Kalp- gönül..

Kalp sadece kanı pompalayan ;kirli kanı temiz kana çeviren bir organ değildir.

Kalp eşdeş olarak kalp=sahte anlama da gelir. Kalp para,sahte para gibi.Eş anlamlı kelimesi gönül olan kalp, insanlığın merkezidir.

Gönülden olmayan arkadaşlık, kardeşlik, fedekarlık kalpten gelen sahte, çakma arkadaşlık, kardeşliktir..

Yapma gülücükler, güvensiz davranışlar ve göz kaymaları, güvensiz, tedirgin el hareketleriyle ortaya çıkar..

Bize kalbi değil, gönülden arkadaşlar hayat verir. Bizler de onlara..Gönül kalpleşince her şey maddiyata döner. tüm insani değerlerin bir fiyatı olur.İlişkiler faydacı anlayış içerisinde şekillenir.

Kalbi bir kişilik fiziğe,gönüllü bir kişilik ruha hizmet eder.

Yapılan hatalardan rahatsız olan bir gönül; insan olmaya doğru atılmış kutsal bir adımdır.

Her sözünde bir taş, bir kaya taşıyan, kırmadık gönül, yıkmadık çam bırakmayan ve bundan tınlamayan varlık ise, insan olmayı bırakmış kütükleşmeye, odunlaşmaya doğru yelken açmış başıboş bir takadır.

Alabildiğince hırçın dalgalar onu beklemektedir..
hüseyin19

Tessekürler güzel yazi olmus Kalp..Gönül..
Kirmanin kadini erkegi olurmu?erkek veya kadin nefark eder?ama kalp kirmanin müslümani kafiri olur Peygamber Efendimiz (sav) ne buyurdu Bir müminin kalbini kiran 70 defa Kaabeyi yikmis gibi olur...Rabbim bizlere nasip etmesin ins...

gurbetli
tabi ki kadın erkek fark etmez.kalp kırmak cam gibidir onarsan da izi kalır.kalp kırmak için değil kalp kazanmak için mücadele etmek gerekir.

[FONT=Verdana]sevgili der ki:

vucutta bir et parçası vardır o sağlam olursa tüm vücut sağlam olur ; o bozuk olursa tüm vücut bozuk olur ..biliniz ki o kalptir[/FONT]

[FONT=Verdana]kalp vucudun hükümdarıdır o bozuk olunca tüm vucutta bozuk olur..[/FONT]

Kalp kırmak ne kadar onarılmaz dense de affetmek de erdemdir. En mükemmeli tabii ki kırıcı olmamaktır ancak biz insanlarız hata yapmaya muktedir varlıklarız kuşkusuz ki hata yapıp yapıp özür dilemek ne kadar anlamsız ise yapılan hataları yürekten kopup gelen özürle kapatmak ta insanlığın gereğidir diye düşünüyorum. Ben de istemeden altı-yedi ay öncesinde birisini kırdım ama kırdıktan sonra inanın 5 gün üzüntüden uyuyamadım benim de hatam var mı diye... Karşımdaki insan da bana hakaret ederek üzmüştü bu arada yanında bulunan insan fitnelik yaparak olayı daha da büyüterek ayyuka çıkardı. Adamı öylesine doldurmuş ki, anlamıyor musun bilerek yaptı diye ortayı iyice bozgun yerine çevirdi karşı tarafta beni yaraladı ve bu davranışından zarar gördüm ancak Allah'a yalvardım ve onu affettim ben de her şeye yeniden başlayıp ona karşı son derece hoşgörülü davranmaya başladım fakat arkadaşım her fırsatını buldukça beni iğnelemeye devam ediyor bu çatışmadan en çok benim zarar gördüğümü bile bile ara sıra iğnelerini batırmaya devam ediyor çün ki benim gerçekten üzüldüğümü biliyor. Yine de diyorum ki, Allah büyüktür ve onu ıslah edecektir.

kul hatayla vardır. hatayı bilmek onu onarmaya çalışmak erdemli bir davranıştır. lakin kalp kırıldı mı onarılsa da iz bırakıyor be soner.hele de iftiraya uğramışsan ve insanlar seni ön yargıyla yıkmışsa..kalbinde kuzey anadolu fay fattı gibi bir kırık oluşur.

