Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

2022 Yönetmeliği aracılığıyla engellilere resmi bir mesaj var: "Sen daha çocuksun!"

Kalem

Emektar Üye
Üyelik
18 Tem 2010
Konular
108
Mesajlar
11,867
Reaksiyonlar
0
They Live filminde John, yolda dolaşırken bir güneş gözlüğü buluyor. Bu gözlükle etrafına baktığında farklı şeyler görüyor. Mesela paraya bakıyor, paranın üstünde “Tanrın budur!” yazıyor. Şaşkınlıktan gözlüğü çıkarıyor, bakıyor ki bildiğimiz para.

Geçenlerde 2022 aylıklarıyla ilgili yeni bir yönetmelik yayınlandı. Yıllardır 2022 aylıklarıyla ilgili soru cevaplarım. Bu yönetmeliğin hangi facialara yol açabileceğini elbette görüyorum. “Binlerce kişinin aylığı tehlikede, aylıkları kesilecek, aylık alamayacaklar” diyip durdum. Durdum da hepsi bu mu?
Sadece mesele para mı? Ortadaki tek sorun aylıkların bağlanmaması ya da kesilmesi mi? Sorun sadece bu mu?

Bu yönetmeliği hazırlayanlar, hazırlatanlar ve savunanlar yani tüm sorumluları hakkaten sadece bir aylık vermek, 2022 sayılı Kanun’un nasıl uygulanacağını anlatmak için mi çıkarmıştı? Bu Yönetmelik, hangi mantıkla hazırlanmıştı? Engellilere yönelik bir mesajları var mıydı?
Aklıma John’un bulduğu gözlük geldi. Gözlüğü takıp Yönetmeliği okumaya başladım:

“18 yaşından büyük bile olsan ancak işin varsa, devamlı bir gelirin varsa ve bu gelirin de aylık 119,61 Lirayı geçerse, nafaka yükümlüsü yakınlarından bu muhtaçlık sınırını geçen miktarda yardım alabilirsen erişkin bir bireysin!”

Hemen gözlüğü çıkarıp 7. maddeye bakıyorum.
Bu madde hak sahipliğiyle ilgili. 2022 aylıklarına başvuracak engellinin aylığa hak kazanma durumlarını anlatıyor.
Hakkaten yahu! Bu 7. Maddeye göre engelli kişi burada erişkin bir birey! Kendi geliri ve şartları sorgulanıyor burada sadece. Tabi nafaka yükümlüsü yakınları da var devrede ama en azından insaflı davranılmış ve nafaka yükümlüsü yakınların ekonomik ve sosyal şartları düşünülmüş, giderleri düşülmüş ve engelliye ne kadar yardım yapabileceği hesaplanmış. Olsun yine de erişkin bir birey burada! En azından adı var! Sen erişkin bir bireysin diyor. Bizi senin şartların ilgilendirir, sen ilgilendirirsin diyor.
Muhatap görülmenin bir lezzeti var burada! Karanlık noktaları da olsa!

Tabi böylece bu şartlara uyan erişkin birey olan engellinin aylığı kesiliyor ayrı mesele! ya da bu şartlarda olan erişkin engelliye aylık bağlanmıyor!

Peki, “ 7. Madde şartlarına göre tüm şartlara uygunsa, devamlı geliri yoksa, sigortalı bir işte çalışmıyorsa 18 yaşını dolduran engellilere başka ne gibi bir mesaj veriliyor acaba?” diyerekten gözlüğü takıp okumaya başlıyorum:

“ 18 yaşını doldurmuş olsan bile, senin muhtaçlık sınırını geçen devamlı bir gelirin yoksa, sigortalı bir işte çalışmıyorsan, kısacası 7. Madde hükümlerine göre hak sahibiysen artık sen bir birey değilsin! Yaşadığın hanede “engelli çocuk” olarak anılmaya mahkumsun! Sen, erişkin olamazsın bu şartlarda! Bu yüzden yaşadığın hanenin muhtaçlığını araştırırım! Yaşadığın hane muhtaç kabul edilirse sana o muhtaç hanenin engelli çocuğu olarak aylık bağlarım! Böylece sana bakamayacak durumda olan hanendikelere destek olurum!

