They Live filminde John, yolda dolaşırken bir güneş gözlüğü buluyor. Bu gözlükle etrafına baktığında farklı şeyler görüyor. Mesela paraya bakıyor, paranın üstünde “Tanrın budur!” yazıyor. Şaşkınlıktan gözlüğü çıkarıyor, bakıyor ki bildiğimiz para.
Geçenlerde 2022 aylıklarıyla ilgili yeni bir yönetmelik yayınlandı. Yıllardır 2022 aylıklarıyla ilgili soru cevaplarım. Bu yönetmeliğin hangi facialara yol açabileceğini elbette görüyorum. “Binlerce kişinin aylığı tehlikede, aylıkları kesilecek, aylık alamayacaklar” diyip durdum. Durdum da hepsi bu mu?
Sadece mesele para mı? Ortadaki tek sorun aylıkların bağlanmaması ya da kesilmesi mi? Sorun sadece bu mu?
Bu yönetmeliği hazırlayanlar, hazırlatanlar ve savunanlar yani tüm sorumluları hakkaten sadece bir aylık vermek, 2022 sayılı Kanun’un nasıl uygulanacağını anlatmak için mi çıkarmıştı? Bu Yönetmelik, hangi mantıkla hazırlanmıştı? Engellilere yönelik bir mesajları var mıydı?
Aklıma John’un bulduğu gözlük geldi. Gözlüğü takıp Yönetmeliği okumaya başladım:
“18 yaşından büyük bile olsan ancak işin varsa, devamlı bir gelirin varsa ve bu gelirin de aylık 119,61 Lirayı geçerse, nafaka yükümlüsü yakınlarından bu muhtaçlık sınırını geçen miktarda yardım alabilirsen erişkin bir bireysin!”
Hemen gözlüğü çıkarıp 7. maddeye bakıyorum.
Bu madde hak sahipliğiyle ilgili. 2022 aylıklarına başvuracak engellinin aylığa hak kazanma durumlarını anlatıyor.
Hakkaten yahu! Bu 7. Maddeye göre engelli kişi burada erişkin bir birey! Kendi geliri ve şartları sorgulanıyor burada sadece. Tabi nafaka yükümlüsü yakınları da var devrede ama en azından insaflı davranılmış ve nafaka yükümlüsü yakınların ekonomik ve sosyal şartları düşünülmüş, giderleri düşülmüş ve engelliye ne kadar yardım yapabileceği hesaplanmış. Olsun yine de erişkin bir birey burada! En azından adı var! Sen erişkin bir bireysin diyor. Bizi senin şartların ilgilendirir, sen ilgilendirirsin diyor.
Muhatap görülmenin bir lezzeti var burada! Karanlık noktaları da olsa!
Tabi böylece bu şartlara uyan erişkin birey olan engellinin aylığı kesiliyor ayrı mesele! ya da bu şartlarda olan erişkin engelliye aylık bağlanmıyor!
Peki, “ 7. Madde şartlarına göre tüm şartlara uygunsa, devamlı geliri yoksa, sigortalı bir işte çalışmıyorsa 18 yaşını dolduran engellilere başka ne gibi bir mesaj veriliyor acaba?” diyerekten gözlüğü takıp okumaya başlıyorum:
“ 18 yaşını doldurmuş olsan bile, senin muhtaçlık sınırını geçen devamlı bir gelirin yoksa, sigortalı bir işte çalışmıyorsan, kısacası 7. Madde hükümlerine göre hak sahibiysen artık sen bir birey değilsin! Yaşadığın hanede “engelli çocuk” olarak anılmaya mahkumsun! Sen, erişkin olamazsın bu şartlarda! Bu yüzden yaşadığın hanenin muhtaçlığını araştırırım! Yaşadığın hane muhtaç kabul edilirse sana o muhtaç hanenin engelli çocuğu olarak aylık bağlarım! Böylece sana bakamayacak durumda olan hanendikelere destek olurum!
