Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

21.yy Belası Ayrımcılık Meclis'te! [Tartışma]

hozgul

Üye
Üyelik
18 Şub 2010
Konular
137
Mesajlar
3,539
Reaksiyonlar
287
Yeni bir makale kaleme aldım. İlginç bir tatışma konusu olacapını düşünüyorum.

Selamlar, Hakan Özgül
www.kasder.org.tr

21.yy Belası Ayrımcılık Meclis’te

Herkes için hukuk (kanun) önünde eşitlik ve ayrımcı muameleye maruz kalmama, hem ulusal hem de uluslararası düzlemde kabul görmüş, güvence altına alınmış temel ve evrensel bir insan hakkıdır. Türk Hukuk Sistemi’nde Anayasa’nın 10. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 3.[1] ve 122.[2] maddeleri eşitlik ve ayrımcılıkla ilgilidir. Buna göre: Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırımcılık yapılamaz.

Ayrımcılık yasağı Türkiye için yeni bir kavramdır. Örneğin ulusal mevzuatta ayrımcılığın bir tanımı bulunmamakta, ayrımcılığın farklı türleri açıkça anılarak yasaklanmamakta ve makul uyumlaştırma yapmamanın ayrımcılığın bir türü olarak düzenlenmediğini söylemeliyiz. Öte yandan tüm beynelmilel hukukta ayrımcılık suçu ile ilgili ispat yükümlülüğü ayrımcılığa maruz kalan kişide değildir.[3] Ancak Türkiye’de ayrımcılık konusunda da ispat yükümlülüğü her zaman iddia edene aittir.

5378 Sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, TCK’nın 122. maddesine “özürlülük” lafzını eklemiştir. Buna göre özürlülüğe dayalı da ayrımcılık yapılamaz.

Ayrımcılık yapmama sadece devletin değil bireylerin de bir yükümlülüğüdür. Dolayısıyla herkesi bağlıyıcıdır.

Dünyanın her yerinde ayrımcı muameleye maruz kalan bireylerin olduğu bir hakikattir. Hiç şüphesiz Türkiye’de de benzer durumdadır. Hem devletin kurum ve kuruşları hem de bireylerin başka bireyleri ötekileştirdiği örneklere; basında, adli makamlara intikal etmiş davalarda, bildiri ve duyurularda rastlıyoruz. En manidar örneklerden biri de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yani yasama faaliyetlerinin yapıldığı çatıda yaşanmaktadır.

Lokman Ayva 22., 23. Dönem İstanbul Milletvekili’dir ve halen görevini sürdürmektedir. 11 yaşında geçirdiği menenjit hastalığı sonucu görme yeteneğini kaybetmiştir. Her milletvekili gibi Lokman Ayva da medeni ve siyasi haklarını kullanmış Meclis’e Vekil olarak seçilmiştir. Mecliste bulunan 550 milletvekili içinden tek görme engelli kişidir. Yasama faaliyetlerine de hiç şüphesiz diğer milletvekilleri gibi katılmak, yönetmek ve var olmak en temel hakkıdır. Peki Lokman Ayva yasama faaliyetlerinde diğer vekillerle aynı şart ve koşullarda çalışabilmekte midir? Bu sorunun cevabını evet olarak vermek isterdik ne yazık ki sorunun cevabı evet değil. Örneğin Genel Kurul çalışmaları sırasında kişisel söz talepleri yazılı olarak iletilmektedir. Kâğıda, görme engeli sebebiyle yazı yazamayan Lokman Avya, şimdiye kadar bir kez dahi söz isteyemediğini bildiriyor.[4] En vahimi ise Meclis’te yapılan gizli oylamalarda Lokman Ayva’nın temsil hakkı ve iradesinin yok edilmesidir.