Burayı okuyunca haliyle irkiliyorum. Dehşet içinde kalıyorum.
Başka mesajlar var mı acaba diyerekten hemen bu hane muhtaçlığının hesaplanmasıyla ilgili Geçici 1. Madde hükümlerine göre örnek uygulama yapıyorum. Ardından bu örneklere gözlükle bakmak istiyorum.
İlk örnek: 18 yaşını doldurmuş bir engellinin 2 kişilik bir hanede aylık alabilmesi için hanenin toplam aylık gelirinin ve hanenin aylık harcamalarının 239,24 Lirayı geçmemesi lazım. Murat evlenmek istiyor. Kiraya çıksa hangi parayla? İş de yok. Olsun diyor, 2022 aylığı alıyor nişanlım onla rahat rahat bir evde geçiniriz. Ama yönetmeliğe bakıyor ki bu şartlarda aylığının devam etmesi imkansız! Aylığı kesilecektir.
Gözlüğü takıp okuyorum bu örneği:

“ Sen 18 yaşını doldurmuş olsan bile sana ancak sigortalı bir işte çalışırsan erişkin bir bireysin demiştim! Sigortalı bir işin var mı? Gelirin var mı? Yok. Erişkin birey misin? Hayır, çocuksun sen! Evlenmek neyin nesi! Geç hanene anne babanın yanına dizleri dibine! Kim dedi sana ayrı eve geç! Ayrı evin olamaz senin! Sen evlenemezsin! Aklını başına al, evleneceksen eşinle birlikte anne babanla oturacaksın bu şartlarda! Annen baban sana bakacak, eşine de!”

Gözlüğü çıkarmadan Aile Bakanlığının sitesine dalıyorum. Aile ve Toplum Genel Müdürlüğüne giriyorum. Evlilik öncesi eğitim seminerlerine giriyorum. İl il aile eğitim seminerlerini inceliyorum.
Gözlükle okurken şu mesajları okuyorum sürekli tabi:

“ Engellilerin evliliği gibi bir sorunumuz yok. Engelliler 18 yaşını doldurmuş olsalar da erişkin bir birey olmadıklarından bu yönde bir çalışma yapılmayacaktır.”
“ Engelli bir aile yok.”
“ engelli ve yaşlılar için yanlış birimdesiniz. Lütfen engelli ve yaşlı hizmetlerimizi görmek için Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünü ziyaret edin.”

Sevinçle denilen yere bakıyorum. Tabi gözlükle okumaya devam ediyorum.

“Hoş geldiniz. Engelli ve yaşlılar için yaptığımız hizmetlere şuradan bakabilirsiniz: 2022 aylıkları, evde bakım aylıkları vs vs birçok yardım hizmetleri projeleri…”

Engellilerin evleneceğini, araba alacağını, bağımsız yaşam için bir hayat kavgası verdiklerini hiç mi hesaplamadılar diyorum. Israrla arıyorum…

“ Engellilerin evlilik öncesi eğitim çalışmalarımız bulunmamaktadır.”
“engellilerin ev sahibi olmasıyla ilgili projelerimiz için TOKİ’ye bakınız.”

Ev, yuva çağrıştırır ama diyorum.
2022 Yönetmeliğine dönüyorum:

“ yaşadığı konutun rayic bedelinin 240’da biri gelire hesaplanacaktır. Ev alırsan 2022 aylığın tehlikeye girer.”
...
Bu sırada bir engelli, gözlük takıyor bağırıyor:
Ben alışveişimi kendim yapmak istiyorum. Bu yaştan sonra pederden para almam! Ben erişkin bir bireyim!”

