[FONT=Tahoma][SIZE=3]Yıllardır kullanıyorum adımı, ezberledim.
Fakat unutmam isteniyor adımı.
Sadece adımı da değil, her şeyimi unutmam isteniyor.
Oysa ezbere biliyorum ben kendimi,
sıyrılamam ki bana yaşatılanlardan,
bana yüklediğiniz rolden.
Biliyorum haklısınız, karşılığım yok benim.
Yokmuşum gibi yaşamalıyım. Peki, kabul
fakat teslim olmuyorum, pes etmeyeceğim,
hiçbir şeyim olmasa da, muhalif yasamaya devam edeceğim.
Yok saydıysanız da ben önemsiyorum sizi.
Yitik olsam da, sadece kendim için değil, sizin için de iç çekeceğim,
hayallerimde siz de olacaksınız mutlaka.
Sizin için de taşıyacağım bana yüklediklerinizi.
Şikayet etmeyeceğim, tasalanmayacağım.
Biliyorum, siz de seviyorsunuz beni
ama ağır geliyorum biliyorum,
biliyorum esirgemezsiniz hayırlı temennilerinizi.
Vicdanınızdan çıkardığınızda günahınız da kalmaz,
bağışlarsınız kendinizi, bağışlarsınız nur yüzlerinizle.
Duygularınız, hisleriniz aldatmaz sizi.
Duyularınız da aldatmaz,
mantığınızla kavradınız algılarsınız beni.
İdrakiniz tamdır, güveniyorum size,
belirsiz bırakmadınız beni,
ürkütmediniz kendinizi ,
masallara vaatlere inanmadınız,
güdüleriniz yanıltmadı sizi.
En iyisi olanı, benim için siz seçtiniz ben seçmedim.
Güvendim size, kandım, sorgusuz kanıyorum.
Başkasının adıyla, ben olmadan yokmuşum gibi yaşıyorum,
taklit ederek davranışlarınızı.
Kimim ben, tam olamadım,
yetemedim kendime ve başkasına da.
Yokum şimdi, istediğiniz gibi.
Benden öncekiler de yok, adları yok.
Hepsi mezarsız tarihin çöplüğünde yitik.
Kimse tanımıyor onları. Onlar nasıl sevdi, nasıl gülerlerdi,
nasıl itaat ederlerdi size, kurallarınıza, yasalarınıza?
Nasıl susarlardı yüreklerindeki hücrede?
Arzularını, özlemlerini, tutkularını nasıl kilide vururlardı?
Ben de gömüyorum şimdi kendimi kendi ellerimle,
sizin istediğiniz gibi, olmayan kendime danışmadan,
reddedilerek yitik yıldızın gölgesinde…
Levent Sarıtaş[/SIZE][/FONT]
Fakat unutmam isteniyor adımı.
Sadece adımı da değil, her şeyimi unutmam isteniyor.
Oysa ezbere biliyorum ben kendimi,
sıyrılamam ki bana yaşatılanlardan,
bana yüklediğiniz rolden.
Biliyorum haklısınız, karşılığım yok benim.
Yokmuşum gibi yaşamalıyım. Peki, kabul
fakat teslim olmuyorum, pes etmeyeceğim,
hiçbir şeyim olmasa da, muhalif yasamaya devam edeceğim.
Yok saydıysanız da ben önemsiyorum sizi.
Yitik olsam da, sadece kendim için değil, sizin için de iç çekeceğim,
hayallerimde siz de olacaksınız mutlaka.
Sizin için de taşıyacağım bana yüklediklerinizi.
Şikayet etmeyeceğim, tasalanmayacağım.
Biliyorum, siz de seviyorsunuz beni
ama ağır geliyorum biliyorum,
biliyorum esirgemezsiniz hayırlı temennilerinizi.
Vicdanınızdan çıkardığınızda günahınız da kalmaz,
bağışlarsınız kendinizi, bağışlarsınız nur yüzlerinizle.
Duygularınız, hisleriniz aldatmaz sizi.
Duyularınız da aldatmaz,
mantığınızla kavradınız algılarsınız beni.
İdrakiniz tamdır, güveniyorum size,
belirsiz bırakmadınız beni,
ürkütmediniz kendinizi ,
masallara vaatlere inanmadınız,
güdüleriniz yanıltmadı sizi.
En iyisi olanı, benim için siz seçtiniz ben seçmedim.
Güvendim size, kandım, sorgusuz kanıyorum.
Başkasının adıyla, ben olmadan yokmuşum gibi yaşıyorum,
taklit ederek davranışlarınızı.
Kimim ben, tam olamadım,
yetemedim kendime ve başkasına da.
Yokum şimdi, istediğiniz gibi.
Benden öncekiler de yok, adları yok.
Hepsi mezarsız tarihin çöplüğünde yitik.
Kimse tanımıyor onları. Onlar nasıl sevdi, nasıl gülerlerdi,
nasıl itaat ederlerdi size, kurallarınıza, yasalarınıza?
Nasıl susarlardı yüreklerindeki hücrede?
Arzularını, özlemlerini, tutkularını nasıl kilide vururlardı?
Ben de gömüyorum şimdi kendimi kendi ellerimle,
sizin istediğiniz gibi, olmayan kendime danışmadan,
reddedilerek yitik yıldızın gölgesinde…
Levent Sarıtaş[/SIZE][/FONT]