Kardeşim aynen tam dediğin duruma düştüm. Ben insanların arkasından konuşmaktan nefret ettiğim için tarafsız bir davranış sergilerim. Zaten giden idareyle aramız iyi değildi yani resmi takılırdık bu çoğu zaman benim tercihimdir ancak bir arkadaşımız yeni gelen idarenin gözüne girmek için yalan gerçek insanlar hakkında konuşmaya başladı aslında kendisi onlarla sıkı fıkı iken isimler vererek aramıza fitnelik soktu. Ben tüm bunları gözardı ederek nasıl olsa şahısların değil devletin işini yapıyorum diyerek tüm okların arasında işime devam ettim. Bu kadar çalışmama rağmen bana güvenilmeyen ortamda içim yana yana işime odaklandım. Suçlandım çünki giden idare samimi bile değilken saatlerce mesai saatlerinin dışında da çalıştığımdan bana Başarı Belgesi düzenlemişti. Hem çalıştım hem hakaret işittim ben küçülürken fitneliğiyle büyüyen arkadaş artık yeter Allah'ım diyerek izin aldığımda yerime bakmış hiç hakkı yok iken ve o kadar taviz aldığı amirime isterseniz onu başlatmayın ben Soner'in işine bakabilirim demiş. Kendisi Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışıyor ancak bu hizmet sınıfında çalışmayı gurur meselesi yapıyordu nasıl olduysa Sevgili Amirlerim öyle şey olmaz diyebilmişler. Ben bu olaylar olurken kendimi Kaşağı'daki iftiraya uğramış çocuğa benzetiyordum. Allah indinde zulme uğrayanların duası daha çabuk kabul olurmuş derler amirimin teki insafa geldi artık bugün sen epeydir çok yoruldun benden sana üç gün izin dedi. Bilemiyorum geç gelen adalet ne kadar adalettir ama Allah bir nefes kadar yakındır gönülden çağırana.Yaklaşık 8 aydır inanın sabrımı o kadar sınadım ve kalben o kadar gözyaşı döktüm ki bir Allah bir de ben biliyorum. Kul hakkı kadar zordur amirin çalışanlarına hakkı, hakkaniyeti, adaleti. Eğer insan bir insanı doldurmak isterse neler söylemez ki, ar damarı çatlamışsa. Ancak hatalı yazdığı bir kağıdı bile yırtarken devlet malına ve ormana zarar verdim diye üzülen, mesai mefhumu göstermeden çalışan onun bunun adamı olmak yerine sadece tarafsız olduğu ve başkaları hakkında dedikodu yapmadığı için birisi bana laf taşıyorsa benden de ona taşıyordur mantığıyla gıybet dinlemeyen sadece işine odaklandığı için cezalandırılan ancak benim de belki suçum vardır diyerek inanın 5 gün sabaha kadar uyumayan ancak sabır her şeyden üstündür diyerek sadece Allah'tan yardım isteyen bir insan zannederim ki, kırgınlıkların ve iftiranın bedelini en ağır şekilde ödemiştir...

üzüldüm yavv şimdi..sen doğru ol eğri belasını bulur. günümüz öyle maalesef eğri olsan tutarlar ok gibi doğru olsan atarlar demişler..ama ben süreç içersinde doğrunun hep kazandığını, eğrinin de hep kaybettiğini gördüm..'' la tehsen..(üzülme) Allah kalbi kırıklarla beraberdir..

Arkadaşım Ömer Hayyam zannedersem bu şekildeydi dizeleri "Kötülüğe kötülükle cevap verirsen senin kötüden ne farkın kalır ki," (veya içeriği böyleydi) aslında birçok şeyi anlatıyor. Bu dünya imtihan dünyası iyiliklerle olduğu kadar kötülükle de mücadele ediyoruz fakat nihayetinde kuluz işte yetkilerimin birer birer elimden alındığı bir akşam içimden öylesine bir yakardım ki, Allah'ım herşeyi sen görüyorsun sana havale ediyorum bunları dedim. Sabah işe gittiğimde birisi korkunç mal kaybıyla kaza geçirmişti Allah'a şükür can kaybı yoktu. Bundan sonra dualarımda ise beni onlardan gelecek zararlardan koru ve onları ıslah et sen büyüksün Yüce Rabbim diye dua ediyorum. Şükür teki insafa geldi artık davranışlarında üzgün olduğunu hissediyorum ve hatta hatasını bana imtiyazlar vererek kapatmaya çalışıyor. Önemli olan insanların hatalarının bilincine varmaları yoksa Allah herşeyi bilen ve görendir. İnşallah haksız yere kalben döktüğüm bu gözyaşlarının bedeli bu kadarla sınırlı kalır.

Çünki ben hiç kimseyi devreye koymadan sadece Allah'a yalvararak yardım istedim. Karşımdaki insanlar ne yazık ki Allah'tan korkusu olmayan kuldan da utanmayan insanlardı. Dolduruşla hareket edeceklerine daha kolay yolu insanları tanımayı tanıdıktan sonra yargılamayı denememişlerdi. Ne diyeyim ki, Yüce Rabbim sen büyüksün sen çok büyüksün senden korkmayanları ıslah et bizleri nefislerimize uydurup şerre yöneltme bizi sevgin ve merhametinden yoksun bırakma. Zira biz sadece sana kulluk ederiz...

''Çünki ben hiç kimseyi devreye koymadan sadece Allah'a yalvararak yardım istedim''

sen işi çozmüşsün.. tüm insanlar Allah ın kuludur ve o isterse kalpleri bir anda çevirir..daima öyle düşün..bak sorunlar tere yağından kıl çeker gibi çözülür..

cok güzel ve cok doğru.

İşte bir gönül insanı daha..tşk yaprak.. inşallah güle,meyveye dönersin..

Her sözünde bir taş, bir kaya taşıyan, kırmadık gönül, yıkmadık çam bırakmayan ve bundan tınlamayan varlık ise, insan olmayı bırakmış kütükleşmeye, odunlaşmaya doğru yelken açmış başıboş bir takadır.

çok anlamlı bir kavrayış. kalp kırmak bence telafisi en zor olan davranıştır. izi kaldığına çok tanıklık yaptım ayrıca deprasif durumlar oluşturur.