Bunu görünce şaşırıyorum tabi. Bakıyorum gözlükler yaygınlaşıyor.
Bir boşanma talebi gözüme takılıyor gözlükle bu süreci izlerken:

“ Hayır Hakim Bey! Ben boşanacağım! Eşim özel donanımlı araç kullanıyor! Ben eşiyim, eşi! Ehliyetim de var o aracı kullanmaya üstelik! Neymiş efendim ben o özel donanım olunca o aracı eşimin aracını kullanmayacakmışım! Oysa kullanabilirim o aracı! Boşanmak istiyorum Hakim Bey! Ehliyetime ragmen bu aracı kullanamayacaksam evliliğin anlamı mı kalır! Gitsin o özel donanımlı aracı kullanabilecek aynı rahatsızlıga sahip bir eş bulsun kendine! Herkes dengi dengine!

Sayın bakanım, böyle bir boşanma vakası için ne buyuruyorsunuz?
Gözlükle bakıyorum Bakan’a:

"Engellilerin aile evlilik sorunu yok ki! Onlar evlenmez ki! Hadi evlendiler, kendi sakatlığından olmayan biriyle nasıl evlenir? Yapılabilecek bir şey yok yani!"

Türkiye İstatistik Kurumu’na dalıyorum. Özürlüler sosyal Güvenlik kapsamında ele alınmış. Engelli aile: yok, evlenmek isteyen engelli verisi: yok, aile , yuva, talep veri yok. Yok… Medeni durum boş.
Araştırıyorum, araştırıyorum.

Gözlüğe “Sadece gel, yoruldum artık, genel mesaj nedir?” diyorum.
Gözlükle hızlıca engellilere ait tüm birimleri tarıyor, tarıyorum.

“Engelliler sağlık kapsamında ele alınıyor sadece. Onların onlara ait bir yaşamı yok. Olmayacak da. Ancak çalışırlarsa bireydirler aksi durumda ebedi olarak yaşadıkları bir hanenin sakat bir çocuğu…”
Bayramlarda harçlık vermeyi unutmayınız. “
“ Gönüllü olunuz, sevip kollayınız bu çocukları.”
“onların sevgiye şefkate ihtiyacı var. Başka bir şeylere ihtiyacı yok.”
...

Yoruluyorum. Gözlüğü çıkarıyorum. Daha iş hayatı var, çok konu var.
Yoruluyorum. Kafayı yemeden bırakıyorum gözlüğü kenara.

Çıldırıyorum daha doğrusu.
 
Kaç yaşına gelirsek gelelim , evet biz çocuğuz ve bir türlü yetişkin olamıyoruz, kendimize ait bir hayat kurma lüksümüz olamıyor. Toplumun engelliye genel bakış açısı, kanunla, yönetmelikle de dayatılıyor bu şekilde.

“Ancak çalışırlarsa bireydirler aksi durumda ebedi olarak yaşadıkları bir hanenin sakat bir çocuğu…”

Canımcım, çalışanların da birey olma durumları tartışılır bence.


[SIZE=1]Not: John’un gözlüğü ödünç alabilir miyim , bugün lazım da[/SIZE] :cool:
 
Alabilirsin tabi ki canım:) Da lakin senin de böyle bir gözlüğünn var ki:)

Çalışanların durumuna gelemedim ki canısı. Lakin sen duruma el atmışsın zaten.
Çalışsalar da çalışan engellileerin çalışmayan engellilerden bir farkı yok zaten. Onların çilesi ayrı konu. Ben sadece kurumlar arasında kısacık bir tur attım. Bu kısacık turla bile bittim mahvoldum. yakın cepheden bakmaya, sinirim geçince el atarız.

Çalışsalar da çalışmasalar da engellilere bakış açısı hep aynı. Her yerde bir çile!
İŞin ilginci çalışsalar da yoksulluğu bitmior engellinin, çalışmasalar da.

