Çok takdir ettiğim bir azmin öyküsü olduğu için burada da paylaşmak istedim. 2 yıl önce tarafımca başka bir forumda yayınlanmıştır.
John W. Holter bir doktor değildi...
Hatta doğru dürüst bir eğitime bile sahip değildi. Bir kilit fabrikasında teknisyen olarak çalışıyordu.
John W. Holter ve eşi 10 yıl çabaladıktan sonra bir oğlan çocuğuna sahip olmuşlardı. Ancak çocuklarının Hidrosefali olarak bilinen, beyin içindeki keselerde sıvının birikmesiyle kafanın büyümesine ve beynin kafatası içinde sıkışarak geri dönülmeyecek hasarlara yol açması ile sonuçlanan bir hastalığı vardı.
Normal olarak beynin ortasındaki keselerde üretilen bu beyin-omurilik sıvısı sürekli toplayıcı sistem tarafından emilerek kan dolaşımına verilir. Dolayısıyla beyin içerisindeki basınç sabit kalır. John W. Holter'ın oğlu Casey'de bu sıvı geri emilemediği için sürekli birikiyor ve beynin zarar görmesine yol açıyordu.
O dönemde (1956) bunun için gelişmiş bir tedavi olmadığı için her gün bir hemşirenin bebeğin bıngıldağından bir iğne ile fazla sıvıyı günde 2 kez boşaltması gerekiyordu. Çocukla ilgilenen Eugene Spitz isimli bir beyin cerrahı, beyindeki keseciklerden fazla sıvıyı kalbe aktaran top ve yaylı sistemi olan bir şant geliştirmişti. Bu sistem çocuğa uygulandı.. Ancak, kalbe zarar veren sistem hem iyi çalışmıyordu, hem de bir kalp krizine ve beyin hasarına yol açmıştı.
Hidrolik üzerine çalışan bir teknisyen olan John Holter doktorundan sorunun ne olduğunu öğrendiğinde bunun aslında basit bir hidrolik problemi olduğunu farketti. Hemşireler serum borusuna iğne saplayıp çektiklerinde açılan delik kapanıyor ve basınç fazla olmadığı için sıvı kaçırmıyordu. Bebek biberonlarının memesi gibi bir sistemin basınç belli bir seviyeye gelmeden içindeki sıvıyı vermediğini ve geriye sıvı almadığına dikkat eden John Holter hemen eve giderek bunun ilk prototipini lastik bir malzemeden yaptı.
Doktoruyla yaptığı görüşmeler sonrasında kalbi rahatsız etmeyecek bir malzeme kullanması gerektiğini öğrenen John Holter Dow Chemical firmasıyla görüşerek o dönemde yeni geliştirilmiş olan en uygun malzemenin silikon olacağını öğrendi. Bir kaç aylık çalışma sonrasında geliştirilen ilk ürün bir başka çocuğa takıldı ve başarıyla sonuç verdi.
Önceki ameliyatı nedeniyle çok güçsüz olan kendi çocuğuna ise ancak daha sonra takılabildi. Ne yazık ki oğlu Casey hidrosefali sorunu başarıyla çözülmesine rağmen, önceki ameliyatları ve yaşadığı komplikasyonlar nedeniyle 5 yaşında hayatını kaybetti.
John Holter bu keşfini çalıştığı firmaya ürettirerek tüm tıbbi toplantılara, kongrelere götürdü ve doktorlara tanıtmaya çalıştı. Kendisinden yardım isteyenlere hiç bir karşılık istemeden yardım etti. Spitz-Holter shunt olarak bilinen bu şant bugün hala kullanılmaktadır ve yüzbinlerce çocuğu tedavi etmektedir.
Hikayenin özeti;
John W. Holter kişisel hayatındaki bir sorunun sözümü için önce sorunu ve nedenlerini araştırmış, sonra çözüm yolunu araştırmış, çözümü bulduktan sonra bunun üstünde yeterince emek ve zaman harcamış ve başarıya ulaşmıştır.
Hiç bir şey kendiliğinden insanın ayaklarına gelmez. Araştırma, öğrenme, tez kurma, deney vs. aşamalarını geçmeden kendiliğinden icatlar ortaya çıkmaz. Her "gerçekleşmiş" icadın arkasında ciddi bir emek, ter ve araştırma vardır.
John W. Holter'a yaptığı çalışmalar nedeniyle çeşitli kuruluşlarca şeref doktorası ünvanı ve çeşitli tıbbi kuruluşlarca ilk "doktor olmayan" şeref üyelikleri verilmiştir.
