda ne yapmalıyız.
ABDEST VE NAMAZ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.
Maide 6
Bu ayete baktığımızda iman edenlere (erkek -kadın ayrımı istisna yok) namaz için kalktığında yani harekete geçildiğinde ne yapmamız,yani bildiğimiz adıyla nasıl abdest alacağımız bize öğretilir.
1-yüz ve dirseklere kadar ellerin yıkanması,başlara ve her iki topuğa kadar ayakların mesh edilmesi. Abdest böyle alın diyor Allah.
2-cünüp halinde temizlenmek yani yıkanmak,eğer hastalık,yolculuk ve ayak yolu yani tuvalete gidilmişse yada kadınlara temas edilmişse(bu durum normal bi değmek değil şehevi bir temas tahrik sonucu erkekte oluşan durum)
3-su bulunamamışsa böyle bir durumda toprakla teyemmüm; yüz ve ellere o topraktan sürmek.
Bütün bu sayılanlara baktığımızda namaza kalkılacağı zaman nasıl abdest alacağımız ve namaza yaklaşmaya mani durumların ne olduğu(nisa 42. Ayette sorhoş iken ne dediğinizi bilinceye kadar yaklaşmayın denir ve orada sarhoşlık cünüplükle beraber zikredilir) bu durumlarda ne yapılması gerektiği rabbimiz tarafından teferuatıyla beyan edilmiş ayetin son cümlelerindeki gerekçede bize güçlük çıkarmamak,bizi temizlemek ve üzerimizdeki nimetini tamamlamak istediği ve şükretmemiz için sonuçlandırılmıştır.
Sonuç ; burada kadınların özel durumları,onların durumlarının engelliği ile ilgili hiç bir ifade bulunmamaktadır.
ORUÇ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
(Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'ân onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz.
Bakara 183,185
Hitap yine erkek-kadın ayrımı,istisnası yapılmadan iman edenlere.
1- orucun farz kılınması sadece bu ümmete değil geçmiş ümmetlerdede emredilen,farz kılınan bir uygulama oluşu ve gerekçesi bizlerin takvalı olması.
2- sayılı günler, oruç tutmaya engel durumlarda hasta ve yolculuk(eğer kadınlar orucu özel günlerini hastalık olarak değerlendirip tutmuyorsa,bu kez şöyle bir soru olur namazda böyle bir şey yok.peki ikiside mi ? )durumları oruca engel teşkil ediyorsa (tabi bu yolculuğu o dönemde düşündüğümüzde develer ve kervanlarla yapılan sıcak ve meşakkatli yolculuklar vardı.artık günümüzde kara,hava ve deniz ulaşımlarının ne kolay olduğu düşünülürse bu durum oruca engel değildir, ama istisna zor durumlarda yine sonra telafi edilebileceği tutulmayan gün kadar tutmak) hastalık halide kişinin kendi gücü nispetince insan bunu kendisi anlar ,tutup tutamıyacağına bakılır eziyet edilmez çünkü sonra bu telafi edilir tutulmayan gün sayısı tutulur. Ona zor dayanan,ama gerçekten zor dayananlar,bu hastalık ,buna bağlı zorunlu ve sürekli ilaç kullanımı bünyenin getirdiği zayıflık.böyle bir durumda buna karşılık fidye verme gerekliliği,fidye vermekte,artırmakta kendisi için hayırlı oluşu, fakat bütün bu ruhsatlara rağmen Allah oruç tutmamızın daha hayırlı olduğunu söyler eğer bilirsek,bilmemiz için.
3-bu sayılı günlerde ,ramazan ayında ve o insanlar için hidayet ve furkan(doğruyu yanlıştan ayırma ölçüsü) kuranın inmeye başladığı/indirildiği ve bizden ona şahit olan ne yapıcak onda sayılı günler olan orucunu ayetlerdeki istisnalar yoksa (hastalık,yolculık, durumlarında tutulmayan gün kadar diğer günlerde tutulması)yada fidye ile gereği yapılacak,bütün bu detaylar,kolaylaştırmalar bize hidayetini gösterdiğinden sayıyı tamamlamamız,ve Allahı tekbir etmemiz (sadece dil ile değil hayatın her safhasında hem dil,hem yaşamımızla tekbir etmek,tek büyük onu bilip haykırmak tek büyüğün gönderdiği dini yaşayarak.yani iman ve salih amel)çünkü o bize hidayetini göstermiş ve kolaylık dilemiş zorluk dilememiş ,bizi yolumuzu göstermemek gibi birşey yapmamış,sonuç bütün bunları okuyup gereğini yapmalı şükrederek.