Yoksullukla da bitmior işler tabi. Yukarıda bunlarla ilgili bir tur yaptım kısacası.
 
Yıllardır aldığımız maaşları kesemezler insanlar intihar ederiz diyorlar ben de aynı şeyi söylüyorum yapamazlar millet ana avrat küfür ediyo facede
 
bu haksızlığa bir dur demiyecekmiyiz. bu kadar olmaz ben ne gerekiyorsa yapacağım
 
sizleri bilmem ama ben genelgenin iptali için dava açacağım maaşımı keserlerse
 
Hukuki yönden elbette elinden geleni yapacaktır herkes. Lakin bence de eylemler yapılıp kamuoyunun dikkati çekilmeli. Kimsenin bu süreçten haberi yok çünkü. ya da üç maymunu oynuyor herkes. Bilemiyorum.
Sizlerin aldığı bir eylem kararına ben destek vereceğim bunu belirteyim.

İstanbul'da bir eylem çalışması yapılabilir. Kimse annesinin karnında öğrenmedi eylemleri.
Öğrenilir ve yapılır.
 
ASUMAN0;
Dava konusunu hepimiz düşünüyoruz, birleşip bir avukat tutacağız zaten, ben bu yaştan sonra kalkıp babadan para isteyeceğim bilmem ne, kendimi öldürürüm kaybedecek hiç birşeyim yok

Kalem;
Sizce toplantı için hangi dernek uygun bütün engelli arkadaşlar toplanalım konuşalım bir yerde, böyle internetten olmaz bu işler
 
Hatac, valla derneklerin hiçbirini tanımam. Ama daha önce şu platformun girişimleriyle hep birlikte 2 eylem gerçekleştirmiştik:http://www.facebook.com/groups/433914456631498/

Yaptığımız eylemlere dair şuraya bakabilirsin:http://www.engelliler.biz/forum/gun...ziran-persembe-gunu-istanbul-taksimdeyiz.html

Hakan Özgül (Üye adı: hozgül) bu anlamda aktivist kişiliği olan biri aynı zamanda. Onlar (sivil toplum dernekleri) bu durumlardan haberdar mı, bir girişimde bulunuyorlar mı bilmiyorum. Lakin verdiğim face adresinde de bu güncel durumu paylaşın dikkat çekmeye çalışın ve derneklerin neler yaptıgını sorun. Susulacak zaman değil ki şimdi!
 
eylemse eylem,davaysa dava,elimden gelen herşeyi yapacağım,olmazsa avrupa insan hakları mahkemesinede başvuralım.bu vicdansızlığı bütün dünya duysun.bu genelge engellilerin ölüm fermanı demektir.tv ye çıkıpta,türkiye nin refah seviyesi yüksek,ekonomide herşey yolunda diyen devlet adamları,bu rezalet ve insanlık dışı genelge için hesap vermelidir.
 
Sakat kişi birey değildir. Sakat kişi ancak bir yardım nesnesi olarak aramızda varolabilir. Herkesin yardımına muhtaç olarak yaşamını sürdürmek zorundadır. Bağımsızlık, hele de ekonomik bağımsızlık bu kurgu için olabilecek en büyük risktir! Devlete, siyasilere, kurumlara, aileye, arkadaşa vs. bağımlı olan sakat, iyidir, bizimdir, başımızın üstünde yeri vardır.