TBMM İçtüzüğü’ne göre üç çeşit oylama usulü[5] bulunmaktadır: 1. İşaretle oylama; 2. Açık oylama; ve 3. Gizli oylama şeklindedir. Gizli oylamada esas olan herhangi bir milletvekilinin oyu bir başkası tarafından bilinemez, görülemez ve ifşa edilemez olduğudur. Gizli oylamalarda; Milletvekilleri iradelerinin özgür ve vicdani olarak tecelli edebilmesi için Genel Kurul’da görüşülen maddeyi, kanunu ya da başka bir konuyu kabul, red eder ya da çekimser kalabilir. Gizli oylamada vekillere bir zarf ve üç adet değişik renklerde yuvarlak pul verilir.[6] Bunlardan beyaz yuvarlak olumlu, yeşil yuvarlak çekimser ve kırmızı yuvarlak ise olumsuz oy anlamına gelir. Lokman Ayva görme engelli olması nedeniyle pulların renklerini ayırt etmesi mümkün değildir. O halde mevcut durumda oylamaya katılması için birinden yardım alması gerekmektedir. Nitekim Lokman Ayva yaptığı açıklamada refakatçi olmadan oy kullanamadığını, dolayısıyla kendisinin yaptığı oylamanın gizli olmadığını ifade etmiştir.[7]

Gizli oylama, esasen milletvekillerinin herhangi bir baskı hissi yaşamaksızın ve etki altında kalmaksızın özgür ve vicdani iradeleriyle oylama yapmasına hizmet etmektedir. Parti gurup kararı, telkinler ya da başka bir baskı mekanizması olsa da milletvekili perdenin arkasında özgürce oyunu kullanabilmektedir. Gerçi basına yansıyan haberlerde özellikle kritik gizli oylamalarda parti yöneticilerinin milletvekillerinin attığı oyu takip ettiği bilinmektedir. Ancak Lokman Ayva’nın maruz kaldığı muamele, baskıdan öte kendisinin özel şartları gözetilmemesi ve makul uyumlaştırma yapılmaması nedeniyle engelliliğe dayalı ayrımcılıktır. Zira uluslararası belgelerde, makul uyumlaştırma yapmamanın ayrımcılığın bir türü olarak düzenlendiği görülmektedir.[8]

Pekala oylamada kullanılacak pulların şekilleri renklerine göre düzenlebilir. Örneğin kırmızı pul üçgen, yeşil pul kare ve beyaz pul yuvarlak olabilir. Üstelik bu düzenleme ölçülü ve aşırı yük getirmemektedir.

Lokman Ayva’nın attığı oy’un, gizli olmadığına herhangi bir şüphe yoktur. Lokman Ayva aleni bir şekilde açık oylama yapmak zorunda bırakılmakta ve oylamada usul hatası yapılmaktadır. Dolayısıyla Lokman Ayva’nın katıldığı tüm gizli oylamalarla yapılan oturumların iptali gerekmektedir.

Günümüz Türkiye’sinde engelliliğe toplumsal bakışın genellikle yardım ve merhamet ekseninde olduğu söylemek hata olmayacaktır. OZİDA tarafından 26.02.2009 tarihinde “Toplum Özürlülüğü Nasıl Anlıyor Projesi”[9] kapsamında yapılan araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, araştırmaya konu olan katılımcıların, Özürlü Denilince Aklınıza Ne Geliyor sorusuna en yüksek tercih seçeneği ile %24,2 oranında “yardıma muhtaç kişi” şeklinde cevaplandırılmıştır. Bu gerçeklikten yola çıktığımızda Lokman Ayva’nın ayrımcı bir muameleye maruz kaldığını topluma anlatmanın kolay olmayacağını düşünmekteyim. Hatta bu konuyu çeşitli meclislerde tartışmaya açtığımda: “Milletvekili olmuş daha ne olabilir, bir görme özürlü yüzünden sistem mi değişecek, yardım alsın öyle oy kullansın ne var ki bunda ya da daha önemli ayrımcı uygulamalar varken bir bu mu kaldı” şeklinde geri bildirimler almaktayım. Ancak iddia ediyorum ki Lokman Ayva’nın maruz kaldığı ayrımcı uygulamanın sonuçları ciddi bir hukuk devletinde dikkate alınır ve derhal müdahale edilir.

Doktrinin Lokman Ayva’nın maruz kaldığı uygulamanın bir ayrımcı uygulama olduğu konusunda hemfikir olacağını düşünmekteyim. Ancak bu ayrımcı uygulamadan sebep “Lokman Ayva’nın katıldığı gizli oylamalarla yapılan oylamaların iptal edilmesi gerekir” şeklindeki tezimizin daha çok tartışılmasına ihtiyaç vardır. Fakat kanaatimiz gizli oylamaların iptal edilmesi yönündedir.

