Hemen unutamam deyip savrulma bana . Ben unutacaksın demiyorum ki sana. Alışacaksın... Zor olacak belki ama sen de alışacaksın. Çok şeyler kaybolup gidecek hayatından. Mesela güven... Evet onun yokluğuna, acısına alışacaksın da güvenini kaybedeceksin yarınlarına. Sana en güzel duygularıyla gelenlere hep bir şüpheyle yaklaşacak ve çoğu zaman kaçar adım uzaklaşacaksın. Onunla birlikte yanıp kül olacak takvimlerdeki yarınların. Hayallerini yitireceksin ve dün kurarken mutluluktan ağzı kulaklarına varan sen, ondan sonra o hayalleri bir daha kurmaya korkar hale geleceksin.
Alışacaksın, alışacaksın ama tuzdan çok kaleler inşa edeceksin elmacıklarına. Kaç sabaha gözleri kızarmış şekilde uyandığını sen bile hatırlayamayacaksın mesela. Aldığın her nefeste burnuna gelecek kokusu. Öyle ki onun yanında giydiğin o son kazağı hâlâ yıkamamış olacaksın. O kazağa sinmiş onu koklayarak uyumaya çalışacaksın da uyku girmeyecek gözlerine uzun süre. Sen kendini bile tanıyamazken, karanlığa kaçıp sığınır hale geleceksin yaralarından onu tanırlar diye.
Alışacaksın işte, zamanla uyumaya alışacaksın. Öyle zamanlar gelecek ki ondan sonra hiçbir sabaha uyanmak istemeyeceksin. Onun gözlerine bakarken dinlediğin Sezen önce canını yangına verecek ve sonra sonra sen o yangında yanmaya alışacaksın. Bordo ojeden nefret edecek, binlerce parfüm içinden onun teninin kokusunu seçtiğin zamanlardan arda kalan bir hasretle, onun sesine benzeyen etraftaki en ufak tınıya yenileceksin. En başa döneceksin, baştan başlayacaksın tüm sızılarını çekmeye de gün gelecek hepsine alışacaksın. Evet eskisi gibi açmayacak yanağındaki gamzelerin. Sen sen olmayacaksın, çünkü eksik kalacaksın. Ama dedim ya, alışacaksın.
Sonra, o belki deyip hiç değiştirmediğin numaradan telefonun çalacak bir gün. Kulağının pasını silen bir ses çınlayacak ve "seni özledim" diyecek. Belki sen kadar seven olmadığı için, belki seni senin yokluğunda anladığı için, belki de sadece yalnız kaldığı için... En can yakan tarafı da bunca yaşadığın, alıştığın acıya rağmen sen ona "bende" diye cevap vereceksin. Yani gün gelecek alıştığına yenileceksin. Çünkü sen onu Allah için çok sevdin. Yine olsa yine seversin
Alışacaksın, alışacaksın ama tuzdan çok kaleler inşa edeceksin elmacıklarına. Kaç sabaha gözleri kızarmış şekilde uyandığını sen bile hatırlayamayacaksın mesela. Aldığın her nefeste burnuna gelecek kokusu. Öyle ki onun yanında giydiğin o son kazağı hâlâ yıkamamış olacaksın. O kazağa sinmiş onu koklayarak uyumaya çalışacaksın da uyku girmeyecek gözlerine uzun süre. Sen kendini bile tanıyamazken, karanlığa kaçıp sığınır hale geleceksin yaralarından onu tanırlar diye.
Alışacaksın işte, zamanla uyumaya alışacaksın. Öyle zamanlar gelecek ki ondan sonra hiçbir sabaha uyanmak istemeyeceksin. Onun gözlerine bakarken dinlediğin Sezen önce canını yangına verecek ve sonra sonra sen o yangında yanmaya alışacaksın. Bordo ojeden nefret edecek, binlerce parfüm içinden onun teninin kokusunu seçtiğin zamanlardan arda kalan bir hasretle, onun sesine benzeyen etraftaki en ufak tınıya yenileceksin. En başa döneceksin, baştan başlayacaksın tüm sızılarını çekmeye de gün gelecek hepsine alışacaksın. Evet eskisi gibi açmayacak yanağındaki gamzelerin. Sen sen olmayacaksın, çünkü eksik kalacaksın. Ama dedim ya, alışacaksın.
Sonra, o belki deyip hiç değiştirmediğin numaradan telefonun çalacak bir gün. Kulağının pasını silen bir ses çınlayacak ve "seni özledim" diyecek. Belki sen kadar seven olmadığı için, belki seni senin yokluğunda anladığı için, belki de sadece yalnız kaldığı için... En can yakan tarafı da bunca yaşadığın, alıştığın acıya rağmen sen ona "bende" diye cevap vereceksin. Yani gün gelecek alıştığına yenileceksin. Çünkü sen onu Allah için çok sevdin. Yine olsa yine seversin