2022 ve evde bakım aylığı gibi sosyal politikalar da bu temel üzerinden şekillendirilmektedir. Bu kadar basit. Bunlara dair sorunu olan mı var? Bize ne!
 
evet malesef ki sakat kişi,yani bence özellikle yüzde 70 ve üzeri sakat kişi,herkesin yardımına muhtaçtır.diil ekonomik bağımsızlık,sadece ve sadece ekmek parasını bile kazanabilecek durumda diildir.devlete,aileye,arkadaşa vs. ye bağımlıdır.
bence bu yeni genelge öncesinde,devletin engellilere yaklaşımı mantıklı,vicdanlı ve dosdoğru idi.devletin engellieri devlete bağımlı yapmak gibi bi politikası olduğu fikri,kusura bakmayın ama çok saçma.öyle olsaydı eğer,devlet yaptığı yardım karşılığında engellileri bişeylere mecbur ederdi,bi şekilde bi karşılık talep ederdi.benim bildiğim kadarıyla böyle bir durum söz konusu diil.
eminim ki hiç bir engelli arkadaşımız,çalışabilmek dururken,devletten yardım almayı zaten tercih etmezdi.allah kimseyi kimseye veya devlete muhtaç bırakmasın ama devlette sahip çıkmazsa,yaşamımızı idame ettirmemiz mümkün diil.doğru sosyal politika acizleri,düşkünleri ölüme terk etmek midir.
 
her turlu eyleme varim hersekilde nereye olursa gelirim ve katilirim buradan kaydimi alin her eylemde haberim olsun

piskolojim alt ust oldu hic iyi durumda deyilim maf ettiler bizi bunlar hergun korku icinde yatiyoruz yarin maaslarimiz kesilirmi diye cunku tek elimize gecen para o onuda alirlarsa felaket sonlara yol acar bu yeteri kadar yiprattilar bizi ne yapalim ne edelim aramizde eli tutmayan ayagi tutmayan yanliz basina disari cikamiyan karda kisda yamurda olumsuz iklim bi ton engel var ne yapalim söleyin eylemmi yapalim 2 dk sonra polislerin gazabi baslar toplu intiharmi edelim bu onlarin isine gelir elimizden gelen birsey yok nerde dernekler nerede hani toplasalar bizi götürseler hani hersey yalan bu dünya yalan bunlar gidene kadar çekecegiz bu zülmü vijdanli bir hükümet gelene kadar baska ne yapabiliriz. diye düşünüyorum ama elimden gelmior nalet olsun ..
 
arkadaslar Bakan 22.00 de konuk olacakmis..

‏@omer_sahinn
Aile ve Sosyal Politikalar Bakani @FatmaSahin_ASPB22.00 de TRT TURK konugum olacak.Kadin, aile ve sosyal konularinda sorulariniz??
 
ferhat1965;
sunucu twıtter engelledı benı
 
ben programı seyrettim,malesef 2022 maaşlarıyla ilgili hiç bişey konuşulmadı.allah yardımcımız olsun.
 
benden 2 yaş büyük amca oğlum almanyada oda özürlü ona alman hükümeti ona sahip çıktı okulunu bitirdi kurs gösterildi meslek sahibi oldu işe girdi ekonomik yönden kimseye bağlı kalmaması sağlandı evlendi 2 çocuğu var bu imkanları bizim gavur dediğimiz insanlar sağladı,ben özürlü arabalarım hepsi hibe geldi şimdikini parayla aldım okul inşaat arabasıyla ilk okul bitirdim aile kurma hayali bile hayal şuan imkanlarım ve bilgiğim herşey bu site sayesindedir emeği geçen herkezden ve tüm üyelerden allah razı olsun derneklerin tek yaptığı dilencilik ve yalakalık sonraki hayatımdan pek umudum kalmadı güzel bir duvar yazısı
PARASIZ İNSAN GEREKSİZ İNSAN
SAKAT İNSAN FAZLADAN İNSAN
 
Oturanboğa demiş ki:
"Sakat kişi birey değildir. Sakat kişi ancak bir yardım nesnesi olarak aramızda varolabilir. Herkesin yardımına muhtaç olarak yaşamını sürdürmek zorundadır. Bağımsızlık, hele de ekonomik bağımsızlık bu kurgu için olabilecek en büyük risktir! Devlete, siyasilere, kurumlara, aileye, arkadaşa vs. bağımlı olan sakat, iyidir, bizimdir, başımızın üstünde yeri vardır.

