4857 sayılı iş kanunun ilgili maddeleri, aşağıda.
Sözleşmenin feshinde usul
MADDE 19. - İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.
Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.
- Fesih bildirimine itiraz ve usulü (1)
MADDE 20. - İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. (...) (1) taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür. (1)
Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
Kanunun ilgili maddelerinden de rahatlıkla anlaşılacağı gibi işveren feshin nedenini yazılı olarak bildirecek ve iş akdinin feshinin nedenini de burada açıkça belirtecek. Öyle şifahen (söz ile) “yarın işle gelme” devri kanuna göre sona ermiş durumda.
Kaldı ki senin durumun biraz farklılık gösteriyor. Bana da benzer bir teklif yapılmıştı ve ben nazikçe teklifi ret etmiş ve önce epey de sinirlenmiştim işin doğrusu. Hatta bana yapılan teklifte maaş dahi ödemeyecekler sadece sigorta yapacaklardı. O açıdan sen iyisin zira maaş da ödüyorlarmış sana. Lakin daha sonra sakin sakin düşününce işverenlerin bizlere bu şekilde teklifte bulunmalarına eskisi kadar da kızmadım. Geçen Kurban Bayramında AHL’de kurulan engellilerle ilgili fuarda engelsiz kariye adına bir konuşma yapan avukat bayanla biraz laflarken kendisi de bana bu tür tekliflerin bizler tarafından işverenlere yapılmaya başlanmasından sonra işverenlerin bu tür teklifleri sakatlara yapmaya başladığını ifade etti. Yani işverenlerin bizlere bu türden teklifi yapabilmelerine çanak tutan yine bizlermişiz. Bu tutum ahlaki mi değimli bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Dolayısıyla sizin durumunuzda bu kapsamda anladığım kadarıyla. Şayet resmi kayıtlar altında (sigortalı olarak filan yani) bir yerde çalışırken bu işten çıkarılma hadisesi başınıza gelmiş olsaydı işverenden bunu size yazılı bildirmesini ve yazılı bildirimde de işten çıkarılma nedenini size bildirmesi konusunda ısrar etmeniz gerektiğini, bu yazılı bildirimi almadan hiçbir surette hiçbir belgeyi imzalamanız gerektiğini hatırlatırdım. Aksi halde tüm yasal haklarınızı kaybedebilirdiniz. Benim 15 yıl çalıştığım müessese geçen ağustos ayında tüm tazminatımı vererek beni işten çıkartmak istedi. Ben de zevkle kabul ettim bunu zira ev-iş arasındaki (biri Asya kıtasında diğeri Avrupa) çok uzak idi ve ben de bunu yıllarca kendilerinden talep ediyordum. Lakin bazı nedenlerden ötürü bana yazılı olarak nedenini bildirin dedim. Amacım kesinlikle mahkeme gitmek değil idi. Bunu işverene de söyledim zira birinin işine son verildiğinde başkalarının aklına farklı farklı şeyler geliyor. Neden işiten çıkartıldı acaba deniyor. Lakin böyle bir yazı vermediler, ben de kendilerine “çıkmıyorum, tazminatımı ödeseniz de istifa dilekçemi imzalamıyorum o zaman” diyerek rest çektim. Çok enteresandır gerekçeyi yazılı bildirmek yerine normal tazminatıma ilaveten 8 maaş da ilave ödeme yapmayı teklif ettiler, ben de hiç itiraz etmedim ve paramı aldıktan sonra istifa dilekçesi imzaladım. Ama bu ilave ödenen paradan gelir vergisi kesildi o kötü oldu işte. Kıdem tazminatı gibi sadece damga vergisi ile yırtamadık. Bunu anlatıyorum ki belki yaşadıklarımın sana veya buradaki bir başka arkadaşa gün gelir bir faydası olur. Bu süreç zarfında çok araştırdım sağda solda avukatlarda, üniversitedeki hocalarda filan. İş mahkemelik olduğunda ispat müessesesi önemli hale geliyor. Nedir ispat müessesi izah etmeye çalışayım. Şimdi siz çalışmadan maaş alıyorsunuz ve sigortalısınız. Diyelim ki siz de direttiniz işverene bana yazılı olarak gerekçeyi bildir diye. İşveren de bildirmedi. Kanun hükümlerine göre mahkeme gittiniz ve gereğinin yapılmasını istediniz. İşveren de sizin için “bu şahıs zaten burada hiç çalışmadı ben özürlü kontenjanından onu çalışıyor gibi gösterip parasını ödedim” diyerek bir de savını destekleyen şahitleri mahkemeye götürdüğünde konu benim tahminim aleyhinize olur. İşveren de belki kanunu kötü maksatla kullanıp suistimal ettiği için belki bir ceza alır ama önemli olan sizin durumunuz işveren değil tabii ki. O nedenle durumunuzu bu konularda bilgi sahibi bir avukatla konuşun ve ona gire bir kara verin zira sizin durumunuz çok alternatifli bir mesele. Yazılı gerekçe diye diretmek sizin için doğru olur mu olmaz mı buna işin ehli bir hukukçu karar versin.