Sonuç ; oruçla ilgili bahsede baktığımız vakit yine kadınların özel durumuyla ilgili tek bir şey yoktur engel veya sonra tutulması ile ilgili.yazının içindede yazdığım gibi eğer bu hastalıksa peki bu durum hastalık mı yoksa pis bir durum mu? Çünkü ikisindede her halükarda ayet içerisinde olmazsa olurunu Allah göstermiş ve kolaylaştırmış,zorlaştırmamıştır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: 'O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.'
Bakara 222
Belliki dönemin müminleri bu konuda resulullaha a.s soru soruyor kadınların aybaşı hallerini ve Allah, resulune de ki ;`diyerek bunun cevabını kendisi beyan ediyor.
1- o yani aybaşı durumu kadınlar için rahatsızlık (metinde اَذًىۙ /yani eza şeklinde geçer).peki bu hallerde ne yapılır,onlardan uzak durulur,ne zamana kadar? Temizlenmelerine kadar çünkü bu ilişki için temiz bir durum değil.
2- temizlendikleri vakitte Allahın emrettiği,yani bilinen yerden( yanlış yerlerden,hayvani ve sapıkça değil)
3- Allah tevvabdır,rahimdir
Bismillâhirrahmânirrahîm
Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim.
Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.
Elbette bu, bir Kur'an-ı Kerim'dir.
Saklanmış-korunmuş bir kitapta (yazılı)dır.
Ona, temizlenip-arınmış olanlardan başkası dokunamaz.
Alemlerin Rabbinden indirilmedir.
Vakıa 75,80
Konuyla ilgili son olarak erkek ,kadın abdestsiz kuran okuyamıyacağı düşüncesi.kuran indiği döneme baktığımızda bu ayetler döneminde kayıt altına alınmaya başlanmış ancak henüz kuran bildiğimiz iki kapak arasında mushaf halinde değildi.şimdi bu ayetlere tek tek baktığımızda.
1- yıldızların yerlerine yemin Allah kuranın pek çok yerinde bunu kullanmakta ve eğer bunu bilirsek bu büyük bir yemindir(bugün her bir yıldız gezegenin ve buradan galaksilerin kendi yerlerinde hareket ettiği düşünülürse bu ince ve hassas dengenin önemi kavranabilir.)
2- bu elbette kurani kerimdir,nerde,nereden? Saklanmış korunmuş kitap.(bunun kuranın birçok ayetinde levhi mahfuz olarak geçer,kitabın anası onun katındadır(rad 39)
3-ona yani hu zamiri bi önceki cümleye gider yani korunmuş ,muhafazada olan kitaba mutahher,temiz olanlardan başkası temas edemez (abese 13,16)zamanın müşriklerinin iddia ettiğï gibi o şeytan sözü değildir (şuara 210,212)alemlerin rabbindendir.
Yazının maksadı,`maksadımı aşacak şeyler yazıp Allahın üzerine onun demediği gibi bir şey isnad etmek değil haşa.zaten sadece konuyla ilgili rivayetler ve ayetleri iradelere sunup eğer böyle bir namaz,oruç ve kuran okumada kadınların yıllık şu kadar bi zaman bunlardan uzak kalması.hatta inanışa göre kadınların böyle durumularında bunları yapmaları haram olarak adledilmiş !şunu sormak isterim bu kitap Allahın kitabı,helal ve haramlarının,emir ve nehiylerinin bulunduğu,hüküm kitabı ,dinimizin içinde oldu kitap değil mi ?Allah tahrim suresinde resulüne a.s Allahın helal kıldığı birşeyi eşlerinin rızasını gözeterek haram kılması hakkındaki uyarıları belli(tahrim 1,5 bkz).buradanda baktığımızda resulde olsa kullarının hayatlarında hüküm koymak onların ilahları,gerçek,hak ilah ve rableri olan Allaha aittir ve helal ve haramda dahil bunları Allah koyar resul burada Allahtan aldığı vahyi önce kendisi tatbik eder ve insanlarada bunu duyurur beyan eder.yoksa Allah ayrı resul ayrı hüküm koyar bu apaçık şirktir !kitap ehlinin yaptığı uçurucu bir tasavvurun yansımasıdır. Kadınlar bu dönemde hiç mi ezbere sure okumaz,dua etmez,Allahı anmaz,hamd ve şükretmez, bunlarda kulluğun gereklerinden değilmidir diğer yasaklar gibi ?son olarak Allah namaz için gerekli şartların ne olduğunu,oruç için neler olduğunu, özel durumlarda kadınlarla ilgili uzak durmanın ne olduğu apaçık belirtmiştir konu sadece ilişki için bir temizlik ve kadınlar için bu süreç ezadır bu durumlarda onlardan uzak kalınır temizleninceye kadar. Konuyla ilgili bir nas yoktur ve onlar uzak kalmaz namaz,oruç,kurandan yani Allahtan..
(had ve sınırımı aşíp heva ve hevesimle konuşmaktan Allahın demediğï birşeyi demekten ona sığınır ondan mağfiret dilerim)