Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Örnek zamane yönetimi ve saygı...

o.omer

Yeni Üye
Üyelik
11 Şub 2013
Konular
13
Mesajlar
4
Reaksiyonlar
0
komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri ve bayramlar, ilginç armağanlar göndererek, karşısındakine zeka gösterisi yapma fırsatlarıydı.Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirlerinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti..Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarlarına gönderildi. Heykellerin yanına bir mektup konmuştu. Heykelleri yaptıran hükümdar şöyle diyordu:"Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel, birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir. Ama içlerinden biri, diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver."Heykeli alan hükümdar, önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel de gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. Hepsi heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler. Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankar olduğu için zindana attığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı. Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi. Teli, birinci heykelciğin kulağına soktu. Tel heykelin ağzından çıktı. İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel, bu kez diğer kulaktan çıktı. Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal, kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu.Hükümdar, heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı:-KULAĞINDAN GİRENİ AĞZINDAN ÇIKARTAN İNSAN MAKBUL DEĞİLDİR...-BİR KULAĞINDAN GİREN DİĞER KULAĞINDAN ÇIKIYORSA, O İNSAN DA MAKBUL DEĞİLDİR.EN DEĞERLİ İNSAN; KULAĞINDAN GİRENİ KALBİNE GÖMENDİR----_alıntı.._________________
 
Üst Alt