2022 ve evde bakım aylığı gibi sosyal politikalar da bu temel üzerinden şekillendirilmektedir. Bu kadar basit. Bunlara dair sorunu olan mı var? Bize ne!"
...

Oturanboğa, ilk paragraftaki tespitler zaten de benim de katıldığım tespitler. Burada anlaşıyoruz.

Fakat 2. paragraftaki sözlerinizi anlamlandıramadım: "...
Bunlara dair sorunu olan mı var? Bize ne!"

Sorunu olmayanlar kimler?

"bize ne" demişsiniz. Siz kimsiniz?

Size bu konularda serzenişte bulunmadım. Sizi tanımam etmem bile. MUcadele konusunda hele şahsınızı asla muhatap bile almam. Aaa gelin ilgilenin mi dedik?
Burada bir yazı yazdım. Tespitlerde (benim de katıldığım doğru tespitler bunlar) bulunmuşsunuz ardından üstü kapalı iki cümle yazmışsınız.

Evet, siz kimsiniz?




 
Bu deneme yazınızı sevdim. Ancak 2022 deki uygulamalar maalesef illere göre değişiyor.Aslında 18 yaş üstü olanların altsoy/üstsoy bakılmaksızın kendi gelirleri ile eş ve 18 yaş altı çocuklarının gelirine bakılması gerekir. Ama nerede. Ben bunu uygulayan bir-iki il biliyorum sadece.

SİZLER İÇİN ENGELLİLER SEMPOZYUMUNDAN BİR ALINTI YAPIYORUM.BU BİLGİLERDEN DE YARARLANARAK HUKUKİ MÜCADELE VERMELİSİNİZ. (Ankara Barosu /Siteler/2012yayin/2011sonrasikitap/engelli-haklari-birlesmis-milletler.pdf
RIZA TÜRKMEN(AHİM Türkiye yargıç temsilcisi)
Bütün bunlardan şu çıkıyor, bir kere daha önce söylediğimiz gibi, özürlülerin durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin özel yaşamla, özel yaşamın korunmasıyla ilgili 8. maddesine giriyor. Devlet bu konudaki pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde, 3. maddenin ihlaline yol açabilir, haysiyet kırıcı bir muamele teşkil edebilir birçok durumda. Sh. 114

