Ülkemizde serbest piyasa ekonomisinin hâkim olduğunu yani firmaların ürünlerini diledikleri fiyattan satma özgürlükleri olduğunu ve buna devletin normal koşullarda müdahale etmediğini biliyoruz.
Türkiye’de yaşayan 8,5 milyon engelli bireyin yaşadığını ve bu büyük kitlenin öyle ya da böyle medikal sektörüyle ilişki kurmak zorunda olduğunu düşündüğümüz zaman ortaya çıkan sektörün ne kadar karlı olduğunu söylemeye gerek kalmıyor. Şüphesiz kar etmek her firmanın hakkıdır. Ancak fahiş fiyat ve sağlık söz konusu olduğunda burada bir sorunun olduğu ve çözüme ihtiyaç duyulduğu da tartışılmaz bir gerçek.
Sağlıklı bir birey otomobil almasa toplu taşımayla ulaşım ihtiyacını giderebilir ama yürüyemeyen birine sen tekerlekli sandalye kullanmasan olabilir diyemeyiz veya devamlı oturan bir engelli bireye sen ortopedik minder kullanma diyemeyiz. Kısaca engelli bireylerin medikal aletlere bağımlılığı hayati önem taşımaktadır. Bu kadar önemli bir alanda firmaların fiyat politikalarını belirlemede serbest bırakılmaları ortaya “engellenen hayatların” ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.
Ülkemizde Medikal firmaların ürünlerini satış fiyatları ile Avrupa ve Amerika’da satılan dengi ürünlerin fiyatlarını kıyaslandığımızda bu fahiş fiyat uygulamasının örneklerini çok rahat görebiliyoruz.
*Türkiye’de ortopedik minder 1000 TL iken aynı ürünü ABD’de 500 TL, Almanya’da 600 TL ödeyerek satın alabiliyorsunuz.
*Türkiye’de 7000 $ satılan tekerlekli sandalyeyi AB Ülkelerinden 3000 $ almak mümkün.
*Akıllı Klozeti Türkiye’de 1200 TL alabilirken, Japonya’dan 240 TL alabilirsiniz.
Engelli insanların bu aletlere duyduğu mecburiyeti kötüye kullanarak ,”nasılsa almak zorunda, mecbur alacak” mantığıyla kar marjları (kar oranları) yüksek tutularak bu insanları bir rant kapısı olarak görmek her şeyden önce bir insanlık suçudur.
Engellilerin, hayatlarını idame ettirmede ve günlük hayatlarını sürdürmede yardımcı olan ortopedik malzemelerin fiyatlarının fahişliği yanında diğer bir sorunda ürünlerin garanti sürelerinde yaşanmakta. Medikal ürünlerin satışından sonra karşılaşılan arıza sonrası engelli bireyler medikal satıcıları ile garanti konusunda karşı karşıya gelmekte ve engelli insanlar bir kez daha mağdur edilmektedir.24 ay her parçası garanti kapsamında olmasına rağmen firmalar tarafından ,”tüketici hatası, biz aküye garanti vermiyoruz, vs” sudan sebepler öne sürülmekte. Hak arama konusunda maalesef engelli kitlesi olarak çok pasifiz. Örneğin: Ankara Tüketici Mahkemesinde bu güne kadar “Arızalı Akülü Tekerlekli Sandalye İadesi” konulu tek dava açılmış. Peki, gerçekten engelli insanlar medikal firmalardan aldıkları ürünlerde sorun yaşamıyor mu? Maalesef yaşıyor ve bu oran oldukça yüksek. Ya sineye çekiyorlar ya da firmanın arızayı gidermesi karşısında tekrar ücret ödüyorlar üstelik 24 ay garanti süresi bitmemesine rağmen. Genellikle satış sonrası garanti süresine uyulmuyor ve engelli birey hem fahiş fiyata ürün alıyor hem de arızalanan ürününü parayla tamir ettiriyor.
Medikal Sektöründeki fahiş fiyat uygulamasının ve garanti koşullarının uygulanması noktasında ülkemizin sıkı bir denetime ihtiyaç olduğu kesin. Bu görevde sanırım yetkililere düşüyor. Engelli bireyler olarak bize düşense haklarımızı iyi bilmek ve sonuna kadar hakkımızı müdafaa etmek.
NOT: Yazımın içeriği fahiş fiyat uygulaması yapan ve satış sonrası engelli insanları mağdur eden Medikal Firmaları kapsamaktadır, işini ahlaki yapan firmaları tenzih ederim.
