Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Neden ben?

karakaya

Üye
Üyelik
30 Tem 2005
Konular
55
Mesajlar
691
Reaksiyonlar
46
Neden ben?

İnsanların en büyük çelişkisidir imtihanı sorgulamak. Bir taraftan dünya bir imtihan yeri ve bizler sınavdayız der, öbür taraftan karşılaştığı problem nedeniyle başlar hayıflanmaya “neden ben?, neden ben?”

Bilmek ve kabullenmek. İmanın teslimiyet olduğunu biliyoruz ama iş kabullenmeye geldiğinde duraksıyoruz. Özümüzle teslim olmak nefsimize ağır geliyor. Aslında nefsimiz diyoruz gerçeği örtmek için, hakkıyla iman edemediğimiz için kabullenemedik, diyemiyoruz. İçimizde her ne kadar acı gerçeği haykırsakta, dillendiremiyoruz.

Kaza geçiriyor ve omurilik felçi olabiliyoruz. Dün koşup oynarken, merdivenleri ikişer üçer çıkarken şimdi sandalyede oturuyoruz. Ve soruyoruz Rabbimize ; Neden ben? Öyle ya milyonlarca insan varken niçin onlardan biri değil de ben?

Neden ben, diye soran insan devam eder sormaya “bu adalet mi? “

Allah bizi dünyaya getirirken ,”kulum sana eksiksiz bir vücut, sıkıntısız bir hayat vereceğim mi? “ dedi. Aksine seni imtihan edeceğim, dedi.

Eldeki nimetler için “Rabbim, bunları ben ne yaptımda hakettim?” demesi gereken insan verilenlerden bir tanesini yitirdiğinde başlar sormaya “neden ben?” Hiçbir etkin olmadan sayısız nimetleri emrine veren Rabbinin vermesini sorgulamazken, O’nun verdiğini almasını niçin sorgularsın.

Üstelik, karşılıksız verdiği nimeti senden aldığında buna karşılık yine mükafat vereceği halde.

Veren O, alan O, aldığına karşılık teslim olup sabredene cenneti vereceğini söyleyen yine O…

Adalet mi bu diyen insan; sen kendi malını istediği gibi tasarruf edene hangi hakka binaen “adalet mi bu?” dersin. Sormazlar mı; o nimeti hakedecek ne yaptın ki, kaybettiğinde soruyorsun?
 
Allah Teala, insanları yarattığı gibi, onların zenginlikleri­ni ve fakirliklerini de yaratmıştır. Allah Teala, kullarının han­gisi daha güzel bir amel yapacak diye imtihan etmek için zen­ginlikle fakirliği yaratmış, bunları taat,- masiyet, sevap ve azab için sebeb kılmıştır. Nitekim- Allah Teala, «sizi bir imtihan olarak kötülüklerle (şer) ve iyiliklerle (hayr) deneyeceğiz. He­piniz de sonunda bize döndürüleceksiniz» (Enbiya/35) İbn-i Abbas bu ayet-i kerimedeki, «şer ile hayır»dan darlık ile bol-lukj sıhhat ile hastalık, zenginlik ile fakirlik ve helal ile ha­ram murad edilmiştir ve bunların hepsi imtihandır» de-miştii ibn-İ Yezid bu ayet-i kerimeyi şöyle tefsir etmiştir, «sizi sev­diklerinizle ve sevmediklerinizle imtihan edeceğiz. Bakalım, sevdiklerinizde ve sevmediklerinizde sabrınız ve şükrünüz na­sıl olacaktır.» Kelbi, bu ayet-i kerimeyi şöyle tefsir etmiştir, «şer» ile fakirlik ve bela murad edilmiş, «hayır» ile mal ve ço­cuk murad edilmiştir. Nitekim Allah Teala, zenginlik ile fa­kirliğin, ibtila İle imtihanın binekleri olduğunu haber vererek, «Fakat insan ne zaman Rabbi kendisini imtihan edip ikramda bulunur ve nimet verirse, «Rabbim bana ikram etti» der. Ama ne zaman onu imtihan edip de rızkını kısarsa, o vakit de, «Rab­bim bana ihanet etti» der» (Fecr/15-16) buyurmuştur. Cenab-ı Hak bu ayet-i. kerimede, «kulunun rızkını daraltmak ve kıs­makla imtihan ettiği gibi, ona ikram etmek, nimet vermek ve rızkını genişletmekle de imtihan ettiğini haber vermektedir. Çünkü fakirlikle zenginlikten her ikisi de Allah'dan birer im­tihandır. Sonra Cenab-ı Hak, rızkın bol verilmesinin kul için bir ikram olduğunu ve rızkın az verilmesinin kul için bir iha­net olduğunu iddia edenin iddiasını reddederek, «iş iddia edil­diği gibi değildir. Bilakis ben nimet vermekle imtihan ederim ve bela vermekle ihsan ederim» buyurmuştur. Bu ayetin lafız­larını düşünen için bu mana anlaşılmış olur. Nitekim, Allah. Teala, «O (Allah) sizi yeryüzünün halifeleri yaptı. Bazınızı de­recelerle bazınızın üstüne çıkardı. Ta ki, sîze verdiği şeylerde sizi imtihan etsin» (Enam/165)
 
Üst Alt