Hakan Özgül

01.08.2010

[1] TCK, MADDE 3, (1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, millî veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
[2] TCK, MADDE 122,. Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yapmak…
[3] Türk Hukuk Sistemi’nde sadece İş Kanunu’nda ispat yükümlülüğü paylaştırılmıştır.Bkz 4857 Sayılı İş Kanun’un 5. Maddesi
[4] Grme engelli milletvekilleri gizli oy kullanacak - Engelliler Sitesi
[5] TBMM İçtüzüğü Madde 139, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
[6] [6] TBMM İçtüzüğü Madde 148, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
[7] BKZ 4 Nolu Dipnot
[8] Birleşmiş Milletler Engellilerin Hakları Sözleşmesi, Madde 2, Tanımlar
[9] http://www.ozida.gov.tr/guncel/arastirma_sonuclari.pdf
 
Eline sağlık Hakan. Benzer bir eleştiri milyonlarca sakatın oy kullanmasında da söz konusu. İlle de tekerlekli sandalyem vatandaşlar tarafından karga tulumba merdivenden çıkartılacak, oy kullanılan mekan uygun değilse herkesin içinde oy kullanılacak vs.vs.vs.

Milletvekili'nin en temel faaliyetlerinden biri olan oy hakkını kullanmak konusunda bile böyle bir ayrımcılık olabiliyorsa, yani, işi ayrımcılık vb. konuları ortadan kaldırmak olan Meclis'in kendi işleyişinde bu ayrımcılık varsa, "tuz kokmuş" demekten başka bir şey gelmiyor insanın aklına. Aynı şekilde Meclis'in tekerlekli sandalye kullanıcıları için, körler için, işitme engelliler için düzenlenmemiş olması da benzer bir ironidir. Bir yandan yasa yap ayrımcılığı suç say, kamu binalarının erişilebilir olması için kanun çıkar, sonra dön kendinle çeliş!.. Evet, tuz kokmuş!

Ayrıca, altını çizdiğin gibi, "yardım alsın ne olacak" düşüncesi neredeyse herkeste var. Buna sakatların kendisi de dahil hatta. Oysa birey olmanın en temel koşulu kişisel tercihlerde bulunabilme özgürlüğüdür. Evet, yardım almak konusu bir komplekse dönüştürülmemelidir ama, hangi konuda yardım alacağıma bırakın da ben karar vereyim! :) Önce herkesle eşit olayım, en temel konularda herkes gibi olabileyim; ondan sonra ekstra bir ihtiyacım olursa, ona dair hakkımı seçenekler arasından seçip kullanayım.
 
Ben tekerlekli sandelyem ile özellikle devletle işlerimde kendim, kimseden yardım almadan yapabilme günlerini yaşayıp, yaşamayacağım endişesini hep taşıdım.Eşit hak tanınacağınıda hiç sanmıyorum....Sadece mecburi düzeltmelerle zaman kaybediliyor...
 
Ellerinize sağlık.İstediğiniz yönde tartışma yaratacağından ben umutlu değilim.
Stalin'in tavuğu diye bir düşündürücü fıkra okumuştum.Şimdi aynen öyle durumdayız.
Bu fıkra google da bulunabilir.
 
Stallin' in Tavuğu nu okudum...bu kadar mı uyar bize yaa!...Çeşitli engellere sahip bireyler artık okuyor, iyi yerlere geliyor ya da iyi yerlerdeki insanlar sakat kalabiliyor. Bundan ötürü sessizlik bozuldu. Bazı krumlar, işletmeler üzgünüz ama rahatsız ediliyor. Neden rampanız yok? Neden engelli park yeriniz yok?Neden ranpanın önüne park ettin kardeşim? bilgili ve dişli iseniz başa çıkıp gereğini yaptırabilirsiniz. Ama insanoğlu çiğ süt emmiş birde kalkıp kafa tutar! Üstüne yürür! Neden? koskoca park yerinde ana ayrılan yerde gözü vardır çünkü. Oy kullanmada tekerlekli sandalyeli seçmeni atl katlara ve düz girişli okullara almayı daha yeni yeni akıl ettiler! Neden? her oy kullanmada yaşanan rezaletler haberlerde çok yer aldı da ondan.
Hep şunu söylerim engellilere yapılanlar lütuf değildir, hakdır!
 