BU KONU ALINTI DEĞİLDİR! 2 YIL ÖNCE TARAFIMCA DERLENMİŞTİR!
John W. Holter bir doktor değildi...
Hatta doğru dürüst bir eğitime bile sahip değildi. Bir kilit fabrikasında teknisyen olarak çalışıyordu.
John W. Holter ve eşi 10 yıl çabaladıktan sonra bir oğlan çocuğuna sahip olmuşlardı. Ancak çocuklarının Hidrosefali olarak bilinen, beyin içindeki keselerde sıvının birikmesiyle kafanın büyümesine ve beynin kafatası içinde sıkışarak geri dönülmeyecek hasarlara yol açması ile sonuçlanan bir hastalığı vardı.
Normal olarak beynin ortasındaki keselerde üretilen bu beyin-omurilik sıvısı sürekli toplayıcı sistem tarafından emilerek kan dolaşımına verilir. Dolayısıyla beyin içerisindeki basınç sabit kalır. John W. Holter'ın oğlu Casey'de bu sıvı geri emilemediği için sürekli birikiyor ve beynin zarar görmesine yol açıyordu.
O dönemde (1956) bunun için gelişmiş bir tedavi olmadığı için her gün bir hemşirenin bebeğin bıngıldağından bir iğne ile fazla sıvıyı günde 2 kez boşaltması gerekiyordu. Çocukla ilgilenen Eugene Spitz isimli bir beyin cerrahı, beyindeki keseciklerden fazla sıvıyı kalbe aktaran top ve yaylı sistemi olan bir şant geliştirmişti. Bu sistem çocuğa uygulandı.. Ancak, kalbe zarar veren sistem hem iyi çalışmıyordu, hem de bir kalp krizine ve beyin hasarına yol açmıştı.
Hidrolik üzerine çalışan bir teknisyen olan John Holter doktorundan sorunun ne olduğunu öğrendiğinde bunun aslında basit bir hidrolik problemi olduğunu farketti. Hemşireler serum borusuna iğne saplayıp çektiklerinde açılan delik kapanıyor ve basınç fazla olmadığı için sıvı kaçırmıyordu. Bebek biberonlarının memesi gibi bir sistemin basınç belli bir seviyeye gelmeden içindeki sıvıyı vermediğini ve geriye sıvı almadığına dikkat eden John Holter hemen eve giderek bunun ilk prototipini lastik bir malzemeden yaptı.
Doktoruyla yaptığı görüşmeler sonrasında kalbi rahatsız etmeyecek bir malzeme kullanması gerektiğini öğrenen John Holter Dow Chemical firmasıyla görüşerek o dönemde yeni geliştirilmiş olan en uygun malzemenin silikon olacağını öğrendi. Bir kaç aylık çalışma sonrasında geliştirilen ilk ürün bir başka çocuğa takıldı ve başarıyla sonuç verdi.
Önceki ameliyatı nedeniyle çok güçsüz olan kendi çocuğuna ise ancak daha sonra takılabildi. Ne yazık ki oğlu Casey hidrosefali sorunu başarıyla çözülmesine rağmen, önceki ameliyatları ve yaşadığı komplikasyonlar nedeniyle 5 yaşında hayatını kaybetti.
John Holter bu keşfini çalıştığı firmaya ürettirerek tüm tıbbi toplantılara, kongrelere götürdü ve doktorlara tanıtmaya çalıştı. Kendisinden yardım isteyenlere hiç bir karşılık istemeden yardım etti. Spitz-Holter shunt olarak bilinen bu şant bugün hala kullanılmaktadır ve yüzbinlerce çocuğu tedavi etmektedir.
Hikayenin özeti;
John W. Holter kişisel hayatındaki bir sorunun sözümü için önce sorunu ve nedenlerini araştırmış, sonra çözüm yolunu araştırmış, çözümü bulduktan sonra bunun üstünde yeterince emek ve zaman harcamış ve başarıya ulaşmıştır.
Hiç bir şey kendiliğinden insanın ayaklarına gelmez. Araştırma, öğrenme, tez kurma, deney vs. aşamalarını geçmeden kendiliğinden icatlar ortaya çıkmaz. Her "gerçekleşmiş" icadın arkasında ciddi bir emek, ter ve araştırma vardır.
John W. Holter'a yaptığı çalışmalar nedeniyle çeşitli kuruluşlarca şeref doktorası ünvanı ve çeşitli tıbbi kuruluşlarca ilk "doktor olmayan" şeref üyelikleri verilmiştir.
BU KONU ALINTI DEĞİLDİR! 2 YIL ÖNCE TARAFIMCA DERLENMİŞTİR!