Burayı okuyunca haliyle irkiliyorum. Dehşet içinde kalıyorum.
Başka mesajlar var mı acaba diyerekten hemen bu hane muhtaçlığının hesaplanmasıyla ilgili Geçici 1. Madde hükümlerine göre örnek uygulama yapıyorum. Ardından bu örneklere gözlükle bakmak istiyorum.
İlk örnek: 18 yaşını doldurmuş bir engellinin 2 kişilik bir hanede aylık alabilmesi için hanenin toplam aylık gelirinin ve hanenin aylık harcamalarının 239,24 Lirayı geçmemesi lazım. Murat evlenmek istiyor. Kiraya çıksa hangi parayla? İş de yok. Olsun diyor, 2022 aylığı alıyor nişanlım onla rahat rahat bir evde geçiniriz. Ama yönetmeliğe bakıyor ki bu şartlarda aylığının devam etmesi imkansız! Aylığı kesilecektir.
Gözlüğü takıp okuyorum bu örneği:
“ Sen 18 yaşını doldurmuş olsan bile sana ancak sigortalı bir işte çalışırsan erişkin bir bireysin demiştim! Sigortalı bir işin var mı? Gelirin var mı? Yok. Erişkin birey misin? Hayır, çocuksun sen! Evlenmek neyin nesi! Geç hanene anne babanın yanına dizleri dibine! Kim dedi sana ayrı eve geç! Ayrı evin olamaz senin! Sen evlenemezsin! Aklını başına al, evleneceksen eşinle birlikte anne babanla oturacaksın bu şartlarda! Annen baban sana bakacak, eşine de!”
Gözlüğü çıkarmadan Aile Bakanlığının sitesine dalıyorum. Aile ve Toplum Genel Müdürlüğüne giriyorum. Evlilik öncesi eğitim seminerlerine giriyorum. İl il aile eğitim seminerlerini inceliyorum.
Gözlükle okurken şu mesajları okuyorum sürekli tabi:
“ Engellilerin evliliği gibi bir sorunumuz yok. Engelliler 18 yaşını doldurmuş olsalar da erişkin bir birey olmadıklarından bu yönde bir çalışma yapılmayacaktır.”
“ Engelli bir aile yok.”
“ engelli ve yaşlılar için yanlış birimdesiniz. Lütfen engelli ve yaşlı hizmetlerimizi görmek için Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünü ziyaret edin.”
Sevinçle denilen yere bakıyorum. Tabi gözlükle okumaya devam ediyorum.
“Hoş geldiniz. Engelli ve yaşlılar için yaptığımız hizmetlere şuradan bakabilirsiniz: 2022 aylıkları, evde bakım aylıkları vs vs birçok yardım hizmetleri projeleri…”
Engellilerin evleneceğini, araba alacağını, bağımsız yaşam için bir hayat kavgası verdiklerini hiç mi hesaplamadılar diyorum. Israrla arıyorum…
“ Engellilerin evlilik öncesi eğitim çalışmalarımız bulunmamaktadır.”
“engellilerin ev sahibi olmasıyla ilgili projelerimiz için TOKİ’ye bakınız.”
Ev, yuva çağrıştırır ama diyorum.
2022 Yönetmeliğine dönüyorum:
“ yaşadığı konutun rayic bedelinin 240’da biri gelire hesaplanacaktır. Ev alırsan 2022 aylığın tehlikeye girer.”
...
Bu sırada bir engelli, gözlük takıyor bağırıyor:
“Ben alışveişimi kendim yapmak istiyorum. Bu yaştan sonra pederden para almam! Ben erişkin bir bireyim!”
Bunu görünce şaşırıyorum tabi. Bakıyorum gözlükler yaygınlaşıyor.