Engellilik meselesi bu memlekette kolay anlaşılabilecek bir mevzu ne yazık ki değil. Ciddiye bile alınmayan bir kesim. Çünkü topluluk gücünün farkında henüz değil. ayrıca sindirilmiş bir yapımız da var. kabullenmişlik, burası Türkiye, ülkemizin özel koşulları. Tabi asıl mesele burdan yola çıkarak medeni ve siyasi hakların kullanılmasıyla ilgili. Mücadeleye devam. Elimizden geldiği kadar yazacağız, çizeceğiz
herkese selamlar
hakan
 
stalin'in tavuğu ekonomistler arasında dünya klasiği sayılıyor.
Geçen sene Milliyet gazetesinden Hasan Pulur köşeşine almıştı .
nedeni: dünyanın en fazla dolaylı vergi ödeyen ülkesiyiz.Halk fatura ödemekten bunalmışken
diğer gelişmiş ülkelerdeki hakları talep dahi edemiyor.Yani siyasi sonuç doğuyor.Siyasetin odağında yani TBMM de bile
haktan söz edilemiyor .Ancak verilen bir avuç yem gibi içi boş yasalar çıkarılıyor.
Şimdi bu katagori siyasi fikirlerin söylendiği yer.Eğer yorumcuların yazdıkları diğer yorumcular tarafından yorumlanırsa
ortaya bambaşka durum çıkıyor.

*******
engellilerin eğitimi ,ekonomik durumu gibi yorumlar nasıl çıkarıldı anlamadım.
hozgül de kusura bakmasın ,birkaç gün bekledim ama ben bunu açıklamazsam daha sonra daha da ileri yorumlarda bulunurdu.

*******
Madem başladım başka konuya da değineyim .
Siyasi yalpazede sağ ,muhafazar siyasi görüş daha baskın oluyor yelpazenin sol bölümü gelişmiyor.
Buna siyasiler topal ördek diyorlar.Ördeğin diğer ayağı kısa imiş yani.
Sosyal demokratlardan tutun da daha uç noktalara giden sol da TBMM de olsa engelli,sendika .....gibi giden haklar daha
kolay alınır.Bir yarışmadır başlar .Rampada yapılır daha da ileri haklar elde edebilir.

********
çünkü hak kelimesi sol terminolojiye aittir.Acaba o kesimlerden de milletvekili çıkmaz mı?
Bunlar benim düşüncelerim.kabul edersiniz veya etmezsiniz. Benim yazıma lütfen yorum yapmayın.
 
Sevgili Nine 60,
Düşüncelerinizi okudum birkaç not ekleyecektim amma "Benim yazıma lütfen yorum yapmayın" diye söyleyince söyleyecek söz kalmıyor.
Selamlar gönderiyorum
 
hozgul ,sen yorumcu değilsin.Bizler yorumcuyuz.Konuyu açan sensin,yorumcularla soru cevap şeklinde fikir geliştirmesi
seninle yorumcular arasında olur.
Benim söylediğim diğer yorumculara .eğer açtığın konu hakkında görüşleri varsa yazarlar.
Sen söyleyeceğin varsa bana yazarsın.
Yalnız şunu da belirteyim,yarım yüzyılı aşkın bilgi birikimleridir bunlar.Devamlı analiz de yaparım.Tabii görüş meselesi.
evet ,senin yazını bekleyeceğim.yarın bakarım.
 
Niye vaz geçtin hozgul. Biraz işim vardı giremedim siteye.
Emek vermişşin yazmışşın ,Bari ben geçmişle kıyaslama yapayım.
Ben bu katogorilere fazla girmiyorum. Ana sayfada mesajlara göz attığımda mesajların çoğunluğu emekli maaşları ,
engelli maaşları vs...gibi ekonomik konulardı.
Onun için özü sosyal analiz olan o fıkra aklıma geldi,Bizlerde toplumun katmanları olduğumuzdan ,yansıması da oluyor.
tahminim de de yanılmadım sanırım.

*******
seçmen kağıtları dağıtılıyor.2 seçimdir bütün bilgilerimiz (ad,soyad,tc.kimlik,anne adı ,baba adı,doğum tarihi,adres.)
herkese ilan edilmiş vaziyette apartman girişine bırakılmış .
YSK yasaları hiçe sayıyor.Gizlilik kurallarını ihlal ediyor.Kimsede ses yok.
Daha önce muhtarlara bırakılıyordu,bizler gidip alıyorduk.Aileden bir kişinin alması yeterli oluyordu.Hiç olmazsa kişisel bilgilerimiz fazla dağılmıyordu.
 
