KAYBOLUŞ…
İki katlı evlerin arasında tozlu yollardayım,
Varmak istediğim bir yer yok sadece yürüyorum.
Elinde peynirli ekmek olan çocuklar görüyorum gözlerindeki ışıltı,
Kıskandırıyor güneşi, onlar gibi içten gülüyorum…
Dümdüz bir ovadayım,
Tarlalardan geçiyorum.
Ayaklarım çıplak toprağın üstüne basıyorum,
Batsa da bazen dikenler yürümeye devam ediyorum…
Köprülerden geçiyorum,
İki tarafı birbirine bağlayan.
Bazısı sert taştan öylece duruyor üstünden geçene kayıtsız,
Kimisi hareketli değişken sanki üstündekileri kızıp atıverecekmişgibi…
Karlı dağlardan geçiyorum,
Heybetli yüksek üstüne düşen karlarla mağrur.
Hiç bahar gelmeyecekmiş gibi her şey uykuda sessiz ve bembeyaz,
Ağaçların altından geçiyorum erimiş karların saf suyu damlarkenyüzüme…
Bir kumsalın ortasındayım şimdi…
Ardım sıra uzanan tepelerden gelen çamların kokusu,
Denizin yosun kokusuyla bir olmuş,
Dalgaların sesinde sadece nefes alıyorum…
yazan:
Hülya Boztuna
İki katlı evlerin arasında tozlu yollardayım,
Varmak istediğim bir yer yok sadece yürüyorum.
Elinde peynirli ekmek olan çocuklar görüyorum gözlerindeki ışıltı,
Kıskandırıyor güneşi, onlar gibi içten gülüyorum…
Dümdüz bir ovadayım,
Tarlalardan geçiyorum.
Ayaklarım çıplak toprağın üstüne basıyorum,
Batsa da bazen dikenler yürümeye devam ediyorum…
Köprülerden geçiyorum,
İki tarafı birbirine bağlayan.
Bazısı sert taştan öylece duruyor üstünden geçene kayıtsız,
Kimisi hareketli değişken sanki üstündekileri kızıp atıverecekmişgibi…
Karlı dağlardan geçiyorum,
Heybetli yüksek üstüne düşen karlarla mağrur.
Hiç bahar gelmeyecekmiş gibi her şey uykuda sessiz ve bembeyaz,
Ağaçların altından geçiyorum erimiş karların saf suyu damlarkenyüzüme…
Bir kumsalın ortasındayım şimdi…
Ardım sıra uzanan tepelerden gelen çamların kokusu,
Denizin yosun kokusuyla bir olmuş,
Dalgaların sesinde sadece nefes alıyorum…
yazan:
Hülya Boztuna