Bir boşanma talebi gözüme takılıyor gözlükle bu süreci izlerken:
“ Hayır Hakim Bey! Ben boşanacağım! Eşim özel donanımlı araç kullanıyor! Ben eşiyim, eşi! Ehliyetim de var o aracı kullanmaya üstelik! Neymiş efendim ben o özel donanım olunca o aracı eşimin aracını kullanmayacakmışım! Oysa kullanabilirim o aracı! Boşanmak istiyorum Hakim Bey! Ehliyetime ragmen bu aracı kullanamayacaksam evliliğin anlamı mı kalır! Gitsin o özel donanımlı aracı kullanabilecek aynı rahatsızlıga sahip bir eş bulsun kendine! Herkes dengi dengine!
Sayın bakanım, böyle bir boşanma vakası için ne buyuruyorsunuz?
Gözlükle bakıyorum Bakan’a:
"Engellilerin aile evlilik sorunu yok ki! Onlar evlenmez ki! Hadi evlendiler, kendi sakatlığından olmayan biriyle nasıl evlenir? Yapılabilecek bir şey yok yani!"
Türkiye İstatistik Kurumu’na dalıyorum. Özürlüler sosyal Güvenlik kapsamında ele alınmış. Engelli aile: yok, evlenmek isteyen engelli verisi: yok, aile , yuva, talep veri yok. Yok… Medeni durum boş.
Araştırıyorum, araştırıyorum.
Gözlüğe “Sadece gel, yoruldum artık, genel mesaj nedir?” diyorum.
Gözlükle hızlıca engellilere ait tüm birimleri tarıyor, tarıyorum.
“Engelliler sağlık kapsamında ele alınıyor sadece. Onların onlara ait bir yaşamı yok. Olmayacak da. Ancak çalışırlarsa bireydirler aksi durumda ebedi olarak yaşadıkları bir hanenin sakat bir çocuğu…”
Bayramlarda harçlık vermeyi unutmayınız. “
“ Gönüllü olunuz, sevip kollayınız bu çocukları.”
“onların sevgiye şefkate ihtiyacı var. Başka bir şeylere ihtiyacı yok.”
...
Yoruluyorum. Gözlüğü çıkarıyorum. Daha iş hayatı var, çok konu var.
Yoruluyorum. Kafayı yemeden bırakıyorum gözlüğü kenara.
Çıldırıyorum daha doğrusu.
Geçenlerde 2022 aylıklarıyla ilgili yeni bir yönetmelik yayınlandı. Yıllardır 2022 aylıklarıyla ilgili soru cevaplarım. Bu yönetmeliğin hangi facialara yol açabileceğini elbette görüyorum. “Binlerce kişinin aylığı tehlikede, aylıkları kesilecek, aylık alamayacaklar” diyip durdum. Durdum da hepsi bu mu?
Sadece mesele para mı? Ortadaki tek sorun aylıkların bağlanmaması ya da kesilmesi mi? Sorun sadece bu mu?
Bu yönetmeliği hazırlayanlar, hazırlatanlar ve savunanlar yani tüm sorumluları hakkaten sadece bir aylık vermek, 2022 sayılı Kanun’un nasıl uygulanacağını anlatmak için mi çıkarmıştı? Bu Yönetmelik, hangi mantıkla hazırlanmıştı? Engellilere yönelik bir mesajları var mıydı?
Aklıma John’un bulduğu gözlük geldi. Gözlüğü takıp Yönetmeliği okumaya başladım:
“18 yaşından büyük bile olsan ancak işin varsa, devamlı bir gelirin varsa ve bu gelirin de aylık 119,61 Lirayı geçerse, nafaka yükümlüsü yakınlarından bu muhtaçlık sınırını geçen miktarda yardım alabilirsen erişkin bir bireysin!”
Hemen gözlüğü çıkarıp 7. maddeye bakıyorum.
Bu madde hak sahipliğiyle ilgili. 2022 aylıklarına başvuracak engellinin aylığa hak kazanma durumlarını anlatıyor.
