Acaba diye düşündüm,günün birinde bir insan yavrusunun dünyaya gelmesine vesile olsam onuda severmiyim sen gibi veya sahiplenirmiyim,bunları düşündüm çıplak gecenin altında yıldızların ışığında.Romantik miydim ? yapma arada insan böyle olmalı kalbiyle düşünmeli,görmeli ve yüreğiyle sevmeli.
Ne zaman geldiğini hatırlamıyorum kusura bakma,doğuştan allah vergisi yeteneksizliğim bu,özel tarihleri unutmak,bilirsin sevgililerimin çoğuyla bu yüzden kavga ettik,bana sorumsuzsun dediler oysa ki menekşeyi hiç susuz bırakmamıştım o zamana kadar,seni de bırakmadım arada çay bile döküyorum unuttun mu ?
Ama nasıl geldiğini biliyorum,tüm olayı kapıdan girene bir tane daha fazla ürün aldırmak olan tiyatronun yan oyuncularından biriydin.Sarı bir filede üç arkadaştınız yada dışarıdan öyle gözüküyordu.Üç aynı arkadaş fabrika üretimi gibi,satış algısı için ne diğerlerinden küçük,ne de büyük hakkaten nasıl başardılar o işi,
Senin olduğun fileyi almıştım,sanırım kader.Çıkarken çikolata bölümüne bakmıştık hatırlarsın aldanıp o büyülü havaya,bitter için vasatlardı ama, ülker filan hep birşey eksik tadlarda,
Aslında belli bir düşkünlüğüm yoktu önceden,şeker atmamaya başladıktan beri tad vermesi dışında çaylarıma,ortadan keserken sen düştün küçücüktün ama kırışık sanki bin yılın bilgeliğini taşır gibiydin,ilk gördüğümde anlamıştım seni seveceğimi,ilk defa resmini gördüğüm bir kadını sevebileceğimi hissettiğim gibi,sonra yanına sana benzer biri daha düştü ama sadece benzer ,sen değil.Bu arada şunu da ifade etmeliyim verdiğin tad kötüydü çaya.Hayır abartmıyorum hep aynısını kullanıyorum çayın ama sende o tad yoktu Her kötü şeye yahudi ürünü diyen zihniyetten olsaydım senide yahudi domatesiyle akraba olmakla itham ederdim,oysa ki sahtekar bir müslümanın vaktinden önce toplayıp kimyasalla sararttığı bir öksüzdün,çok sarıydın ya doğada o renk tonu bile yok,ama yine de sevdim ben seni,
Seni yeni evine koydum,ve üstüne ıslak pamuk,bu okulda öğrendiğim bir numaraydı,fasulyelerle yapardım koku dayanılmaz olana kadar ama.Bir de karlofça antlaşmasının tarihini öğrenmiştim ama onu sonra anlatcam sana,koca bir ömür ve iki şey,okul neydi ben kimdim ne anlamı vardı,tamam sustum,
Bir hafta geçmişmiydi filiz haline gelmen,herhalde o kadar bir zaman,sabah olduğunu hatırlıyorum o küçük camın önündeydin,güneş ışığı hafif hafif vuruyordu seni ısıtmak için,güzeldi demi bende seviyorum o camın önünü,okulun gürültüsü olmadığı zamanlar,Ne güzel parlıyordun yemyeşil ve küçücük.Hey demiştin git ve toprak hazırla içimde bir his var kocaman bir ağaç olmalıyım,hadi fırla hala burdasın.O zaman hayal etmiştim seni büyüdüğünü yemyeşil ve sapsarı halini ama doğal sarı,güzel olacaktı herşey,heyecanlıydım ne zaman büyüyecektin ,sabırsız değiiimde ne bileyim büyü işte diye bekledim o an göz açıp kapayıncaya kadar,
Devamını sonra yazcam,seninle konuşmaya başladıktan beri ciddi ruhsal problemlerim olduğu konusunda şüphelerim var şaka yaptım ,önceden de böyleydim,hey tamam asma suratını,birşeyler okumalıyım devamını anlatcam ama söz,hadi sende dinlen bütün gün büyümeye uğraşıyorsun....
