OKB'yi nasıl atlatmaya yaklaştım?
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), insanların obsesyon adı verilen sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması ve bu düşüncenin kendisini rahatsız etmesinden ötürü, genellikle rahatlamak amacıyla ritüel veya kompulsiyon adı verilen sürekli tekrar eden davranışlarda bulunmasıyla karakterize bir durumdu
OKB'yi böyle uzun uzun anlatabilirim ama gerek yok. Eğer zaten bu videoyu izliyorsanız tanımına ihtiyacınız yok çünkü bu hastalığı çok iyi biliyorsunuz. Benim ve bir çok uzmana göre bu hastalığın asıl adı ''Ruh Kanseri'' çünkü gerçekten de insanın ruhunu yavaş yavaş bitiren bir hastalık bu. Tabi eğer karşı çıkmaz ve savaşmaz iseniz. Bugün bu videoda size OKB ile nasıl savaştığımı anlatacağım. Başta uyarıyorum bunlar benim yöntemlerim. Sizde işe yarar mı bilmem ama bende kesinlikle yaradı onu söyleyebilirim.
Öncellikle adım Hakan. Yirmi yaşındayım. 16 yaşında OKB teshişi kondu. İlk başta pek ciddiye almadım çünkü hastalığı tanımıyordum. Ama daha sonradan o kadar ciddiyete bindiki ilaçları düzenli kullanmaya başladım. Ama bir türlü iyileşme göremiyordum. O yüzden psikologa gittim ama onluk bir şey olmadığını söyledi bana. Büyük ihtimal ile özele gitmediğim için beni başından salmış olabilir çünkü araştırmalarıma göre bu hastalığın en büyük tedavisi bire bir konuşmalar ve bunu sağlayanda Psikologlar oluyor.
Bu durumdan sonra psikiyatri bölümüne gittim ve ilaç kullanmaya başladım. İlk başta düşük dozda ilaçlardı ama daha sonradan durum ciddileşti. Ben ciddileştim. Artık sinir krizleri geçiriyro ve etrafa zarar veriyordum. bir kaç kez saçımı sıfıra kendim kazımıştım. Bunu sırf sinirimi atmak için yapıyordum. Bunu doktoruma anlattığımda bana iğne vermeye başladı. Evet iğne ilk iki ay işe yaradı ama daha sonradan daha kötü başa döndük. Ondan sonra beni yatırmayı teklif etti ama ben kabul etmedim. Artık kendime gelmeliydim ve bir çözüm yolu aradım. Bunuda bazı sözlerde buldum. Örneğin ''Gübre koyma kötü otların köküne, büyürler.'' sözü beni oldukça rahatlatıyordu. Burada daha fazla takıntılarıma ritüeller ile gitmemem gerektiğini anlıyor ve bende bunu bırakıyordum. Bir vakitten sonra rahatlamaya başladım anladım ki bu iş ilaçla değil tamamen zihnimle alakalıydı. Bu yüzden daha fazla tedavi için araştırma yaptım ve youtube üzerinden terapi videoları izledim. O günden sonra aklıma tüm kötü düşüncelerin gelmesine izin verdim. Bir vakitten sonra o kötü düşünceler aklımdan gitti. Şimdi bunu bir örnek ile açıklamama izin verin. Eğer bir arkadaşınız sizinle durmadan konuşmaya çalışıyor ama onu takmazsanız ne olur? Oradan uzaklaşır. Takıntıda öyle bir şey işte. Yüz vermezseniz vucudunuzda beyninizde barınamıyor.
VE son olarak terapi defteri tuttum. Hergün düşüncelerimi bu deftere yazdım. Ve bir vakitten sonra aklımdan tamamen çıkaverdiler. Şuan iyileştimmi? hayır ama eskisine göre çok daha iyiyim. Bu yöntemleri hepinize tavsiye ederim. Özellikle terapi defteri çok işe yarıyor. Hergün düşüncelerinizi yazıyor ve ertesi gün kontrol ediyorsunuz. Ben azalma çok fazla gördüm. Ve şunu unutmayın her şey bir başlangıçla başlar. Umarım hepiniz yenersiniz, teşekkür ederim.
Okuyan arkadaşlara umarım bir şeyler kazandırabilirim. Bir ricam olacak kanalıma bakarsanız sevinirim. Bu yazıyı oradan da paylaşacağım.