*******
Bundan 20- 30-40 sene önce yurtaşlık haklarımı kullanıyordum.Hem de çok rahat. okulların ,cami eklentilerinin,veya herhangi
düz girişi bulunan binalara oy verme kabinleri kurulurdu.Kabinler geniş tutulurdu ki yaşlılar için sandalye de konulabilsin.
Sonra 4-5 katlı binalara taşındı sandıklar.Oy kabinine bile giremedim ,pencere perdesinin arkasında kullandım.Sizi geçmişten bugüne getirdim.Çağ atlamışız...

******
belki geçmişten bu güne kadar çıkan yasalardan da bahsederim.Bu günlük bu kadar
 
nine60 bana eskı tarıhı anlatma göruyoz duyuyoz ve korkuyoz eskıye donmekten bu gunler daha ıyı eskıye göre en azından yalandanda olsa yasamaya basladıgımı hisedergıbı oldumu tahmın edıyorum 10 sene içinde guzel seyler oluyor engelıler adına :)olcak ta ısallah
 
Değerli Arkadaşlar,

Bu makaleyi yazmamın birkaç amacı vardı. Birincisi ayrımcılık ve engellilik meselesine dikkat çekmek, ikincisi TBMM de bile bu türden uygulamaların varlığına işaret etmek, üçüncüsü ayrımcılık konusunun anlaşılmasının güç olacağını ortaya koymak ve dördüncüsü ise ve beklide en önemlisi hukuki düzenlemelerle fiili durum aslında hiç paralel hareket etmediği ve bundan ötürü aslında görüntüde bir ekran koruyucu olduğunu anlatmak içindi.

Son tartışmaları izliyorum ve karnıma kramplar giriyor. Yeni Anayasa 10. maddedeki “pozitif ayrımcılık” bahsi için deniliyor ki (siyasi kanattan) : “efendim şimdiye kadar engellilerin hakları vardı ama Anayasa’da bir dayanağı olmadığı için haklar murad edildiği gibi uygulanmıyordu. Hayatımda duyduğum en büyük palavrandan biri. Bu çok ama çok uzun bir tartışma. Bu konuda da bir yazı hazırlamayı düşünüyorum belki orada daha çok işleriz.

Medeni ve siyasi hakların kullanımı konusunda Türkiye sabıkası kabarık bir memleket. Düşünün lütfen, kadınların meclisteki oranı ya da engellilerin. Ya da diğer haklar bakımından inceleyelim. Siz kamuda engelli ya da kadın, genel müdür olmuş biri tanıyor musunuz? Ya da savcı ve hakim olmuş bir engelli? Seçme hakkındaki saçmalıklar da çok uzun işlenebilecek bir konu. Ben biraz daha olayı daraltmak için hiç o mevzuya girmedim, giremedim. MEB suçu YSK’ya, YSK ise MEB’a atıyor. Arada ezilenler ise bizler oluyoruz.

Son tahlilde her şey edinilen kültür ile ilgili diye düşünüyorum. Toplumda engelli merhamet edinilecek kişi olarak görüldüğü sürece değil pozitif ayrımcılık yapmayı ne eklerseniz ekleyin sonuç matematikte çarpmada 1’in etkisi gibi olacaktır.

Engelliliğe dayalı ayrımcı uygulamalar ve mücadele projesinde görev aldım. Henüz yayınlanmadı, üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Orada siyasi ve medeni hakları proje konusu gereği incelemedik ama ortaya çıkan sonuçlar, eskileri “neydi o günler” dercesine hatırlatıyor.

Değerli nine60; yorum yazmayın, çizmeyin diye bir sonuç yazınca ve sonra sen şucusun ben bucuyum deyince biraz düşündüm doğrusu. İki cümle daha yazarsam herhalde sonuçlarını ön göremem.

Selamlar gönderiyorum
Hakan
 
emeğine sağlık hozgul. okundukça ıbret alınacak bır konudur bu,bence bu sıteye uye olan her kesın mutlaka okuması gerekıyor.bızı göz boymayla nasıl aldattıklarını ve buna tbmm'yı nasıl alet ettıklerını.haksızlığa uğrayanların haklarının alınacağı en kutsal yerlerden mecliste bile özürlü vekillimizi nasıl inzivaya çekilmek zorunda bırakıldığını okuyun lütfen:confused:
 
Üst Alt