Ne zaman geldiğini hatırlamıyorum kusura bakma,doğuştan allah vergisi yeteneksizliğim bu,özel tarihleri unutmak,bilirsin sevgililerimin çoğuyla bu yüzden kavga ettik,bana sorumsuzsun dediler oysa ki menekşeyi hiç susuz bırakmamıştım o zamana kadar,seni de bırakmadım arada çay bile döküyorum unuttun mu ?
Ama nasıl geldiğini biliyorum,tüm olayı kapıdan girene bir tane daha fazla ürün aldırmak olan tiyatronun yan oyuncularından biriydin.Sarı bir filede üç arkadaştınız yada dışarıdan öyle gözüküyordu.Üç aynı arkadaş fabrika üretimi gibi,satış algısı için ne diğerlerinden küçük,ne de büyük hakkaten nasıl başardılar o işi,
Senin olduğun fileyi almıştım,sanırım kader.Çıkarken çikolata bölümüne bakmıştık hatırlarsın aldanıp o büyülü havaya,bitter için vasatlardı ama, ülker filan hep birşey eksik tadlarda,
Aslında belli bir düşkünlüğüm yoktu önceden,şeker atmamaya başladıktan beri tad vermesi dışında çaylarıma,ortadan keserken sen düştün küçücüktün ama kırışık sanki bin yılın bilgeliğini taşır gibiydin,ilk gördüğümde anlamıştım seni seveceğimi,ilk defa resmini gördüğüm bir kadını sevebileceğimi hissettiğim gibi,sonra yanına sana benzer biri daha düştü ama sadece benzer ,sen değil.Bu arada şunu da ifade etmeliyim verdiğin tad kötüydü çaya.Hayır abartmıyorum hep aynısını kullanıyorum çayın ama sende o tad yoktu Her kötü şeye yahudi ürünü diyen zihniyetten olsaydım senide yahudi domatesiyle akraba olmakla itham ederdim,oysa ki sahtekar bir müslümanın vaktinden önce toplayıp kimyasalla sararttığı bir öksüzdün,çok sarıydın ya doğada o renk tonu bile yok,ama yine de sevdim ben seni,
Seni yeni evine koydum,ve üstüne ıslak pamuk,bu okulda öğrendiğim bir numaraydı,fasulyelerle yapardım koku dayanılmaz olana kadar ama.Bir de karlofça antlaşmasının tarihini öğrenmiştim ama onu sonra anlatcam sana,koca bir ömür ve iki şey,okul neydi ben kimdim ne anlamı vardı,tamam sustum,
Bir hafta geçmişmiydi filiz haline gelmen,herhalde o kadar bir zaman,sabah olduğunu hatırlıyorum o küçük camın önündeydin,güneş ışığı hafif hafif vuruyordu seni ısıtmak için,güzeldi demi bende seviyorum o camın önünü,okulun gürültüsü olmadığı zamanlar,Ne güzel parlıyordun yemyeşil ve küçücük.Hey demiştin git ve toprak hazırla içimde bir his var kocaman bir ağaç olmalıyım,hadi fırla hala burdasın.O zaman hayal etmiştim seni büyüdüğünü yemyeşil ve sapsarı halini ama doğal sarı,güzel olacaktı herşey,heyecanlıydım ne zaman büyüyecektin ,sabırsız değiiimde ne bileyim büyü işte diye bekledim o an göz açıp kapayıncaya kadar,
Devamını sonra yazcam,seninle konuşmaya başladıktan beri ciddi ruhsal problemlerim olduğu konusunda şüphelerim var şaka yaptım ,önceden de böyleydim,hey tamam asma suratını,birşeyler okumalıyım devamını anlatcam ama söz,hadi sende dinlen bütün gün büyümeye uğraşıyorsun....