NAMAZ usanç veriyor’a cevap
Bir zaman Bediüzzaman Said Nursi'ye bir adam şunu soruyor:
"Namaz iyidir. Fakat hergün hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor."
***
“Bir zaman sinnen, cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi: "Namaz iyidir. Fakat hergün hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor."
O zâtın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. İşittim ki, aynı sözleri söylüyor ve ona baktım gördüm ki; tenbellik kulağıyla şeytandan aynı dersi
alıyor. O vakit anladım: O zât o sözü, bütün nüfus-u emmarenin namına söylemiş gibidir veya söylettirilmiştir. O zaman ben dahi dedim:
"Madem nefsim emmaredir. Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez. Öyle ise, nefsimden başlarım."
Dedim: Ey nefis! Cehl-i mürekkeb içinde, tenbellik döşeğinde, gaflet uykusunda söylediğin şu söze mukabil "beş ikaz"ı benden işit.”
Birinci ikaz:
Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir! Hiç kat'î senedin var mı ki, gelecek seneye belki yarına kadar kalacaksın? Sana usanç veren, tevehhüm-ü ebediyettir. (Hiç ölmeyeceğini, dünyanın sonsuz olduğunu sanmandır)
Keyf için, ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasa idin ki, ömrün azdır hem faidesiz (faydasız, boş) gidiyor. Elbette onun yirmidörtten birisini, (Günlük beş vakit namaz, abdestle birlikte 24 saatten sadece bir saatimizi alır) hakikî bir hayat-ı ebediyenin saadetine medar (sebep) olacak bir güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete sarfetmek; usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak ve hoş bir zevki tahrike sebeb olur.
Diğer ikazları da okumak için SÖZLER eseri, 21. Söz, Birinci makamı okuyunuz...
http://erisale.com/#content.tr.1.362
***
VİDEO= Bu risalenin özetini genç Fatih Yağcı kardeşim çok güzel anlatmış:
http://www.youtube.com/watch?v=kOVc5lgz0aM
Bir zaman Bediüzzaman Said Nursi'ye bir adam şunu soruyor:
"Namaz iyidir. Fakat hergün hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor."
***
“Bir zaman sinnen, cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi: "Namaz iyidir. Fakat hergün hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor."
O zâtın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. İşittim ki, aynı sözleri söylüyor ve ona baktım gördüm ki; tenbellik kulağıyla şeytandan aynı dersi
alıyor. O vakit anladım: O zât o sözü, bütün nüfus-u emmarenin namına söylemiş gibidir veya söylettirilmiştir. O zaman ben dahi dedim:
"Madem nefsim emmaredir. Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez. Öyle ise, nefsimden başlarım."
Dedim: Ey nefis! Cehl-i mürekkeb içinde, tenbellik döşeğinde, gaflet uykusunda söylediğin şu söze mukabil "beş ikaz"ı benden işit.”
Birinci ikaz:
Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir! Hiç kat'î senedin var mı ki, gelecek seneye belki yarına kadar kalacaksın? Sana usanç veren, tevehhüm-ü ebediyettir. (Hiç ölmeyeceğini, dünyanın sonsuz olduğunu sanmandır)
Keyf için, ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasa idin ki, ömrün azdır hem faidesiz (faydasız, boş) gidiyor. Elbette onun yirmidörtten birisini, (Günlük beş vakit namaz, abdestle birlikte 24 saatten sadece bir saatimizi alır) hakikî bir hayat-ı ebediyenin saadetine medar (sebep) olacak bir güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete sarfetmek; usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak ve hoş bir zevki tahrike sebeb olur.
Diğer ikazları da okumak için SÖZLER eseri, 21. Söz, Birinci makamı okuyunuz...
http://erisale.com/#content.tr.1.362
***
VİDEO= Bu risalenin özetini genç Fatih Yağcı kardeşim çok güzel anlatmış:
http://www.youtube.com/watch?v=kOVc5lgz0aM