Hakkaten yahu! Bu 7. Maddeye göre engelli kişi burada erişkin bir birey! Kendi geliri ve şartları sorgulanıyor burada sadece. Tabi nafaka yükümlüsü yakınları da var devrede ama en azından insaflı davranılmış ve nafaka yükümlüsü yakınların ekonomik ve sosyal şartları düşünülmüş, giderleri düşülmüş ve engelliye ne kadar yardım yapabileceği hesaplanmış. Olsun yine de erişkin bir birey burada! En azından adı var! Sen erişkin bir bireysin diyor. Bizi senin şartların ilgilendirir, sen ilgilendirirsin diyor.
Muhatap görülmenin bir lezzeti var burada! Karanlık noktaları da olsa!
Tabi böylece bu şartlara uyan erişkin birey olan engellinin aylığı kesiliyor ayrı mesele! ya da bu şartlarda olan erişkin engelliye aylık bağlanmıyor!
Peki, “ 7. Madde şartlarına göre tüm şartlara uygunsa, devamlı geliri yoksa, sigortalı bir işte çalışmıyorsa 18 yaşını dolduran engellilere başka ne gibi bir mesaj veriliyor acaba?” diyerekten gözlüğü takıp okumaya başlıyorum:
“ 18 yaşını doldurmuş olsan bile, senin muhtaçlık sınırını geçen devamlı bir gelirin yoksa, sigortalı bir işte çalışmıyorsan, kısacası 7. Madde hükümlerine göre hak sahibiysen artık sen bir birey değilsin! Yaşadığın hanede “engelli çocuk” olarak anılmaya mahkumsun! Sen, erişkin olamazsın bu şartlarda! Bu yüzden yaşadığın hanenin muhtaçlığını araştırırım! Yaşadığın hane muhtaç kabul edilirse sana o muhtaç hanenin engelli çocuğu olarak aylık bağlarım! Böylece sana bakamayacak durumda olan hanendikelere destek olurum!
Burayı okuyunca haliyle irkiliyorum. Dehşet içinde kalıyorum.
Başka mesajlar var mı acaba diyerekten hemen bu hane muhtaçlığının hesaplanmasıyla ilgili Geçici 1. Madde hükümlerine göre örnek uygulama yapıyorum. Ardından bu örneklere gözlükle bakmak istiyorum.
İlk örnek: 18 yaşını doldurmuş bir engellinin 2 kişilik bir hanede aylık alabilmesi için hanenin toplam aylık gelirinin ve hanenin aylık harcamalarının 239,24 Lirayı geçmemesi lazım. Murat evlenmek istiyor. Kiraya çıksa hangi parayla? İş de yok. Olsun diyor, 2022 aylığı alıyor nişanlım onla rahat rahat bir evde geçiniriz. Ama yönetmeliğe bakıyor ki bu şartlarda aylığının devam etmesi imkansız! Aylığı kesilecektir.
Gözlüğü takıp okuyorum bu örneği:
“ Sen 18 yaşını doldurmuş olsan bile sana ancak sigortalı bir işte çalışırsan erişkin bir bireysin demiştim! Sigortalı bir işin var mı? Gelirin var mı? Yok. Erişkin birey misin? Hayır, çocuksun sen! Evlenmek neyin nesi! Geç hanene anne babanın yanına dizleri dibine! Kim dedi sana ayrı eve geç! Ayrı evin olamaz senin! Sen evlenemezsin! Aklını başına al, evleneceksen eşinle birlikte anne babanla oturacaksın bu şartlarda! Annen baban sana bakacak, eşine de!”
Gözlüğü çıkarmadan Aile Bakanlığının sitesine dalıyorum. Aile ve Toplum Genel Müdürlüğüne giriyorum. Evlilik öncesi eğitim seminerlerine giriyorum. İl il aile eğitim seminerlerini inceliyorum.
Gözlükle okurken şu mesajları okuyorum sürekli tabi:
“ Engellilerin evliliği gibi bir sorunumuz yok. Engelliler 18 yaşını doldurmuş olsalar da erişkin bir birey olmadıklarından bu yönde bir çalışma yapılmayacaktır.”