İkinci sözünü etmek istediğim dava, Glour–İsviçre Davası. Bu çok yeni bir dava, 30 Nisan 2009 tarihli. Bay Glour İsviçre vatandaşı, kamyon şoförü, kendisi birinci tip şeker hastası, yani doğuştan şeker hastası. Bu yüzden askere alınmıyor. Askere alınmadığı için, İsviçre’de askere gitmeyenlere bir
askerlikten muafiyet vergisi var, Bay Glour’a da muafiyet vergisi geliyor. 477 Euro kadar filan, ama İsviçre’de her sene böyle askere gittiği için İsviçreliler yıllar boyunca 15 gün filan, her yıl bu vergiyi vermesi gerekecek. Bu arada Glour askerlik hizmetini yapmak istiyor ya da alternatif hizmet var, vicdani retçiler için İsviçre’de alternatif hizmetten yararlanmak istiyor, fakat İsviçre makamları buna izin vermiyorlar. Vergi idaresine başvuruyor Bay Glour bu vergiden kurtulmak için. Vergi idaresi diyor ki, “Özürlülük oranı yüzde 40’dan düşüktür. O yüzden vergi muafiyeti tanınmaz.” Özürlülük oranı yüzde 40’dan fazla olsaydı, o zaman vergiden muaf tutulabilirdi. Federal mahkemeye gidiyor onunda, federal mahkeme de “Bu vergi idaresi kararı doğrudur. Bu vergi aslında eşitliği sağlıyor, askerlerin yapanlarla yapmayanların.” diyor ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine geliyor.
Bu karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin özürlülere bakışı bakımından bir dönüm noktasıdır, çünkü birçok şey ilk kez bu kararda oldu. İlk kez bu kararda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kişinin fiziksel bütünlüğünün ve fiziksel nedenlerle askerlik yapamamasını 8. maddeye, yani özel yaşamın korunmasına soktu.
İkincisi, ilk kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu kararla özürlülere karşı ayrımcılık yapıldığı nedeniyle 14. maddenin ihlaline karar verdi, 8. maddeyle birlikte. İki bakımdan ayrımcılık buldu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Bay Glour olayında. Birincisi, özürlüler arasında bir ayrımcılık yapılıyor, böyle yüzde 40’dan aşağı kişilere vergi konulması, yüzde 40’dan daha fazla özürlü olan kişilere vergi konulmaması gibi bir ayrım kabul edilemez dendi. Bu son derece keyfi bir ayrım, ne zaman yüzde 40’dan daha aşağı özürlüsünüz, ne zaman yüzde 40’dan daha fazla özürlüsünüz,
bunu tayin etmek, bunu tespit etmek çok zordur. Ayrıca böyle bir ayrımın yapılması bizatihi bir ayrımcılıktır dedi. İkincisi şu bakımdan bir ayrımcılık buldu: Vicdani retçilere tanınan alternatif hizmetten özürlülerin yararlandırılmaması, Bay Glour’un yararlandırılmaması, bu da bir ayrımcılıktır
dedi ve 8. maddeyle birlikte 14. maddenin ihlaline karar verdi. Bir de şu unsurları dikkate aldı, bir kere bu vergi miktarı da önemliydi Glour için, çünkü her sene verecekti ve İsviçre yasalarını yetersiz buldu özürlüler bakımından, bunu eleştirdi. Glour Davasında bir önemli taraf da şu: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İsviçre taraf olmadığı halde Birleşmiş Milletler Özürlüler Sözleşmesine atıf yapıyor ve diyor ki:
“Özürlülere karşı ayrımcılığın önlenmesi evrensel bir kabul görmektedir.” Avrupa’da evrensel bir kabul görmektedir, o yüzden İsviçre taraf olsa da olmasa da bu sözleşmenin hükümleri İsviçre için de geçerlidir diyor.Bunun dışında, bir de kararda Glour’un özel durumuyla, özel koşullarıyla makul bir uzlaşı sağlayacak bir çözüm getirmediği için İsviçre’yi eleştiriyor. Tabii bu makul çözüm aslında Birleşmiş Milletler Özürlüler Sözleşmesinde 2. maddesinde yer alan bir kavramdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu 2. maddedeki kavramı kendi kararında kullanıyor. Özürlünün durumuyla uzlaşacak makul bir çözüm bulunması. Bütün bu nedenlerle, Glour Davası özürlülerle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bakımından bir dönüm noktası olarak görülebilir.sh.112-114

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde de insan haklarına saygılı devlet olarak kendini tanımladığına göre, ben bu sözleşmeye uyum konusunda yeterli bir samimi çabanın gösterileceğine inanıyorum
 
arkadaşlar bu ayıba karşı duralım. engelli derneklerine sesleniyorum ne olur bizleri birleştirin. eylemse eylem.alınacak kararları lütfen bize duyurun. her zaman yanınızdayız
 
Kalem ablaya bi sorum olacak ben 7 yıl dır 2022 maaşından faydalandım bundan 4 ay önce bimere kömür talebinde bulundum ve ertesi hafta maaşım iptal edildi ailede 3 kişi bide ceza evinde kardeşim var babanın 870 yakın bağkur maaşı var benım maaşım kesmeleri yasal mı bana diyarlar ki dava ac abla bana bi yol göster raporum ağır engeli ve %88 ne yapayım.
 
Üst Alt