Benim Hikayem
Mesleğime ilk başladığım yıllarda yaşları 3 ila 6 yaş otistik çocuklarla çalışıyordum. Yaptığım çalışmaları ailelerle paylaşıp ve onların benim çalıştıklarımı desteklemelerini ve bu çalışmaları nasıl destekleyeceklerini anlatıyordum. Ben konuşurken tüm anne ve babalarda aynı bakışı görüyordum. Öğretmenim yaptığın bu mudur? Biz işten izin alarak onca yolu bunun için mi geliyoruz diyorlardı. Ve ben bu bakışların ardına hemen savunmaya geçiyordum otistikte olsa çocuklar ve ben öğretmenim doktor değilim doktor olsam da bir şey yapamam çünkü ilacı ameliyatı yok. Sebebi bile belli değil birçok varsayıma dayandırılıyor ama kesin değil. Derdim ve lütfen dediklerimi yapın. Der onları ikna ederdim.
Sonra bakışlar öğretmenim gidiyoruz geliyoruz aradan bir ay geçti ama her şey aynı diyen bakışlara dönüşmüştü. Bu bakışlar kendimi meslekte yetersiz görmemi sağlamaya başlamıştı bırakmalıyım diye düşünüyordum ve bu düşünceler içinde öğrencilerimin ilk dersinden son derslerine kadar olan kayıt çizelgelerime ve notlarıma baktım hayır ben başarısız değilim çünkü çocuklarda ufakta olsa gelişmeler var. Deyip bir süre daha devam ettim. Ve bir gün öğrencilerimden birinin annesi söylemek istediklerini bakışları ile anlatmakla yetinmeyip kelimelere döktü ve hiç düşünmeden dedim ki çocuğunuz bir çiçek ve siz o çiçeğin açtığını görmek istiyorsunuz haklısınız da ben bir film izlemiştim yetiştirmede büyüyen bir kız çocuğu kendisine verilen çiçeğin açtığı anı görmek için ona her gün su veriyordu onunla konuşuyordu ve penceresinin kenarında havalandırıyordu. Ve çiçek filizlendi tomurcuk açtı. Ve işte dedi artık çiçek açacak ve ben bu gece uyumayacağım açtığın anı göreceğim.
Dedi. Gözlerini çiçekten hiç ayırmadan onu seyrediyordu gözlerine uyku çökmüş ve göz kapakları kapanıyordu ama inatla uyumayacaktı ama uyudu sabah uyandığında çiçek açmıştı ve o anı göremediğini unuttu ve açan çiçekle mutlu oldu. İşte siz ben diğer katılımcılar sizin çiçeğiniz için gerekli olan neyse yapıyoruz ben baktım kayıtlarıma filizlenmişler emekleriniz boşuna değil sadece bizim uyuduğumuz anı bekliyor olsa gerek bir gün hiç beklemediğimiz bir an açacak dedim ve bir kez daha umut vermiştim yanılmak istemiyordum. Ve çok geçmeden hedeflerimiz gerçekleşmeye başladı ve annemiz dedi ki öğretmenim dediğiniz gibi oldu ben vazgeçtiğim an oğlum söyledi. o an sevinçle eşimle ağladık. Bundan sonra sabırla çalışmalarıma devam ettim. Ve bende otizmi yok edemedim ama günlerce oynadığım oyunlardan, söylediğim şarkılardan, yaptığım gezilerden, çizdiğimiz resimlerden, yaptığımız sporlardan sonra onların ilk cümlelerine sorularına bana bakmalarına tanık oldum ve çok mutlu oldum her vazgeçtiğimde bir bakış gördüm ve sevdim.
Kaynak : Özel eğitim uzmanı
Mesleğime ilk başladığım yıllarda yaşları 3 ila 6 yaş otistik çocuklarla çalışıyordum. Yaptığım çalışmaları ailelerle paylaşıp ve onların benim çalıştıklarımı desteklemelerini ve bu çalışmaları nasıl destekleyeceklerini anlatıyordum. Ben konuşurken tüm anne ve babalarda aynı bakışı görüyordum. Öğretmenim yaptığın bu mudur? Biz işten izin alarak onca yolu bunun için mi geliyoruz diyorlardı. Ve ben bu bakışların ardına hemen savunmaya geçiyordum otistikte olsa çocuklar ve ben öğretmenim doktor değilim doktor olsam da bir şey yapamam çünkü ilacı ameliyatı yok. Sebebi bile belli değil birçok varsayıma dayandırılıyor ama kesin değil. Derdim ve lütfen dediklerimi yapın. Der onları ikna ederdim.
Sonra bakışlar öğretmenim gidiyoruz geliyoruz aradan bir ay geçti ama her şey aynı diyen bakışlara dönüşmüştü. Bu bakışlar kendimi meslekte yetersiz görmemi sağlamaya başlamıştı bırakmalıyım diye düşünüyordum ve bu düşünceler içinde öğrencilerimin ilk dersinden son derslerine kadar olan kayıt çizelgelerime ve notlarıma baktım hayır ben başarısız değilim çünkü çocuklarda ufakta olsa gelişmeler var. Deyip bir süre daha devam ettim. Ve bir gün öğrencilerimden birinin annesi söylemek istediklerini bakışları ile anlatmakla yetinmeyip kelimelere döktü ve hiç düşünmeden dedim ki çocuğunuz bir çiçek ve siz o çiçeğin açtığını görmek istiyorsunuz haklısınız da ben bir film izlemiştim yetiştirmede büyüyen bir kız çocuğu kendisine verilen çiçeğin açtığı anı görmek için ona her gün su veriyordu onunla konuşuyordu ve penceresinin kenarında havalandırıyordu. Ve çiçek filizlendi tomurcuk açtı. Ve işte dedi artık çiçek açacak ve ben bu gece uyumayacağım açtığın anı göreceğim.
Dedi. Gözlerini çiçekten hiç ayırmadan onu seyrediyordu gözlerine uyku çökmüş ve göz kapakları kapanıyordu ama inatla uyumayacaktı ama uyudu sabah uyandığında çiçek açmıştı ve o anı göremediğini unuttu ve açan çiçekle mutlu oldu. İşte siz ben diğer katılımcılar sizin çiçeğiniz için gerekli olan neyse yapıyoruz ben baktım kayıtlarıma filizlenmişler emekleriniz boşuna değil sadece bizim uyuduğumuz anı bekliyor olsa gerek bir gün hiç beklemediğimiz bir an açacak dedim ve bir kez daha umut vermiştim yanılmak istemiyordum. Ve çok geçmeden hedeflerimiz gerçekleşmeye başladı ve annemiz dedi ki öğretmenim dediğiniz gibi oldu ben vazgeçtiğim an oğlum söyledi. o an sevinçle eşimle ağladık. Bundan sonra sabırla çalışmalarıma devam ettim. Ve bende otizmi yok edemedim ama günlerce oynadığım oyunlardan, söylediğim şarkılardan, yaptığım gezilerden, çizdiğimiz resimlerden, yaptığımız sporlardan sonra onların ilk cümlelerine sorularına bana bakmalarına tanık oldum ve çok mutlu oldum her vazgeçtiğimde bir bakış gördüm ve sevdim.
Kaynak : Özel eğitim uzmanı