05.08.2009
Musa KARAKAYA
Türkiye’de yaşayan 8,5 milyon engelli bireyin yaşadığını ve bu büyük kitlenin öyle ya da böyle medikal sektörüyle ilişki kurmak zorunda olduğunu düşündüğümüz zaman ortaya çıkan sektörün ne kadar karlı olduğunu söylemeye gerek kalmıyor. Şüphesiz kar etmek her firmanın hakkıdır. Ancak fahiş fiyat ve sağlık söz konusu olduğunda burada bir sorunun olduğu ve çözüme ihtiyaç duyulduğu da tartışılmaz bir gerçek.
Sağlıklı bir birey otomobil almasa toplu taşımayla ulaşım ihtiyacını giderebilir ama yürüyemeyen birine sen tekerlekli sandalye kullanmasan olabilir diyemeyiz veya devamlı oturan bir engelli bireye sen ortopedik minder kullanma diyemeyiz. Kısaca engelli bireylerin medikal aletlere bağımlılığı hayati önem taşımaktadır. Bu kadar önemli bir alanda firmaların fiyat politikalarını belirlemede serbest bırakılmaları ortaya “engellenen hayatların” ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.
Ülkemizde Medikal firmaların ürünlerini satış fiyatları ile Avrupa ve Amerika’da satılan dengi ürünlerin fiyatlarını kıyaslandığımızda bu fahiş fiyat uygulamasının örneklerini çok rahat görebiliyoruz.
*Türkiye’de ortopedik minder 1000 TL iken aynı ürünü ABD’de 500 TL, Almanya’da 600 TL ödeyerek satın alabiliyorsunuz.
*Türkiye’de 7000 $ satılan tekerlekli sandalyeyi AB Ülkelerinden 3000 $ almak mümkün.
*Akıllı Klozeti Türkiye’de 1200 TL alabilirken, Japonya’dan 240 TL alabilirsiniz.
Engelli insanların bu aletlere duyduğu mecburiyeti kötüye kullanarak ,”nasılsa almak zorunda, mecbur alacak” mantığıyla kar marjları (kar oranları) yüksek tutularak bu insanları bir rant kapısı olarak görmek her şeyden önce bir insanlık suçudur.
Engellilerin, hayatlarını idame ettirmede ve günlük hayatlarını sürdürmede yardımcı olan ortopedik malzemelerin fiyatlarının fahişliği yanında diğer bir sorunda ürünlerin garanti sürelerinde yaşanmakta. Medikal ürünlerin satışından sonra karşılaşılan arıza sonrası engelli bireyler medikal satıcıları ile garanti konusunda karşı karşıya gelmekte ve engelli insanlar bir kez daha mağdur edilmektedir.24 ay her parçası garanti kapsamında olmasına rağmen firmalar tarafından ,”tüketici hatası, biz aküye garanti vermiyoruz, vs” sudan sebepler öne sürülmekte. Hak arama konusunda maalesef engelli kitlesi olarak çok pasifiz. Örneğin: Ankara Tüketici Mahkemesinde bu güne kadar “Arızalı Akülü Tekerlekli Sandalye İadesi” konulu tek dava açılmış. Peki, gerçekten engelli insanlar medikal firmalardan aldıkları ürünlerde sorun yaşamıyor mu? Maalesef yaşıyor ve bu oran oldukça yüksek. Ya sineye çekiyorlar ya da firmanın arızayı gidermesi karşısında tekrar ücret ödüyorlar üstelik 24 ay garanti süresi bitmemesine rağmen. Genellikle satış sonrası garanti süresine uyulmuyor ve engelli birey hem fahiş fiyata ürün alıyor hem de arızalanan ürününü parayla tamir ettiriyor.
Medikal Sektöründeki fahiş fiyat uygulamasının ve garanti koşullarının uygulanması noktasında ülkemizin sıkı bir denetime ihtiyaç olduğu kesin. Bu görevde sanırım yetkililere düşüyor. Engelli bireyler olarak bize düşense haklarımızı iyi bilmek ve sonuna kadar hakkımızı müdafaa etmek.
NOT: Yazımın içeriği fahiş fiyat uygulaması yapan ve satış sonrası engelli insanları mağdur eden Medikal Firmaları kapsamaktadır, işini ahlaki yapan firmaları tenzih ederim.
05.08.2009
Musa KARAKAYA