“ Engelli bir aile yok.”
“ engelli ve yaşlılar için yanlış birimdesiniz. Lütfen engelli ve yaşlı hizmetlerimizi görmek için Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünü ziyaret edin.”
Sevinçle denilen yere bakıyorum. Tabi gözlükle okumaya devam ediyorum.
“Hoş geldiniz. Engelli ve yaşlılar için yaptığımız hizmetlere şuradan bakabilirsiniz: 2022 aylıkları, evde bakım aylıkları vs vs birçok yardım hizmetleri projeleri…”
Engellilerin evleneceğini, araba alacağını, bağımsız yaşam için bir hayat kavgası verdiklerini hiç mi hesaplamadılar diyorum. Israrla arıyorum…
“ Engellilerin evlilik öncesi eğitim çalışmalarımız bulunmamaktadır.”
“engellilerin ev sahibi olmasıyla ilgili projelerimiz için TOKİ’ye bakınız.”
Ev, yuva çağrıştırır ama diyorum.
2022 Yönetmeliğine dönüyorum:
“ yaşadığı konutun rayic bedelinin 240’da biri gelire hesaplanacaktır. Ev alırsan 2022 aylığın tehlikeye girer.”
...
Bu sırada bir engelli, gözlük takıyor bağırıyor:
“Ben alışveişimi kendim yapmak istiyorum. Bu yaştan sonra pederden para almam! Ben erişkin bir bireyim!”
Bunu görünce şaşırıyorum tabi. Bakıyorum gözlükler yaygınlaşıyor.
Bir boşanma talebi gözüme takılıyor gözlükle bu süreci izlerken:
“ Hayır Hakim Bey! Ben boşanacağım! Eşim özel donanımlı araç kullanıyor! Ben eşiyim, eşi! Ehliyetim de var o aracı kullanmaya üstelik! Neymiş efendim ben o özel donanım olunca o aracı eşimin aracını kullanmayacakmışım! Oysa kullanabilirim o aracı! Boşanmak istiyorum Hakim Bey! Ehliyetime ragmen bu aracı kullanamayacaksam evliliğin anlamı mı kalır! Gitsin o özel donanımlı aracı kullanabilecek aynı rahatsızlıga sahip bir eş bulsun kendine! Herkes dengi dengine!
Sayın bakanım, böyle bir boşanma vakası için ne buyuruyorsunuz?
Gözlükle bakıyorum Bakan’a:
"Engellilerin aile evlilik sorunu yok ki! Onlar evlenmez ki! Hadi evlendiler, kendi sakatlığından olmayan biriyle nasıl evlenir? Yapılabilecek bir şey yok yani!"
Türkiye İstatistik Kurumu’na dalıyorum. Özürlüler sosyal Güvenlik kapsamında ele alınmış. Engelli aile: yok, evlenmek isteyen engelli verisi: yok, aile , yuva, talep veri yok. Yok… Medeni durum boş.
Araştırıyorum, araştırıyorum.
Gözlüğe “Sadece gel, yoruldum artık, genel mesaj nedir?” diyorum.
Gözlükle hızlıca engellilere ait tüm birimleri tarıyor, tarıyorum.
“Engelliler sağlık kapsamında ele alınıyor sadece. Onların onlara ait bir yaşamı yok. Olmayacak da. Ancak çalışırlarsa bireydirler aksi durumda ebedi olarak yaşadıkları bir hanenin sakat bir çocuğu…”
Bayramlarda harçlık vermeyi unutmayınız. “
“ Gönüllü olunuz, sevip kollayınız bu çocukları.”
“onların sevgiye şefkate ihtiyacı var. Başka bir şeylere ihtiyacı yok.”
...
Yoruluyorum. Gözlüğü çıkarıyorum. Daha iş hayatı var, çok konu var.
Yoruluyorum. Kafayı yemeden bırakıyorum gözlüğü kenara.
Çıldırıyorum daha doğrusu.