Dondurulmuş patates dilimleri gibi kafalar taşırız bedenlerimiz en tepe noktasında.
zirveye ulaşmışcasına seviniriz donmuş kafamızın çözüldüğü anlarda.
kendime yakıştıramadıgım bu sevinci yok edercesine keşkelerle başlayan cumleler mitralyoz gibi dudaklarımın arasından çıkıverir
ellerim hemen ağzımı kapatmak ister duyma keşkeleri der zihnim
keşke der ofis arkadaşım keşke bi kahve olsada içsek der. işte o an keskin bir nişancının namlusundan çıkmışcasına kulağımdan içeri girer keşke kelimesi ve eski sega atarilerindeki storm karakterinin silahı gibi tekrar dondurur zihnimi
neden bu kadar çok keşke cumlesi kullanırız?
zirveye ulaşmışcasına seviniriz donmuş kafamızın çözüldüğü anlarda.
kendime yakıştıramadıgım bu sevinci yok edercesine keşkelerle başlayan cumleler mitralyoz gibi dudaklarımın arasından çıkıverir
ellerim hemen ağzımı kapatmak ister duyma keşkeleri der zihnim
keşke der ofis arkadaşım keşke bi kahve olsada içsek der. işte o an keskin bir nişancının namlusundan çıkmışcasına kulağımdan içeri girer keşke kelimesi ve eski sega atarilerindeki storm karakterinin silahı gibi tekrar dondurur zihnimi
neden bu kadar çok keşke cumlesi kullanırız?