Bilmiyorum ki ne yazmalıyım... Her doğan yeni günün bana bir önceki günümü aratıyor olmasını mı yazsam,ayaklarımı sürüyerek yürücek kadar yorulduğumu mu,bahsetmek istemiyorum bile gelecekten,en dehşet verici korku filmlerinden bile daha korkutucu bu! Bu yazı mı okuyan sevgili dostum,bana `Karamsar` yaftasını yapıştırmadan önce,hayatın ruhuma açtığı derin ve kapanmaz yaraları görmeni isterdim.hiçbir gözün göremeyeceği kadar derinde olan yaralar! Ben ağlayamıyorum,hıçkırarak ağlayacak müsait bir yer bulamadım hiç,o yüzden içimin ağlayan bir yüzü var,daima ağlayan ve daimi ağlayacak olan... İnsanlar gelir ve ne kadar güçlü olduğunu söyler,dışardan bakınca gördükleri o hayata,acılara meydan okuyan duruşa imrenerek .. Bir türlü göremezler içinde bütün hücrelerine işleyen acıyı,bütün benliğinin dayanılmaz bir ızdırapla kuşatıldığını! Bir zamanlar `birinin bana acıyarak bakmasındansa,ölmeyi tercih ederim `diyen birini tanımıştım.kimsenin onun yaralarına,acılarına,hüzünlerine ahhlayıp,vahhlamasına izin vermeyen,gün ışığına çıkmamış ama kurtlanmaya yüz tutmuş yaralarıyla ölen birini! Yaşarken ölmeyi ba