Doğup reşit olanadek büyüdüğü dağların eteklerinde anıları tazedir şimdi gibi sıcacık
derme çatma gecekonduların yoksul iniltili sancıyan pencere arası ıslığıdır buharlı camda
bahçedeki çamaşır ipine yoksulluğunu asan julyetin sevdalısıdır sabah simitcisi romeo
yarının ayakkabı boyacısıdır mahallenin en erken kalkan serçe avcısı sokrat
hayelleri deniz aşırı yatlarla limanlarda tropikal yerli egzotik kızlarla değil
okul çıkışı uzaktan bilmem kaçıncı elizabethi seyretmek salınırkken kıraliyet aiylesinin manda himayesinde böyle yalın çırılçıplak askı kimsenin çalmak için uzanamadığı
yaşanmışşlık düpedüz hemde en elasıından yeşilmi yeşil ister dağa çal ister dereye istersen seninle benim aramda mavi gökyüzünün altında bir avareler tepesi
unutulur sanılır yıldızlı gecelerde sırtüstü sarhoş edebiyatıyla karanlığa imza atarken
kimilerine göre havale düşleri bunlar dedimya seninle benim aramda bir karlı tepe eflatun
buztutmuş bir tahta köprüden kayınarak geçen tedirgin yakalıksız öğrenci karşı yakada
belkide red edip herşeyi bir ırmağın suyuna gitmiş bıyıklı kaya balığı akşamları paçası ıslak
yada hiç öldürülmemişler gibi ziyaretçileri olmayan ermeni mezarlığı yamaçda sahipsiz
gün ağarırken basma şalvarlı tarla işçileri kadınlar kimsenin hatırlamayacağı tarihlerin sofrasına meyve toplayan kahramanlar onlar
değilse adayı keşfeden kolonilerin yerlileri adalıdan saymayan barutlu tüfekleri değil gemilerde poker kağıtlarıyla gelen
raylarından çıkmamış karatirenin düdük sesiyle ürken kıl çadırları yüktutan ingiliz kehribalı bastonlu ihtiyar değil
Amerikan dalını anavatan üstünde soyulmuş osmanlı gövdesine aşlayıp şapkayla kökleri toprağın altından çıkarıp radikal ihtilal yapamayan canlımı
sabahları yüzündeki nemutlu türküm tokatı sırada kareli defterinin ürenine düşerken burnundan getirilmiş kan damlaları değilmi ?
soğuk eve dönüş yolu uzaklığı ödev almaya alışmış misketli sokak üçkeni
papenin almanyadan getirdiği cebindeki zehirli tohumları hangi paslı teneke saksılara diktiğini okul kitaplarında bulamayan müfradatsız öğrenci san
dedimya seninle benim aramda bir karlı tepe 21.yüzyılda sınırlı sınıflı bir dünya toplamı
kör göz sağır kulak ahlaz ağız rujlu dudak ıslak havlu farsız göz
yeşil dağ çorak toprak yağmurlu iklim kerpiç ev mavi tulum sarı kask grev çadırı
yatılmayan gece yorgun seviş uykusuz işbaşı yurt yolu fakülte kapısı harç haraç
uzun kuyruk daiyre boyası acil giriş dedimya seninle benim aramda bir halk şarkışı söylenir durur
ingiliz çakısı değil ekmek bıçağı adalet Aşlık doğranıncaya dek
lev
