Savur saçlarını, dağıt, rüzgarlara değsin.
Yap ki canım, rüzgarların estiğine değsin
Derin sudan bulanıksın da ateşten yeğsin.
Sen başını dik tut ki; gören boyun eğsin!
Hangi pulsuz zaman zarfındasın yârenim?
Gel yanıma, ziyân etmem tek bir taneni.
İsterse diken olsun dilinde laf alemin,
Ziyaretime kapatmazsın bilirim afhâneni
Özgürlüğüm senin esirin olmaktan geçer.
Başka bir âlem gizler altında peçem.
Bin atına daha fazla bırakmadan geçe,
Gönül şeridime gir de hayrolsun gecem
Yaşarım sana kavuşmak için şartsa,
İlmi yetmez ağırlığını bin terazi tartsa.
Ölürüm sana kavuşmak için şartsa,
Yine de az geleceksin bize artsan
Beni semâdan izlediğini bilirim,
Sen bilirsin de aklımdan gizlediğini bilimin.
Çözebilecek olsaydım sırrını birinin,
Formülünü kullanarak çözebilirdim binini.
Ey yarını bugün, bugünü dün eden,
Seninle bir an, geçmiş bütün güne denk.
Ey zamanın girdabında günümü gün eden,
Günümü kısalt, hep yanında olacağım o güne dek..
Zihnimin her köşesinde var hayalin.
Bunu çok görme bana yârim.
Sensiz geçirdiğim tüm vakitler malayani
Semâvatın siğnesinden al ayağını.
En çok bağrımı yakar güneşten terliklerin,
Su serpecek şefkatli bir el vardır illâ.
Harlıyor beni, ateştir verdiklerin!
Cayır cayırım elhamdulillah
Bir yangın bu; Böylesi bir ilk. dediğim
Anahtarı senin elinde kilitlerimin.
Ey ruhunu ruhuma iliklediğim;
Sanki fırtınaya kafa tutmuş sinek gibiyim!
Ayaklarım sana meyilli, mıknatıs misali.
Hiçbir mıknatıs bu denli arzulayamaz visali.
İnan, şu dertlerimden eser kalmaz,
Âh yanına varabilsem sağ salim
Nasibine sabretmek düştüyse;
Ya Sabûr de, en güçlüyü sev!
Kara bir sevdaya düştüysen;
Ya Basîr de, en güçlüyü sev!
Odur karıncanın hâcetini işiten,
Yıldızları yörüngesinden çıkarmayan.
Hiç mümkün müdür ki;
Şöyle bir kudret, benim âciz yakarışlarımdan bıkar mı ya?
Elbette bıkmaz! Beni sonsuz kere dinler.
Gönlüme ferahlık verir o sonsuz kereminden.
Yeter ki; ellerini semâya verebil de
Aczini anla ve istemeyi bil edebinle!
Kader sana giydirmişse aşktan bir hulleyi;
Kaçışın yok; sende gökler gibi gürleyip,
Misafir edeceksin gönlünde binbir şûleyi.
Sonunda yanıp, kül olacağını düşünmeyip
Yap ki canım, rüzgarların estiğine değsin
Derin sudan bulanıksın da ateşten yeğsin.
Sen başını dik tut ki; gören boyun eğsin!
Hangi pulsuz zaman zarfındasın yârenim?
Gel yanıma, ziyân etmem tek bir taneni.
İsterse diken olsun dilinde laf alemin,
Ziyaretime kapatmazsın bilirim afhâneni
Özgürlüğüm senin esirin olmaktan geçer.
Başka bir âlem gizler altında peçem.
Bin atına daha fazla bırakmadan geçe,
Gönül şeridime gir de hayrolsun gecem
Yaşarım sana kavuşmak için şartsa,
İlmi yetmez ağırlığını bin terazi tartsa.
Ölürüm sana kavuşmak için şartsa,
Yine de az geleceksin bize artsan
Beni semâdan izlediğini bilirim,
Sen bilirsin de aklımdan gizlediğini bilimin.
Çözebilecek olsaydım sırrını birinin,
Formülünü kullanarak çözebilirdim binini.
Ey yarını bugün, bugünü dün eden,
Seninle bir an, geçmiş bütün güne denk.
Ey zamanın girdabında günümü gün eden,
Günümü kısalt, hep yanında olacağım o güne dek..
Zihnimin her köşesinde var hayalin.
Bunu çok görme bana yârim.
Sensiz geçirdiğim tüm vakitler malayani
Semâvatın siğnesinden al ayağını.
En çok bağrımı yakar güneşten terliklerin,
Su serpecek şefkatli bir el vardır illâ.
Harlıyor beni, ateştir verdiklerin!
Cayır cayırım elhamdulillah
Bir yangın bu; Böylesi bir ilk. dediğim
Anahtarı senin elinde kilitlerimin.
Ey ruhunu ruhuma iliklediğim;
Sanki fırtınaya kafa tutmuş sinek gibiyim!
Ayaklarım sana meyilli, mıknatıs misali.
Hiçbir mıknatıs bu denli arzulayamaz visali.
İnan, şu dertlerimden eser kalmaz,
Âh yanına varabilsem sağ salim
Nasibine sabretmek düştüyse;
Ya Sabûr de, en güçlüyü sev!
Kara bir sevdaya düştüysen;
Ya Basîr de, en güçlüyü sev!
Odur karıncanın hâcetini işiten,
Yıldızları yörüngesinden çıkarmayan.
Hiç mümkün müdür ki;
Şöyle bir kudret, benim âciz yakarışlarımdan bıkar mı ya?
Elbette bıkmaz! Beni sonsuz kere dinler.
Gönlüme ferahlık verir o sonsuz kereminden.
Yeter ki; ellerini semâya verebil de
Aczini anla ve istemeyi bil edebinle!
Kader sana giydirmişse aşktan bir hulleyi;
Kaçışın yok; sende gökler gibi gürleyip,
Misafir edeceksin gönlünde binbir şûleyi.
Sonunda yanıp, kül olacağını düşünmeyip